/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    +13
    Hocanın o gür sesini duydum. Kendime geldim. Ama bu taylan ezgi meselesi benim içimi kemiriyordu. Hocaya baktım efendim hocam dedim. Seninle normal bir şekilde tanışamadık dedi. O sırada eşi çorbaları getirmişti. Oda oturdu. Haklisiniz hocam dedim. Annemi babami sordu bana anlattim bende. Küçükken hep mühendis olmamı istediklerini, bunun için ne kadar uğraştığımı. Ulan taylan bu kadar karaktersiz olabilir miydi? Ya ezgi beni bir anda satacak kadar huur muydu? Nermin hanımda katılmıştı sohbetimize. Ki adinin Nermin oldugunu o sira öğrendim. Hocam dedim sizin çocuğunuz var mı? Maalesef yavrum dedi. Çok istedik ama bir türlü olmadı dedi. Üzmek istemiyordum bu güzel insanları daha fazla. Yavrum dedi Nermin teyze bak sen burada yatacaksın senin için hazırladım burayı dedi. Kendi odalarının karşısındaki odayı göstererek. iki odanın arasında banyo vardı. Teşekkür ettim. Hocanın yanına gittim. Kitabı almiş bir şeylere bakıyordu. Bu sırada ben içten içe hala taylan ve ezgiyi düşünüyordum. içimde onlara karşı çığ gibi büyüyen bir nefret vardı. Hocanın oturduğu tekli koltuğun çaprazındaki koltuğa oturdum. Yerini beğendin mi evlat dedi. Sağolun hocam teşekkürler bana evinizi açtınız. Hafifçe güldü. Ne demek yavrum dedi. Bu adamın hayata olan bağlılığı ve yaşama sevinci benim iyi hissetmemi sağlıyordu halada sağlar. Hocam dedim bu gün bana söylediğiniz kelimeler hangi dildeydi dedim. Aramice olduğunu söyledi ve oğlum dedi sana bu kötülüğü kim yapmış olabilir dedi. Kesinlikle taylan bini veya ezgi huuru yapmisti. Benden kurtulup amaçlarına ulaşacaklardı. Bilmiyorum hocam dedim.
    ···
  2. 52.
    +4
    Beyler mobilden yazıyorum elli kerede yazılıyor. Gri ekranla cartla curtla uğraşıyorum ondan yavaş geliyor partlar.
    ···
  3. 53.
    +13
    Oğlum dedi hoca. Şimdi kağıda bir şeyler yazacağım yatmadan önce üç kere tekrarlayacaksın bunları dedi. Bunları okurken ne olursa olsun durma, uyandığında sana bu belayi kimin bulastirdigini ogrenecegiz dedi. Peki hocam dedim. Saat 12'ye geliyordu. Hocam bana musade ben yatayim izninizle dedim. Allah rahatlik versin evlat hadi iyi geceler dedi. içeri bana ayrılan odaya gectim. Taylan ve Ezgi konusunda aklima kurt dusmustu bir kere. Tekrar aradim açmıyordu zütlekler. Hesabını soracaktım ikisindende. Uykum bastırmaya başlayınca hocanin telafuzlarini yazdigi kelimeleri okumaya basladim. Odanin icinde golgeler sanki hareket etmisti. Belki de hayal gormustum. Yatağın sallandığı hissettim. Üçüncü tekrarımda trenlerin rayda çıkarttığı sese benzeyen yoğun bir gurultu geldi yerden vede tavandan. Deprem mi oluyordu lan yoksa. Ama hocam durmamami soylemisti. Okumaya devam ettim. En son uykuya daldığımı hatırlıyorum.
    ···
  4. 54.
