1. 169.
    -2
    tek kelime ile adam gibi adamdır! bölücülere ve atatürk düşmanlarına verdiği kapak gibi ayarların hastasıyız! o kadar çok isterim ki başa gelmesini ama bu zihniyetle pek mümkün değildir. ileride yerine geçebilecek adam bulunur mu bilinmez... türkiye'de başa askeri bilgisi olan bir adamın geçmesi görüşümün sonuna kadar arkasında durmamı sağlayan adamdır ayrıca. son yıllarda türkiyede hayran olduğum tek parti genel başkanıydı.
    ···
  2. 168.
    +1
    gelmis gecmis en buyuk liderlerden saygı duyulması gereken efsane komutan saygım sonsuz olumune destek
    ···
  3. 167.
    +1
    ccc osman paşa ccc
    ···
  4. 166.
    +3 -2
    çok kararlı ve davasına sonuna kadar sadık. hem bu vatanın evladı, hem de kimsenin söyleyemediklerini yüksek sesle haykırabilen insan.
    faşist değil vatanseverdir ve tam bir başbakan duruşuna sahiptir.
    ···
  5. 165.
    +4 -1
    bu ülkede oy verilecek tek insan.
    ···
  6. 164.
    +1
    Yola Titrek ve Ürkek Adımlarla Çıkılmaz

    Tam bir siyasi irade ortaya konulursa, istihbarat adam gibi çalıştırılırsa ve eşkıyaya uygun örgütlenmeyle mücadeleye girilirse, devletin terörü yok etmesi bir yılı almaz.

    Efsane komutan Pamukoğlu, terörün üzerine kararlılıkla gidilmesi gerektiğini söyledi.

    Bir zamanlar PKK'yı dize getiren efsane komutan Osman Pamukoğlu, terörle mücadelenin püf noktalarını anlatırken, "Bölgedeki PKK grupları oralarda her şeye hakim ve üstün durumdalar. Biz onları bulacağımıza onlar bizi buluyor" dedi. Pamukoğlu ile söyleşimize kaldığımız yerden devam ettik.

    Silvan'da 13 şehit verdiğimiz son olayda, gerçekten de bir istihbarat, komuta, inisiyatif ve personel eğitimi zaafı var mı? Siz hep, askerlerinize "toprak biti gibi olacaksınız, varlığınız bilinecek ama sizi kimse göremeyecek" diyordunuz. Buna ordumuzda pek uyulmadığı gibi bir kanı ve algı oluşuyor, ne dersiniz?

    Tam bir istihbarat garabeti

    Silvan bir sonuç... Ötesine bakmak lazım. Silvan'da söylendiğine göre eylemi yapan grup 40-50 kişiden oluşuyor. Bu konuda sayı pek önemli olmamakla beraber, 20-30 kişi arasındaki bir askeri time özellikle de gündüz yapıldığı için 40-50 kişiyle saldırılması doğru gibi geliyor. Daha az sayıda olsalardı biliyorum buna cesaret edemezlerdi. Baskına uğrayan tim ve diğer timler ile baskından önce ayrı ayrı olsalar bile, baskın yeri ve saatinde bir noktada birleşen 40-50 PKK'lı da aynı bölgede. Bizim timin peşinde oldukları onları adım adım takip ettikleri belli. Gündüz gözüyle rahatlıkla kaçabileceklerine bile o derecede güvenliler. Bu şunu gösteriyor: Bölgedeki PKK grupları oralarda her şeye hakim ve üstün durumdalar. Burası Kuzey Irak'taki kamplar değil ki, daha güneydeki Irak topraklarına çekilsinler. Bu gruplar Nisan, Mayıs, Haziran aylarında da oralardaydılar. Başka türlü bölgeye bu derece hakim olamazlardı. Hangi taraftan bakarsanız bakın tam bir istihbarat garabeti. Biz onları bulacağımıza onlar bizi buluyor. PKK'nın elinde güçlü telsizler dışında teknoloji olarak klagib eski Sovyet üretimi silahlar var. Başka bir şey de yok. Bizde de olmayan yok. Peki ya sonuç?..

