omeglede tanıştığım kızı nasıl siktim

ulan ebesinin amı. saat daha 10 buçuk onbir civarı kesin. bu kız bildiğin içanadoludan manisa üzeri gelen izmir otobüsüne binmiş amk. tam o saatler çünkü. ama niye binmiş? nasıl binmiş? hepsinden önemlisi neden beni arıyo? lan yoksa bana falan mı kaçtı diye de düşünüyorum. aklımdan mülyon soru geçiyor. kulağımda telefon. edanın pütür pütür sesi bişeyler diyor ama kafam başka yerde. tamam mı? dedi en son. anlamadım eda bi daha söyler misin dedim... gel beni al işte dedi. otogardayım. ya da nasıl gelicem senin olduğun yere onu söyle ben gelirim dedi. dedim dur bi. bir dur.. ben gelirim.. ama nooldu hayırdır dedim.. gelince konuşuruz dedi. ulan ders de vardı amk. neyse arkadaşı aradım imza atabilirsen at diye. yusuf yusuf otogara doğru yol aldım...

yani hayır ben böyle adrenalinlere gelemem amk. giberim dıbını da ciksini de.. benim istediğim şöyle alelade bir şeylerdi. bu derece ciddi mevzular beni strese sokar midemi bulandırır. ahmet yesevi önünde kalkan otogar minübüslerine karnımda bir ağrı bindim amk. bir yandan karnımı tutuyorum stresten bir yandan düşünüyorum. böyle adrenalin anlarında da kafa daha bir çalışıyor. insan olur olmadık herşeyi düşünüyor .. neden sonuç ilişkisiyle çıkarım yapıyor. aklımda binbir senaryo dolanıyor.. ama hiçbirisi mantıklı gelmiyor. edanın sabahın köründe kalkıp izmir otobüsüne binip beni araması için hiçbir sebep göremiyorum amk. kesin bu işin sonu taka saracak diye düşünüyorum. acaba gitmsesem mi diye düşünüyorum. ama kendime de yediremiyorum. erkek ol amk biraz git neymiş ne değilmiş öğren diyorum en azından... bu düşüncelerle vardım otogara..

alnımdan akan stres terlerini sile sile yürüyorum. edayı aradım nerdesin diye. taksilerin olduğu yerde bekliyorum dedi. tamam dedim ayrılma geliyorum. neyse biraz rahatlar gibi oldum. çünkü eda rahattı amk. tamam bir ciddiyet ve serinlik vardı ama ne bilim belki de o an rahatlama ihtiyacı hissettim çünkü harbiden çok gerilmiştim. adımlarımı yavaşlattım.. servislerin olduğu yere geldim. etrafa baktım. edanın elinde ders kitapları okul üniformasıyla orda duruyordu... bir an öylece kalakaldım..

tamam rahat ol rahat ol diye telkinlerde bulunuyorum kendime sürekli. edanın yanına vardığımda sakin görünmeye çalıştım. nooldu demeye kalmadan eda beni görür görmez geldin mi canım diyerek belimi tuttu ve yanaklarımdan öptü. ulan ben bir sürü karışık duyguyu bir arada yaşıyorum. ne oluyor ne bitiyor neden niçinler havada uçuşuyor. bu kızla biz ne ara bu hale geldik diyorum. en son görüştüğümüzde sinyallerini vermişti ama belimden sarıp böyle samimi samimi öpecek seviyeye ne ara geldik amk.. ayrıca bu kızın burada ne işi var.. hiçbişe diyemedim bi süre. nefes alıp verişlerim hızlı.. çevreme bakınıyorum.. hayırdır eda ne oldu diyebildim sonunda..

