/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 10.
    +2
    Aşağıya katmana ilk gelişim. Yukarı ile hiçbir farkı yok. Toprak aynı toprak. (Ejderha cesedi mi desem bilemedim.)

    Beta-“Aşağısı nasıl güzel mi sence?”

    b-“Bence hiçbir farkı yok. Yani yukarıda da aynıydı aşağıda da aynı. Sadece burada biraz bitkiler farklı.” Ağaçların arasından kedi benzeri bir şey çıktı. Tek farkı boynuzu vardı ve kuyruğu yoktu. ilk kez gördüğüm bir hayvan olduğu için biraz korktum. Ama yine de elimi uzatıp biraz sevmek istediğimde kaçtı. Ah. Normal. Dünyadaki kediler gibi. Korku da içgüdüsel. Zaten en iyi içgüdüyü hayvanlar gösterir. Korktuğu için tek çaresi kaçmak oldu. Bir de aşağıda hayvan var yani.

    Gama-“Artık uyuyalım. Çok uykum geldi.” Sanki iş yaptı. Kekoya bak. Ne yaptın da yoruldun? Off. Niye böyle şeyler düşünüyorum ben. Belki uçmak gerçekten çok enerji istiyordur. Yani kanatları olmasına rağmen çok nadiren uçuyorlar. O kadar geldim semada öylesine uçan bir ejderhaya rastlamadım.

    Beta-“Bir Bine. Sen de uzan şöyle. Yarın sakinleştiğinde bu katmanı dolaşırız.”

    b-“Dolaşma işini daha sonra yapsak olur mu? ilk önceliğim dinlenmek, sonra ise Rian’a girişi bulmak.”

    Beta-“Tamam ama bir söz ver. Eğer yorulursan, sıkılırsan, üzülürsen ve dünyadaki kimseyle sıkıntını paylaşamazsan buraya gel. Ve tabi Rian girişini bulursan da. Belki bilgilerimizi birleştirirsek ejderhaları kurtarabiliriz.”

    b-“Tamam. Söz veriyorum geleceğim.” Daha sonra kanadıyla üstümü kapattı. ilk baş kanadına dalgınlıktan dokunacaktım ama daha sonra anne ejderhanın gıdıklandığı zaman aklıma geldi. Dokunmasam daha iyi. Bunları düşünürken uyuyakalmışım.
    ···
  2. 9.
    +2
    Beta-“Dünyadaki işin hala yorucu mu?” Ben ikinci meyvemi kemirirken sormuştu soruyu. Ağzımdakinin biraz hızlı çiğneyip yutarak cevap verdim:

    b-“Şu Rian olayı yüzünden dünyada da işler pek iyi gitmiyor. Rian’a gitmeyi düşünürken işimi yapmadım ve ceza aldım. Sadece 2 saatlik uykuyla gittim işe. En sonunda dayanamadım buraya geldim. Ama burada da uyuyamıyorum pek.”

    Beta-“Zihnini boşaltmaya çalıştın mı hiç? Çok fazla kafanı kurcalıyor bu olaylar.”

    b-“Ne zaman gözlerimi kapatsam önüme geliyor o sahneler. istesem de unutamıyorum.”

    Gama-“Akşam oldu. Uyusak mı acaba?” Hani alfa demişti ya kardeşinim sen ne düşünürsen anlarım diye. Gerçekten de öyle. Benim uyumam için uyusak mı diye soruyor. Gülümsemekten kendimi alamadım.

    Alfa-“Bu sefer Bir Bine’yi de aşağıya zütürün. Uyandığında hem aşağıyı da dolaştırırsınız.”

    b-“Sen de gelsen… Haa. Unuttum kusura bakma.”

    Alfa-“Yavrular yumurtadan çıkınca ve biraz büyüdüğü zaman beraber aşağı katmanda dolaşırız. Söz.”

    b-“Tamam ama söz verdin. Sözünden dönersen bayağı kızarım sana.”

    Alfa-“Bizim ne zaman sana yalan söylediğimizi gördün?”

    b-“Yav lafın gelişi söyledim. insanlar konuşurken arada birbirlerine söylerler böyle şeyler. Alışkanlık.”

    Alfa-“Biliyorum. Ben de şakasına söylemiştim zaten.” dedi ve gülümsedi. Sanki şaka kaldıracak kafam var da. Beta eğildi. Sırtına atladım ve aşağı katmana doğru uçtuk.
    ···
  3. 8.
    +3
    Uyandığımda ilk baş nerede olduğumu sorguladım. Siyah bir tavan mı? Kömürlükte miyim? En son Ejderha Diyarı’nda değil miydim? Ne ara geri buraya geldim? Kapıyı açtım. Dışarı çıktığımda kendimi Rian’da buldum. Burada ne işim var? Başardım mı yoksa?

    “Gel. Sana son anımda anılarımı vermem lazım. Her şeyi bilen sen ol. Belki boş yere ölmemiş olurum.” Hayır. Yine o an. Yine olmaz. istemiyorum. Kurtarmam lazım. Ama olmuyor. Olmuyor. OLMUYOOORR!! Kellesi önüme düşerken üzerime kanı fışkırıyordu.