    Genelde insanlarda yanlış bir kanı var: "Bu kadar yıllık tecrübe var." Bu laf skolastik mantığa uyan beş para etmez bir söz. Tecrübe, aynı şeyi yaşamış olsalar bile (ki herkes aynı yoğunlukta yaşamadı) onu yaşayan insanların kişilik ve zeka , düzeyleri kadardır.

    Terörle mücadele ile teröristle mücadele arasında elbette fark var. Siz hep "coğrafya ve doğa teröristle mücadelede birçok kuralı zaten belirtiyor, onlar dün nerede yuvalanmışlarsa, gene orada olmak zorundalar. Mesele oraya gidebilmekte, giderseniz, o irade ve yürek varsa siz de, gider ve alırsınız" mealinde yaklaşımlar sergiliyorsunuz. Bu irade bugün yok mu? Özellikle şunu sormak istiyorum: Barzani'nin dediğini mi yapıyorlar şimdi başımızda bulunanlar? Yani "Kuzey Irak'a girmeyin, burası bizim topraklarımız, burada ne olursa olsun, sizi ilgilendirmez, terörist burada yuvalanmış olsa da sonuçta eylemi sizin topraklarınızda yapıyor, siz mücadeleyi orada yapın ve bu işi bitirebilirseniz orada bitirin." Barzani'nin arkasındaki gücün durumunu da belirterek cevap verirseniz çok memnun olurum.

    Her şey var, yapacak adam yok

    Bilerek ve bilmeyerek bazı kişiler "bu iş silahla çözülemez, başka seçenekler geliştirmek lazım" gibi sözler ediyorlar. Eğer işbirlikçi değillerse bu kişiler gerçekten bu mesele bağlamında sığ ve yavan beyine sahipler. Şu basit şeyi anlayıp kavrayamamakta ısrar ediyorlar. PKK siyasi bir örgüt. Bunun amacı derece derece Türkiye'den toprak kopararak burada bir devlet kurmak. Ama Türkiye'nin diğer bölgelerindeki nimetlerden de uzak kalmamak. Peki neye güveniyor? Anadolu ve Kuzey Irak'taki 5000 kişilik siyasi kadrolarına. Ne zaman ki siyasi taleplerini parça parça ileri sürdüğünde baktı ki olmuyor, hemen savaş ve şiddet tehdidine başlamıyor mu? Bu ne demek! Her şeyde tek dayanağı bu güç. Dağdakilerin varlığı onun en büyük yeteneği. Bölge insanını da bunlarla tehdit ve şantaj halinde tutuyor.

    Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu gücü yok etmesi bir yılı almaz. Yeter ki tam bir siyasi irade ortaya konsun. istihbarat adam gibi çalıştırılsın ve eşkıyaya uygun örgütlenmeyle mücadeleye girilsin. Bir şey ekgib ya da noksan olur da hadi yapamadık dersiniz. insan para, silah, araç her şey var ama yapacak adam yok. insan kayıplarımız Kurtuluş Savaşı'ndaki kayıplardan fazla.(Kurtuluş Savaşı kayıplarımız 10 bin 500 şehittir.)

    Kandil'de masa kuruyorlar

    Dediğiniz gibi adamlar Kandil'de masalar kurup yiyecekler ikram ederek basın toplantıları düzenliyorlar. Bu gazeteciler aracılığıyla doğrudan veya dolaylı silahlı ve siyasi eylemler ileri sürerek kabadayılık yapıyorlar ve herkes de bakıyor. Barzani'nin toprağıymış, gidilemezmiş... Bu kamplara nasıl gidilmeli, kaçına gidilmeli, neyle gidilmeli orası da ayrı konular. Şubat 2008'de en yakın kamp olan Çukurca altındaki Zap (Shive) Kampına gidip de bir sürü saçma sapan beyanattan sonra ABD'nin üçüncü günkü talimatından sonra kaçarcasına geri çekilmek tam bir fiyaskodur. Şimdi gazeteciler soruyor o günkü genel kurmay başkanına: " Niye böyle acele ve ters yüz olup geri çekildik?" Cevap, ceddine rahmet okutacak düzeyde: "Çekilme çok zor bir iştir, bizi takip ederler, en çok zayiat o zaman verilir, onun için hızla döndük." Tanrım sen aklımızı muhafaza eyle. Hani o kamp yerle bir edilmişti, hani hepsi ya öldürülmüş ya da Kuzey Irak içlerine kaçmıştı? Şubat soğuğu ve derin karda mekap ayakkabılı PKK'lılar bizi takip edemeyeceklerine, üstelik sizin ifadenize göre hepsi yok edilmiş ve derinliklere kaçmış olduğuna göre, sizin peşinize Yecüc- Mecücler mi takılacaklar?

