1. 201.
    0
    yapmalıydım, kan akıtmalıydım ve yaptım da.ama gerçekten o anları hatırlamak istemiyorum.
    ···
  2. 202.
    0
    Haarman homociksüeldi. Sokakta gördüğü genç erkekleri evine davet edip iliskiye girdikten sonra öldürüyordu. 1919 yılında yasal olmayan ciks yapmasından dolayı dokuz ay cezaevinde yattı. Süresi dolup çıktığında Hans Grans ile tanıştı. Hans Grans, Haarmann'ın hem sevgilisi, hem de "cinayet partneri" olmuştu. 1920'lerde işlediği cinayetler korkunç hal aldı. Artık kurbanların boyunlarını ısırıp kanlarını içiyordu. 1924 yılında polis Haarmann'ın cinayet artıklarına rastlamaya başladı. Çocukları kaybolan bir kaç aile de polise ifade verdikten sonra, artık Haarmann'ın bu işle ilgisi olduğunu anlamışlardı. Haarmann tutuklandıktan sonra evini araştıran polis yirmiyi aşkın insan cesedi artıklarıyla karşılaştılar. Bunların üzerine Haarmann suçunu itiraf ederek Hans Grans'ı da ele verdi. 24 cinayetten suçlanmış olsa bile, sayının 50 kadar olduğu düşünülmekte. insan eti yemekte dahil aklınıza gelebilecek herşeyi yapmıştı.

    Bir zamanlar kasap olarak çalıştığından dolayı bazı müşterilere haberleri olmadan insan eti sattığını da itiraf etti. 15 Nisan 1925'de mahkemesinden sonra Fritz Haarmann'ın kafası kesilerek öldürülmesine karar verildi. Beyni incelenmek üzere Gottingen Üniversitesi'ne gönderilmiştir.
    ···
  3. 203.
    0
    Almanya , Birinci Dünya Savaşı'nın bittiği ve yenilgiyle sonuçlanan bu savaşı izleyen birkaç yıllık dönemde ekonomik anlamda tam bir kaos yaşıyordu. hızla yükselen enflasyon pek çok insanı sefalete sürüklemişti;binlerce insan evsiz ve yiyeceksizdi. yiyecekler hem çok pahalı hem de çok azdı,et bulmak neredeyse imkansızdı.hal böyleyken , Fritzz Haarmann'ın Hannover karaborsasında uygun fiyata sattığı iştah açıcı "taze etler" çok büyük talep görmüştü.bu etleri alanlar , lezzetini övüyordu, etlerin aslında neyin eti olduğundan habersizce...
    ···
  4. 204.
    0
    Paranoid şizofreni belirgin olarak bir ya da daha çok sanrıyla aşırı uğraşma ya da sık işitsel varsanılarla karakterizedir. Düzensiz (dezorganize) konuşma ya da davranış, katatonik davranış, künt ya da uygunsuz duygulanım belirgin değildir. Sanrılar tipik olarak daha çok kötülük görme ve büyüklük sanrılarıdır. Varsanılar genellikle hastanın sanrılarının içeriğiyle ilgilidir. paranoid şizofreni , seri katillerde en fazla rastlanılan şizofren çeşididir.
    ···
  5. 205.
    0
    can yakmak benim ekmeğim , can yakmak benim duam , can yakmak benim her daim hissetmek istediğim tek şey , can yakmak her saat her dakika her saniye her gün her hafta her ay ve yıl burada benimle , içimde.
    ···
  6. 206.
    0
    iyi vakit geçirmek için öldürdüm onları
    ···
  7. 207.
    0
    Tanrı'yla aynı yolda yürüdüm;birilerinin canını alıp diğerlerini korkutarak Tanrı'nın dengi oldum. başkalarını öldürerek kendi kendimin efendisi haline geldim. kendi gücüm vasıtasıyla kendi kurtuluşuma erdim
    ···
  8. 208.
    0
    Ted Buny ; Utah-Orem'deki bir Cadılar Bayramı partisinden Laura Aimee'yi aldı. kızın çıplak bedeni ertesi gün bir kanyonun dibinde cansız şekilde bulundu.
    ···
  9. 209.
    0
    hayatım boyunca sevdiğim tek kızı kendi ellerimle öldürdüm , parçalara ayırdım
    ···
  10. 210.
    0
    bir aile babası ve amatör astrolog olan macar bela kiss, serikatil olarak kariyerine oldukça geç başladı. şubat 1912´de, 40 yasindayken, ondan 15 yas genc karisi marie ile czinkota adli köye tasindilar. birkac hafta icinde karisi kendine genc bir sevgili bulmustu, paul bikari. aralik 1912 de kiss komsularina genc ciftin beraber kacarak onu yanliz biraktiklarini acikladi. ev islerine bakmak icin karisinin yerine yasli bir kayha kadin tuttu. ve bu yeni kahya kisa sürede yeni bekarla vakit gecirmek icin gelen giden kadin trafigine de alismak zorunda kaldi.
    ···
  11. 211.
    0
    ayni zamanlarda kiss, büyük, demir varilleri toplamaya basladi ve merakli köy polisine de, avrupa´da yaklasan savasa hazirlikli olabilmek icin benzin depoladigini söyledi. budapeste yetkilileri bu siralarda kaybolan iki dul, schmeidak ve varga, hakkinda bilgi topluyordu. haftalardir aileleri ve akrabalari onlardan haber alamamisti. en son hoffmann isimli bir adamin formasinda görülmüslerdi ve budapeste´deki margareth köprüsünün yakininda kalmislardi, ama bu adamdan arkasinda iz birakmadan ortadan kaybolmustu. czinkota polisi de genel anlamda arastirmaya katiliyordu, ama hoffmann ile sakin, süphe cekmeyen bela kiss´in arasinda baglanti kuracak bir neden göremiyorlardi.
    ···
  12. 212.
    0
    kasim 1914´de kiss askere alindi ve yeminini eder etmez hemen cepheye yollandi. ancak bunun üzerinden 18 ay gectiginde czinkotadaki polislere kiss´in savasta öldürüldügü bildirildi, 1916´nin baharinda ölenlerle beraber sadece acimasiz, siradan bir istatistik olusturuyordu. hazirana kadar köyhalki tarafindan unutuldu, taa ki askerler czinkota´da benzin aramalari baslatana kadar.

