-6
Alışveriş merkezinin üçüncü katında kalabalığı yararak ilerliyordu. Pazar günü olduğu için mağazaların etrafı kadın çantası tutan erkek ve can sıkıntısıyla zıplayan çocuk doluydu. Saatine baktı, 16:24. Yürüyen merdivene doğru ilerledi. Aşağı inerken etrafı daha net görmeye başlamıştı, zombi gibi yürüyen bu kalabalık ona, zorla eğlendirilen bir çocuğun öğrenilmiş gülümsemesinin yavanlığını hissettiriyordu. Neyse ki buna daha fazla katlanmak zorunda değildi. ikinci kata indi ve diğer yürüyen merdivene yöneldi. Dondurmasıyla koşan kırmızı şapkalı bir çocuk yere düştü, şapkası kenara savruldu. Aldırmadan ilerledi, arkadan ağlama sesi duyunca adımlarını hızlandırdı. Son kata inmişti. Yarım saat önce "iyi günler!" dediği güvenliğe bu sefer "Kolay gelsin!" diyerek çıkış kapısını itti. Dışarıdaydı. Saatine baktı, 16:26. iki dakikaya neler sığabileceğini on yedi yaşında öğrenmişti. Dudaklarında acı bir tebessüm belirdi.
Hikaye yazmayalı iki sene olmuş amk. Merak eden olursa devam edeceğim