0
Memo her gün ormanda, dağda, kırda dolaştı
Yaren diye tavşana, kuşa, kurda yanaştı
Bulamadı muhabbet etmek için bir kişi
Barrağını sokmaya mütenasip bir dişi
Tabanları şişse de ormanda dolaşmaktan
Hiç yılmadı damcığın peşinden koşturmaktan
Fersahlarca yol tepti fiki daim havada
Hep otuzbir çekerek yaşadı şu dünyada
Damcık için ormanlar, dağlar, tepeler aştı
Nihayetinde bir gün yolu şehre ulaştı
Şehrin sokaklarında günlerce aç yürüdü
Barrağını yollara, duvarlara sürüdü
Büyük kalabalıklar vardı hep bu yollarda
Görmemişti bu kadar damcığı bir arada
Sürekli dama köte ve memeye bakmaktan
Düşünmedi ne olur acep halim açlıktan
Etrafından dilberler kıvırtarak geçtikçe
Her dakika çıkarıp beş otuzbir çektikçe
En sonunda Memo'nun gözü kararıverdi
Fiki sıvazlıyorken düşüp bayılıverdi
Gözünü açtığında ahali toplanmıştı
Başında eğilmişler, bazısı yaslanmıştı
Biri dedi: "Bilader, kalk, neyin var bir söyle"
Ötekisi su verdi "iç hele, konuş öyle"
Memo sudan içerek, dedi: "Her yer köt dolu
Yok mu bir tanesini fikmenin acep yolu
Şu yaşıma gelmişken bir kez damdan fikmedim
Her halde bayılmışım, ölecektim ölmedim"
Dediler: "Ayol derdin sokmaksa eğer fiki
Gel sana domalalım severiz biz fikfiki"
Biri dedi: "Açılın, ben bir uzman hekimim
Adam az hava alsın ben de iyi edeyim"
Siyahlara bürünmüş çatal sesli bu adam
Yardı kalabalığı baktı biraz yukardan
Sonra çömdü Memo'nun hemen başı dibine
Eliyle yoklayarak baktı gözün içine
Eğilmiş suratına bakıyorken yakından
Gayet kısık bir sesle fısıldadı bir yandan:
"Gecenin yarısında taş köt altında bekle
O vakit ister damdan istersen kötten kökle."
Memo hissettiğinde suratında nefesi
Baktı bu adam değil bir kadındır kendisi
Kadın halka dönerek erkek gibi seslendi:
"Ey ahali, adam aç, biraz yemek yemeli"
Az önce fikfik için hevesli kalabalık
Bir lahzada dağıldı, bomboş oldu ortalık
Memo baktı siyahlı hekim kadın da gitmiş
Bilumum kalabalık kendisini terketmiş
Boş midesi açlıktan ağrıyarak doğruldu
Zorla ayağa kalkıp tekrar yola koyuldu
Tekrar dolaştı şehri bir baştan öbür başa
Ulaşmak amacıyla köt şeklindeki taşa
Velakin gezdiyse de şehri otuz beş kere
Aynı meydandan döndü yirmi kere boş yere
Gündüz geceye dönüp hava kararıyorken
O sokak senin olsun bu sokak benim derken
Her hangi bir şekilde taş bir köt bulamadı
Yine dönüp dolanıp aynı meydana vardı
Meydanın ortasında vardı bir at heykeli
Üzerinde komutan, pek büyük, pek heybetli
Memo aç, susuz, yorgun, geldi atın yanına
Biraz dinlenmek için yattı atın altına
Dedi "Taş köt falan yok, nerdeyse öleceğim
Son kez, ölmeden evvel, otuzbir çekeceğim"
Çıkardı fiki tuttu uzun uzun okşadı
Mecalsiz barrağıyle göğe doğru attırdı
Atmıkları heykelin altına sıvandılar
Taştan atın karnını ıslak ıslak yaptılar
Taş ıslanınca rengi hafiften dalgalandı
Bazı yeri koyuldu bazı yeri açıldı
Memo bir de baktı ki at artık at dağildir
Üzeri şekil şekil sanki bir kitabedir
Resimde bir köt vardı, kötün altında barrak
Adeta koca köte hemencik sokulacak
Memo dedi "O taş köt bu köt olsa gerektir
Benim yapmam gereken, resmi incelemektir
Resimdeki taş kötü bulur isem eskaza
Resimdeki taş barrak benimkidir mutlaka.."
