-
28.
+3son parçayı yazacam beyler şu şarkı eşliğinde okursanız güzel olur https://www.youtube.com/watch?v=vSkb0kDacjs
edit:10 dk müsade verin fener gol atmış <3
edit 2: şarkıyı 1.14 ten başlatın -
27.
+4Birkaç dakika sonra dama paldır küldür bir herif girdi. Komünist bir eylem için broşür dağıtıyordu.Çük kadar bişeydi ve tipi down sendromlulara benziyordu. Artık son radleydi bu.Geleceğim yoktu artık zaten. Virüs yine evrilmiş ve yine kekelemeye başlamıştım. Kaybedecek bir şeyim yoktu.Çektim içeri ve adamı dövmeye başladı. Yalvarırım hocam dur hocam falan dese de bu beni sadece daha çok çıldırtıyordu.Bu şerefsizi dövdükçe zevk alıyordum. Sonunda şuurunun gitmeye başladığını fark edince kendimi frenledim ve bu salağı ayılttım.ne yapacaktım.Öldürsem bu acıyı hapisane duvarlarında çekecektim. Yaşatsam beni bir ordunun basması an meselesiydi. Bıraktım ve ben de kaçtım. Param kartım ve telefonum bendeydi. sırt çantama da iki üç kıyafet tıkıştırdım.A1 e kadar koşmaya başladım. Kekelemelerim devam ettiğim için otostoptan bile korkuyordum.Tam a1 e ulaştığımda bir baktım komünistler eylem için yolu kapamış slogan falan atıyorlar.En önde de asistan olan oç. kendimi göstermeden geri döndüm. Diğer çıkışları tuttuklarını da öğrendim. Büyük bir eylemdi bu.Acıkmıştım. Yemek yemeye gittim. Yemekhane tehlikeli olabilirdi.Çatıya gittim. Yedim birşeyler. Artık son çarem orman içinden kaçmaktı. Gözümü kararttım ve daldım ormaana.Bir süre yürüdüm ancak artık gücüm tükeniyordu.Ve boynumda o tarifsiz acı tekrar nüksetti.H harfinin her zerresini hissediyordum boynumda.Ve o acıyla orada bayıldım.
-
26.
0Yaz bin sabaha kadar burdayım
-
-
1.
0az kaldı ya uzatmayacam
-
1.
-
25.
+2beyler bi üstümü değişiyom kot gömlekle boğulacam siz çayları tazeleyin.
-
24.
+4Belki tüm hayatımı riske edecektim ama vesely e gitmeye karar verdim. Gittim yanına ve her şeyi anlattım. Yardım için yalvardım.Her zaman yaptığı gibi yumruğunu sıktı ama gerisi gelmedi. Sana benden zarar gelmez dedi.Çünkü bana çok alışmış.Çok fazla ortak yönümüz ve benzer ideallerimiz vardı.Biz birdik adeta.Üstüme tam anlamıyla bir koruyucu kıyafet geçirdi ve beni toplandıkları yere zütürdü. Biyolog beni öldürmeyecek bir bakteriyel hastalık enjekte edeceğini söyledi. Buldu bir şeyler ve iğneledi bana. itiraz hakkım yoktu. Sonra bir anda ateşim yükselmeye başladı. Baygınlık geçiriyodum.1 saat sonra öksürükler takip etti bunu. Ayrıca boynumda tuhaf bir ağrı hissettim. Vesely boynuma baktı.H yazısı yavaş yavaş siliniyordu. Kekelemem ve kendimle mücadele etmeyi bıraktım.Ama hastalığın iyileşmesine izin veremezdim.Çünkü virüs içimde kuluçkaya yatmış olabilirdi.Bir süre daha muayene ettiler beni. Galiba 10 gün kadar orada müşahade altında kaldım. Artık iyi gibiydim. Hastalık da etkisini azalttı. Ateşim düşmüştü ama hala öksürüyordum. Berbat bir haldeydim. Artık saçım sakalım birbirine karışmıştı. Hayattan bıkmıştım. Buradan kurtulmak istiyordum ama imkanı yoktu. Kendi keyfim için virüsü okuldan dışarı salamazdım.Çaresizce odama çıktım ve odamın kapısında bir gazete gördüm. Hocam gazetesi. Aldım ve okudum. Okuldaki etkinlikler falan yazıyordu.Bir de haber falan vardı.Ama son sayfayı açınca işimin bitmek üzere olduğunu hissettim.Bu sana son uyarımız hocam.Tam sayfa basılmıştı bu yazı.
