1. 251.
    0
    Cinsellik günahtır, hatta suçtur. işte bir seri katilin çocukluğundan yankılanan cümle. Her seri katil ya iktidarsızdır ya da çocukluğunda cinsel tacize uğramıştır. Bu bir travmadır. Şunu unutmamak gerek: Seri katillerin ortaya çıkışı, arkasında birçok pgibo-sosyal sorunun ve toplumsal reflekslerin incelenmesini gerektiren bir konu.

    "ciks benim zayıf noktalarımdan biridir. Yapabildiğim her şekilde ciks yaparım. Eğer bunun için birini zorlamak durumundaysam, yaparım.. Onlara tecavüz ederim; bunu yaptım. Onlarla ciks yapmak için hayvanları öldürdüm ve onlarla canlıyken de ciks yaptım." Henry Lucas

    Bir seri katilin gözünde cinsellik hayvani bir olaydır. Yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı üzere çoğu kez de ölüm ve işkence ile ilintilidir. Onların cinsellik anlayışı kanlar içindeki bir sincap ya da beyni patlamış küçük bir kızla ilişkiye girmekten ibarettir. Bu genelde böyledir, içlerinde çok azı kadınlarla sağlıklı ilişki kurabilmiştir.
    ···
  2. 252.
    0
    Susan Atkins 21 yaşında bir striptizci , üstsüz bir dansçı ve bar fahişesiydi. şeytana tapan Atkins, Charles Manson'un da sağ kolu idi. genelde öldürdükleri kurbanların kanlarını yalar ve tadına bakardı.
    ···
  3. 253.
    0
    Ölülerin yaşayanlar üzerinde egemen olduklarına inanıldığını biliyoruz. Fakat ölülerin aynı zamanda düşman sayıldığını söylersek buna şaşarsınız.
    ···
  4. 254.
    0
    Birçok ilkel insan arasında ölüler tabusunun özel bir şiddet gösterdiğini söyleyebiliriz. Bunu ölüye dokunmanın doğurduğu sonuçlarda, bir de ölü için yas tutanlara karşı davranışta görürüz. Maoriler arasında bir cesede dokunmuş ya da gömülmesine katılmış olan bir kimse olağanüstü kirli olur ve bütün arkadaşlarıyla hemen hemen her türlü ilişkisi kesilir; âdeta ona karşı boykot yapılır. Bir eve girecek olursa, insanlara ya da eşyaya yanaşacak olursa, kendi kirliliğini başkalarına bulaştırmış olur. Hatta kendi yemeğine çok kirli olan eliyle dokunamaz. Yemeği yere konur, onu ellerini arkasına alarak dudaklarıyla ve dişleriyle yemekten başka çaresi yoktur. Bazen yemeğini başka biri yedirir ve bu şanssız adama dokunmamak için kolları dışarıya doğru gerilmiş durumda ona yardım eder; ve bu yardımcıya da hemen hemen aynı baskı ve yasaklar uygulanır. Hemen hemen her toplumda dışlanmış, saygınlığı olmayan, kimsesiz ve ancak halkın sadakasıyla yoksul yaşamlarını sürdürebilen kimseler bulunur. işte ancak bu gibi kimseler ölmüşe son görevini yapmış olanlara bir kol uzunluğunda yaklaşmaya yetkilidir. Bu yalıtılma dönemi geçer geçmez ve cesede dokunarak kirlenen bu kişi yeniden arkadaşları arasına karışır karışmaz, tehlikeli dönem sırasında kullandığı bütün kaplar atılır.
    ···
  5. 255.
