-
26.
+1Barakanın önüne geldik, asker dur dedi. Kapıya sertçe vurarak bekledi. içerideki sesin onayını bekliyordu. içeriden onay gelince kapı açıldı. Ve asker içeri girmemi söyledi. içeriye girdim. Komutan ve kadın oradaydı. Tam asker kapıyı kapatacakken komutan birşeyler söyledi, asker kılıcını çekip bana doğru geldi. Tamam demiştim. Burada savunmasız bir şekilde öldürecekler beni. En azından bana bir kılıç versinler ben de dövüşerek bir asker gibi onurlu bir şekilde öleyim düşüncesi kafamdan geçti.
-
27.
+1Ne dediğini anlamamıştım ancak iyi birşeyler olmasına o kadar ihtiyacım vardı ki hiç bu durumu pek fazla sorgulamadım. Nasıl olsa eğer işler yolunda giderse daha sonra bu durumu anlayabilme şansım ve zamanım olacağını aklımdan geçirmiştim. Kadın ve komutan birkaç dakika kendi aralarında konuştular ve kadın çıktı odadan. Komutanın karşısında ben tek başıma kalmıştım. Birkaç dakika sessizlik oldu. Komutan yüzüme bakıyor ancak hiçbirşey söylemiyordu. Birden bana doğru bakar halde yüksek bir ses ile birşeyler söyledi ve aniden kapı açıldı. Az önceki asker içeri girdi ve kolumdan tutarak beni kullanılmayan bir yığınağa zütürdü. Eski yıkık dökük bir yerdi, kapıyı açıp beni içeriye soktuktan sonra ellerimi çözdü ve ayağıma bir pranga geçirip direğe bağladı.
-
28.
+1oha dıbına koymuşsun panpa
-
29.
+1Artık zihnimdeki o sesler beni gittikçe rahatsız etmeye başlıyordu. Ayağımdaki pranga izin verdiği sürece yığınağın içerisinde dolaşıp duruyordum.
Yorulmuştum dolanmaktan. Oturdum bir köşeye ve gözlerimi kapattım. Olanları düşündüm tekrar. Ben ne yapacaktım, elbette bu durum böyle gitmeyecekti. Yapmalıydım birşeyler. Kaçmayı düşünüyordum ancak uygun bir zamanı beklemek en mantıklı fikirdi. ayrıca yanımda sağımda solumda pranganın kilidini açacak ya da zincirini kesecek hiçbir şey de yoktu. Beklemek en iyisiydi. Uygun zamanı kollamak en iyi fikirdi. Tüm bunları düşünürken uyuya kalmışım. Derken yığınağın o sert ve gıcırtılı sürgüsünün açılması ve kapının kulakları rahatsız edici bir sürtünme sesi ile açıldığını duyarak uyandım. Karşımda o kadın vardı. Kapının hemen ardında ise nöbet bekleyen asker vardı. -
30.
+1Kadın bana komutan seninle konuşmak istiyor dedi. Ne konuşacakmış benimle diye cevap verdim. Bilmiyorum dedi. Komutan araya girdi ve birşeyler söyledi. Kadın bana komutan sen neden onların arasına katıldın, o insanların arasında ne işin vardı bunca zaman diye soruyor dedi. Ben ise ne demek istiyorsun ben onlardan biriyim nasıl böyle bir düşünce içine girebilirim sizler kendi insanlarınızı terkedebilir misiniz dedim. Komutan ile kadın biraz diyaloga girdiler ve kadın bana döndü ve senin hakkında daha iyi şeyler anlattım, senin asıl kim olduğunu bilmiyor ve bu durumu ona farkettirme lütfen dedi.
-
31.
+1Kadın içeri girdi ve kapıyı aralıklı bir şekilde kalacak durumda kapattı. Tamamen kapatmamıştı.
Korkusundan mı yoksa başka bir nedenden dolayı mı bunu kestiremiyordum. Elinde yiyecek birşeyler vardı ve bana doğru yaklaştı. Her ne kadar dilimi biliyor olsa da bana biraz çekingen davranarak yaklaştı. Bunları farkettim ve kadına benden çekinmene gerek yok, dilimi biliyorsun ve burada zarar verebileceğim en son insan sensin dedim. -
32.
+1Yemeği yedikten sonra asker kolumdan tutarak beni ayağı kaldırdı. Sendelemiştim ilk başta, uzunca bir süreydi oturur vaziyette olduğum için ayaklarım, bacaklarım her yerim uyuşmuştu. Kendimi biraz toparladıktan sonra asker kollarımı arkadan bağladı ve kolumdan sıkı bir şekilde tutarak bir barakaya doğru zütürdü. Ancak bu baraka diğerlerinden daha iyi görünüyordu. Daha gösterişli ve alımlıydı, genişçe bir kapısı vardı. Bunu sabah konuştuğum o kişinin barakası olduğunu anlamıştım. Ne olacaktı diye içim içimi yiyordu.
-
33.
+1Birşeyler olmuştu. Ancak ne olduğunu bilmiyordum, kadın ile adam arasındaki konuşma bu kadar uzun sürmemeliydi. Kadın ona birşeyler anlatmıştı ancak ne? Hiç bir fikrim yoktu.