    Artık "Bitirin şu PKK terörünü, temizleyin şu dağları" denmiyor. "Silahla çözüm olmaz, analar ağlamasın, bitirin artık şu terörü" deniyor. Halkın mücadele azmi böylece, PKK'nın orada üstün ve belirleyici güç olduğu algısı yerleştirilerek kırıldı mı artık? Bu ağız ve söylemle mücadele olur mu? Olursa nasıl olur? O bölgede görev yapan TSK mensuplarının moral ve motivasyonlarını etkiler mi, etkiliyor mu?

    Kendilerini asker gibi hissetmeliler

    Bu bilerek yürütülen planlı bir pgibolojik hareket. Bilinç geliştirmek suretiyle Türk milletinin "Yeter artık, ne istiyorlarsa verilsin, bırakın mücadeleyi, verin kurtulun" denilecek noktaya getirmeyi amaçlıyorlar. Tabii bu sadece milleti değil mücadelede görev alan asker, polis tüm insanlarımızı da olumsuz etkiler. Biliyorsunuz, insan pgibolojik bir varlıktır.

    Bugünkü yasal mevzuatta, Türk Silahlı Kuvvetleri insan hakları ihlallerine yol açmadan terörle etkili mücadele yapabilirler mi? Sözgelimi, her operasyondan önce vali ve kaymakamdan yazılı onay almak nasıl bir etki yapar? Olağanüstü hal ya da sıkıyönetim gerekiyor mu? Terörist cesetleri bile artık o bölgede törenlerle defnedilir oldu, bu durum nasıl bir zaaf oluşturur?

    Benim önerdiğim "Eşkıya Takip Kuvveti" kendi yasası dışında yeni bir yasa istemez. Olağanüstü hal ve sıkıyönetim dünyada demokrasinin öncüleri olan devletlerin anayasalarında da var. Şartlar daha da ağırlaşır ve vahim bir hal alırsa ki bugün öyle görünüyor bu tedbirleri istemeseler de almaya mecbur kalacaklar.

    Basında çıktı, Başbakan, Genelkurmay Başkanını çağırıyor ve "Bizim PKK'yı kısa zamanda bitirebilecek gücümüz var mı? Buna evet diyebilir misiniz?" diye soruyor, o da "Hayır" diyor. Bunun üzerine "Kürt açılımı" nın düğmesine basılıyor. Bir Genelkurmay Başkanı nasıl böyle konuşur, bu doğru mu sizce? Komutanın savaş yüzü olmalı

    Gerçekten söylendiyse ve bu söz doğruysa (Hayret, incir çekirdeğini doldurmayan sözlere bile balıklama dalan kişi ve kurumlardan en ufak bir tepki gelmiyor bu vahim ve kepazelik söze) o zat kimse, milletçe suratına tükürmek bile ona verilecek en basit ceza olur. Cazim Bey, bu meselede bizim durumumuz, biraz Ömer Hayyam'ın o dörtlüğüne benzedi:

    "Ben gençliğimden beri her zaman
    Çok şey dinledim hekimden, evliyadan;
    Hangi konuda olursa olsun
    Çıktım hep girdiğim kapıdan"

    Hükümetin teröristlerle mücadele konusunda kafası hala karışık mı? Hükümetin ABD ile istihbarat paylaşımı ve teröristle mücadelede işbirliği söyleminin ardında ne var? Son aylarda "çuvalcı general" başta olmak üzere çok sayıda (bunların içinde CIA başkanları da var) üst düzey ABD yetkilisi gelip, bizim yetkililerce günlerce konuşuyorlar ve biz her geçen dize gelmiş bir pozisyona düşüyoruz. ABD'nin onayı olmadan bir şey yapılamayacağına askerlerde mi inanıyor artık?