    0
    Ölünün cesedine dokunmayla ilgili tabular Polinezya'da, Melanezya'da ve Afrika'nın bir kısmında aynıdır; en değişmez yanı yiyeceklere dokunma yasağı ve başkası tarafından yedirilme zorunluluğudur. Polinezya'da ya da belki de yalnızca Hawai'de rahip-kralların da kutsal görevlerini yaparken aynı yasaklara uymak zorunda olması dikkate değer bir şeydir. Tonga Adası'ndaki ölü tabusunda, yasağın süresi ve şiddeti bireyin dokunduğu ölünün tabusunda gizli olan güce göre değişir. Ölmüş bir başkanın cesedine dokunmuş olan bir kimse on ay boyunca kirli sayılır; fakat bu adamın kendisi başkansa ölünün düzeyine göre ancak üç, dört ya da beş ay boyunca kirli sayılır; eğer ceset tanrılaştırılmış bir üst başkanın cesediyse en büyük başkanlar bile on ay tabu olurlar. Bu ilkeller o kadar kaba sofudurlar ki, bu tabu kurallarını bozan bir adam şiddetle hastalanıp ölür ve bir gözlemcinin düşüncesine göre hiçbir zaman bunun aksine inanmak istemezler.
    ···
  6. 256.
    0
    ingiliz Kolombiyası'nda Shuswap'da dul kalan kadın ve erkekler yas dönemleri sırasında yalıtılmış olarak kalmak zorundadır; başlarına ya da vücutlarına ellerini dokunduramazlar, onların kullandığı eşyayı kimse kullanamaz. Avcılar, içinde böyle bir yaslının bulunduğu bir kulübeye yaklaşmaz; çünkü bu, kendisine uğursuzluk getirir; eğer yaslılardan birinin gölgesi onun üzerine düşerse, kesinlikle hasta olur. Yaslılar dikenli çalılar üstünde uyur. Yatakları da dikenli çalılarla çevrilidir. Bunun nedeni ölünün ruhunun içeriye girmesine engel olmaktır. Kuzey Amerika boylarında dul kadının, kocası öldükten sonra ölünün ruhunun yaklaşmasına engel olmak için kuru otlardan yapılmış bir tür pantolon giymek zorunda olma âdeti de anlamlıdır. Bu örneklerde, benzetme anlamındaki dokunmanın da tıpkı cesede dokunma gibi sayıldığı açıkça görülmektedir; çünkü ölünün ruhu akrabasından ayrılmamakta, yas dönemi boyunca onların "çevresinde dolaşmaktan" vazgeçmemektedir.
    ···
  7. 257.
    0
    Filipin Adalarından biri olan Palawan Adası'nda yaşayan Agutainolar arasında, dul kalan kadın, kocası öldükten sonra, ilk yedi ya da sekiz gün kulübesinden dışarı çıkamaz; ancak kimseyle karşılaşması olasılığı olmayan bir zamanda, yani geceleyin dışarı çıkabilir. Eğer onu birisi görürse, gören adam derhal ölüm tehlikesi altında kalır. Onun için başkalarının kendisine yanaşmasına engel olmak için her adımında elindeki bir değnekle çalılara vurarak yürür. Diğer bir gözlem de, bize dulların tehlikeliliğini göstermektedir. ingiliz Yeni Ginesi'ndeki Mekeo çevresinde dul bir erkek bütün yurttaşlık haklarından yoksun kalır ve bir süre âdeta sürgün gibi yaşar. Toprağı ekemez. Halk içine çıkamaz, köye giremez, sokaklarda dolaşamaz. Adeta vahşi bir hayvan gibi, yüksek otlar ve çalılıklar arasına kaçar. Özellikle de yaklaşmakta olan bir kadın görürse, koyu çalılar arasında saklanmak zorundadır. Bu olay, dul kadın ya da erkekteki tehlikenin, baştan çıkarma tehlikesinden doğan bir şey olduğunu göstermeye yarar. Karısını yitirmiş olan bir adam, karısının yerine başka bir kadını koyma isteğinden korunmak zorundadır; dul kadın da isteğe karşı koymalıdır. Kocasız kaldığı için başka bir erkeğe karşı istek duyabilir. Oysa yerine geçirme yoluyla isteklerin doyurulması, yas tutmada gözetilen ereğe uymaz ve ölünün ruhunun öfkelenmesine yol açar.
    ···
  8. 258.
    0
    ne yiyeceksin diye sorma, kimi yiyeceksin diye sor.
    ···
  9. 259.
    0
    Günah işlemiyorsan hiç eğlenmiyorsun demektir.
