omeglede tanıştığım kızı nasıl siktim

göğüslerini yalayıp yuttum resmen. yavaş yavaş aşağılara indim. bembeyaz karnında dolanıyordu dudaklarım. edayı koklamak onu sevmek yalayıp yutmak yiyip bitirmek istiyordum... eteğini çıkardım.. ten rengi çorabıyla kaldı. onu da ağır ağır çıkardım bacaklarından. beöbeyaz bacakları ortaya çıktı. bir tane kıl ara ki bulasın! kırmızı bir külodu vardı. üzerinde küçük küçük çiçekler olan. baldırlarını boydan boya okşadım. dolu dolu şekilli bacakları vücudunun hakkını veriyordu. balık gibiydi eda. böyle bir ten böyle bir koku be derece bir şehveti barındırıyordu içinde. elim yavaş yavaş küloduna gitti. donunun üzerinden dıbına zütürdüm elimi. sanki orası vücudundan ayrı gibi alev alev yanıyordu. usul usul okşadım önce. külodunu çıkarmaya kalbim dayanırmı diye düşündüm.. edaya baktım.. dıbını okşarken kıvranıyordu yatakta. kafsını bir o yana bir bu yana çeviriyor. duramıyordu...

o an herşey slow motion gelişti sanki. edanın külodunu çıkartmam bir kaç saniye sürmüştür en fazla. ama beynim olayları o derece yorumluyordu ki çok daha uzun bir zaman diliminde gerçekleşmiş gibi. edanın amı yavaş yavaş ortaya çıktı. kasığındaki kıllar yeni kesilmiş. klitorisi şişik bembeyeaz bir am. tam anlamıyla pamuk gibi bir amı vardı. bu kadar temiz ve duru bir am ilk defa görüyordum. önce elimi zütürüp okşadım. ellerim klitorisine değince edanın bütün vücudu bir anda kasıldı. yavaş yavaş okşamaya başladım. sonra dıbına doğru eğildim. önce hafif hafif öptüm. yumuşacık kasıklarından dıbına doğru indim. harika cezbedici bir kokusu vardı amcığının. hemen sonra deli gibi yalamaya başlaım. eda bacaklarını ayırdı dizlerini kaldırdı.. kafasını geriye yasladı ve inledi: ohhhhhh...

dilim edanın amında bir balık gibi dolanırken eda deli gibi inliyordu. eda inledikçe ben daha çok çıldırıyordum. çıldırdıkça daha derinden ve çehvetli yalıyordum ben bunu yapınca eda daha da çıldırıyordu. böyle bir döngünün içerisine girmiştik. edanın amından akan sıvılar ağzıma karışıyor kekremsi bir tadı var. ama umrumda değil. eda çıldırdıkça ben daha bir derine sokmaya çalışıyorum dilimi... dıbını yutacak gibiyim edanın.. amından bacaklarına daoğru hafifçe öptükten sonra üstümü hızlıca çıkardım. edanın üzerine boylu boyunca uzandım sonra. cinsel organlarımız ilk defa buluştu. eda sırtımdan kavradı iyice. daha çok çekmeye çalışıyordu beni kendine.. dudaklarına yapıştım tekrar. elleriyle kafamı tuttu. bacaklarını iyice kaldırdı. gibimi dıbına dayadım iyice. hafif bir itme hareketinden çnce edanın dudklarına daha bir güçlü yapıştım. dilini ağzıma verdi.. puturlu ve sıcacık dilini emerken gibimi dıbının üzerinde gezdiriyordum...

edanın dıbına gibimi iyice dayadım. eda belini kıvratıp duruyor yerinde duramıyordu. sıcacık dıbına doğru yavaşça ittim gibimi. içine doğru ağır ağır girerken dudaklarına yapıştım. edanın inlemesini içimde hissetmek istiyordum. pamuktan yapılmıştı sanki bu kızın vücudu. öylesine yumusak ve kırılgandı ki sert yapsam bişey olucak gibi hissediyordum. içine usul usul girdim. hissettiğim şey sıcak çok sıcak ve pürüzsüz ıslak yumuşacık bir şeydi. tamamen girdikten sonra biraz durdum. edanın yanaklarını çillerini öptüm. sonra çektim hafifçe, tekrar soktum.. edanın amı o kadar dardı ki. dıbına girdiğim her bir santim verdiği tepki ve inlemelerle kendini belli ediyordu. gidip gelmelerim hızlandı. eda belimden kavradı. her gidip gelişime gözlerimin içine kısık gözleriyle bakarak elleriyle destek oluyordu..