Kötle fik bir köprünün altında duruyordu
Üstlerinde bir kule yukarı uzuyordu
Kulenin külahında gökte üç yıldız vardı
Köprü, kule üç yıldız hepsi bir hizadaydı
Memo tekrar başladı şehirde dolaşmaya
Kendini vakfetmişti köprü, kule bulmaya
Şehirde tek bir tane yüksekçe kule vardı
Lakin köprü sayısı beş şüz tane kadardı
Bu sebepten evvela gökte üç yıldız buldu
Geceyarısı gidip kuleye karşı durdu
Kulenin külahıyla yıldızı hizaladı
Geri geri giderek yavaşça adımladı
Üç gece uğraşarak beş köprü belirledi
Beş gece dört köprünün altını eşeledi
Altıncı gün geldiği köprü son umuduydu
Köprünün üstündeyken akan su sesi duydu
Baktı altta su akar aksi kendine bakar
Dolunay suda yansır parıl parıl parıldar
O an midesindeki açlık geldi dayattı
Kendini kaybederek gözlerini kapattı
Düşerken suya dedi "Ne ummuştum ne buldum
Bir taştan köt uğruna bak işte mefta oldum"
Akan suya çarparken çoktan bayılmış idi
Çarpmanın kuvvetiyle sular yayılmış idi
Bir karanlık içinde öldüğünü sanırken
işitti tokmakları davullara vururken
Zorlukla araladı kızarmış gözlerini
Görmeye çabaladı çevresindekileri
Tam karşıda duvarda bir kadın heykelinin
iki arşındı boyu yalnızca bir elinin
Siyah cübbe içinde on-on beş kişi vardı
Sıraya dizilerek etrafı sarmışlardı
Rutin davul sesine eşlik ediyorlardı
Hepsi bir kelimeyi mırıldanıyorlardı
Memo ortalarında sunakta yatıyordu
Sunağın pürtükleri sırtına batıyordu
Kalkıp oturmak için eliyle hamle etti
Bu, tutsak olduğunu anlamasına yetti
Elleri, ayakları zincirliydi sunağa
Mümkünatı yok idi kalkmasının ayağa
Cübbelilerden biri ellerini kaldırdı
Çatal çatal sesiyle "Durun!.." diye bağırdı
Memo tanıdı sesi, bu o kadın hekimdi
Hekim değilse eğer acaba ne fikimdi?
Kadın dedi "Toplandık bu gece bu mabette,
Yüce Fikküminati!.. Kurtuluş bekarette!.."
Cübbeliler bir anda çıkardılar cübbeyi
Memo bir anda gördü tonla dam ve memeyi
Çıplak yirmi kadının arasında kalınca
Fiki oldu kaskatı, öncekinden kalınca
Her birinin göğsünde vardı bir fik dövmesi
Memo dedi pek hoştur bunları bir fikmesi
Sevindi için için dedi "Her halde buldum
Bugün bu taş kötlerden birine kesin vurdum"
Kadın, heykele döndü, dedi "Fikküminati!..
işte sana getirdik bakire erkek fiki!.."