    köypolisi onun demir varillede benzin depoladigin hatirlayip, askerleri ölü kiss´in evine zütürdü. evde 7 tane varil bulundu ama iclerinde benzin yoktu. onun yerine herbir varilin icinde baglanmis ve alkole yatilirilmis birer kadin cesedi cikti. kisisel esyalari ve dolaplarini karistirinca, kiss tarafindan yazilmis ama hoffmann adini tasiyan yalniz dul erkek, bayan arkadas ariyor. seklindeki gazete ilanina karsilik kadinlarin yolladigi kartlar ve mektuplar bulundu.
    ···
  13. 213.
    0
    polis bundan cok daha fazla varil oldugunu söyledi, bulunanlardan cok daha fazla. yakin cevre ve araziler arandiginda herbiri birer ceset ihtiva eden ve sirkeyle doldurulmus tam 17 tane daha varil bulundu. budapeşte yetkilileri tarafından aranan kayip dullar ve kiss´in karisi marie ve onun sevgilisi paul bikari´de, ki bulunan tek erkek cesedi onunkiydi, bu 24 cesedin arasindaydi.

    cinayet masasi detektifleri, bela kiss´in karisini ve karisinin sevgilisini bir kiskanclik krizi sirasinda öldürdügü ve kimsenin bulamayacagi (en azindan öyle saniyordu) bir sekilde bertaraf ettigini düsünüyorlardi. bu suc onun icinde sakli kalmis canice ve manik duygulari ortaya cikardi, ve bundan sonraki 2 yil boyunca kiss, yanliz kadinlari saplantiyla kovalayarak, onlarin birikmis mallarina el koyarak, daha sonrada onlari baglayip, varillerin icine cenazelerini kaldirarak gecti. cok dehset verici bir olaydi, ama kiss daha yüksek bir mahkeme tarafindan yargilanmak üzere gitmisti..

    yoksa gitmedi mi??