    Ben kimsenin bir şey bilmediğini sanmıyorum. Hala anlamadılarsa şaşarım. ABD'ye söylenecek tek söz var, Diyojen'in o ünlü sözü: "Gölge etme başka ihsan istemem". Hükümet ve ordu bu cesareti gösterebilsin yeter.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 163.
    0
    cccosmanpamukoğluccc
    ···
  8. 162.
    0
    ccc osman paşa ccc
    ···
  9. 161.
    -1
    @171 ve @172 onu kim okuyacak la gibtirin eksiye gidin
    ···
  10. 160.
    +1
    insanoğlunun zayıf tarafı
    Ama bunun için Nugeyan Giap’ı, Alberto Bayo’yu, Carlos Marigella’yı, Mao Zedung’u , Fidel Castro’yu, Ernesto Che Guevara’yı, Şamil’i ve Hacı Murat’ı tanımak , kır ve şehir gerillasını, Makedon ve Kafkas dağlarını, Apenin Dağları’nda kurt ulumasını, Kongo ve Bolivya’nın ölüm ormanlarını, koskoca yılanı yok eden karıncaları, şeytan adamları, hayalet düşmanı, okuyup öğrenmek ve uygulayabilme derecesine ulaşmak gerekiyordu. Olmadı...
    Cazim Bey, savaş sanatı uçsuz bucaksız bir alandır. beş bin yıllık yazılı insanlık tarihinin sadece iki yüz otuz altı yılı kesintisiz barış içerisinde geçmiştir. O nedenle, dediğiniz gibi iddialar ortaya atmak, yorumlar yapmak, kendini bilmek ve haddini bilmek ile ilgilidir. insanoğlunun en zayıf taraflarından biri de, az, hatta hiç bilmediği konularda daha fazla konuşmak isteğidir. Üstelik de savaş sanatı ve mesleği gibi liderine, coğrafyasına, milletin kültürüne, verilen eğitime, hasmın strateteji ve taktiklerine bağlı olarak zaman ve mekana karşı farklı kararların alınmasını gerektiren bir saha ise... Mevcut ordu yapısının bu mücadeleye uygun olmadığını geçen otuz yıla kadar süre gösterdi. Uzun süre silah altında tutalım ve maaş ödeyelim yani ordunun bir bölümü profesyonel olsun çalışması da bir çözüm olamaz, olmadığı da zaten ortada.

    YARIN: Asker de general de genç olacak
    ···
  11. 159.
    +2
    adam tam bir bilgin ve büyük bir entelektüel. bu saydığı isimlerin onda birini mevcut siyasiler saysın zütümü gibtiririm:

