orosopuluk yapan annesinin kerhanesine giden cocuk

adı sefa olsun bunun, bin sefa. babası ne i düğü belirsiz bir sebepten ölmüş, annesi ise mahallenin haylice kaşarlarından. işi büyütüp şirket bünyesinde çalışmaya başlar gibi bir underground mektepte paranın dıbına koymaya başlıyor. sefa 7 yaşında mahallede bütün gün akranlarıyla top oynuyor, misket çeviriyor. akşam oldu mu saat 10 dan sonra komşu cemallerde kalıyor sefa. sabah 9da annesi alıyor gene sefayı. annesi malum pompada bu zaman zarfında. ama sanıyorlar tekstilde vardiyalı çalışıyor. günlerden bir gün cemaller memlekete akrabanın düğününe gidiyor. sefa kalıyor ortada. ne yapacam ne yapacam derken, sefayı da mektebe zütürmekten başka çare kalmıyor. akşam 9 gibi siyah şahin gene yanaşıyor sefaların evinin önüne. garip bir adam var direksiyonda pis sakallı, rengi benzi yok ölü gibi. biniyorlar arabaya. sefa nereye gidiyoruz anne diyor. misafirliğe diyor anası, benim iş yerime diyemiyor. direksiyondaki adamsa bu çocuk nereden çıktı ne yapacağız diye homurdanıyor yol boyunca.

araba büyük bir villanın önünde duruyor. adam bir kağıt sıkıştırıyor sefanın anasına. iniyorlar arabadan. muhteşem bir iç dizayna sahip bir ev. sefa ilk defa görüyor böyle bir şey, sorular yağdıracak anasına ama anası izin vermiyor. gel benimle sakın konuşma deyip odaya giriyorlar. anası kısa bir nutuk atıyor sefaya sakın odadan çıkma ben gelene kadar diyor. eline çokoprens ve metro sıkıştırıyor. sefa gömülüyor çikolataya dünya umrunda değil. odaya biri giriyor bir kadın. bu kim niye getirdin demeye kalkmadan anası durumu anlatıyor. tamam buradan çıkmasın da anlaşıyorlar.

anası üstünü değiştiriyor kokular sürüyor, kolyeler takıyor. son kez sefayı uyarıyor ve yatırıyor. ama sefanın uykusu yok.
cin gibi çocuk. anası odadan çıkıyor. sefa ufluyor pufluyor zaman geçmiyor. yataktan kalkıyor, odada geziyor. ama aklı eve girdiklerinde ki salonda bulunan içi misket dolu süs vazosunda. o misketlerin hepsini alsa of of mahallede bütün binlere hava atar. havasından geçilmez. dayanamıyor sefa çıkıyor odadan.. hemen salondaki vazonun yanına atıyor kendini. ama büyük bir hüsrana uğruyor, o misket sandığı şeyler sadece çakıl taşlarıymış. yıkılıyor ufak çapta sefa. odaya dönmek gelmiyor içinden. bu kocaman evde gezmek istiyor. merdivenleri çıkmaya başlıyor teker teker.. uzun bir koridorda buluyor kendini. biri sürü oda var. ilerliyor koridorda. derken o da ne ! bir ses, bu ses.. bu ses annesinin sesi. önünde dikildiği kapının ardından geliyor. anne diyor anne anneme napıyorlar. dalıyor içeri; göbekli bir adamın üstünde zıplayan annesini görüyor.
anası o ara çoşmuş giren çıkana bakamıyor. ahhh ahhhh daha hızlı diyor. sefa dona kalmış annesini ve adamı izliyor. pozisyondan pozisyona giriyorlar. yatağın başına kadar usulca geliyor sefa domalmış anasının, yatağı kavrayan yumruklaşmış eline elini koyuyor. o an 2 saniyelik bir bakışma oluyor, anası ile sefa göz göze bakıyorlar. sefa diyor anası acı gene, sefa ise tüm çocuk saflığı ile ; anne canını mı acıtıyor bu abi ...

özet: türk filmi terkim amk