    +17
    Yine o koridardaydım. Kapıyı görüp yine koşmaya başlıyorum. Tam kapiyi acacakken eller beni yine tutuyor. O sesi duyuyorum tekrar.. "Bekle daha değil" diyor. Bağırıyorum neyin zamanı değil ulan diye. Her şeyi öğreneceksin diyor. O çarşaflı insanlar sivri dişlerini göstererek yüzüme bakıp kendilerinden geçercesine gülüyorlar. Ankarada ki evimdeyim. Taylan ve ezgiyi başbaşa görüyorum. Benimle ilgili konuşuyorlar. Yaptıkları plandan bahsediyorlar. Taylan artık onun işi bitti diyor kahkaha atıyorlar. O çarşaflılar bana bakıp gülüyor tekrar tekrar. ileride küçük bir kız çocuğu var çarşaflilar ona dogru koşuyor. Kizi oradan kurtarmazsam onu paramparça edecekler. Kahkahalar giderek yükseliyor kıza doğru koştukça. Sonra yine o eller beni sımsıkı tutuyor ve bağırıyorlar daha değil hayır zamanı değil. Bu sefer dağda kalacağımız oteli görüyorum. Yanıyor çarşaflılar acıyla bağırıyor.
    ···
  5. 55.
    +13
    Titreyerek uyandım. Telefona baktim saat yine gece üç. Elimde hocamın verdiği kağıt salona gittim. Orada oturuyordu yanına gittim. Sabah namazı için kalkmıştır diye düşündüm. Yanına gittim gel evlat dedi. Dediklerimi yaptin mi diye de ekledi. Evet hocam ama bu sefer ki diğerlerinden farklıydı dedim. Yanında duran sehpadaki sürahiden bana bir bardak su doldurdu al iç soluklan sonra anlat her şeyi bakalım dedi. Suyu içtikten sonra anlattım her şeyi ciddiyetle dinledi Osman Hoca. Kağıdı da al gel dedi. Bahçeye çıktık hoca ateş yakmıştı. Kağıdı istedi bende uzattım. Kağıdı ateşe atıp yine aramice bir şeyler söylemeye başladı o konuştukça ateş daha da körüklendi. Sonra ateşin üstüne bir kova su döktü. içeri geçtik tekrar. Evladım bu otel nerede biliyor musun? dedi. Ona kamptan falan bahsettim. Yavrum dedi oraya gitmen gerek sence arkadaşınla o kız sana böyle bir kötülük yapar mı? dedi. Hayır sanmam dedim ama içimden evet onlar, evet onlar diyordu ses. Oğlum sen yarın kimseye bişeyi belli etme yola çıkmadan önce beni gör sana yardımcı olacak bir şeyler hazırlayacağım hadi sen yat uyu dedi. Tekrar odama çekildim korkuyordum amk it gibi korkuyordum. Her ne kadar bu adam kendimi güvende hissettirsede en son gördüğüm kabus beni çok korkuttu. Çarşaflılardan çok taylan ve ezginin böyle bir şey yapabilme ihtimalleri beni ürkütüyordu.
    ···
  6. 56.
    +5
    Beyler burada bırakayım mı yoksa devam mı edeyim?
    ···
    1. 1.
      0
      Devam panpa bekliyoruz
      ···
  7. 57.
    +11
    Sabah olunca kahvaltiya oturduk hepimiz ben Osman Hocaya bakıyordum. Yorgun gözüküyordu ben yattıktan sonrada uyumamisti heralde. Kahvaltiyi yaptiktan sonra ben musade isteyip kalktim. Osman hoca kapida unutma yola çıkmadan beni gör tekrar dedi. Tamam dedim vedalaştık. Yola çıktım taksiye bindim. Evin adresini söyledikten sonra sağımdaki camdan yolu izlemeye başladım. Kafamı diğer tarafa çevirdim. Yine o yemyeşil gözler karşımdaydı. Ama bu sefer sıcak davranmak niyetinde değildim. Belki o da çarşaflılardan birisiydi. Şoförün beni deli zannetmemesi için cebimden telefonu çıkardım ve konuşmaya başladım.
    ···
  8. 58.
    0
    Beyler burada kesiyorum kafami toplamam lazım biraz yarın devam ederiz
    ···
  9. 59.