    Mevcut ordu yapısı PKK ile mücadeleye uygun değil

    Efsane komutan Osman Pamukoğlu terörün yok edilmesi için nelerin yapılması gerektiğini YENiÇAĞ’a anlattı.
    DiZi YAZI: Cazim Gürbüz
    Mevcut ordu yapısı PKK ile mücadeleye uygun değil
    Efsane komutan, terörü yok etmek için nelerin yapılması gerektiğini YENiÇAĞ’a anlattı.
    Osman Pamukoğlu, “Geçen 30 yıllık süre, TSK’nın mevcut yapısıyla terörün bitirilemeyeceğini gösterdi. Ordunun bir bölümü profesyonel olsun çalışması da asla çözüm olamaz” dedi.
    Kandil’in kan’ını ve dil’ini manşetlere taşımayı gazetecilik sayan dönekler konuşuyorlar her gün... Gün onların... Ekranlara demirbaş olarak kaydedildiler AB ve ABD’nin azman uzmanları... PKK’nın imralı postaları, liberal hastaları, yardımcı kuruluşları, sivil uzantıları, silah korkusuyla seçilmişleri, Erzurum deyimiyle “eltisinin görümceleri” ahkâm kesiyorlar tehditvari, şımarıkça, çokbilmişçe... Bağırtlak karı-koca, Sabahçı Sazan ile Akşamcı Zırlayan, söz onlarda bitiyor artık. Velinimetleri AKP’den en kocaman “effferim” i, almak uğruna, boğaz patlatıyorlar, yırtıyorlar, yırtınıyorlar... Hayatında hiç Güney Doğu’ya gitmeyenler, ana muhalefetin 26 yaşındaki terör uzmanı oluveriyorlar bir anda...
    Yani... “Bilen de konuşuyor, bilmeyen de” sözü bile hükmünü yitirdi. Bilen değil, sisteme yanaşıp işini bilenler, bir de onlara garnitür olanlar konuşuyorlar.
    Yalnızca Yeniçağ yer vermiyor bu haşarata, bu herif-i naşeriflere. Bilenlere, bu yurdun kıymetini bilenlere yer veriyor.
    Bu “bilenlerin” en bilgelerinden biriyle, Sayın Osman Pamukoğlu’yla söyleştik...
    O Pamukoğlu ki, Güney Doğu’daki efsaneleşen mücadelesini anlattığı kitabı “Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok” tam 500 bin adet sattı, çoksatar dizelgesinin başında kaldı aylarca. Hâlâ da basılıyor, satılıyor, okunuyor... O kitapta yalnızca anlatı yok, hikmet var, felsefe var, özdeyiş var, tarih dersi var. Nasıl mı? işte böyle:
    “Klagib muharebe akılla yürütülebilir. Gayri nizami harpte akıl yetmez, çok zeki olmak gerekir. Konvansiyonel çatışmada zebaniyle karşılaşabilirsiniz, gayri nizami savaşta karşınızda şeytan bulunacaktır.”
    “Bilinmezlik yeryüzündeki tüm canlıları rahatsız eder. Gayrinizami harbin de temel kurallarından biridir.”
    “Türk askeri sabır ve tahammülü dolayısıyla dünyanın en dayanıklı askeridir.”
    “Bugüne kadar tüm savaşlarda, sadece ve sadece anneler kaybetmiştir. Başka hiç kimseye bir şey olmamıştır. Hiçbir sonuç, annenin mezara kadar devam edecek olan yüreğindeki ateşe derman olmaz.”
    “Tanrı’dan ve tarihten saklanacak bir şey yoktur.”
    “Tarihteki eski şampiyonluklar yeni kupa getirmez.”
    “Siz ülkenin şerefini koruyun. O sizin geleceğinizi korur.”
    “General kesinlikle şüphe, hayal kırıklığı ve bitkinlik duymamalıdır.”
    Kara Tohum’a gelince: 10 Ocak 2006 tarihli Yeniçağ’da şunları yazmışım köşemde:
    “Kara Tohum, bir ilgilendirme, bilgilendirme ve güncel çözüm kitabı. Osman Paşa, savaşın felsefesini, insan, tarih ve doğa esaslarına göre yaptıktan sonra, sözü günümüz savaşlarına getirerek gayri nizami harbin yeni ve özel versiyonu olan ve adını kendisinin koyduğu Asya Tip Savaş’a çekiyor dikkatleri.
    (... ) Peter Üstinov’un ” Büyük ülkelerin terörüne savaş, küçük ülkelerin savaşına terör denir’sözünü hatırlattıktan sonra Pamukoğlu Paşa, ’Savaşı demir ağırlıklı, ruhu ikinci sırada sananlar için çok zor bir mücadele olacaktır’diyor.
    Dünya gerillacılık tarihini ayrıntısıyla inceleyip bunlara kendi özel ve özgün deneyimlerini de katarak, dünyaya gerillacılık dersi verecek bir engin bilgi birikimine malik olmuş Osman Paşa. Bunları Türk çocuklarıyla paylaşıyor bir karşılık beklemeden. Antep savunması ve bu savunmanın efsanevi önderlerini, başta Şeyh Şamil olmak üzere Kafkas Dağları’ndaki iman ve cesaret timsallerini anlattıktan sonra; “Sen istersen o bir hayal değildir’sözünün ispatı olarak, Mussolini’yi kaçırıldığı yerden kaçıran Alman Subayı Skorzeny’nin heyecanlı öyküsünü aktarıyor. Che Guavera’yı başarı ve hatalarıyla irdeliyor.
    Pgibolojik savaş ve propaganda hakkında bilmek istediğiniz ne varsa, hepsi var bu kitapta.
    Kitabın son sözü ’Savaşma seviş’ya da ’Savaşma savuş’diyenleri, şok edecek ölçüde net, sert ve mert: ’Dünyada güneşi kaldırmak ne anlama geliyorsa, sürekli barış da aynı manaya gelir. Barış bir idealdir ve insanların böyle hayallere ihtiyacı vardır.’
    Her yaştaki yiğit Harbiyeliler başta olmak üzere, Kara Tohum’u her Türk’e tavsiye ediyorum.”
    Evet... Sanırım yeter bu girizgâh... Biz sorduk Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı, bir zamanların “Efsane Komutanı” Osman Pamukoğlu yanıtladı. işte o söyleşi:
    -Paşam, son günlerde basında, ordumuzun “düzenli ordu konseptine” göre yapılandığı ve eğitim aldığı, gayrinizami harp tekniklerini bilmediği, bu işin ancak profesyonel ordu ile mümkün olabileceğine dair yazılar çıkıyor, yorumlar yapılıyor. Siz “Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok” kitabınızda, Hakkari’de göreve başlarken silah arkadaşlarınıza Carlos Marigella ve Alberto Bayo’nun gerillacılığa dair eserlerinden söz ettiğinizi yazıyorsunuz. “Kara Tohum” adlı kitabınızda da gayrinizami harbin teknikleri ve tarihsel gelişimi var. Yani işin hem teorisini öğretip, hem de pratiğini efsanevi bir başarıyla yerine getirerek PKK’yı dize getirmiş bir komutansınız. Şimdi birilerinin deyim yerindeyse yeni keşifler (!) yaparak ortaya iddialar atıp, bu türlü yorumlar yapmalarına ne diyorsunuz?