-
23.
0Rezertertip
-
22.
09.yurttan yazıyorum şuan nerdesin lan :D
-
-
1.
02 deyim ilk senem burada
-
1.
-
21.
+3 -1Ayıldığımda neresi olduğunu bilmediğim lab benzeri bir yerdeydim. Elim bağlıydı. Karşımda 2 kişi vardı.Bir üstünde orak ve çekiç resmi bulunan bir tişört ve mini etek giymiş aslında çok güzel bir kız bir de 1.90 boyunda yarma gibi bir adam vardı. Kız yanıma yaklaştı. Normalde malı dikmem gerekecek bir andı ama korkudan balon sönmüştü. Kız beni dudaktan öptü ve kendini bana bırak hocam dedi. Elini saçlarıma attı ve okşadı. Sonra bir falçata çıkardı ve boynumun arkasına bir H harfi kazıdı. Artık direnme dedi.Biz kazanacağız ve senin gibi olan herkesi kendi aramıza katacağız dedi. Sonra burnuma eter tutup beni tekrar bayılttı. Kalktığımda devrimde çimenlerin ortasındaydım. Saat kaç diye bakacakken bir anda suratıma bir fıskiyeyle su fışkırdı. Saat tam 9 demekti bu.Bende korkunun yerini endişe bıraktı. Artık yurda gidemezdim. Vesely beni bu halde görse öldürürdü. Oracıkta uyudum.
Artık derslere de gitmiyordum. Gelecek hayallerim prof ünvanı paralar kızlar falan artık bir şey ifade etmiyordu. Sadece yaşamak istiyordum. Nasıl olduğu önemli değildi ama onurumla yaşamak istiyordum. insanları gördükçe ho ho hoo. diye kekeliyor sonra kendime engel oluyordum. Virüs beni ele geçirdikçe ben ona direniyordum. Sonra aklıma ailem geldi. Onlar da bu hocam a baya maruz kalmışlardı. Aradım konuştum biraz. Hiçbir sorunları yoktu. Sadece annem guatr babam ise şeker için kontrole gitmişti. Tabi ya onları hastalık nasıl etkilesin. Hastalıklı hücrelerde virüsün ne işi olacaktı. Belkide hastalıktan kurtuluşumun tek yolu başka bir hastalık olacaktı. -
20.
0okuyacaz yaz
-
19.
+9 -1gibleyen adam sayısı az gibi aslında kesip kesip birkaç güne bölsem daha çok okunurdu ama insanları kursağında bırakmak benlik bir huy değil. neyse devam şarkıyı da açın. indik aşağı doğru.Bir koridoru bitirdikten sonra kocaman bir hole çıktık. Orada 50 kadar adam vardı. Herhalde sözü edilen yer altı tünelleri bunlardı.Her biri belirli odalardan gelen adamlarmış. Neyse orada kürsü gibi bir yer vardı.Bi baktım vesely artist artist kürsüye yürüyor.Bi öksürdü ve başladı konuşmaya. Nemanja arkadaşımız aramıza katıldı kendisine hoşgeldin diyin.Bu melun virüse karşı vereceğimiz mücadelenin bir parçasıdır o artık.Vay amk tarikat kurmuş pekekentler. Dahası 16 lık ergen dediğim vesely başkanlarıymış yaktın beni vesely. Gittim konuştum bununla. Artık gerçekten konuşuyordum.Tam da tahmin ettiğim gibi adamlar virüsün kaynağının komünist örgütlenmeler olduğunu doğrulamıştı. Virüs ise sandığım gibi bir plan olarak değil tesadüfen ortaya çıkmıştı.Bu mal komünistlerden biri not korkusuyla soru sormak için hocayı aramış. Oradaki görevlilerden birini hoca zannedip ona hocam demiş.ilk başta dangalak yerine koyup baya gülmüşler ancak bu hocam esprisi önce birkaç kişiye oradan