arkanı dönsene dedim. eda uzanık halde ters döndü. şekilli beli ve kalçası çıktı meydana..bel gamzeleri vardı kalçasının hemen yukarısında 2 tane. üzerine uzandım tekrar. edanın kalçasının arasına soktum gibimi. zütü o kadar yumuşak ve sıcaktı ki.. gibim zütünün arasında gezinirken taşaklarım da yumuşacık zütüne değiyor beni deli ediyordu.. dıbına doğru soktum tekrar. derinden derinden girip çıkıyordum edanın dıbına. kasıklarım yumuşacık zütüne değiyordu. edanın ensesine eğildim. hafif hafif öpücükler kondurdum. eda kafasını yan yatırmış hafif hafif inleyerek uzanıyordu. gözleri kapalıydı. şuuru yerinde değildi sanki..

arkadan iyice çalıştıktan sonra. üzerime çık dedim edaya. uzandım ben . eda üstüme çıktı. eliyle tuttu gibimi. dıbına yerleştirdi sakar hareketlerle. dıbına doğru sürterken uff ufff diye sızlanıyordu. yavaşça yerleştirdi. sonra bir o kadar yavaş içine aldı gibimi.. eda gibime otururken daracık dıbını santim santim deliyordum. tamamen içine aldı gibimi. kasıklarıma oturdu. gözlerime bakıyor.. dudaklarını ısırıp ufluyordu. hafifçe doğruldum. edanın omuzlarından tuttum ve dıbına doğru kökledim gibimi. edanın ağzı hafif ayrıldı.. ahhh ahhh diye ritim veriyordu her bir vurduruşumda. üzerime doğru çektim edayı. hiç hareket edemiyordu. göğüsleri üserümde yayılmış durumdaydı. zütünden iyice sarmalayıp kendime çekip geri itmek suretiyle dıbına girip çıkıyordum. amı vıcık vıcık olmuştu edanın.. sıcaktı.. alev alevdi amı...

ikimizde şıpır şıpır terlemiştik beyler. edayı tekrar aşağı aldım. üstüne çıktım. bacaklarını kaldırıp büktüm ve dıbına doğru sertçe abandım. artık boşalmak istiyorum. tekrar girdim dıbına. ama bu sefer daha bir sert va vahşice. eda bu sefer çok güçlü inledi ve kafsını geriye attı.. çenesine doğru eğilip somurmaya başladım. aynı zamanda sert bir şekilde dıbına girip çıkıyordum. ahh ahh diye inliyordu eda. boşalıcam bebeğim dedim kulaklarına.. kasıklarıma boşal aşkım dedi nefes gibi sesiyle... gibimi çıkardım amından.. kasıklarına dayadım.. bembeyaz kasıklarına sürttüm biraz.. memelerini somururken boşalacağımı hissettim ve edanın kasıklarına gibimi bastırarak boşaldım.. eda ben boşalırken omuzlarımı okşuyor hafif hafif öpüyordu.. boşal aşkımmm diye inliyordu usul usul.. edanın kasığını dölüme buladıktan sonra üstüne iyice abandım.. deli gibi yorulmuştum.. edanın saçının kokusunu içime çekerek yatıyordum üzerinde..

finali yarın yapcam ebem gibildi amk yazmaktan giberün...

bazı arkadaşlar bu yaşadığım olayın benim için ilk ciks tecrübesi olduğu kanısına falan varmışlar ne hikmetse. sonra da mantık hatası bulmuşlar. aga benim yazdıklarımın arasında 'bu benim ilk ciks tecrübemdi' diye bişey var mı? varsa getir sana domalayım ben amk. benim 'ilk defa' diye tanımladığım olaylardan kastım olayı ilk defa bu şekilde yaşamamdı. yani ilk defa bu kadar duygulu, bu kadar şehvetli ve bu kadar anlamlı yaşıyordum cinselliği. bundan önce yapmadığım anlamı çıkmaz burdan. ama bundan önce yaptıklarım hep alelade cikslerdi. kah keraneye gittik kah turist avladık antalyada... ama bunların hiçbirinin coşkusu bu denli olmamıştı. söylemeye çalıştığım olay bu. ha şimdi sen her gün keraneye gidip her gün turist avladığımı falan da düşünme. öyle bişe de yok. o olaylar da seyrek ve çok az. yani genel olarak ele mahkum birisiydim. olay budur.