hiiç dedi umursamaz bir tavırla. seni görmek istedim ve geldim... al işte. ulan benim açımdan bu derece adrenalin dolu ve stresli geçmiş bir saatin ardından bir olay ancak bu şekil sakin ve umursamaz bir tavırla anlatılabilir. ama diyebildim... ama.. bu saatte otogardan nasıl geldin.. hem neden haber vermedin.. ben .. okula gidiyordum diyebildim... ulan amma da malım yani şimdi düşünüyorum da kız bir risk almış en azından yani ama ben gib gibi dersim vardı gibi hareketlerdeyim.. kafamı gibim.. eda durdu bir an. ya dedi. okula gitmedim. arkadaşlarla daha öncesinde konuşuyoduk nasıl giderim diye dedi. ben de izmir otobüsüne binebildim dedi.. herşey bir anda olmuş.. ulan hiç kafama yatmadı. tamam bu otobüsler kısa mesafe sıkıntı olmaz alır yolcu manisadan ama ne bileyim lan. okul üniformasıyla bir kız... hayır kafamdaki soruları soramıyorum da. mal gibi bir durum.. ne desem ne yapsam saçmalıcakmışım gibi hissediyorum..

eda bendeki stresli ve huzursuz tavrı anlamış olucak ki ya senin işin varsa önemli değil geri dönerim ben dedi. kız böyle diyince kendimden utandım biraz. toparlamaya çalıştım. yok ya dedim.. sorun yok. ben sadece sen böyle bir anda çıkıverincegerçekten şaşırdım dedim.. sorun yok gerçekten dedim.. gülümsedi.. tamam o zaman dedi.. tamam geldin de dedimi ne yapıcaz şimdi gibisinden bişeler saçmaladım.. ne bilim dedi. takılırız falan işte. ama saat 4-5 gibi falan evde olmam gerek dedi. ona göre dönücem benişmkiler okuldayım sanıyo dedi. ulan ne olursa olsun. kız harbi taşaklıymış amk. kızdaki bu cesareti takdir ettim o an ne yalan söyliyim.. kızdaki cesaretten ötürü ben de bir rahatladım.. bana da bir serinlik geldi..

haha.. ulan düşünüyorum da.. hayat hakikaten çok garip amk. o gün gib gibi kalkıp okula gidicektim . mal mal dersleri dinleyip fakültedeki 3 5 kızın zütüne bakıp eve gelince de 31 imi çekicektim. programım buydu. ama şu işe bak.. nasıl bir gün yaşayacağımı hiç bilemezdim.. işte tadı da burda mevzunun.. otogardan çıktı eda ile. bu saatte nereye zütüreyim seni dedim.. ya sen nerde oturuyorsun dedi bana. bucadayım ben dedim.. tamam ya dedi hiç öyle aptal aptal cafelere gitmeyelim. müsaitse eğer evin gidip oturalım yemek falan yaparız dertleşiriz rahat oluruz dedi. şimdi cafeye oturcaz sonra napıcaz ki dedi.. olum ... ben fatal error verdim o an.. yani .. ne demk şimdi bu.. nasıl yani.. ne diyim ben şimdi bu kıza. tamam desem bi türlü.. yolmaz desem ayrı bir sıkıntı.. ha öylemi diyebildim.. sonrası biraz bulanık...

olmaz demek olmazdı beyler. siz de olsanız evet derdiniz. çünkü söylenecek başka bir şey yok. kız bu teklifi yaptıktan sonra ben olmaz ya bi cafeye gidip oturalım desem artık o muhabbetten o buluşmadan bir hayır gelir mi? kız o reddin üstüne artık benle öyle takılır mı? aslında başından beri hayallerimi süsleyen olay gerçekleşiyordu. ama çok ani oluyordu herşey. ve ani olması hazırlıksız yakalanmama sebep oluyordu. bu durumda beni strese sokuyor. hayalini kurduğum şeyleri daha farklıo algılayıp strese yol açıyordu. ama yapacak bişe yok. tamam dedim. hatta hiç öyle otobüse falan da bindirmedim. giberim dedim cebimde 100 lira para var. taksiye bindik. 20 dakikaya bucadayız. evin önüne geldi taksi. ulan taksiciden bile çekiniyorum düşünün. o yüzden kızla hiç konuşmadım 20 dk boyunca. bir sıkıntı olduğu anlaşılmasın diye. arada bakışıp gülüyoruz falan.. eda gayet rahat. benim zütümden terler akıyor...