Hızlandı tokmakların davullara vuruşu
Değişti kadınların yerlerinde duruşu
Hepsi başladılar ovmaya damlarını
Başkan kadın Memo'ya yasladı mabadını
Dizlerine dayanıp çıktı sunak üstüne
Ardını dönüp fiki sürtündürdü kötüne
Sürttükçe Memo'nun fik öncelikle kızardı
Sonra damarlanarak morardıkça morardı
Kadın kötünü fike her ne kadar sürtse de
Sokmuyordu dama da das daracık köte de
Ne zaman yaklaştıysa Memo için attırmak
Sarsılmaya başladı bağlı olduğu sunak
Üstlerindeki mabed zangırdıyordu şimdi
Karşıdaki taş heykel birden hareketlendi
Gövdesini ayırdı yapıştığı duvardan
Bir adımda ulaştı Memo'ya hiç durmadan
Başkan kadın atladı sunaktan yere doğru
Secde etti canlanmış taştan heykele doğru
Dedi: "Fikküminati!.. Yücelerin yücesi!..
Var mı fik dünyasında bakireden iyisi
Biz bakire kızlara sen güç ve kuvvet verdin
Bizden yalnızca kurban bakir erkek isterdin
işte gördüğün bu zat ömrünce fikişmemiş
Şu kapkalın barrağı damcığa ilişmemiş
Al bu bakir barrağı, bizden kurban kabul et
Versin senin ruhuna güç, kuvvet ve de kudret!.."
Memo o an anladı köt möt fikecek değil
Bu çıldırmış kadının maksadı fikfik değil
Lakin kurtulmak için bir hamle yapamadı
Zira dev taş kadından gözünü alamadı
Bakakaldı heykelin kocaman damcığına
Aklı gitti bu damın nasıl fik aldığına
Kocaman memelere baktıkça şaşakaldı
Dev taş köt salındıkça Memo'nun fik kabardı
Fikküminati tuttu Memo'yu tek eliyle
Çekip aldı sunaktan kopan zincirleriyle
Öbür eliyle tuttu Memo'nun barrağını
Doladı mor barrağa beş büyük parmağını
Çekiştirdi koparmak maksadını güderek
Memo biraz inledi açık açık gülerek
Dev heykel kadın baktı ne gülüyor bu diye
Bıraktı mor barrağı tutuyorken eliyle
Dev kadın bırakınca Memo tez yakaladı
Kadının bıraktığı işi o tamamladı
Sıvazladı fikini attırasıya kadar
Otuzbir çekti hızla, attırdı katar katar
Atmıkları kadının her tarafına doldu
Büyü bozuluverdi kadın tekrar taş oldu
Bacaklar taşımadı koskocaman heykeli
Kırıldı bileklerden yana doğru devrildi
Çıplak kızlar kaçıştı cübbeleri giymeden
Kopan koca kayalar üstlerine değmeden
Memo taş el içinde düştü yere çarparak
El un ufak dağıldı Memo'yu kurtararak
Memo düştü peşine kaçışan dilberlerin
Tez zamanda ulaştı dışına o mabedin
Dışarda söküyordu şafak artık yavaştan
Memo çıkmış gibiydi adeta bir savaştan
Üst baş yırtık perişan saç sakal hep yolunmuş
Fikte parmak izleri morarıp yol yol olmuş
Açlıktan zayıflamış, kemikleri incelmiş
Uykusuzluk, yorgunluk, tam iflahı kesilmiş
Kalan son kuvvetini toparlayıp zor bela
Adeta sürünerek vurdu kendini yola
Şehirden çıktı gitti en uzak yere kadar
Durmadı bitap düşüp bayılasıya kadar
Bayıldığı noktada bir gün sonra ayıldı
Elma ağacı buldu hemen elma kopardı
Karnı doyunca tuttu, doğrulttu barrağını
Dedi: "Memo, neyleyim senin yapacağını
Bir taştan köt peşinde koştun koştun yoruldun
Bak işte yine geldin otuzbire koyuldun
Baştan heves etmesen eğer fiki sokmaya
Şu ölümlü dünyada hiç bir derdin olmaya... "
Tümünü Göster