Yanıma gelen asker ellerimi çözerek yemek yememi işaret etti. Ancak eli her an kılıcındaydı. Ters bir hareketimde bana zarar vereceğinden emindim. Bunu bildiğim için aksi bir harekette bulunmadım. Çok acıkmıştım, sadece yemeği yemek ile meşgul oldum. Yemek sırasında askere
-Dilimi biliyor musun? Dilimi biliyor musun? Bana ne yapacaksınız? Sizler kimsiniz diye sorular soruyordum ancak hiç bir cevap alamıyordum. -
34.
+1Kadın yanıma yaklaştı ve şu konuşma geçti aramızda
+Merhaba. Bu köyümüzün komutanı Ve senin kim olduğunu ne olduğunu bilmek istiyor.
- Dilimi nereden biliyorsun diye sordum.
+Ben de senin gibiyim ancak anlatamam şu an bu durumu. Belki başka gün... Ancak şimdi kim olduğunu söylemelisin bana
O sırada Komutan olduğunu öğrendiğim kişi homurdanarak kadına bağırarak birşeyler söyledi. Kadın bana doğru dönerek:
+Adını ve kim olduğunu söylemelisin hemen
-Adım Ragor ve kuzeydeki köylerden biriyim. Orada yaşıyordum. Ancak bir gün yine köyde çalışırken bunlar geldi ve köyümüzü, çocuklarımızı, bebeklerimizi, kadınlarımızı herşeyi kılıçtan geçirdi.
Kadın adama dönerek birşeyler anlattı konuşmaları biraz uzun sürdü. Komutan olan kişi bana bakarak kafa salladı ve arkasını dönüp gitti. Daha sonra öğlen vaktine kadar hiç kimse yanıma bile gelmedi. Öğlen vakti geldiğinde yanıma bir asker geldi elinde bir kapta sıcak birşeyler ve yanında biraz kuru ekmek parçası getirdi. -
35.
+1@70 hocam bunu ilk kez görüyorum emin olabilirsin, ama bunu yer imlerine ekliyorum sonra bakacağım tamamen tüm içeriğe.
-
36.
+1Herşey yerle bir olmuştu. Daha sonra o asker geldi. Beni sakladığı yerden çıkardı ve yanına aldı. Sonrasını hatırlamadığım bir şekilde bu köye getirmişti. Köye geldiğimizde beni hemen evine bıraktı. Akşam geri geldiğinde karısına birşeyler anlatıyordu. Karısı ise başka bir şekilde bağırarak çağırarak cevap veriyordu. Aradan biraz zaman geçince ikisi de geldiler ve yanıma oturdular. Bana anlatmaya başladı dilini. Masayı işaret ederek kendi dilindeki ismini söyledi. Oturağı işaret ederek kendi dilindeki ismini söyledi ve bu böyle günlerce aylarca devam etti. Derken dillerini anlayabilecek ve konuşabilecek seviyede olduğumu anladıkları gün beni karşılarına alıp anlatmaya başladı adam.
-
37.
+1Dilini hiçbir şekilde konuşmayacaksın. ismini cismini geldiğin yeri asla hatırlamayacaksın gibisinden direktifler veriyordu. Ben ise küçük bir kız çocuğunun mantığı ile tüm hepsine evet tamam cevaplarını vermiştim. ve böyle yaşamaya başladım. Daha sonraki birkaç yıl içerisinde bu adamın benim yaşlarımda bir kız çocuğu olduğunu ve hastalıktan dolayı öldüğünü anladım. Çok seviyormuş kendisini ve üzüntüsüne belki biraz engel olur diye beni kız çocuğu olarak sahiplenmeye karar vermiş. Zaman böyle akıp geçti, burada yaşamaya başladım. Ama hiçbir zaman kendi aslımı unutmadım. Ancak şimdiki ailem ise bana hiç bir şekilde geçmişimi hatırlatmadı ve sanki buralıymışım onlardanmışım gibi davrandılar bana. Belkide unutmuşlardı aslımı.
-
38.
+1Eğer ki yine aynı sorun ile karşılaşırsam doktor ve hemşireler bana bu gün yardım edecekler ve belki de beni sakinleştiriciler ile uyku iğneleri ile uyutacaklarını söyledi. Pekala dedim. Saate baktım saat sabaha karşı 03:06'yı gösteriyordu. Kafam öyle allak bullak olmuştu ki buraya saat kaçta geldiğimi bile hatırlamıyordum o sırada. Sadece bilinçaltımda rastladığım o olayın etkisindeydim hâlâ. Poliklinikte bana tahsis edilen odaya geçtim ve uyumak istedim biraz. Uzandım ve uyumak için gözlerimi kapattım. Biraz uyumuşum sonra birden bir kabus ile, başımın dayanılmaz bir acısı ile ve vücudumun ağrıları ile bağırarak uyandım.
-
39.
