17. yüzyılda yaşayan ve avcılıkla geçinen bir adam, bir gün evden dönerken ormanın içinden gelen tuhaf sesler duymaya başlamış ama anlam verememiş. Bozuntuya vermeyip devam etmiş ve evine gitmiş. Birkaç gün boyunca bu sürekli tekrar etmiş. En sonunda adam ormanın içine gitmeye karar vermiş...

- EDiT -
Kısa kısa partlar halinde atıyorum beyler, araya giren entryleri görmemek için:
http://www.incisozluk.com...en-gelen-sesler/sahibi/1/

Ormanın içine giren adam seslerin nereden geldiğini anlamaya çalışmış ama adam ormanın içine girdiğinde sesler kesilmişti ve bu yüzden adam seslerin kaynağını bulamamıştı. Herhalde gelmez artık diye düşünerek evine doğru tekrar yola çıkan adam giderken beyaz elbiseli uzun sarı saçlı bir kız görür uzaktan.

Ormanda kaybolduğunu düşünerek genç yaşlardaki bu kızın yanına gider ve "burada ne yapıyorsun" diye sorar. Kız adama dönüp anlamsızca bakarak adamın anlayamayacağı dilden bir şeyler söyler ve yürümeye başlar. Adam anlamaz ama kızı takip etmeye başlar.

Kızı bir süre boyunca takip eder ancak kız bir türlü durmaz. Sürekli ormanın içine doğru ilerlemeye devam eder. Adam gökyüzüne baktığında havanın karardığını görür ve kızdan özür dileyerek evine döner.

Adamın evi ormanın yakınlarında olduğu için ormandan gelen sesleri evinden de duyabiliyordu. Evine döndüğünde yine bu tuhaf anlamsız sesler gelmeye başladı. Adam kalkıp gitmeye hazırlandığında karısı onu durdurur ve "bey gitme bu saatte" diye endişesini dile getirir.

Adam gitmekten vaz geçer ancak bütün gece ormandan gelen bu sesler yüzünden uyuyamaz. Sabah olduğunda kalkıp tekrar ormanın içine girer ve yine sesin kaynağını aramaya başlar, ancak sesler yine kesilir.

Tam eve dönecekken yine geçen gördüğü kızı görür ve yine yanına gider ve tekrar burada ne yaptığını sorar. Kız bu sefer cevap vermeden direk yürümeye başlar ve adam da meraklanıp takip eder.

Kız saatlerce yürür ve adam da onu takip eder. Adam yorgunluktan bitap düşüp bunu kıza söyler, nereye gidiyorsun diye sorar ancak kız hiç cevap vermez. Bir süre daha yürüdükten sonra kız birden durur ve adama döner.

Tebessüm ederek üstünde durduğu taşı işaret eder ve "işte burada yatıyor" der. Kız adamın anlayabileceği şekilde konuşunca adam şaşırır ve "burada yatan kim" diye sorar.

Kız adamın sorusuna cevap vermeden "o dirilecek" der ve rahatsız edici bir kahkaha atarak koşmaya başlar ve oradan uzaklaşır. Adam bu olanlara anlam veremez ama iyice meraklanıp kızın gösterdiği yeri kazar. Kazdığı yerden çok sert, uzun bir insan boyutunda bir kutu çıkar. Adam açmaya çalışsa da açamaz ve nefes nefese kaldığı için pes eder.

Birkaç saat boyunca yürüdükten sonra evinin yakınlarındaki köye gider ve bu olanları köydeki birkaç kişiye anlatır. Anlattığı insanların hiçbiri inanmaz adamın anlattıklarına. Bu yüzden adam pes eder ve evine geri dönmek için yola koyulur. Tam yürümeye başladığı sırada omzuna bir elin dokunduğunu hisseder.

Arkasını dönüp baktığında olayı anlattığı kişilerden biri olan Hasan'ı görür. Hasan ona inandığını ve bu konuda ona yardım etmek istediğini söyler. Daha sonra ertesi gün sabah saatlerinde buluşmak için sözleşirler.

Ertesi gün olur ve adamla Hasan buluşurlar. Ellerine silahlarını alıp ormanın içine doğru yola koyulurlar. Ormana girdikten sonra kızı görmek için beklerler ama kız gelmez. Beklemekten sıkılıp adamın önceki gün gördüğü büyük kutunun olduğu yere giderler ve gördükleri şey çok tuhaftır.

Kutu açılmıştır ve içinde bir tane kağıt parçası vardır. Adam "bu mümkün değil bi insan açamaz bunu" diye ürpermiş bir şekilde Hasan'a söylenir. Daha sonra kutunun içinde duran kağıt parçasını alıp bakarlar ve içinde bir şey yazdığını görürler.

Okumaya çalışırlar ancak anlayamazlar. Kağıdı alıp köydeki bilginlerden birine okuması için zütürme kararı alırlar ve yola koyulurlar. Dönerken de kızı tekrar görürler.

Kızın yanına giderler ve orada yatan kişi kimdi, böyle bir not bırakmış diye kıza notu uzatırlar. Kız birkaç saniye boyunca onlara anlamsız bir şekilde baktıktan sonra tekerleme gibi bir şeyi bağırarak sürekli söylemeye başlar ve neşeli bir şekilde koşarak gözden kaybolur.

Olanlara anlam veremeyen ikili, biraz daha yürüdükten sonra köye ulaşır ve gün boyunca köyün ortasında oturan Abdulkadir Dede isimli yaşlı bir adamın yanına giderler.

Abdulkadir Dede'ye olanları anlatıp kağıdı uzatırlar. Dede kağıda baktıktan kısa bir süre sonra korkuyla ve hışımla yerinden kalkar ve ikiliyi yanından kovup Arapça bir şeyler söyleyerek oradan kaçar ve yolda gördüğü insanlara da "buradan gidin" diye bağırır.

ikili, kağıtta ne yazdığını hala öğrenememenin verdiği merak ve hüsranın yanında gördükleri şeylerin verdiği korkuyla hava kararmak üzereyken tekrar ormana girmek için yola koyulur.

Ancak bu sefer kız ormanın hemen girişinde beklemektedir ve ikili, kızın yanına gittiğinde kız onlara teşekkür eder. Neden diye sorduklarında kız güler ve anlamsız bir şekilde ikilinin yüzüne bakar. ikili neye güldüğünü sorduğunda tekrar teşekkür eder ve koşarak kaçmaya başlar.