-
1.
+11 -1Lise arkadaşım Atakan yaz tatilinde bir haftalığına Balıkesire gelecekti. Kendisi istanbulda özel bir üniversitede okuyordu. Ailesi Kütahyalıydı. Memleketine dönmeden bir haftalığına Balıkesire gelmesini istedim. Burda beraber takılır kafa dağıtırdık. Geldiği gün terminalde onu karşılayıp eve zütürdüm. Ailemle önceden tanışıyordu. Lisedeyken Atakanda ailesiyle yaşadığım şehirde kalıyorlardı.
Akşam olunca Atakan yolculuğun vermiş olduğu yorgunluğu atmak için erken uyumak istedi. Kendi odamı ona verip bende salona geçtim.Bir haftalık süreci nasıl değerlendirebiliriz onu düşünüyordum. internette Kazdağlarına düzenlenen geziler hakkında bir sürü reklam görmüştüm.Önceden lisede kafile gezilerine katılmıştık. Fakat benim istediğim daha farklı bir şeydi. Herhangi bir kafileye bağlı kalmadan kendi yolumuzu çizerek yeşil doğada dolaşmak istiyordum. Atakanda benim kadar macerasever bir çocuk olduğu için onunda bunu seveceğini biliyordum. Ertesi gün Atakana teklifi sundum. Kabul etti. Evdekilere endişelenmemeleri için rehber eşliğinde geziye katılacağımızı söyleyip arabayla evden ayrıldık. Merkezde bulunan büyük bir AVMden kamp için gerekli çadır, bıçak,av feneri, uyku tulumu, pusula ve 2-3 günlük katı-sıvı gıda alışverişini yaptık. Planımız 2 veya 3 gün doğa ortamında gezip dolaşmaktı.Öğleden sonra yaptığımız diğer ıvır zıvır alışverişten sonra depoyu fulleyip, Kaz dağına doğru yola koyulduk.
Ormandan kaybolup kurtulmaya çalışan 2 arkadaşın hikayesi istek gelirse devam edicem partlar hazır. -
2.
+4# 2
Akşam üzeri Edremite vardık.Bir otelde oda tutup sabah erken vakit Kaz Dağı milli parkına gittik.Bir kaç saatimizi burada geçirdikten sonra dağlara doğru uzanan orman yoluna giriş yaptık.Toz toprak yolda bir saati bulan yolculuğun ardından genişçe bir alana gelmiştik. Atakan yanında getirdiği fotoğraf makinesini çıkarıp etraftan resim çekiyordu bende elimde tuttuğum bölgenin haritasından nerelere gidebiliriz diye bakınıyordum. Mümkün olduğunca araba ile ulaşılacak noktaları seçiyordum.Bu sayede başımıza gelebilecek herhangi bir olayda araba yolunu takip ederek tekrar şehire inebilirdik. “Evet Atakan bence şu yolun çevresinden dolaşalım. Akşam olana kadar malzemeyi indirecek bir alan illaki buluruz.”dedim. Atakanda kafa sallayarak “farketmez Kadir” dedi. Arabaya tekrar binerek tozlu yolda tam gaz devam ettik. Tüm gün aramamıza rağmen kamp yeri bulamamıştık. Saat akşam 7 ye yaklaşıyordu. Havanın kararmasına az bir süre kalmıştı. Arabayı ben kullanıyordum. Hava kararmadan biran önce bir yere yerleşmek istiyordum. Atakan sürekli “kadir biraz hızlı gidiyosun knka” “yavaşla oğlum” diyordu. Hava karardığında biz hala yoldaydık.Bir ara sol tarafımda boş bir alan görür gibi oldum.Tam kafamı çevirip bakıcaktımki “kadir önüne bak!” sesiyle irkildim.Bir şeye çarpmıştık. Atakana neye çarptığımızı sordum.Tam olarak göremediğini fakat ufak bir şey olduğunu söyledi. inip bakmak için arabayı durdurdum. -
3.
+2Okuyan varsa kendini belli etsin beyler boşa yazmayalım
-
4.
+3# 3
Arabanın kapısını belli etmemeye çalışsamda korkarak açtım. Etraf zifiri karanlıktı,tek aydınlık yer farların aydınlattığı kısımdı. Atakana bakarak “gel knka beraber bakalım “dedim. “kadir bi dk şu feneri alayım öyle bakalım”dedi. Arka koltuktaki çantadan feneri aldık. Atakanla beraber az önce olayın yaşandığı yere geldik. Hiç bir şey görünmüyordu. Yere dikkatli baktığımda yerdeki kan izlerini ve kıl parçalarını gördüm. Muhtemelen bir hayvana çarpmıştık. Yolun kenar kısımlarına fener tutarak yaralı hayvanı aradık fakat bulamadık. Tekrar arabaya döndüğümüzde arkamızda hışırtı sesi duyduk. Atakana “sesi duydunmu ”dedim. Atakan cevap vermeden arabaya bindi.Oda korkmuştu. Arabaya binmeden çamurlukta ve ön sol farda kan izlerini gördüm. Arabaya bindiğimde “atakan iyimisin?”diye sordum. “Sür gidelim knka iyiym ben” dedi. Tekrardan yola koyulduk. Saat gece 11e geliyordu. Açık bir alan bulmuştuk. Daha fazla şansımızı zorlamaya gerek yoktu.Bu alanda kamp kurmaya karar verdik. Fakat aşırı derecede karanlık olduğu için geceyi arabada geçirip, sabahın ilk ışıkları kamp kurmayı kararlaştırdık. Arabaya tekrardan bindik. inanılması güç bi şekilde telefonlarımız çekmiyordu. Bulunduğumuz alan vadi yada çökme bi bölge değildi aksine yüksek bir tepedeydik. Fakat telefonlarda bir diş bile sinyal alınmıyordu. Atakanın bugün çektiği fotoğraflara bakarken uykuya dalmıştık. Aradan geçen kısa bir süre sonunda, yeni uykuya dalmıştıkki arabanın şiddetli bir şekilde sarsılmasıyla uyandık. -
5.