    Mücadeleye hazır değillerdi
    -Cazim Bey, Aristotales, Sokrates ve Makyavelli’den bugüne devleti ele alırsak, görünen şu ki; devlet hazine ekonomik güç ve Ordu’dur (her türlü savaşa hazır güç). Rejimleri ne olursa olsun, hiçbir zaman dilimi bunu değiştirmez. Çünkü insanların doğası değişmez. Albert Einstein’in “Dünyaya hâkim olan, ahmaklık, korkaklık ve açgözlülüktür” değerlendirmesi, insanlık tarihi ve geleceğini tanımlayan, kavga çıkarmak için her zaman bahane bulacağını en kestirmeden anlatan sözlerdir. Savaşlar bundan sonra da olanca hızıyla devam edecek, daha çok bölgesel sorunlar çıkacak, insanlar kendi hakkını daha fazla arayacak ve kaynaklarına sahip çıkma duyguları çok fazla yükselecektir. Ama artık savaşlar Batı modeli (klagib) değil, Asya savaş tarzında yapılacak, demir değil ruh ağırlıklı olacaktır.
    Coğrafi alanların doğal yapısına veya şehirleşmenin yoğunluğuna uygun olarak, kır ve şehir gerillacılığı, biri diğerine göre daha ağırlıklı olarak uygulanacaktır. Bitirilmesi zor, uzun, yıkıcı ve kemirici savaşlar geleceğin modelidir.
    Sorunuza doğrudan cevap vermeden bunları anlatmamın nedeni, işin aslı ve özü ile geleceğe de nasıl bakılması gerektiğinin bilinmesi ihtiyacındandır.
    Türk Ordusu, eğitimi, öğrenimi, savaş doktrini ve donanımı itibariyle klagib bir NATO gücü olarak organize edilmiş ve Sovyet tehdidi esas alınarak, savunma ağırlıklı savaş hazırlığı sürdürülmüştür. Tüm manevra ve tatbikatları; NATO veya milli; cepheler, hatlar, tutulmuş mevzilerin üzerine nasıl yürüneceği veya benzer düzenlerle bölgelerin nasıl savunulacağı esası üzerine çalışmalar yapmıştır. Klagib konvansiyonel, batı tipi NATO ordularının tamdıbının hayatı da buna benzer çalışmalarla geçmiştir. Bu ordular “özel kuvvetler” adı altında kural dışı savaş olan “gayrinizami harp” için de örgütlenmişlerdir ama, bu unsurlar doğaları nedeniyle küçük yapılardan öteye geçememişler. Büyük yaygın ve geniş hareketlerin karşısında umulan ve beklenen başarıyı gösterememişlerdir.
    PKK’nın 15 Ağustos 1984’te Şemdinli ve Eruh baskınlarından itibaren karşısına çıkan Jandarma ve Ordu birlikleri, konseptleri, teşkilatları ve eğitimleri itibariyle, başlayan ve sürecek olan mücadeleye hazır değillerdi. Sebebi ise, PKK yeni bir şey... Birkaç yıl içerisinde, PKK’nın faaliyetlerini yerinde izleyen biri, uyguladığı taktik ve tekniklerle kadrolarının nasıl bir eğitimden geçtiğini hemen anlayabilirdi.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 158.
    0
    seviyorum bu adamı. kapanacak demişti parti kapanmaması güzel oldu.

