1- maddi imkansızlık: terörizmi dağda yok etme argümanı kusurludur. şu yönlerden:
1.1: dağa çıkmış kitle belirli bir sayıda sabit değil. sürekli artışlar ve azalışlar olur.
1.2: dağa çıkacak potansiyel bir kitle vardır. sürekli bu grupta da artış ve azalışlar olur.
1'in sonucu: belirli bir sayıda terörist (insan) öldürmekle terör bitmez. Belirli bir zaman kişi sayısı azalır, sonrasında artışlar devam eder.
2- objektif imkansızlık: terörizmi destekleyen fikirleri (yanılgı, yanlış der Türk tarafı
*) yok edemezsiniz. sebepleri:
2.1: Bunlar genellikle pratikten (yaşam veya diğer anlamda siyasal) ve ekinden (kültür) yarattığı tepkilerden, inançlardan oluşmaktadırlar. Özellikle tamamen akıl dışı (politika biliminde irrasyonel) temelleri bulunan milliyetçilik türünden meşruluk araçlarına karşı hiç bir tartışma yapılamaz (türk tarafının ulusal mücadelesini örnek verebilirim daha rahat anlaşılır olması için
***)
2.2: Düşünceler yok edilemez, bastırıldığı zannedilir ancak zamanı bulununca elbet gün yüzüne çıkartılırlar.
Sonuç: Halk tarafından desteği yok edemez güçler. Halk desteği olduğu müddetçe örgüt yapısı yeni baştan da olsa sürekli kurulur ve kurulur.
Pamukoğluna ve sana yapıcı gelebilir öneriler fakat gel bir de karşı taraftan dinle. Pamukoğlu ve partisi HEPAR halk tabanında ve gençler arasında faşist damgası yemiş durumda. Bir de bu konunun muhatabına sor düşüncelerini: "faşist bir asker" diyerek geçiştirecektir.
Şu taraftan da anlıyorum duygularını bir programdan alıntılıyorum:
s(spiker): kürt halkının anadilinde eğitimine karşı mısınız?
p(pamukoğlu): hayır bence hiç bir mahsuru yok.
s: türkçe bilmeyenlere kürtçe tercümanı tutulmasını devlet kurumlarında gerekli görüyor musunuz?
p: evet, merdıbını anlamazsak diyalog gerçekleşmez. kesinlikle gerekli.
spiker tahmin edebileceğimiz gibi türk bir ablamız. o bunları duyduktan sonra tamam süper oldu bitti bu iş diye düşündü ve bunu da belirtti fakat sadece dil ile sonlanacak bir problem olmaktan çıktı son 10 yılda bu mesele.
Anayasa hukukunda yönetim biçimleri bilirsiniz aşırı derecede gündemi işgal etti bir dönem. Federasyon konusu masaya yatırıldı bolca. Tabi sadece bu da yok, kısmen zütümüzden kısmen gerçeğin ta kendisinden onlarca lüzumlu ve lüzumsuz yan ve ana etmenler türetebiliriz bu konuda.
Tüm bunların ardından çözüm dağı düzlemek ne yazık ki değil. Hepar'ı son dönemde ılımlılaşmış olarak izlemiştim. Eee yola çıkış amacıyla tanıyorduk biz pamukoğlunu. Keza yukarıda bahsettiğim halk kitleleri de bu şekilde tanımıştı. Her gün 3 saat gündem takibi yapılmadığına göre ve böyle dönüşümleriyle hepar mhp'ye alternatiften başka ne olabilirdi?
işte tüm bu sebeplerle yapıcı değildir dedim.