1. 1.
    +1
    bu entrysinde benim de katıldığım ve daha bir çok kişinin katıldığını bildiğim bir tespit yaparak sözlüğün türkiye ortalamasına yaklaşmasına değinmiş idi, velakin bundan sonra bahsedeceğim ve "ortalamalaşan sözlük" nedir üzerinden sürdürüp zütüreceğim "ortalamalaşan sözlük" tanımının bu entry ile uyumlu yerleri hariç kalan kısımlarının mesuliyeti benimdir, elbette kimseyi de bağlamayacaktır.

    "inci sözlük'ü gözümüzde değerli yapan nedir?" sorusunun cevabının ortalamalaşan sözlük ile bir şekilde bağlantılı olduğunu zannediyorum. bunun kişiden kişiye değişebilen, bu arada "serbestçe yannan yazabilmemiz. evet bu." diyebilecek insanların da varlığı hasebiyle öznel bir tanım olduğuna kaniyim, şu kadar ki bencenin sınırları içinde sözlüğün bu kadar popüler olmasını sağlayan, insanları sözlüğe çeken şey, ifade hürriyetinin zekice kullanımı olmalıdır.

    bu yalnızca marjinal ve alternatif bir bakış olarak tanımlanamaz, bu ayrıca herhangi bir "konu" nun veya başlığın, bilgi ve eğitim seviyesi olarak türkiye ortalaması dışında (eğitim seviyesinin hala ve ısrarla 4,5 sene olduğu bir ülkede yaşadığımızı hatırlayalım) kişilerce ve bu kişiler eliyle "farklı" ve kendine has bir üslup ile intikal ettirilmesinden ibaretti. burası tabu olarak addedilebilecek, kalıplaşmış konulara olduğu kadar masa, cam, pencere gibi hususlara dahi "farklı" bir vizyon tutabilen öznel bir yerdi.

    bunun nedeni, sözlüğün kapalı bir mekan olarak, belirli bir sosyo ekonomik grubun tekelinde, belirli bir kültür seviyesinde, belirli insanlardan müteşekkil bir yapı olmasıdır kuşkusuz. bu elitist tutum, elbette "haydi biz elitiz, aramızda kaynaşalım" mentalitesi ile oluşturulmuş değildir, ancak 99 senesi ve devamı itibariyle sözlüğe girip, ilgi duyup, bir şeyler katmak isteyecek insan guruhu -sözlüğün hedef kitlesi- bu özelliklere o sene itibariyle sahipti. bu insanlar sözlüğe katılırken, katılımlarıyla sözlüğün ne mene bir yer olacağını da yazdıkları ve ürettikleriyle çizdiler.

    hepsinin şahika insanlar olduğunu iddia etmediğim ve etmeyeceğim bu insanlar arasında oransal olarak şahika olan insanlar üretimleri ile genel üretimin önemli bir kısmını kapsıyorlardı, basit bir örnek verirsem 50 kişi arasında 1 inci'nin üretim payı normal şartlarda 50'de bir iken, 50.000 kişi arasında inci'nin payı, 50.000 de bir olacaktır ki bu oran sözlüğün inci tarafının gözükmesini ister istemez engellemekte, inci'yi marjinalleştirmektedir. yani dışarı yansıyan total üretim -buna sözlüğün portresi diyelim- inci'nin sözlüğünden oldukça farklı olacaktır.

    işte bu ilk dönemde inci örneğinin temsil ettiği yazarlar, sözlüğün portresinde önemli bir yere sahipti, zira küçük olan çerçeve nedeniyle sözlük ilerledikçe baskın renkler onların fırçalarından çıkıyordu.

    bu portre genelin sevdiği ve popülerleşen bir portredir. popülerleşmesi, hedef kitleye hitap etmesinden, ilerleyen zamanda hedef kitlenin belirlediği popüler kültürün içine girmesinden kaynaklanmaktadır. sözlük öyle veya böyle konsepti ile türk popüler kültürünün parçalarından biri olmuştur.

    velakin bu popülerleşme başka bir sorunları da getirdi, birincisi bu sınıfın kendi içinde kapalı kalması doğal olarak kısırlaşmayı getireceği için zararlı idi, ikincisi dışarıdan sözlük içine yükselen baskı ve katılım isteği kapıların açılmasını zorunlu kılıyordu.

    bu nedenlerle sözlük beşinci nesilin gelişine kadar bir çok kez yazar aldı, her birinde bu yazarlar rehabilitasyon döneminden ve sözlük içindeki natural seleksiyon sisteminden geçerek sözlüğün yeni şekiller kazanmasına yardımcı oldular. dikkat edeceğimiz nokta, sözlüğe katılan insan ne kadar fazla olursa, türkiye ortalamasının da sözlüğe o kadar yansıyacağıdır. 50 kişilik bir denek grubu; türkiye ortalamasına, öyle veya böyle her yaş, cins ve kültür seviyesinden 4000 yazar kadar yaklaşamaz.