    +16
    O otele gidecek misin dedi. Evet dedim. Ne vardı bu amk otelinde bu kız neden oraya gitmemi istemiyordu. Peki dedi. Gözlerime baktı dikkatli ol. Evin önüne gelmiştik koşarak yukarı çıktım. Taylan bini evde yoktu. Demek hala birlikteydiler. Dün gece gördüğüm rüyanın anlamı neydi. Dün hoca bana dua okurken neden sırtım öyle acımıştı? Aynı acıyı o gün çarşaflılar sırtıma ellerini geçirdiğinde de hissetmiştim. Odama geçtim kapımı kilitledim. Taylan bini gelirse onun yüzünü görmek istemiyordum. Yarın kampa gideceğimiz bölge ve otelle ilgili bir şeyler aramak için internete girdim. Bu otel epey bir eskiydi. Fakat uzun zamandır kapalı bir şekilde duruyormuş. Otelde sebepsiz yere yangınlar çıktığı yazıyordu. Zengin bir işadamı oteli geçen sene alıp epey bir para harcamış. Otelin yakınlarında bir köy olduğunu öğrendim. iyi dıbına koyim dedim dağın başında yalnız değilmişiz. Neredeyse akşam oluyordu. Yarın sabah yola çıkmadan hocaya gidecektim erken kalkmalıydım. Yiyecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa gittim. Ocağı yaktığımda alev birden parladı, o çarşaflıların kahkahasını duyduğumu sandım bir an. Bir şeyler yedikten sonra sigara içmek için balkona çıktım. Kar yağıyordu. Ankaranın ayazını bilen bilir beyler adamı felç eder. işte tam öyle bir hava vardı dışarda. Ben sigaramı içerken sokak lambasının altından sırtında sandık taşıyan herif bana bakıyordu.
    ···
    1. 1.
      +15 -1
      skicem o adamı yeter ama len
      ···
    2. 2.
      +7
      Harbi amk sandık nedir ya bohça mohça taşır insan sandık ne huur
      ···
  10. 60.
    +17
    Öylece ona bakıyordum. Bağırdım ona sen kimsin dedim. Sırtındaki tabuta benzeyen sandıkla arkasını bana döndü ve gitti. Soğuk içime işlemeye başlamıştı. Bir sigara daha yaktım. Yarın ne olacaksa olacaktı. Korkuyordum ama başka çarem yoktu. iyiden iyiye üşümüştüm. içeri geçtim ellerimi yıkamak için banyoya. Aynaya baktığımda yıkıldım. Karşımda ölü bir adam duruyordu. O meymenetsiz herifin tabutuna girmek için hazır bir adam. Bu yaşadıklarımdan sonra mahvolmuştum. Son bir kaç gün içinde çok kilo vermiştim. Hasta gibi gözüküyordum. O an kendimi gerçekten çaresiz hissettim. Yaşayacağım şeyleri bu hasta beden kaldırabilecek miydi? Ağlamak geliyordu içimden ama hayır bunu bana yapanlardan intikam alacaktım. Eğer benim hayatım mahvolduysa onunkide mahvolmalıydı. Odama geçtim. Yatağıma yattım. Onları bekliyordum. Gözlerimin üzerine bir ağırlık çöktüğü zaman hepsi ortaya çıkacaktı. Tıpkı aslanın ölümünü bekleyen akbabalar gibi.
    ···
  11. 61.
