/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 14.
    +2
    Up up up
    ···
  2. 13.
    +2
    Bu başlık trendi hakediyordu up up
    ···
  3. 12.
    +1
    Sadece osmanlı değil. Tüm dünya kültürel olarak yozlaşıyor. O yüzden insanlık aslında modern çağlarda kölelik dönemine geri döndüğünü düşünüyorum.
    ···
  4. 11.
    0
    en önemlisi hoşgörülü ve milliyetçi olmak
    ···
  5. 10.
    +1
    bir gün yeniden bu kültüre kavuşmak niyetiyle
    ···
  6. 9.
    +1
    kahve ve su olayı büyüklerimizde hala geçerlidir
    ···
    1. 1.
      0
      Evet Kardeşim Bu Geleneğimizi Hala Yaşatan Kişiler Azda Olsa Var
      ···
  7. 8.
    +3
    helalin var güzel genel kültür alımı oldu
    ···
    1. 1.
      +1
      Saol Kardeşim
      ···
  8. 7.
    -1
    http://2.bp.blogspot.com/...-da-oglancilik_542263.jpg
    ···
  9. 6.
    0
    ne alaka kardeşim bu osmanlı geleneği değil Anadolu geleneğidir bu gelenek kayboldu ama bazıları hala var
    ···
  10. 5.
    +6
    Entry profil resmi uyumu.
    Çok iyi panpa şukuluyorum.
    ···
    1. 1.
      +3
      Saol Kardeşim
      ···
  11. 4.
    +4
    Karı gibmekten başka bi işe yaramayan nesilden büyük şeyler bekliyorsun
    ···
  12. 3.
    +5
    Adamsın
    ···
  13. 2.
    +5
    Rezerved
    ···
  14. 1.
    +15 -1
    Evet Beyler Size Osmanlıda Günlük Yaşamımızda Örnek Almamız Gereken Bazı Davranışları Listeleyeceğim

    1) Eğer bir evin camında sarı çiçek varsa benim evimde hasta var, ey satıcılar veya sokaktan geçenler sakın yüksek sesle bağırıp rahatsız etmeyesiniz demekti. Eğer bir evin camında kırmızı çiçek varsa bu evde evlilik çağında bir kız vardır. Sokaktan geçen gençler konuşmalarınıza dikkat edin ölçüsüz laflar kullanarak bu hanımefendiyi mahcup etmeyesiniz anldıbına geliyordu.

    2) Eve bir misafir geldiği zaman kahvenin yanında su ikram edilirdi. Misafir aç ise suyu, tok ise kahveyi alırdı. Eğer suyu almışsa ev sahibi bunu çok ince bir üslupla anlar, hemen sofrayı kurar ve misafirin karnını doyururdu.

    3) Osmanlıda şehirler kurulurken, nasıl ki bir suya taş attığınızda halkalar merkezden başlayarak yayılır. Aynı şekilde önce bir mabet yapılır ardından da halka halka evler ve işyerleri inşa edilirdi.

    4) Hayat geçiciydi ve yüzyıllar boyu bu evlere sahip olamazlardı. Evlerin duvarlarına 'Ya Malikul Mülk'yazarlardı, ‘Ey Allah'ım bütün mülk senindir. Ben kapının bir kölesiyim, her şey senden benim aslında hiç bir şeyim yok’ manasına gelirdi.

    5) Kapı tokmağında 'Ya Fettah'yazılıydı. Bu bütün kapalı kapıları açan ve sıkıntıları gideren anldıbına geliyordu. Akşam eve sıkıntılı gelen bir baba kapıda bu yazıyı okuyunca belki de biraz rahatlıyor ve sıkıntıları giderilebiliyordu. Şimdi birçok işyeri kapısında ‘itiniz’ yazıyor bu da medeniyette geldiğimiz son noktayı gösteriyor.

    6)Osmanlı Döneminde edeplerindeki inceliklerden ötürü “ışığı yak” demezlerdi. Çünkü yakmak olumsuz bir kelime olduğu için onun yerine “ışığı uyandır” denilirdi.

    7) Eskiden eve misafir geldiği zaman ev sahibi onların ayakkabılarının burunlarını dışarıya doğru değil de içeriye doğru baktırırdı. Böyle yapmakla “biz sizin misafirliğinizden çok hoşnut kaldık, evimizi yeniden şereflendirmenizi bekleriz” demek isterlerdi.

    8) Kapı tokmakları çift halkadan müteşekkildi. Bunlardan, aslan başı motifli ve büyük olanı kalın, çiçek motifli ve küçük olanı da ince ses çıkartırdı. Eğer eve bir erkek misafir gelmiş ise, kalın sesli tokmağı tıklatır, içerdeki ev sahibi gelenin beyefendi olduğunu anlar, kapıyı evin beyi açar, bey yoksa mahremiyete uygun olarak kapı açılırdı. ince sesli tokmağın sesi duyulmuş ise, gelenin bir hanım olduğu anlaşılır, kapıyı evin hanımı açardı.

    9) Osmanlı kültüründe bir incelik örneği olarak, çarşıya inerken veya eve dönerken, büyüklere hürmet sadedinde bir yaşlı zatın yanından geçip gidilmezdi, ancak onun “Geç oğlum ben yavaş yürüyorum .” deyip müsaade etmesinden sonra gidilirdi.

    10) Osmanlı insanları, kurduğu vakıflarla sadece insanları değil, hayvanları da düşünmüştür. Kuşlar için kurulan vakıflar özel izlenimler sonucunda oluşturulmuştur. Uçuş rotalarında yaralanıp düşmeleri halinde onların tedavisini yaparak sürüsüne yetiştirmek üzere çalışmalar yapan Göçmen Kuşlar Vakfı, kışın kar ve buzdan yerlerde yiyecek bulamayan kuşların ölmemesi için buz ve kar üzerine yiyecek bırakan Darı Vakfı gibi vakıflar kurulmuştur.

    11) Evde çocuklar dahil kimse ayakta yemek yemezdi, önce eller yıkanır, sofraya birlikte oturulur, evin en büyüğü başlamadan yemeğe kimse başlamazdı. Büyükanne veya büyükbaba yemeğe başlarken herkesin hatırlaması için besmeleyi yüksek sesle çeker, sofradan kalkılırken “hayırların fethi, şerlerin def’i için Fâtiha Suresi okunurdu.

    12) Osmanlı medeniyeti kelimeler üzerine bina edilmemiş, güzellikler, hayatın bütün safhalarına işlenmiş ve yaşanmıştır. Eskiden ramazan bayramında bütün dükkanların kapanması da bu duruma güzel örneklerden birisidir.
    Tümünü Göster
    ···