edanın üzerindeyken hayatımın en sakin ve bir o kadar mutlu anlarını yaşıyordum. memeleri vücuduma yayılmıştı. pamuk gibi vücudu ile benimkisi birleşmiş birbirine geçmişti adeta. 31 orgazmı sonrası yaşadığım o gibik mutsuzluk burada yerini huzur ve mutluluğa bırakmıştı. eda omzumu boynumu hafif hafif öpüyor. seni seviyorum diye inliyordu. elleriyle belimi boydan boya tarıyor hafif hafif tırnaklarını gezdiriyordu üzerimde. bir kaç dakika bu halde kaldık. sonra ben üzerinden kalktım. masadan peçete getirip edanın döle buladığım kasıklarını sildim. eda bana bakıyor tatlı tatlı gülüyordu. ne oldu diye sordum ben de gülerek. cevap vermedi.. şurayı da sil bak buraya kadar gelmiş diye spermlerimin vücudunda dağıldığı yerleri işaret ediyordu. bir yandan edanın güzel dolgun bacaklarını okşuyor bir yandan da üzerindeki dölleri temizliyordum...

edanın üzerini temizledikten sonra yanına uzandım. bembeyaz vücudu ile öylece yatmış tavana bakıyordu. ne düşünüyorsun dedim. yaptıklarımızı diye cevap verdi. pişman mısın diye sordum. neden pişman olayım? ben istediğim için geldim zaten dedi. iyi dedim. bi kaç dakika sonra kalktı eda. banyoya gitti. 3 5 dakkaya geldi geri. çırılçıplaktı. edanın şekilli vücudunu bütün çıplaklığı ile izlemek harika bir olaydı. kalçalarının her adımında bombeleşmesi. göğüslerinin bir oraya bir buraya sallanması... yavaş yavaş külodunu sütyenini falan giydi. giyinirken benim gitmem gerek artık. yoksa geç kalırım dedi. tamam beraber çıkarız dedim. ben de giyindim. eda üniformasını da giydikten sonra evden çıktık...

otogara gitmek için taksi bekliyorduk dışarda. eda belime dolamıştı elini. elinin yumuşaklığı ve ısısı bana az önce yaptığımız şeyleri hatırlatıyordu sürekli. gözlerine bakıp güldüm.. keşfettiğim bir güzellikti o artık. bu kızın tadını, kokusunu almıştım. taksi geldi. otogara doğru yola çıktık tekrar. saat 2 gibi falandı sanırsam. eda takside bana bakıp kısık bi sesle 'bi dahaki sefere önceden ararım. merak etme' dedi ve hafif bi göz kırpma hareketi yaptı. kafamı çevirip önüme baktım. o gün yaşadıklarımı ve edanın şimdi söylediklerini düşündüm. bu durum beni biraz ürküttü her zamanki gibi. olayların bu seviyeye gelebileceğini hiç düşünmemiştim ben. ama olaylar benim düşüneceğim boyutları bile bir günde geçiverdi. zamana bıraksam kim bilir daha neler olurdu ki...

otogara vardık. manisaya giden minübüslerden birinin önünde durduk. eda bana döndü. ellerimi tuttu. sonra yüzüme baktı. hafif bir gülümseme vardı suratında. ne bilim lan! o an eda sanki hayatımdaki en önemli şeymiş gibi göründü gözüme. düşünsenize.. bir kız bir sabah sizi arıyor evinize geliyor.. size bedenini açıyor büyük bir istekle.. alelade olmayan şehvet dolu bir ciks yapıyorsunuz. sonrasında ayrılırken ise iki elinizi de avuçlarının arasına alıp gülümser bir eda ile yüzünüze bakıyor. elimi avuçlarından çekip edanın yüzünü okşadım. çok hoşuna gitti bu hareketim. iyice yaklaştı bana. sarılıp kafasını göğsüme yasladı. beni unutma sakın ara tamam mı dedi. unutur muyum hiç arıcam tabi dedim. biliyorum dedi. iki eliyle omuzlarımdan sıvazlamaya başladı. kafasını hafif ileri atınca beni öpmek istediğini anlayıp ben de öne doğru hamle yaptım. yanaklarımızdan öptük birbirimizi. hadi görüşürüz diyip ayrıldı eda. arkasını dönüp kalçalarını sektire sektire yürürken izliyordum onu. her adımında bu kalçaları nasıl böyle ritmik bir halde bombeleşiyordu ki? kendi bilerek mi yapıyordu bunu? yoksa kendiliğinden mi oluyordu... minübüs kalkarken el salladım edaya. döndüm gittim sonra...