    ···
  10. 260.
    0
    hepiniz bir şeylerden şikayet edip ölmek istediğinizi , kendinizi öldürmek istediğinizi söylüyorsunuz ama aslında hiç biriniz buna cesaret edemiyorsunuz. çünkü yaşamı seviyor, ondan kopamıyorsunuz
    ···
  11. 261.
    0
    rözörvö
    ···
  12. 262.
    0
    Kendini gerçekten masum görüyorsan hiç görüşemeyeceğiz demektir fakat benim gibi kötü biriysen cehennemde görüşürüz.
    ···
  13. 263.
    0
    Richard Von Kraft-Ebing, sapkın davranışları incelediği "Psychopathia sexualis " adlı klagib eserinde nekrofiliyi tüm sapkınlıkların en canavarcası olarak niteler. bu en canavarca eylemin, en canavar suçlular olan seri katiller arasında çok rastlanır olması da bizi şaşırtmamalıdır.
    ···
  14. 264.
    0
    "Tollund adamın" ölü bedeni Danimarka'da bir sulak alanda 1950 yılında bulundu. Adını, bulunduğu yerin yakınındaki köy "Tollund" dan alan demir çağ adamı, vücudunun şaşkınlık verici bütünlüğüyle biliniyor.

    Onunla ilgili en şaşırtıcı izler ise sindirim sisteminde bulundu. izler son yemeğe ait. Tollund Adam bu öğünde karnını keten tohumu, ketencik, çobandeğneği ve arpa başta olmak üzere, 30 farklı bitki tohumundan yapılmış lapa ya da çorbayla doyurduğu belirlendi.
    ···
  15. 265.
    0
    http://inciswf.com/hayk%C4%B1rd%C4%B1mpi%C3%A7.swf
    ···
  16. 266.
    0
    Boynundaki deri ipten asılarak öldürüldüğü anlaşılan "Tollund Adam"ın M.Ö. 350 yılında asılarak öldürüldüğünü belirleyen bilim insanları onun yaşdıbına dair çarpıcı bulgulara ulaşıp bunu dünyaya duyurmuştu...

    Bataklıktaki mezarından şapka ve belindeki kemeriyle çıkarılan bedenin, 40 yaşlarında 1.61 cm boyunda, saç ve sakal tıraşını ihmal etmeyen ve onu öldürenlerin düşmanı olmayan bir kişiye ait olduğu sanılıyor.
    ···
  17. 267.
    0
    Eyleme dökülemeyecek arzular beslemektense bebeği beşiğinde öldürmek daha iyidir.
    ···
  18. 268.
    0
    “Seri katil” fenomeni, öldürme içgüdüsünün sürekli canlı tutulduğu bir bedeni ve ruhu simgeler ancak olay aslında bu kadar basit değildir. Seri katil ya da seri katil olmak denilen vak’a ayrıca vicdanın ve acıma duygusunun yoksunluğuna da işaret eder. Toparlarsak eğer, seri katil, acıma ve vicdan duygusunu yitirmiş bir ölüm makinesidir diyebiliriz.
    ···
  19. 269.
    0
    Bu kadarı yetebilirdi belki ama ben ağlamak istiyorum yinede. Eski, küflü bir Ford’un arka koltuğunda göz yaşlarım ve kusmuğumdan oluşan bir gölün içinde ölü bulunmak istiyorum.
    ···
  20. 270.
    0
    elizabeth bathory hizmetçilerinden biri saçını tararken canını yakınca kızın eline vurur. kızdan akan bikaç kan damlası eline düşer ve buradaki cildin anında gençleştiğini düşünür elizabeth. bundan sonra bakire kızların kanıyla yıkanmaya başlar. işkence metodları çok çeşitlidir. hatta bunların içinde iron maiden bile vardır. çok konuşan hizmetçisinin ağzını dikmesi, buz gibi soğukta çırılçıplak kızların üzerine su döküp donmalarını izlemesi, hırsızlık yaptığına inandığı hizmetçisinin avcuna kızgın demir para koyması en meşhur işkencelerindendir.
    ···