da hatırı sayılır bir topluluğa yayılınca bu ak örgütleri bunları kendi emellerine alet etmiş. Kaynağı bulduk ama nasıl mücadele edecektik? Keşke okulda bir tıp fakültesi olsaydı. Eldeki biyologlar kür için uğraşıyor geri kalanlar ise izole kıyafetler üzerinde çalışıyordu.Ama bu kıyafetler öylece belli olmamalıydı. Binlerce kişiye karşı 50 kişi gibilirdik her türlü. Neyse toplantı bitmiş ancak kimse bir yere gitmemişti.O gün ne olursa olsun çalışacak ve somut bir şeyler elde edecektik.Ben bir yol buldum ama çok zorlama ve tehlikeliydi. Karbonfiber ve kurşundan bir kıyafet iyi olabilirdi. Soğukların bastırmasıyla giyeceğim montla da kamufle edebilirdim.Ama haddienden fazla kurşun beni zehirleyebileceği gibi yapımı neredeyse imkansızdı. Başka birisi ise daha akıllıca bir fikir önerdi. Elektrik elektronik bölümünden meun ve biyomedikal üzerine master yapmış bir kız vardı. Lisans eğitimini 4 ortalama masteri 3.85 ile tamamlamış. Hastalık buna etki etmiş olamazdı. Benden buradan ayrılmamı ve onunla konuşmamı istedi.Onu esir alma şansları hiç olmamış aksine çekinmişler. Bende ise deli cesareti vardı bir miktar.Özellikle vesely ilk gün kendisine yan çizdiğimi anlatınca işin cesaret kısmı için biçilmiş kaftan olabileceğimi düşünmüşler. Ulan 16 lık vesely nere pgibomanyak vesely nere ama yapacak bir şey yok. Gittim asistanın yanına. Mühendislik binalarına tünel çıkıyomuş 5 dk sürmedi bulmam. Kız oradaydı ve bir devre ile uğraşıyordu. Tabi neyin nesi anlamadım ben daha yeniyim. Kız bir anda arkasını döndü ve ne işin var burada dedi.Ben de olan biten her şeyi anlattım.Ama kendi adıma konuştum. Tarikatın adını verme demişti vesely. Kız beni yanına çağırdı.1 dakika kadar bana boş boş baktı. Sonra bir an boynunun arkasındaki H harfini fark ettim ve aynı anda kafamda müthiş bir acı hissedip bayıldım.Tümünü Göster
-
18.
+2Bekliyom rez konu gayet iyi
-
17.
+6siz de belli edin kendinizi hikayenin bu bölümünü şu şarkıyla okuyabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=6SvxaNQ6d7M
-
16.
+4beyler 5 dk ara veriyorum müsadenizle bi çay falan doldurun hemen geliyorum susadım hastayım da
-
15.
+8 -1Bunu düşünerek odama döndüm.Ama oda arkadaşım olduğunu unutarak odaya direk daldım.15 metrekarelik odada bölümümdeki akıllı 4 kişi dahil 9 kişi vardı.O nasıl bi iştir ak bi anlasam.Bir anda oda arkadaşım beni içeri çekti ve üstüme yürüdü. iyice korktum ama bir anda 4 kişi beni kolladı. Sakin ol onun hasta olması imkansız dediler. Allah allah yoksa düşündüğüm hastalık mıydı bu.Bir sığınaktan söz ediyorlardı ve benim gelip gelmemem konusunda bir oylama açmışlardı.Oy birliğiyle beni aralarına kabul ettiler.Ben her ne kadar bilmediğim yere gitmem desem de vesely yumruğunu sıktı.Ya gelirsin ya da pişman olursun dedi. Sonra odanın kapısını kitledi. Bazasının altını kaldırdı. Orada aşağı inen bir merdiven vardı.Çaresiz kurbanlık gibi yürüdüm.
-
14.