    Yerimden fırladım. Neredeyim ben? Hatırlıyorum. Alfa’nın kanadının altındayım. Alfa kanadını kaldırdı ve

    Alfa-“Daha uyuyalı fazla olmadı. Biraz daha uyumaya çalış.” Ne kadar uyudum ki? Saatimde yok ki bileyim. Güneşe baktım. Daha kımıldamamış. 10 dakika falan anca uyudum herhalde.

    b-“Ben iyiyim. Dünyaya geri dönmem lazım.” Çok yorgunum ama yapacak bir şey yok. Normalde de vicdanım uyumama izin vermiyor.

    Alfa-“Beta ve Gama birazdan gelecekler. Onları görmeden gitme.” Haklı. Ama keşke çağırmasaydı. Ben buradayken Rian’da her saniye daha fazla ejderha avlanıyor olabilir. Hem üzerimde böyle bir sorumluluk varken… Bekledim ve sonunda geldiler.

    Beta-“Bir Bine. Seni gördüğüme sevindim. Uzun zamandır gelmeni bekledik.”

    Gama-“Bak. Hem sana meyve de getirdik. En sevdiğinden.” Kırmızı benekli mavi meyveden getirmişler. Unutmamalarına sevindim.

    b-“Teşekkür ederim. Ama meyveleri yiyecek vaktim olmayabilir. Geri dönmem lazım.”

    Beta-“Uzun zamandır görmüyorduk seni. Biraz daha kalsan olmaz mı?”

    b-“Ben de çok istiyorum kalmak ama yapamam. Hala Rian’a nasıl gideceğimi bulamadım. Ben burada eğlenirken orada ejderhaların yaşama amaçlarını yerine getiremeden ölmelerine izin veremem.”

    Gama-“Peki Rian’a ulaşacaksın da ne olacak? Nasıl kurtarmayı düşünüyorsun onları? Biraz da kendini düşünmen lazım. En son ne zaman yansımana baktın? Gözlerinin altında mor halkalar oluşmuş, tenin beyaz rengine yaklaşmış. insanların deyimiyle yaşayan hayalet gibisin.”

    b-“Yapamıyorum. Uyuyamıyorum ki. Ne zaman uyumaya çalışsam aynı kabus. Bana anılarını aktarırken görüyorum. Hepsini aktaramadan ölüyor.”

    Beta-“ilk önce şu meyveleri ye. Belki açsındır o yüzden düzgün düşünemiyorsundur.”

    b-“Hiç aç hissetmiyorum kendimi.”

    Alfa-“Annemiz seni bu halde görse çok üzülürdü. Onun bir amacı da senin mutlu olmandı. En azından annemizin hatrına şu meyvelerden ye.” Anne ejderhanın toprak olduğu tarafa baktım. Çiçekler filizlenmeye, yabani otlar çıkmaya başlamıştı.

    b-“Haklısınız. Belki yemek yeyip dinlenirsem düzgün düşünebilirim.” Meyvelerin yanına doğru yürüdüm ve birkaç tane aldım. Yemeye başladım. Gerçekten de uzun süredir gelmiyordum. Tadını bile unutmuşum. Güzeldi. Gerçekten de günlerdir sadece 2 dilim ekmek yiyorum, arada kaypağın zoruyla peynir falan da yiyorum. Günlerdir iyice yaşayan ölüye dönmüştüm.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 7.
    +3
    Gözlerimi açtığımda Ejderha diyarına gelmiştim. Şanslıyım. Bu yetenek de olmasa kafamı kaldıracak vaktim olmayacak. Tam da tahmin ettiğim gibi arkamda duruyordu. Ha bu arada ejderhalar aralarında kapıştılar. Kazanan Alfa oldu. Boşa Alfa ismini vermedim ben ona. içten içe Beta’yı tutuyordum ama neyse. Ne bileyim ilk annelik üçgüdüsünü o hissetti, sesi kız çocuğu gibi çıkan oydu vs. Ama Alfa’nın da sesi artık kadın gibi çıkıyordu. Nerede eski Alfa’nın sesi nerede şimdiki Alfa’nın sesi.

    Alfa-“Hoş geldin Bir Bine. Uzun zamandır uğramıyordun.”

    b-“Kusura bakma. Dünyada işlerim epey fazla oluyor. Bir de Rian Diyarı’na gidebilmek için enerjimi saklıyorum.” Oraya Rian Diyarı ismini ben verdim. Sadece türlerinin Rian olduğunu biliyorum o kadar.

    Alfa-“Kardeşlerimi de çağırayım mı? Onlar da benim gibi uzun zamandır seni görmediler. Özlemişlerdir.”

    b-“Ama önce uyumam lazım. Çok yorgunum.”Alfa’nın ses tonu biraz alaycılaştı.