    +16
    Gözlerimin kapandığını hissettim. Değişik karanlık bir odadayim. Etrafa mumlar yakılmış. Simsiyah giyinmiş insanlar çember şeklinde oturmuşlar ve hep bir ağızdan bir şeyler okuyorlar. Daha sonra bunun şeytanla iletişim kurma ritüeli olduğunu öğrendim. Ortalarında bir kız olduğunu görüyorum. Kurbanlık öylece yatıyor. O kadar güzel ve kusursuz ki. Sonra elinde hançer olan adam ona hançeri saplıyor ve böylece ritüeli tamamlıyorlar. Beyler isteyen olursa bu ritüelleri biraz daha açabilirim. Kendimi görüyorum sonra. Küçüğüm daha babamla konuşuyoruz. Babama kıyametin ne olduğunu soruyorum bana "Her insanın ölümü kendi kıyametidir." diyor. Osman hocanın evine geliyorum sonra. Nermin teyze ağlıyor. Evde yine o çarşaflılar var. Bana bakıp gülüyorlar. Osman Hocayı arıyorum ama bulamıyorum. Çarşaflılar bana bakıyorlar, çıldırırcasına gülüyor kendilerinde geçiyorlar. Birisi elimden tutup beni dışarı çıkartıyor.
    ···
    1. 1.
      +5 -5
      "Her insanın ölümü kendi kıyametidir." samanyolu tv deki kücük kıyametleri mi izliyosun zütünü gibtigim
      ···
  12. 62.
    +14
    Uyandığımda sırtımda yine büyük bir acı hissettim. Ama umursamıyordum. Osman Hocaya bir şey mi olmuştu? Onu görmem gerektiğini hissettim zaten namaz kılmak için kalkmıştır bu saatte dedim kendime. Taylan bini eve gelmiş yatıyordu ama gibimde değildi. Apar topar evden çıktım. Osman Hocaya yetişmem lazımdı.
    ···
    1. 1.
      +9
      koş forest kurtar osmanı
      ···
  13. 63.
    +10 -2
    Hemen bir taksi bulmam lazımdı. Ama telefonum yanımda değildi. Sokağın aşağısında ana caddeye doğru bir durak vardı. Oraya koştum. Gece nöbete kalan birileri vardı. Koştum abi dedim çok acil taksi lazım bana. Tamam yeğenim dedi kalktı birisi. Geçtik taksiye hayırdır yeğenim belaya mı bulaştın birinden mi kaçıyorsun? dedi. içimden öyle bir belaya bulaştım ki ben dedim ne sen sor ne ben söyleyim. Yok abi, bir yakınım rahatsızlanmış oraya yetişmem lazım dedim. Tamam dedi yetiştiririm ben seni oraya. Dönüp arkama baktım her tarafta o çarşaflılar vardı. Gölgelerde saklanıp bana bakıyorlardı. Sivri dişlerini bana gösterip gülüyorlardı. Osman hocanın evinin önüne geldiğimizde yıkıldım.
    ···
    1. 1.
      0
      seri aga seri beklemedeyim
      ···
    2. 2.
      +2 -1
      hagibtir osman hoca öldü :(
      ···
  14. 64.
    +11 -1
    Kapının önünde bir ambulans vardı. Köşedeki lambanın altında o tabutlu adam ambulansa doğru bakıyordu. Ambulansa koştum gittiği hastaneyi öğrendim bende oraya geçtim. Nermin teyze ağlıyordu, yanına gittim. Osman Hoca o kitapla uğraşırken birden yere yığılmış, benim rüya gördüğüm sıralarda olduğunu tahmin ediyordum. Deliye malum olur derler ya o hesap. Sonra evde benim için yazdığı kağıtları almam gerektiğini söyledi Nermin teyze. Tekrar Osman hocanın evine gidiyordum. Kapıyı açtım. Evin içim simsiyah bir dumanla doluydu. Hemen Osman Hocanın yazdığı kağıdı aramaya başladım. Masanın üstünde duruyordu. Evden çıkmaya hazırlanırken birden evin içinde rüzgar esmeye başladı. Rüzgarla birlikte içerideki o dumanda harket ediyordu. Yüzüme çarpıyor ve genzimi yakıyordu bu duman. Hocanın verdiği kağıdı okumaya başladım. Cinler çığlıklar halinde gülüyordu. Bu sefer gördüklerim çarşaflı değildi. Çarşaflılardan daha korkunçtu. ilk defa gerçek formlarını görüyordum. Derileri yanmış gibi gözüküyordu. Saçları uzundu ve iğrenç gözüküyordu. Dişleri yine sivriydi. Dilleri yılanınkine benziyordu. Rüzgarın hızı daha da arttı. Okuduğum şeyler neden işe yaramıyordu.