    @168 olsa öyle bir şey keşke.
    ···
  13. 157.
    0
    @168 olma ihtimali var fakat paşa bize sormadan yani partililerin görüşünü almadan yapmaz böyle birşeyi
    ···
  14. 156.
    0
    aldığım sağlam duyumlara göre demirel'le görüşmekteymiş kendisi.

    demirel mesclisteki 50 milletvekilinin başkanlığını yapıyormuş ve bu milletvekilleri yeni bir oluşuma gidip meclis içinde bdp modeli uygulayıp mevcudu oldukları partilerden istifa edip yeni bir parti grubuna katılamk istiyorlarmış. yalnız tek sorun lider, kafalarında belirledikleri 3 isim varmış ve bunların içlerinden biri de osman pamukoğlu'ymuş.

    ne diyim eğer doğruysa meclis çalkalanır demedi demeyin. seçime kadar istifa ettikleri partileri bombalayıp meclis dışında olan paşayı da başkan olarak seçtiklerinde çok çok rahat %10 barajını geçerler.

    belki de osman paşa bu partiyi bu yüzden kapatmadı.
    ···
  15. 155.
    +3
    bugünkü yavşak medya yüzünden adı duyulmayan ama herşeye rağmen siyasete devam karrarı alan

    vatansever bir insan.

    bu ülkeye böyle siyasetçiler lazım...
    ···
  16. 154.
    +2
    bugünde anlaşılıyoki bu adam tek başına bile olsa mecliste olması gerek
    ···
  17. 153.
    +2
    kapatılmıyor.

    Tuna nehri akmam diyor
    Etrafımı yıkmam diyor
    Şanı büyük Osman Paşa
    Plevne'den çıkmam diyor.

    Düşman Tuna'yı atladı
    Karakolları yokladı
    Osman Paşa'nın kolunda
    Beşbin top birden patladı.

    Kılıcımı vurdum taşa
    Taş yarıldı baştan başa
    Askerinle binler yaşa.
    Namı büyük Osman Paşa.
    ···
  18. 152.
    +1
    Bugun yapılan 3.olağanüstü kurultayda HEPAR Siyasete Devam Mı ? Tamam Mı ? Oylamasında Hak Ve Eşitlik Partisi Siyasal Faaliyetlerine Devam Kararı Almıştır. Kararla Birlikte Tüm HEPAR’lılar Sevinç Ve Mutluluğa Boğuldu.

    Hak Ve Eşitlik Partisi Resmi Sitesinde, Resmi Açıklama Yapıldığı Zaman Ayrıntılara Yer Vereceğiz.
    ···
  19. 151.
    +1
    sınırdışı operasyona üstlerinden dur emri geldiği halde giblemeyip operasyonu devam ettirmiş, bunların üstüne, zütelek abd nin 2 helikopteri dakkasında gibelim diyerekten havalanmış - burası çok güzel amk - helikopterlerden biri aha şincik gibtim derken diğer helikopteri vurmuştur.

    bize böyle komutanlar lazım!!!!!
    ···
  20. 150.
    +1
    partiyi kapatmıyo siyasi mücadeleye devam
    ···