    Alfa-“Yani kardeşimiz bize anlattığı işinden kaçıp uyumak için buraya geldi. Doğru mu anladım?” Lan senin de anne ejderhadan farkın kalmamış. Ya ben çok belli ediyorum ya da bu ejderhalar uzaktan da zihin okuyabiliyor.

    b-“Tabi ki o yüzden gelmedim. Ben de sizi özledim.” Bu yalan değil. Ama buraya gelmememin bir sebebi var. Rian’a ulaşmamın yolunu bulmakla daha çok meşgulüm. Ve hissediyorum. Buradayken Rian’a gidemem. Şöyle bir şey. Dünya her noktaya ulaşmam için merkez gibi. En azından öyle hissediyorum. Ne kadar doğru bilmiyorum ama.

    Alfa-“Aklını okumam için zihninden bilgi almama ihtiyacım yok. Ne de olsa kardeşimsin. Derdin olduğunda hemen anlarım.”

    b-“Bu arada. Yumurtadan çıktılar mı peki yavrular?”

    Alfa-“Daha yumurtlayalı fazla olmadı. Nasıl hemen çıkmalarını bekliyorsun ki? Bak buradalar.” Gövdesini hafiften kaldırdı. Yumurtalar gerçekten de oradaydı. 4 taneydi. Daha sonra tekrar üstüne yatmaya devam etti.

    b-“Peki merak ettim. isimlerini ne koymayı düşünüyorsun?”

    Alfa-“Bizimkini senin seçtiğin gibi yavrularımınkini de sen seçersin. Zaten sadece sen sesleneceksin onlara.” Lan yine mi ben seçeceğim ismi? Tamam. Biraz gurur duyuyorum ama sizin isminiz bile inci sözlükten aklıma geldi. Ciddi bir mesele isim düşünmek.

    b-“Yumurtadan çıktıklarında isimlerini veririm.” Yere doğru uzanacakken kanadını açtı ve:

    Alfa-“Sadece uyumak için bile gelmiş olsan sonuç olarak geldin. Hem dışarıda uyumana müsaade edemem. içeri gir.” dedi. Resmen kurtardı beni. Normalde yüzüm yoktu istemeye kanadının altında uyumak için. Hele ki geliş nedenimi söylediği zaman. Kanadın altında vermiş olduğu sıcaklık hissi ile uyuyakaldım.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      ANANIN zütünde çiçek açtırdım
      ···
      1. 1.
        0
        Lan benim gibi sakin adamı bile çileden çıkardınız. Tebrik ediyorum.
        ···
      2. 2.
        0
        Eyvallah
        ···
  5. 6.
    +1
    rezzorz
    ···
  6. 5.
    +1
    (bkz: bundan sonra sozlukte yazmıyorum)
    ···
  7. 4.
    +1
    Belki okurum rez
    ···
    1. 1.
      0
      nick entry
      ···
  8. 3.
    +1
    fantastik edebiyat mi yapiyorsun lan, ona gore okurum belki.
    ···
    1. 1.
      +1
      Evet fantastik-bilim kurgu türde hikayeler yazıyorum.
      ···
  9. 2.
    +1
    Okumicam ama rez
    ···
    1. 1.
      +1
      Gamze’ye 3 posta
      ···
      1. 1.
        0
        @1 skyrimde ork kalesinde yaşayan gavat
        ···
  10. 1.
    +16 -3
    Üst Not: Herkese merhabalar. Bu hikayeyi okuyacaksanız ilk olarak (bkz: ejderha diyarı) adlı hikayeyi okumanız gerekmektedir. Bu arada tüm hikayelerim için (bkz: bir bine bende binem hikaye serisi)

    Üst Not 2:Böyle kapakları falan kendim yapmayı çok isterdim ama resime yeteneğim yok. Bunlarla idare ediverin.

    Yine amele gibi çalıştığım bir gece. Saat 03.20 olmuş. Esnemekten kendimi alamıyorum. Çok uykum geldi.

    Gamze-“Hadi dayan. 2 saat 40 dakika kaldı. Sonra gidersin evinde uyursun.” Sanki o kadar dayanabileceğim de. Sen ne güzel mışıl mışıl uyudun. Ben ise tüm gece kaypaktan fırça yedim. Neden mi? Çünkü kahvaltıyı hazırlamayı unuttum. Rian ırkının bulunduğu yere gitmeyi o kadar kafama koydum ki öğle vakti olduğunu bile anlamadım. Hem kaypak geç uyanmış ve bana kaymış oldu, hem de evin işleri ve kaypağın verdiği ek işler anca sabah 6 da bitti. Yani anlayacağınız 2 saatlik uykuyla geldim işe. Yetmedi bir de hala dinlenemeden burada çalışıyorum. Kaypak gözetiminde. Gözümü kapayacak vaktim yok yani.

    Huriye-“Bir Bine. Yorgunsan arkaya geç uyu biraz. Ben hallederim işleri.” Sanki kaypak izin verir de.

    b-“Gerek yok teşekkürler. Ben dayanabilirim.” Benim de uyumak için yöntemlerim var. Gözlerimi kapattım ve yorgunluğuma odaklandım.
    ···