+5 -1Ogün yine odama gittim ve oda arkadaşımla biraz vakit geçirdim. Hırvatistanda ve ispanyada stajyer olarak çalışmış 3-4 dil bilen biriydi. Benim gibi büyük düşünüyordu. Lolcüydü o da (hatta yanımda oynuyor hala) ve en ilginci o da benim gibi ümmet özcan dinliyordu. Türkiyede bilen az ama dünyadaki sayılı dj lerden. Adama yavaş yavaş güveniyordum ama bu kadar benzememiz beni korkutuyordu.O gece uyuyamadım ve sabah sersemlemiş bir biçimde kalktım. Derslerde bir güzel uyudum. Prof da dünkü aktifliğime rağmen giblemedi beni. Sonlara doğru ayıldım. Tahtadakileri deftere geçirip çıktım oradan. Evde erzağım yoktu. Dışarıdan yiyim dedim.Çarşı varmış okulda. Orayı öğrenip gittim. içeri girmemle dehşete kapılmam eşzamanlı oldu. Karşımda duran restoranın ismi Hocam dı. Demek insanların yediği zıkkıma kadar yer etmişti bu ak virüsü. işim çok zordu çook. Direk çıktım oradan.Şoktan bir şeyler alır tıkınırım dedim.Şokun girişinde o akıllılardan birini gördüm. Adama nerede yemek yiyebileceğimi sordum.Çatıyı önerdi bana. Kilo usulü yemek veriyolar.Ama hem ucuz hem güzel ha.Allahtan buradaki kasiyer bana hocam demedi. Yemeğe oturduktan sonra herifin biri geldi ve hocam müsait mi bura dedi. Mecbur geç otur dedim. Adam hemen yedi yemeğini ve elime bi kağıt tutuşturup gitti. Kağıtta marksizim komünizim falan saçmalamışlardı. Kağıdı atacakken kafamda şimşekler çaktı. Ulan insanların gerizekalı oluşu kimin işine yarardı. Tabi ki bu siyasi örgütlerin işine.Çünkü bu adamlar okul öncesi öğretmenliği vs gibko bölümlerdeki sığırlardan aldığı desteği mühendisliklerden alamazdı. Fazla akıllıydı mühendisler onlar için.Tek yol okuldaki herkesi aptal etmekti. Bilgisayar mühendisi olup bu kollara katılanlar bu tezimi doğrular gibiydi ama bi sorun vardı.Bu adamlar bu kadar hıyarken nasıl bir biyolojik silah yaratacaklardı?
-
13.
+4 -1Adına vesely diyelim oda arkadaşımın. Aslında 16 yaşında bir ergen gibi duruyor ancak okuldaki son senesi ve baya bilgili ve gezip görmiş bir adam. Hasgibtir bir de oda arkadaşı işi vardı. Adam hazırlık dahil 5 senedir burda ve hasta olması kesindi. Adamın ufak tefek oluşundan cesaret alıp kurallarımı koydum. Odanın yarısı senin yarısı benim dedim. Adam bana laf anlatmaya çalışıyor ve biraz sınirli bakıyordu. Virüsün insanların gücünğü artırıp arttırmadığını bilmiyordum o yüzden ben de temkinli durmaya başladım.1 saat falan konuştuk ama adam 1 kelime bile hocam demedi.Bu bir tuzak olabilirdi.Ama olmayabilirdi de.Güvenemiyorum hocam da çıkabilir. Neyse panik ve yorgunlukla uyuyakaldım. Burada uyumak demek artık 10000 tane virüslü manyağa güvenmek demekti. Ertesi gün ders vardı.2 fizik 2 matematik.Çok fazla ders yoktu yani öğleden sonra serbesttim. Derslerde bir şey dikkatimi çekti. Misal hoca soru soruyordu. Sınıftan 4-5 kişi hariç kimseden çıt çıkmıyordu. Adam hep aynı kişilerden cevap almaktan bıkmış olacak kaldırdı birini rastgele ayağa.Bu arada okuyan liseliler varsa duyurayım ünide hocam bu ders tanışalım sonra başlarız diye bi mantık yok adam direk açar başlar sizi de giblemez. Neyse adama gayet kolay bir limit sorusu sordu ama adam bön bön baktı. Sonra gözleri kaydı tıpkı o basketbol seçmelerindeki adamlara olanlar gibi.Ama sadece yerine oturdu. Yahu bulunduğum amfideki adamlar belli dereceler yaparak gelmiş kişiler nasıl olur bu.Yoksa bu virüs insanları aptallaştırıyor muydu. Bunu öğrenmek için o akıllı 4 arkadaşla konuşmaya karar verdim. Zaten hepsi ankarada aynı liseden mezun olmuşlar. Tesadüfe bak ak.Ben de selam verip aralarına karıştım. Tanıştık konuştuk ama onlar da hiç o kodumun kelimesini söylemedi.Çayları getiren kız bize buyrun hocam dedi ama onlar bir şey demedi. Hipotezim doğrulanır gibiydi ama bir kesinliği yoktu. Müsade isteyip çıktım ordan ve ilk tanıştığım grubu bulup yanlarına gittim. Benden 2 dakika sonra bi tane tipini gibtiğim geldi ve merhaba hocamlar dedi. Hocamı anladık da hocamlar ne yahu. Sonra 1 kişi daha geldi ve oo hocams nasılsınız dedi. Yanlış yazmadım ha hocams o bildiğimiz hocams. Virüs cidden hızlı bir biçimde evrilmiş ve cidden akıllı adamları gerizekalıya çevirmişti. Hayatta güvenebileceğim tek varlığı kaybetme korkusunu hissettim iliklerime kadar.Ve hala virüsün nasıl yayıldığına dair bir kaynak bulamamıştım.Tümünü Göster
-
12.
