osmanlı döneminde harem hayatı

evet beyler geldim 2 dk ya yazmaya başlıyorum.

yazcaksan yaz amk okuyoduk.

biz asıl konumuz olan şu Abdülhamid han’ ın dünyayı yerinden oynatma çalışmalarına geri dönelim. Malumunuz O dönemler osmanlının en karışık olduğu seneler. Devlet gelişen çağa ayak uyduramaz hale gelmiş. Dış devletlerin baskısı artık hissedilir boyutta. Halk rahatsız, hanedan üyeleri panikte. Abdülhamitin aklında çılgın bir proje var ama kimseye açamaz durumda. Sadece özel bölgeye gönderdiği alimler ve o sıralar sürgünde olan mithat paşa var. şimdi diyebilirsiniz ‘’ mithat paşa Avrupaya sürülmedi mi? ‘’ sürülmedi işte beyler, asli görevi bu bölgedeki faaliyetlerle ilgilenmekti.

reserved

Hikayenin bu kısmında sizlere Abdülhamid handan bahsetmek istiyorum beyler. Öncelikle kendisi çok zeki bir insan. Hitabet yeteneği mükemmel derecede gelişmiş. Kendinden emin sözleri olan ve biraz da yanlış zamanda doğmanın mağduriyetini yaşamış bir insan. Fen bilimlerine olan ilgisi yüksek boyutta . Manevi hislerini de geliştirmiş bir insan. inancı sağlam bir kişi. Tam bir osmanlı anlayacağınız. özel zevkleri arasında, tiyatro ve opera var. yeniliğe ve gelişime açık. Ama biraz evhamlı. Bu yüzden bu kriz yönetiminde başarılı olmadığı söyleniyor. Eğer onun gerçekleştirmek istediği projeler osmanlının yükseliş devrine denk gelseydi ki bu yeni bir yazı konusu olur, işte o zaman türkler dünyadaki tek güç olurlardı.

Şimdi gelelim olayların arka yüzüne, bilinmeyen kısmına beyler. O gün o yaylada tam 326 çadır kurulmuş. Aslında ilk olarak hedeflenen dünyanın en büyük bilim şehrini kurmakmış. Fakat daha sonra avrupadaki bazı gizli lobilerin de baskısıyla bunu dış dünyaya 250 çadırdan oluşan bir çiftlik olarak tanıtmışlar . aslında Bu çadırlara anadolunun çeşitli bölgelerinden gençler getirilip, tıp, matematik, tarih, fizik, biyoloji ve envai çeşit bilim dalında hızlandırılmış eğitimler almış. Yani türkler esasında kurtuluş savaşı hazırlıklarına çok erkenden başlamışlar. Nitekim buralarda eğitilen gençlerin hepsi bu mücadelede yer almış onurlu bir şekilde hayata gözlerini yummuşlardır.

reserved anlat lan

reserved

işte o çadırlardan birinde istanbuldan, Fatima hatun da zütürülüyor. Fatima hatun’ un ihtisas alanı edebiyat. Saraya kabul edilmesinin bir nedeni de Abdülhamid’ in edebiyata olan aşkı... Zaten dini eğitimi üst seviyede bir insan olan Fatima hatun, edebiyatla içerisindeki okuma aşkını ikiye katlamış vaziyette. Abdülhamidte bu eğitim alanına her uğradığında, Fatima hatun’ u mutlaka ziyaret etmiş, onunla beraber okumalar ve uzun edebi sohbetler yapmıştır.

yürü be aslanım

reserved ilgi alanım. murat bardakçının osmanlı sex kitabından daha çok bilirim

reserved

Şöyle ki Fatima hatun haremden çıkma bir hatun. Sarayda iken abdülhamid’ in onun güzelliğini fark edememiş olduğu söylenir. Ancak bu durum enstitü’ ye girdiği vakit tam tersi bir hal almıştır. Belli bir süre, abdülhamid’ in sürekli olarak istanbuldan Erzuruma seyehat ettiği gözlenir. anlayacağınız Abdülhamid, fatimaya abayı yakmıştır. Abdülhamid’ in bu ziyaretleri saray çevresinden tepkiler almaya başlayınca, bir süreliğine gezilerini sonlandırmak zorunda kalmıştır. Bilmeyen bir kaç ergen; ‘’ ulan yarram adam padişah, istediği yere gider, kendisine tepki gösterenlerin de kafasını vurdurur’’ diyebilir ancak durum öyle değil beyler. Abdulhamid taht’ a oturduğunda devlet tarihi boyunca görmediği kadar saçma 2 padişah gördü bunlardan birisi, Amcası abdülaziz diğeri ise ruhsal bir hastalık geçiren ağabeyi v. murat. Yani başta şehzadeler olmak üzre, osmanlı yönetimindeki çoğu kişi yerini kapabilmek için onun en ufak bir hatasını gözlüyorlardı.

reserved

reserve

Bir süreç var ki Abdülhamid Han tüm devlet işlerini bırakıp bu bilimsel faaliyetlerin raporlarıyla ilgileniyor. Bir gün kendisine gelen bir mektupta ; ‘ acil olarak enstitü’ ye gelmesi gerektiğini, buradaki çalışmalarda beklendiğinden daha fazla yol kat edildiği’ iletilse de Abdülhamid’ in o şartlarda bir seyehate hele hele Erzurum’ a yapılacak bir seyehate çıkması kurtuluş savaşının kaybedilmesine bile sebep olabilirdi. Çünkü buralarda yetiştirilen gemici cengaverler, kurtuluş savaşının tek deniz çatışmasında rol alan gemisi ‘’ gazi alemdar gemisi’’ ni kaçıracaklar ve kurtuluş savaşı sırasında bir çok kez bu gemi ile karadenizden cephane ve erzak taşıyacaklardır.

herkes tarihçi profesör zaten amk. gibimin profu.

reserved

bugünlük bu kadar yeter binler. kafamda bir sürü olay var bunları derleyip toparlayamıyorum yarın bir aksilik olmaz ise bu saatlerde yazarım, kendinize iyi bakın .

devam et