onlive

Bulut-oyun (Cloud-Gaming) platformu OnLive ne kadar başarılı?

Uzun bir aradan sonra güncel bir konu hakkında sizinle fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Konumuz dijital oyun oynama platformu OnLive. Bilmeyenler için kısaca açıklayalım: OnLive, sadece internete girme yetisi olan bir PC veya Mac ile en güncel oyunları, yüksek kalitede ve çözünürlükte, en güncel haliyle oynamanızı sağlayan bir cloud-gaming platformudur. Peki nasıl oluyor bu? Gelin beraber detaylarına girelim.

OnLive’ın can alıcı noktası oyunu sizin PC’niz yerine kendi sunucularında çalıştırması ve size bu görüntüyü YouTube’da video izlermişçesine aktarmasıdır (stream).Yani aslında siz oyunu bilgisayarınıza indirmiyorsunuz (Steam veya Origin gibi) veya kurmuyorsunuz. Siz OnLive’ın gözünde sadece birer video istemcisisiniz. En basit haliyle durum bu. PC’nizin oyunu çalıştırmak adına yaptığı tek şey video çözmek olduğu için YouTube’da akıcı bir şekilde video izlenebilen her PC, OnLive için yeterlidir.

Tabi ki iş bu kadar basit değildir, zira ortaya çıkan bitrate (akış oranı) yoğunluğu o kadar yüksektir ki ancak çok zekice bir sıkıştırma algoritması ile bu video akışı evinizdeki 2 Mbit/s (tavsiye edilen 5 Mbit/s ve üzeri) bağlantınızla size aktarılabilir. Şöyle düşünün: Size Full HD bir videoyu Blu-ray akış oranı ile göndermek yerine bunu yeniden kodlayıp (.mkv formatındaki rip edilmiş HD videolar gibi) sizin istemcinizde çok az bir işlemci gücü gerektirerek çözülmesini sağlamak. Ama buradaki içerik video değil, sizin klavye ve fare girişlerinizi eş zamanlı olarak gönderen/alan bir oyun olduğu için iş göründüğünden çok daha karmaşık hale geliyor. Zira ping (gecikme) süresi dediğimiz kavram burada devreye giriyor. Yani siz ateş etmek için sol fare tuşuna bastığınızda bu komutun OnLive sunucularına iletip tekrar sizin bilgisayarınıza geri gelmesi için geçen süre. OnLive şu anda başta Amerika olmak üzere birkaç ülkede sınırlı bir oyun gamı ile hizmet veriyor ve eğer bu ülkelerden birindeyseniz ve ping süresi çok düşük bir internet bağlantınız varsa hiçbir ekran kartı, CPU, RAM yükseltmesi yapmadan, sanki son kullanma tarihi olmayan bir oyun konsolunuz varmışçasına oyun oynayabilirsiniz. Kulağa hiç gerçekçi gelmiyor değil mi? En başta ben de öyle diyordum ama denedikten sonra fikrim değişti diyebilirim.

Devreye gireli çok fazla süre geçmemiş olan OnLive sistemi hala gelişme aşamasında ve sadece belli başlı ülkelerde en yüksek oyun deneyimini sunuyor. Önceden Türkiye’ye kapalı olan sunucuları anladığım kadarıyla şu an açıldı, zira sadece denemek için birkaç MB büyüklüğündeki OnLive istemcisini kurdum ve sisteme giriş yaptım. Program ilk önce internet bant genişliğinizi ve ping sürenizi test ediyor. Tahmin ettiğim üzere ping süresinin çok yüksek olduğuna dair bir uyarı aldım ama şükür ki program buna rağmen “en yüksek deneyimi” elde edemeyeceğim konusunda beni uyardı ve OnLive sistemine girişimi yaptım.

“Aman, TTnet’in 8 Mbit’lik bağlantısı ile ne kadar test edebilirim ki?” diye içimden geçirirken son derece modern ve cıvıl cıvıl bir arayüzle program beni karşıladı. işin güzel tarafı hiçbir kuruş ödemeden OnLive marketinde birçok oyunu yarım saatliğine deneyebiliyorsunuz. Ben de 1.5 saatlik bir sürede sistemime hiçbir ek kurulum yapmadan Batman, Dirt 3, FEAR 3 ve Bioshock oynadım. Gecikmeler özellikle FPS oyunları için kabul edilebilir değildi ama ben oyunda sağa sola dahi hareket edemeyeceğimi düşündüm, lakin Dirt 3’te iki kere üst üste yarışta birinci olduktan sonra fikrim değişti. Eğer bu altyapıda “vasat” bir deneyim sunulabiliyorsa bir de OnLive’ın Türkiye resmi destek verip burada sunucu altyapısı kurduğunu düşünün.

Peki ödeme tarafında işler nasıl? OnLive aylık veya yıllık üyelik modelini baz alıyor. Fiyatları hakkında araştırma yapmadım, ama bilanço şu: Aylık veya yıllık bir ödeme yapıp OnLive sistemine abone oluyorsunuz. Bu üyelik sadece OnLive altyapısından faydalanmanızı sağlıyor. Oyunlar için ayrıca para ödüyorsunuz doğal olarak. Oyunlardaki fiyatlandırma modeli ise ilginç: isterseniz piyasa fiyatına oyunları “full” olarak satın alabiliyor veya 6-9 Dolar gibi meblağlar karşılığında oyunu 3-5 günlüğüne kiralıyorsunuz. Single Player ağırlıklı oyunlar için ideal. “Full” satın aldığınız oyunları ise son kullanma tarihine kadar (OnLive sunucularında barındırıldıkları sürece) ve OnLive aboneliğiniz aktif olduğu sürece oynayabiliyorsunuz. Son kullanma tarihine kafanızı takmayın zira bir oyun minimum 4 sene sunucuda barındırılma garantisine sahip. Arşivcilere hitap etmese de benim gibi dijital oyun dağıtımını seven ve fiziksel medyalara bağlı olmaktan hoşlanmayanlar için ideal.

Oynayabilmek için ille de bir PC’ye ya da Mac’e ihtiyacınız yok. Piyasada sıkça gördüğümüz hepsi-bir-arada medya oynatıcılar büyüklüğündeki OnLive konsolunu satın alıp sadece bir monitöre veya LCD-TV’ye bağlayarak da oynayabilirsiniz. Oyun sunucuları düzenli aralıklarla donanımsal olarak güncelleniyor. Oyunlar için yama yükleme derdiniz de yok, zira bu işi sizin yerinize OnLive hallediyor. Günün sonunda yüksek çözünürlükte ve yüksek detayda oyun oynayabilmeniz için sizden tek istenen ping süresi düşük, 5 Mbit ve üzeri bir internet bağlantısı.

Oyun gamı şu an için çok geniş olmasa da bu engeli aşıp dünya çapında yaygınlaştıktan sonra hem oyun PC’lerinin hem de oyun konsolların pabucunu dama atabilecek bir sistem OnLive. Mükemmeliyete doğru emin adımlarla ilerliyor. En kısa zamanda Türkiye’ye de resmi destek vermesi ümidiyle.