+2devam ben okuyom
-
11.
+9 -1Tüm hayallerimi bir anda bırakıp kaçamazdım. Sadece lise mezunu olarak bir gib yapamazdım. Hatta ölsem daha iyiydi. Yatay geçiş için de en az 1 yıla ihtiyacım vardı.Çözümcü düşünmek istiyordum ancak aklıma hiçbir şey gelmiyordu.O insanların tepkisini çekmeden ayak uydurmam ve işin kaynağına ulaşmam gerekiyordu. Okulda derslerin başlamasına bir gün kala cesaretimi toplayıp çıktım dışarı. Yine tanıdığım ve bu hastalığın pençesinde olduğunu fark ettiğim kişilerle muhabbet ettik. Onlar içti ben sodayla eşlik ettim.Bir an yanda bir çift dikkatimi çekti. Sarılıyor ve öpüşüyolardı. Kimse de takmıyordu o tarafı ama adamın ağzından çıkan bir söz tüm dikkatimi oraya vermeme sebep oldu. Seni seviyorum hocam.iş düşündüğümden daha korkunç bir boyuta ulaşmıştı. Adam sevdiği kıza hocam diyordu.Ben de tip tip bakıyordum. Adam bi anda bana döndü ve ne bakıyon hocam dedi. Biraz tırsıp kendimi toparladım ve kusura bakma diyip gittim oradan.O basketbol coachunun başına gelenler hala aklımdaydı. Hemen yurda döndüm ve bir anda karşımda bir adam gördüm.Oda arkadaşım gelmişti.
-
-
1.
0sen ne konuşuyorsun lan değişik
-
1.
-
10.
+10 -1tamam amk kendi kendime de yazarım neyse geldi basket seçmeleri vakti önce kızlar tabi bi başladı huurlar valla benden daha iyilerdi hele bir tanesine bakmaya kıyamadım o ne düzgün vücut o nasıl esnek bi bilek neyse kıza yazacak kadar iyi durumda değilim şu an aksine görsem derdimden çüküm bile kalkmaz. Geldi bizim sıra. Adam parkur yapmış sahaya ne yapılacağını anlattı sonra sürdük topu şut falan attık şutlar girdi ama bileğimdeki zayıflığı gören adam almadı beni ak sonra herifin birine sen gel takıma dedi adam da sordu antrenman ne zaman hocam diye. Olay ondan sonra oldu. Adam gülümsedi ve "bana hoca değil coach de artık aynı ekipteyiz" dedi. Sonrası işe dehşet vericiydi.Önce hocam diyen o gencin göz rengi attı bir an sonra diğerleri de aynı şeyi yaşadılar ve hep beraber coacha çullandılar. Adam bağırıp çaresizce yardım istiyordu ama benim yapacak bir şeyim yoktu ve hemen kaçarak uzaklaştım. Kendimi o gün yurda kapadım. Korkunçtu.Belki de ölmüş veya sakat kalmıştı o adam. Ertesi gün kendimi toplayıp dışarı çıktım. Nihayetinde aç kalamazdım. Sonra bir anda coach u gördüm karşımda. Adam çarptı bana ve yere düştüm. Tuhaf bir şekilde o olaydan burnu bile kanamadan çıkmıştı. iriydi baya ama o kadar adamı tek başına alamazdı. Beni ayağa kaldırdı ve kusura bakma hocam dedi.Ve o an adamın boynunda falçatayla kazınmış H hafini gördüm. Evet bu "hocam" sadece samimi bir hitap değildi.Bu bir virüstü ve burada kaldığım her an beni etkilemesi muhtemeldi.
-
9.
+14devam et hocam burdayım