aynı günün akşamı mesaj attı eda. yaşadığımız bu günü hiç unutmicam dedi. yatağıma uzanmış halde öylece mesaja baktım. insanın hayatına bir anda birisi girer ve merkeze oturur. bu kızı hayatımın merkezine oturtmak istemiyordum. ama sanırım olaylar farklı bir boyut kazanmaya başlayacaktı. gerek benim bunca yıl gerçek duygulara olan açlığım gerekse gibik hayatımdan ötürü kendimi böyle tribe sokmak büyük değişiklik yaratabilir diye düşünüyordum. ki bu insanların anlayabildiği tarzda bir durum değil. tek seferlik bir ilişki.. hele hele böyle bir kızla zevkin doruklarına çıkarabilir insanı. ama bundan ötesi sahiplenmeye hatta daha ciddi bir yerlere gidebilir. edaya sahip olmuştum evet. ama her insan bi daha olmasını ister. benim durumum da birisi ise daha çok ister. ama korkuyorum. çünkü bu gelip geçici bir durum olmaktan çıkacak gibi. sadece gülümseyen bir surat yolladım edaya. cevap gelmedi. o hafta boyunca ne ben aradım ne de o.. bazen aklıma geliyor. yatağıma bakıp edanın bembeyaz vücuduyla orada uzanmış halini düşünüyorum. ne çok anlamlı ne de hiç anlamı olmayan bişey bu. yorumlanması zor. ama zevkli.. çok zevkli...

kafamda gib gibi düşünceler. bu şekilde olmayacağına kanaat getirdim artık. ortada belirsizlik varsa insan aynı şeyi tekrar yapmak istiyor. edayı bir hafta sonra aradım. sesi boğuk ve bitkin halde çıkıyordu. efendim dedi. nasılsın özledim diyebildim sadece. derinden bir nefes sesi duydum. ben de özledim. ama beni yanlış tanımandan korkuyorum dedi. öyle bir şey yok dedim. seni görmek istiyorum. görüşmemiz lazım eda dedim. telefonu yüzüme kapadı. öylece kaldım. ne oldu amk? neden? kafamda bin tane soru belirdi yine. masaya bıraktım telefonu. tekrar aramak istemedim. bi camel soft yaktım. derinden derinden çekiyorum. unutmaya çalış.. unutmaya çalış... bu kızın amacı mı farklı? yoksa benimle oynuyor mu? daha önce böyle yaptığı erkeler var mı ki benim gibi? bu düşüncelerin altında ezilmek çok kötü. bu kadar mı zayıfım. 18 yaşında bir kız. benimle böyle oynayamamalı. yarım saat sonra telefon çaldı.. arayan eda..

böyle oluyor işte beyler. kimisi her gün gider biryerlerde birileriyle gibişir. gibtiği yanına kar kalır. uzayıp gider. kimisi de benim gibi ayda yılda bir turnayı vurur ama o da gibinde patlar. benim hayat hikayemin özeti bu aslında. hiç bir zaman bir yerlerde bir şekilde başrol oynamak gibi bir arzum olmadığından belki. ama bunun için yaptığım tek tük girişim de sorunlarla sonuçlanıyor. eda tak gibi bir sesle yüzyüze konuşmamız lazım xxx dedi. yaptığımız şey bir anlıktı. ama ben pişman olmaya başlıyorum bundan. ilk defa böyle bir şey yaptım. ve bunun sonuçlarını oturup konuşmamız gerek dedi. sonuçlar mı? ne sonuçları.. ne bekliyordu ki? birincisi bunu ben istememiştim. sabahın köründe beni arayıp sana geldim diyen evine gidelim diyen ve beni kışkırtan delirten kendisiydi hep. tamam ben suçsuzum demiyorum ama. ortada eğer yaşadıklarımıza dair bir sorun varsa bu sorunun yüzdesi büyük bir oranda edanın üzerindeydi. hiç bişe demedim. ne sorunu bile demedim. tamam dedim sadece. ne zaman görüşelim onu söyle...

