0
ben 32 yaşındayım ama, hayatım film gibi. çocukluğum yoklukla geçti. bir ekmeği 4 kardeş paylaşır, bir odada anamlarla beraber 6 kişi yatardık. zavallı babam, bizi doyuracak diye ırgat gibi çalıştı. sonra bi sabah, cesedini getirdiler eve. gece karanlıktan rögar kapağının açık olduğunu farketmemiş, foseptiğe düşmüştü. taktan bir hayat, takun içinde boğularak sona erdi. 16 yaşına gelmiştim. mahalledeki nalbur rıza amcanın yanına işe başlamıştım. birgün rıza amca dükkana sarhoş geldi. ve bana bütün gerçeği anlattı. zuhal ablam !
kerhanede çalışıyormuş. rıza amcada haftada iki kere ona gidiyormuş. ablam, rıza amcadan para almadığı için işe almış beni. o an dükkanda ilk bulduğum keserle kafasını patlattım rıza amcanın. yaşım küçük olduğu için, çocuk mahkemesinde yargılandım. 24 sene aldım. rahşan affıyla yarıya inen cezam, taş atan çocuklar yasasıyla hepten hiç oldu.
neyse o zamanlardan geriye kalan tek şey dürüstlüğüm, ve vicdanım. nerde bir garip görsem, nerde bir gari yapan görsem ordayım. nerde yoksul görsem, yoksulluk görsem anında ordayım. nerde çaresiz görsem hemmen yanındayım.
ama, parayla aslanım.
fırsatçıyım ben, işim bu benim. zenginin dostu, fakirin düşmanıyım yani. benim işim senin gibi yaşadığını zannedenlerden böbreği, ciğeri alıp, parası olana vermek. ne me yaşıyorsunuz ? hiç. niye yaşıyasınız ki;
geberin dıbına goyum