+1... ve öylece yanlarında büyüdüm dedi. Şok olmuştum. Demek bizden birisin dedim. Kısık sesle evet dedi. Yemeğimi bitirdiğimi görünce de tası alıp gitmeye yeltenirken "bir daha seni ne zaman göreceğim" diye sordum. Bilmem? dedi. Ben yemeği yedikten sonra olayı gözümde canlandırmaya çalışmıştım. Demek o adam, o ciddi tavır takınan sert adam bu kadının manevi babası idi. Ama neden hiç bir baba gibi davranmamıştı ki. Yoksa eskiler mi aklına gelmişti. Kadının geçmişi mi aklına gelmişti diye düşünmüştüm. Yine de aklıma pek birşey gelmiyordu.
-
40.
+1Vakit gelmişti. Sabahın ilk ışıkları yüzüme vuruyordu artık, bugün birşeyler olacağından emindim, sonumu bekliyordum adeta. Dün bana gülümseyen çocuk da yoktu artık, o kadın da...
Nöbetçilerin koşuşmalarını gördüm. Panik, telaş,endişe içerisindeydiler. Derken ansızın iri yapılı uzun boylu üzerinde son derece alımlı bir zırh kuşanmış birinin bana doğru ilerlediğini gördüm. Bana yaklaştıkça boğazımı keseceklerini, çarmıha gereceklerini, bile düşünmüştüm. Nihayet yanıma gelmişti. Öyle bir açıda tam karşımda durmuştu ki karşıdan yüzüme vuran güneş arkasında kalmıştı. Kafamı kaldırdım ve suratına baktım. Suratında ciddi bir tavır vardı. Diğer askerler ise arkasında bayağı uzakta bekliyorlardı ancak anladığım kadarı ile çok çekiniyorlardı bu adamdan. -
41.
+1Ben kendi ordumun bulunduğu tarafa doğru ilerledim ve savaş işaretinin verilmesini bekledim. Atıma bindim beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra savaş işareti verildi. Savaş başladı. iki tarafta birbirine doğru koşuyor kin ve nefret duyguları ile birlikte ilerliyorlardı. Her iki taraf birbirine değdiğinde çetin geçeceği belliydi. Artık savaş başlamış ve insanlar birbirlerini öldürüyordu. Ben de içlerine girmiştim. Ansızın atım tökezleyip düştü. Ben de onunla beraber düştüm. Düştüğüm anca bana doğru gelen bir kılıç aniden durdu. Arkasından bizim askerlerden biri beni korumuş onu öldürmüştü. Ayağı kalkıp savaşa devam ettim.
-
42.
+1@64 dinleyen yok gibi pek hocam. Kendi kendime anlatıyormuşum gibi geliyor.
-
43.
+1"Elissa tanrının huzurunda; benim ile son gecemiz olsa bile, ve bunun dışında eğer ki oradan sağlam olarak döndüğümde bana ömrümün sonuna dek hayatımda eşlik etmek ister misin dedim.
Durdu gözlerimin içine baktı. Yanaklarından bir damla yaş süzülmüştü ama gülümsüyordu.
O da önümde diz çöktü ve tanrının huzurunda seninle her zaman eş olmayı kabul ediyorum dedi.
Kalktık ikimiz de ayağı ve birbirimize sarıldık. Artık dışarı çıkma vakti ve askerlerin yanına gitme vakti gelmişti. -
44.
+1komutan aslında biraz canı sıkkın görünüyordu, neden olabilirdi acaba diye düşünmüştüm. Acaba kadının bana anlattıkları şeyleri komutan tekrar hatırlamış mıydı bu düşünce mi onu rahatsız etmişti diye düşünüyordum. Çünkü o koskoca yerleşim alanında dilimi bilen tek kişi tesadüf eseri o kadındı ve bu da komutanı rahatsız etmiş olabilirdi. Komutan bana doğru dönerek birşeyler söyledi ve kadın tercüme etti.
-
45.
+1rezervuar :D
-
ucan kedinin en cok sukulananlari
-
halix cringeliği
-
elinizi vicdaniniza koyun ve durust olun
-
tilki cevap versene la
-
sokiee online
-
harbi kim lan
-
populer cocuklarsa burda fazla meshur degil
-
kahtanın kahinlerii
-
2000 yilinda kurulmus websitede bile
-
alizadenin yağlı tombul bacakları
-
sozlukcan detone değilse
-
hayat artigi o ananin kafasini matkapla
-
alizade tanrıçam ile beraber olamadan ölmek
-
günün stresini ekşiye bakıp atıyorum
-
uçan kedi aylık masraf
-
bruce willis rick harrison a ne kadar çok benziyor
-
işten geldikten sonra yemek yapmak
-
piyo kimin anasina sovdun laga luga yapma
-
es geht um gloria
-
sünnet istismardir nerdesin la
-
tilkinin terbiyecisi diyarbakirli burocan
-
amg bazen dusunuom
-
psipsi pgibopat
-
nabıyonuz lan gerrrizekalılar
-
eskiden sabri capslerine gulerlerdi
-
sefalet cevap versene mk
-
helix gunluk mesai
-
insan kendi özündede cahil kalabilir mi
-
bu resimde kahtanın delilerini bulacaksınız
-
nist
- / 2