    demek ki, sözlüğün ortalamalaşması içsel bir çelişkiden kaynaklanmaktadır, bu çelişkiye yazarların katılımı ile kullanılan kaynakların yarattığı mali külfeti de eklersek ortaya farklı bir ortalamalaşma motivi daha çıkacaktır.

    mali külfetin ortalamalaşmaya etkisi, sistemin sürdürülebilirliğini devam ettirmesi ile alakalıdır. kabaca tanımlayalım, sözlük genişledikçe mali külfet artacak, mali külfet arttıkça bu külfeti karşılayabilmek için sözlük çeşitli yollar bulmak durumunda kalacak, bu yollar da (örn: reklam almak) ortalamaya yönelik olduğu ve sözlüğün popülerleşmesine bağlı bulunduğu için sözlüğün ortalamaya daha fazla hitap etmesine ve popülerliğini sürdürmesine vesile olacaktır.

    zaten dışarıya açılmak zorunda olan sözlük bu nedenle artık mali bir baskı ile de dışarıya açılıp, içindeki kısırlığı engellemek, daha fazla insanın katılımı ile popülerliğini sürdürmek ve kitlesel bir artış ile etkileyeceği kitleyi daha fazla büyütmek, bunların getireceği mali baskıları da gene mali baskılarla çözmek durumunda kaldı. bu bütün parametreleri birbirine bağlı bir helezondur ve bu şekilde gitmektedir.

    yani sözlük sürekli olarak ortalamalaşmaktadır, sözlüğün ortalamalaşması sistemsel bir kaderdir ancak sözlüğün ortalamalaşmasının sözlüğün sürdürülebilirliğine menfi yönde bir etkisi vardır, zira sözlük ortalamalaştıkça, sözlüğün ortalama üzerinde popüler bir değer olarak yükselmesine neden olan etkenler azalmakta, sözlük "herkesleşmekte" bu herkesleşme de popüleriteyi öyle veya böyle azaltmaktadır.

    bu nedenle sözlüğün her yazar alımından sonra bir rehabilitasyon dönemine ihtiyacı vardır, bu rehabilitasyon dönemi, yeni katılanların sözlüğe adaptasyonu, natural seleksiyon sisteminin işlemesi nedeniyle bazılarının yok olması ile, sözlüğün popüler olmasını sağlayan değerler üretiminin sürdürülebilirliğini devam ettirmek, bu arada insanların ilgisini de güncel tutmak ve içlerindeki katılım arzusunu ateşlemek için zaruridir.

    bütün bu nedenlerle ortalamalaşan sözlükten yakınmak mümkün değildir, bu doğrusal ve zorunlu bir süreçtir, eşyanın tabiatı gereğidir, inci sözlük schoold disco zirvesindeki bacaklar gibi başlıklar ve "yannan isteyen karılara aittir." türünden lafızlar bu nedenle insanları şaşırtmamalıdır, sözlüğün ortalamalaştığı yerin, yürüdüğü merkezin türkiye merkezi olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.

    peki bunu sevmek zorunda mıyız?

    özet: hiç zannetmiyorum, sıkıntımı da beyan etmek istiyorum. şenkardeşler kıraathanesi seçeneği beraberinde vay bana vaylar bana da getiriyor zira..
    ···
  1. 2.
    0
    okumadım
    ···
  2. 3.
    0
    panpa süper bir yazıymış

    not: çaktırmayın okumadım adam mal
    ···
  3. 4.
    0
    özet filan yok
    ···
  4. 5.
    0
    okumadım ama beğendim
    ···
  5. 6.
    0
    okudum ama beğenmedim
    ···
  6. 7.
    0
    oha ilgiyle okudum
    (@3 haklı beyler susun ve sürü pgibolojisine uyun.)
    ···
  7. 8.
    0
    rezerved
    ···
  8. 9.
    0
    okumadım ama beğenmedim
    ···
  9. 10.
    0
    (bkz: okuyanı gibsinler)
    ···
  10. 11.
    0
    okurken uyuya ka...
    ···
  11. 12.
    0
    özet geç bin
    ···
  12. 13.
    0
    up up up hani lan cevabınız ?
    ···
  13. 14.
    0
    herif yeni rakı terk
    ···
  14. 15.
    0
    okuyun aq adam gayet iyi yazmış
    ···
  15. 16.
    0
    upupupup
    ···
  16. 17.
    0
    okumam
    ···
  17. 18.
    0
    reserved
    ···
  18. 19.
    0
    http://imgim.com/201012152309.jpg
    ···
  19. 20.
    0
    ilk paragrafla son paragrafı kendi yazmış. geriye kalan tüm paragraflar bir kitaptan alıntı amk.
    ···