+2Beyler baslığı sukulayın diplere indik amk. sukuyu artırın seri seri paylaşıyorum söz
-
6.
+2# 4
Uyandığımda neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordum. Atakana bakıp “neydi o sarsıntı” diye sordum. “bir şey arabaya çarptı heralde”dedi. Kontağı açıp farları yaktım.Ön tarafta bir şey gözükmüyordu.Çantadaki feneri alıp aracın arka tarafına geçtim. Camın arkasından sesler geliyordu. Işığı o yöne doğru tuttum. “Hasgibtir.” “Ne oldu kadir? Söylesene lan noldu?” Arabanın hemen arka tarafında kocaman bir boz ayı duruyordu.Ne yapacağımı şaşırmıştım. Hemen araçtaki tüm kapıları kilitledim. Işığı gören ayı tekrardan saldırıya geçmişti. Arabanın lastiklerinden tutup aracı hareket ettiriyordu. Atakan ayıyı görünce benim verdiğim tepkidende yüksek bir şekilde bağırarak “ çabuk çalıştır arabayı çabuk!” dedi. Hemen kontağı çevirip gaza bastım. Atakan elindeki fenerle arkayı kontrol ediyordu. Ayı arkadan bizi kovalamaya devam ediyordu. Ne tarafa gittiğimi bilmiyordum. Atakan “ne yapacaz şimdi Kadir öldürecek bu hayvan bizi.” “daha hızlı git hemen arkamızda.” şeklinde sürekli benimle konuşuyordu. Benimse aklım durmuştu o an sadece arabayı sürüyordum.Bir kaç dakikalık kovalamanın ardından Atakan “gitti” dedi. Arabayı tam durduracaktımki Atakan “devam et abi niye duruyon iyice uzaklaşalım.”dedi. Nereye gittiğimizden habersiz sığ ağaçların olduğu ormanlık alana doğru ilerliyorduk.
Suku yoksa yazmıym beyler -
-
1.
0Yaz değerlenir
-
1.
-
7.
+2# 5
Yarım saatlik yolun ardından arabayı durdurdum.Çok feci yorulmuştum. Atakana “ kanka burda duralım uyuyalım artık” dedim.Ses gelmeyince Atakanın çoktan uyuduğunu gördüm. Saatime baktığımda saat 01:10u gösteriyordu. Koltuğu yatırıp uykuya daldım.
Ertesi sabah Atakan beni uyandırıp ön taraftaki kan izlerini göstermeye çalışıyordu. Bende izleri dün geceden bildiğimi söyledim. Galiba dün gece bize saldıran ayının yavrusuna çarpmıştık. Arabanın dışında ne yapacağımızı tartışıyorduk. Bulunduğumuz alan çok ürkütücüydü. Yaşı oldukça ilerlemiş ağaçlarla çevrili alandaydık. Ağaçlar o kadar sığ aralıklıydıki gün ışığı yeterince ormanın içini aydınlatamıyordu. Arabaya binip aracın gps sini kontrol ettim çalışmıyordu. Telefonlarımızda da hiç sinyal yoktu. Haritayı elime alıp yollara bakıyordum fakat gece yaşanan kovalamacada nereye gittiğimize dair en ufak bilgimiz yoktu. Elimizde yer bulmamıza yarayacak çalışan tek şey pusulaydı. Kaybolmuştuk.
Atakan sürekli telefonun çektiği bir yer arıyordu. Bazen ağaçlara tırmanıp sinyal bulmaya çalışıyordu. Bende pusuladaki yöne bakarak batı yönünde gidersek belki köy yada insan olan bir yere varabileceğimizi düşünüyordum. Tekrardan arabaya binip yola koyulduk. Gittiğimiz yol bizi batı yönünün aksine zütürüyordu. Arabayı çevirip geri gitmenin daha mantıklı olduğunu anladım.
Dün gece ayının bize saldırdığı yeri arıyorduk.Her geçtiğimiz yerde sanki ilk defa geçiyormuş hissine kapılıyorduk.1 saat kadar yolun ardından ağaçların bittiği bir tepeye geldik. Fakat burası dün geceki yer değildi. Yüksekce bir taşın üstüne çıkıp etrafa bakındım. Etrafta en ufak bir yaşam belirtisi görünmüyordu.Bu kadar süre içinde nasıl kaybolmuştuk hala anlayamamıştım. Aracın yakıtı da azalıyordu.Bu alanda kamp kurmalıydık. Acil durumlar için yakıtı idareli kullanmalıydık. Dışarıda kamp kurmaya çekinsekte çadırlarımızı kurduk. Gece olunca yine arabada yatacaktık.