    ···
    1. 1.
      +10
      osman hocanın ruhuna bi fatiha
      ···
    2. 2.
      +5
      imdi yürek yırtılur..
      ···
  15. 65.
    +8 -2
    Ben okudukça rüzgar şiddetlendi. Sonuna geldiğimde duman birden kayboldu. Hemen evden çıkmak istedim. Kapıdan koştum ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Dışarda o tabut taşıyan adamı gördüm. Arkasını döndü ve uzaklaşmaya başladı. Bende peşinden koştum o herifi bu gün yakalayacaktım.
    ···
  16. 66.
    +16
    Peşinden koşmaya devam ediyordum. Ayağım takıldı yere düşmüştüm. Bağırdım dur diye. Sırtı bana dönük bir şekilde durdu. Kafasını çevirdi. Yüzünü ilk defa görüyordum. Yüzünde dikkatimi çeken tek şey gözleriydi. Masmavi insanın ruhunu donduran mavilikte gözler. Artık yaşadığım olaylarda bir mantık aramıyordum. Daha önce dediğim gibi gerçeklikle hayal arasında çok ince bir çizgi vardır. Herkes gerçek olduğuna inandığı rüyalar görmüştür. Bu yaşadıklarımın birer rüya olmasını isterdim. Kafası dönük bana bakıyordu. Gök gürültüsüne benzer bir ses tonuyla senin zamanın gelmedi daha ademoğlu dedi.
    ···
    1. 1.
      +6
      Yaz lan az kaldi imana gelicem...
      ···
  17. 67.
    +11 -2
    Eliyle arkamı işaret etti. Arkamı dönüp baktığımda belki yüzlerce çarşaflı vardı. Hepsi avuçları yere bakacak şekilde hafifçe ellerini uzatmış yere bakıyordu. O küçük kız yine yanlarındaydı. Bir tek o bana bakıyordu. Kimdi bu küçük kız çarşaflılar ondan ne istiyordu? Taylana tekrar sinirlendim. O kardeşim dediğim şerefsiz yüzünden başıma bunlar geliyordu. Yarın o binin icabına bakacaktım. Bu küçük kızı çarşaflıların elinden kurtarmam gerektiğini hissediyordum. Ayağa kalktım. Kağıt elimdeydi hala. Sabah güneşi doğacaktı. Çarşaflıların arasından geçerken hiç birisi bana bakmıyordu. Eve geldiğimde Taylan bini hala uyuyordu. Hiç bir şey belli etmeyecektim ona. Onun bana yaptığı gibi en beklemediği anında hançeri sırtına saplayacaktım.
    ···
    1. 1.
      0
      Birader sen şimdi bunu nerden yaziyon?
      ···
    2. 2.
      +1
      Rüya mı görüyodun yoksa gerçek mi anlamadım amk gibtin attın hikaye yi
      ···
    3. 3.
      0
      iyice taka sardı ama yazmaya devam ediyon şukunu verdim
      ···
    4. diğerleri 1
  18. 68.
    +10 -1
    Sabaha kadar o küçük kızı düşündüm. Uyuyamıyordum zaten. içimdeki nefret ve intikam hırsı iyi hissetmemi sağlıyordu. Son zamanlarda hiç olmadığım kadar güçlü hissediyordum şimdi. Sanki ruhum içimdeki nefretten besleniyordu. Taylan uyanana kadar belki on tane sigara içmişimdir. Kapıma geldi nerdeydin lan dün dıbına koyim dedi. Bir tanıdığıma gittim dedim. Sen niye meraklandınki dedim. Lan dün ezgi sana ulaşamayınca çok meraklandı bi tuhafsın kaç gündür başına bir şey geldi sandık dedi. Demek ezgiyleydi dün bin yanılmamıştım. Merak edilecek bi şey olmadı dedim. Neyse gelde kahvaltı yapalım oradan bizimkilerle buluşuruz dedi. Sen git benim işim var dedim. Şaşırdı zütlek iyi peki dedi. Aklı sıra o da bana bir şey belli etmeyecekti. Kapının kapanma sesini duydum. Ardından bende çıktım, Osman Hocayı ziyaret edecektim.