    1919´un baharinda kiss margaret köpürüsünde görüldü, hoffmannin savas öncesi avlanma sahasinda arastirilinca savasta belgelerini degistirip, ölü bir adamin kimligini alarak kacmayi basardigi ortaya cikti, ama bu bilgi onlari kiss´e yaklastirmiyordu, adami ellerinden kacirmislardi.
    ···
  14. 214.
    0
    sonucsuz aramalar devam ediyordu. 1924´te fransiz yabanci lejyonundan bir asker kacagi surete yetkililerine bir yabancidan bahsetti, bogarak öldürme konusundaki basarilarini anlatip, tugayi eglendiriyordu. bu askerin adi da hoffmanndi ve kiss´in tanimina uyuyordu. ama bu iz de bir cikmazla sonuclandi, macar polisi gelene kadar hoffmann coktan haberini almis ve iz birakmaksizin ortadan kaybolmustu gene.

    1931 de new york cinayet masasindan bir detektif, henry oswald, bela kiss´i times-square-metro istasyonunda gördügüne emindi. arkadaslari tarafindan yüzleri hafizasinda tutabilme yetenegi taninan kod adi kamera-gözlü oswald, simdilerde 70-yaslarinda olan kiss´in new york´ta bir yerlerde yasadigina inaniyordu. ama times-square´deki kalabalik onun kiss´i kovalamasina engel oluyordu ve ona sadece öfke ve caresizlikle aranan adamin kacmasini izlemek düstü.

    1936´da bir söylenti kiss´in 6. caddedeki apartmanlarda kapicilik yaptigi yönündeydi. ama gene polisten kacmayi basardi ve burdan itibaren iz tamamen kayboldu.

    bela kiss´in sonunun ne oldugu, gercekte newyork´ta olup olmadigi, yarim yüzyildir bir sir.

    macaristanda ise hala kacan adam olarak hatirlanir.
    ···
  15. 215.
    0
    Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek veya eczanede dikiş artırmak değildi bu..acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
    ···
  16. 216.
    0
    Eğer ölü bir insanın içinden dışarı baksaydın yine de görebilirdin, ama göz kaslarını çalıştıramadığın için odaklayamazdın. Başını veya göz kürelerini çeviremezdin. Bütün yapabileceğin, görüş alanından bir şey geçene kadar beklemek olurdu. Donup kalırdın. Devamlı beklerdin. Berbat bir sahne olurdu.
    ···
  17. 217.
    0
    Alman şehvet katili Joachim Kroll gibi diğer seri katiller, kendi yamyamca tutkularını tatmin etmek için buzdolaplarını insan etiyle doldurmuşlardır. buzdolabı kafalar, bağırsaklar,böbrekler, akciğerler,karaciğerler ve bir kalple dolu olan Jeffrey Dahmer için de aynı durum geçerliydi.
    ···
  18. 218.
    0
    Seri katillerin neden din konusunda bu kadar takıntılı olduğunu sanırım onların bir türlü kendini ifade edemeyen, kopuk duygusal taraflarının var oluşuna bağlamalıyız. Çünkü onlar genelde tam anlamıyla topluma adapte olamayan insanlardı. Tek tutanakları din ve tanrıydı. Bunu bazen şeytanla bazen mesihle ilişkilendirip kendilerine farklı bir dünya tasarlamışlardı. Kısacası onların bu dünyadan tecrit bir yaşamı seçmişlerdi ve bunun nedeni sadece geçmişleriydi, geçmişte yaşadıkları olumsuz deneyimlerdi. Bu olaylardan sonra onlar birer öldürme makinesi oldular. Her sözlerinde ve cinayetlerinde insanlığa ait bir nefret vardı.
    ···
  19. 219.
    0
    Genelde seri katil profillerinde ölümü sevme ve öldürmeye alışma ya da bu fiili fazlasıyla arzulama eğilimi başat bir rol oynar. Çünkü onlar kendi kafalarında yarattıkları değerlerle ve bu değerlere dayalı fantastik dünyalarında insanoğlunun değerlerini hiçe sayarak yaşarlar. Tüm seri katillerdeki kendini beğenmişlik ve yaptıklarına tapınma hali bu durumu çok iyi açıklar.
    ···
  20. 220.
    0
    Kafama bir silah daya ve duvarları beynimle boya.
    ···