beyler işim çıktı devam edicem reserved leri alın ... kusura bakmayın .. gelicem..

gençler kusura bakmayın bir işim vardı geldim.. neyse devam edeyim..

dediğim gibi aga olaylar bir anda oluveriyordu. takip edemiyordum hani. daha bir kaç saat öncesinde tahmin bile edemeyeceğim bir durumun içindeydim. ipne taksici 35 lira paramı aldı. ama aklım parada değil. şimdi nolucak lan diye sorup duruyorum kafamda. yani şimdi kız lise sonda. daha 18 ini doldurduğundan da emin değilim. hadi hepsini geçtim. kız açık bir şekilde senin eve gidelim dedi amk. yani kız bildiğin beni benim evime atıyor. neyse beyler. taksici ipnesini dehleyip kaldık kızla. benim ev sitenin içerisinde. site de bildiğin aile sitesi yani hiç öğrenci yok. beni bi sıkıntı daha sardı. elin liseli kızıyla siteye beraber girmek istemedim gündüz vakti. esasında kime ne amk ama insan tedirgin oluyor. benim gibi de hiç bu işlerle ilgisi olmayan insan tabi daha bir sıkıntı. eda ya dedim. bina bu daire numarası şu. ben giricem 10 dakikaya kadar sen de çıkarsın. kapı açık olur. yanlış anlaşılmasın şimdi falan dedim. eda bana baktı.. güldü.. iyi nasıl istersen dedi. ben bekler 10 dakikaya girerim dedi. hafif de bir göz kırptı amk. o göz kırpma faslından sonra ben anladım ki edanın niyeti bozuk. neyse.. ben daireme doğru yol aldım. eda dışarda bekliyor..

benim ev arkadaşı bir haftalığına memleketine gitti. yani o açıdan rahatım. uzatmiyim fazla. ben daireme girdim. kapıyı açık bıraktım biraz. eda yı bekliyorum. eda 10 dakika sonra geldi. kapı açıktı zaten. içeri girdikten sonra şöyle bi etrafa baktı gülümseyerek. beni görünce 'selaaaam' dedi ilk karşılaşmamızdaki ses tonuyla. edanın üzerinde okul üniforması vardı demin de söylediğim gibi. dizinden yarım parmak yukarda bir etek üzerinde gömlek.. ten rengi de bir çorap giymiş. oldum olası bu ten rengi çoraplara hatayım zaten. edanın bacakları daha önce de belirttiğim gibi dolgundu ve hakikaten şekilli bacakları vardı. boyu 1 70 civarı. saçları açık durumdaydı. okula diye çıktığı için yüzünde hiç makyaj yoktu. çilleri faha belirgin bir şekilde göz önündeydi. hakikaten kışkırtıcı idi yüzü.. salona geçebilirsin dedim gülerek. arkasından devam ettim. önümde yürürken her adımında ritmik bombeleşen züt yanakları eteğin altından daha bir belirgin oluyordu. aklım gitti bir an. çok güzeldi.. hakikaten heyecan vericiydi edayı izlemek..