sen manisaya gel dedi. yarın öğleden sonra aynı yerde buluşalım konuşalım dedi. işte beyler. kızın bu tutumundan sonra içimden edaya karşı tarifi imkansız bir sinir ve kin belirdi. o an orada bir aydınlanma yaşadım. ne demek lan? hem gelicen altıma isteğinle yatıcan. hem de böyle arayıp atar gider yapıp yanına çağırıp konuşalım ayağı çekicen. senin kölen mi var burda amk.. ama böyle demedim tabi. içimde biriktirdim hep. bu iş artık karşılıklı bir çatışmaya dönüştü. tamam dedim. yarın gelirim . telefonu kapadım. düşündüm.. ben bu kadar pasif bir insan olamam. hayatım boyunca hiç ön plana çıkmadım ama ben kimseye de ezilmedim amk. ama bu patlamamın sonuçlarından eda etkilenecekti. hem de fazlasıyla.

o güne has kendime büyük bir özen gçsterdim. güçsüz ve zayıf çıkmayacaktım karşısına. benimle oyun oynayamazdı. traş oldum. üstüme fiyakalı şeyler giydim. parfümümü falan sıktım. ben üstün olmalıydım. zaten bir suçum yok ki. suçsuz olduğum halde kimse beni kullanamaz. hem ben bu kıza inanmıştım. anlattıklarına kimse inanmıyordu ve beni bu olayda kullandı.. olayın özeti buydu. kullanacağı bir erkeği bulunca da kendini açtı işte. şimdi de olayın sonuçlarından beni sorumlu tutmaya çalışacak. kafamda sürekli bu düşünceler var. o günden edanın odamda unuttuğu küçük kırmızı tokasını masamdan aldım. burnuma zütürdüm.. edanın cezbedici parfümünün kokusu vardı hala üzerinde. cebime koydum tokayı. çıktım evden...

neyse vardım manisaya .. aynı banka oturdum. ama bu sefer rahat ve kendimden eminim. insan böyle böyle anlıyor. böyle böyle olayı çözüyor işte. bi camel yaktım. eda yine tam camelin üzerine aradı. bu sefer atmadım sigarayı. aynı yerdeyim nerede kaldın dedim. hemen arkamdan sesini duyum geldim diye. telefonu kapadım. edaya baktım. sigaradan bir nefes aldım. yüzü solgundu. çok hoştu lan bu kız. masum bir hava vardı yüzünde. o kadar saf ve pürüzsüz bir yüz. çilleri her zamanki çekiciliğinde. ilk buluşmamızdaki dar kotu giymiş. üzerinde de pembe bi tişört var. meraba dedi. beklettim mi? cevap vermeden otur hadi dedim. ben oturdum yanıma oturdu o da. çevreme bakarak sigaramdan bi nefes daha aldım. eda ellerini birleştirmiş bacak bacak üstüne atmış bir bana bir sigarama bi de çevreye bakınıyordu. hayırdır dedim... mesele ne?

kendini ağırdan satan kızlar.. çok özel olduklarını düşünürler hep. ama edanın tarzı bu değildi. o sürprizi önceden yapıp sonra kendine bağlamak istiyordu. silahını kullanıyordu bildiğin. kızlar silahlarını kullanmadan tehdit ederler genelde. ama bu kız direk elindeki kağıtları önüme sermişti. ne kadar güzel, saf duru bir güzelliği olduğunda ve ne kadar şehvetli seviştiğini göstermiş şimdi de masumluğu ile bunu süslemeye çalışıyordu. kafamda sadece edanın beni kullanmak istediğini kuruyordum. soruma hemen cevap vermedi eda. dolgun kırmızı dudaklarını hafifçe büzdü. birşey yok dedi. hiçbişey yok. sadece canım sıkkın. kendimi kötü hissediyorum... neden diye sordum. camelimdan son nefesi de alıp izmariti fırlattım. attığım sigaraya bakakaldı ve konuştu.. sebebini nerden bileyim. ilk defa böyle bir şey yaşıyorum ve bunu senle yaptım. bana bu konuda destek çıkmanı ve yanımda olmanı istiyorum dedi... ben kılzarı hiç anlamadım beyler. artık buna da kafa yormak istemiyordum. bu güzel kızın kafasında kurduğu şeyleri düşünmek istemiyordum. edaya baktım. bembeyaz elleriyle sıkıntıdan bacaklarını sıvazlıyor etrafına bakınıyordu. aramızda o an için bi kontak yoktu. ama bu yaşanan olayları kendi lehime çevirmenin zamanı gelmişti. eda yı nasıl kullanacağımı biliyordum artık...