    ···
    1. 1.
      0
      daha seriiiiiii
      ···
  19. 69.
    +14 -1
    Osman Hoca hala hastanedeydi. Kendine gelememişti daha. Yola çıkacağımız vakte kadar biraz oyalandım. Sonra anlaştığımız yerde toplandım. 6 kisi olacaktık Ben, Taylan, Ezgi, Erhan, Çağla ve Volkan abi. Volkan abi yaşça bizden büyüktü delikanlı adamdı severdim kendisini. Gruba o liderlik edecekti. Biraz erken gelmiştim onları beklerken bir sigara yaktım oturdum. Dumanı içime çektikçe nefretim büyüyordu sanki. Tam o sırada karşıda o küçük kızı gördüm. Başak onun elinden tutuyordu. Küçük kız beni görünce huzursuz oldu bu kez. içimdeki nefretin beslediği varlıktan rahatsız olmuştu.
    ···
    1. 1.
      +1
      seri yaz pampa nolur amk işi gücü bıraktım seni bekliyorum
      ···
    2. 2.
      0
      Seri panpa
      ···
    3. 3.
      0
      aynen az hızlı ol amk fena sardı
      ···
    4. 4.
      0
      Seri lütfen
      ···
    5. diğerleri 2
  20. 70.
    +17
    Kıza bakarken bizimkiler yavaştan geldiler. Ezgi koştu yanıma sarıldı, iyi misin neredesin bes yuz defa aradım seni dedi. ittirdim onu iyiyim işlerim vardı dedim. Neden soğuk davranıyosun bana dedi. Yorgunum ya özür dilerim dedim. Çağla ve en son Erhan binide gelince tamamlandık. Bu Erhan zütleğini hiç sevmiyordum. Ezgiye yavşadığını düşünüyordum geldi selam verdi. Ben o sırada Taylan binine ters ters bakıyordum. O da bana baktı ama sonra çekinmiş olacak ki kafasını çevirdi. içimden kardeştik ulan biz dedim. Eşyaları toparlayıp araca yerleştik. Ben ezgiye uyuyacağımı söyledim. Yanıma oturmasını istemiyordum. Hareket ettikten sonra araç dışarıyı izlemeye başladım. Kar bastırmıştı, tam yola çıkılacak hava dıbına koyim diye geçirdim içinden. Kafam çok karışıktı. Ne hissedeceğimi bilemiyordum. Arkada volkan abi, erhan ve çağla muhabbet ediyorlardı. Volkan abi yeni bir araba alacakmış onunla ilgili birşeyler zırvalıyordu. Ezgi taylana benimle ilgili bir şeyler anlatıyordu. Neden böyle davrandığımı soruyordu ona. Üzülmüş gibi konuşuyordu. Sanki neden böyle davrandığımı bilmiyorlardı. Yolu izlemeye devam ettim ikiside umrumda değildi bu yavşakların. Onların hesabı sonra görülecekti. Küçükken karanlıktan korkardım hep. Işıklar açık olmadan rahat edemezdim. Karanlıkta kaybolacağımı öcülerin beni alıp zütüreceğine inanırdım. Hatta bundan o kadar korkuyordum ki misafirliğe gittiğimiz yerlerde bile karanlık bir yer olsun istemezdim. Her yerin ışıklarını yakardım. işte bu yüzden dedem bana hep gölge hırsızı derdi.
    ···
    1. 1.
      0
      vay dıbına koyim
      ···
    2. 2.
      0
      Ayraçç
      ···