neyse oturduk salona. eda beni gerçekten şaşırttın bugün dedim. nerde aklına esti de geliverdin böyle diye sordum.. hafifçe gülümsedi... öyle işte dedi. bunu söylerken gözlerini hafif kıstı ve kafasını küçük bir kız çocuğu edasında çevirdi. iyi ettin ya dedim. konuşuruz işte iyi oldu dedim. ama bi dahaki sefere böyle riske girme herşeyden önce ara falan dedim. şimdi diceksiniz ne saçmalıyon amk diye. olum ben o an ne dediğimi mi biliyorum amk. kızı rahatlatmaya çalışıyor gibi görünüyorum ama kendi kendimi rahatlatmak asıl derdim. eda 'tamam ya öyle yaparız' dedi utnagaç bir tavırla. çok masumdu oo an. sanırım üstünlüğü ele almamı istiyordu. bildiğin ufak kız çocukları tribine girmişti. bacak bacak üstüne attı. zaten kısa olan eteği baldırlarının ortası seviyesine kadar kalktı. dolgun şekilli bacakları daha bir gözler önündeydi. hiç sakınmıyor bacaklarını bütün güzelliği ile sergiliyordu. konuşurken arada sesi çatallanıyordu. sanki garip bir şeyler oluyordu kıza. bir şeyler mi bekliyordu? bilemiyorum. odaya sessizlik çöktükten sonra kahve içer misin diye sordum. olur dedi..

ortamda enteresan bir hava var. hani birşeylerin olacağını sezersiniz ya. olaylar spontan gelişiyordu. ben artık düşünmeyi bıraktım. ne olacaksa olur dedim kendime. bu beni biraz rahatlattı. gittim kahveleri hazırlıyorum. eda bir ara yanıma geldi mutfağa. kahveni al bakalım dedim. sağol diyerek aldı. şimdi içkimiz olsaydı ne güzel olurdu de mi dedi? eda bu soruyu sorduğunda bende bir hareketlenme oldu. bu saatte de içki olmazdı ama falan gibi bişeyler saçmaladım. şaka maka eda rengini belli ediyordu. birden bire aklım başıma geldi o an. edanın bu paslarını karşılıksız bırakmamalıydım. nabza göre şerbet verip muhabbeti kıvama getirmek bana kalıyordu. geçen konuştuğumuz konulardan bahis açıp olayı edanın çok saf düzgün hoş bir kız olduğu mevzusuna gitrdim. eda beni gülerek dinliyordu hoşuna gidiyordu söylediklerim. o an bir geçişe ihtiyacımız vardı. olayları bir sonraki aşamaya atlatacak bir hareket.. o hareket eda dan geldi.. iyi ki de geldi. yoksa benim bi tak yapacağım yoktu..

ben edanın hoşuna gidecek şeyler söylerken eda birden bire yan koltuktan yanıma oturuverdi. sen ne tatlı bişeysin öyle ya teşekkür ederim dedi. önemli değil dedim gözlerinin içine bakarak. olanı söylüyorum ben dedim. sağol o zaman dedi. o an sustuk. birbirimize bakıyor hafifçe gülümsüyorduk. edanın yüzüne baktım... gözlerimizle derin bir bağlantı kurmuştuk. edanın yüzünün güzelliğini fark ettim bir kez daha. çillerinin ne kadar hoş durduğunu ince kaşlarının ne kadar zarfi olduğunu düşündüm. eda gözlerini aşağı kaçırdı. hafifçe gülümsedi.. kısık bir nefes verdi. öpsene beni ya dedi. cevap verecek bir kelime bulamadım. zaten soru da sormuyordu. önce elimi saçlarına zütürdüm. yüzünün önüne düşen saçlarını kulaklarının arkasına attım. bu hareket edanın o kadar hoşuna gitti ki gözleri parladı bir an. sonra boynundan hafifçe tuttum. ve dudaklarına doğru hamle yaptım...

o anı açıklamak pek mümkün değil aslında. farklı duygular. daha öncesinde de pek bu işlerde tuzu bulunmayan bir kişi olarak benim için gerçekten deli edici bir andı. yavaşça edanın dudaklarına doğru uzandım. bu saniyede insanın duyuları bir kaç farklı şekilde uyarılıyor. edanın boynunun zarifliği ve yumuşaklığını algılayan ellerim.. edaya yaklaştıkça onun mis gibi kokan teninin kokusu... ve yavaşça dudaklarına yapışınca o dolgun şehvet dolu tat.. önce hafifçe buseler kondurdum edanın dudaklarına. nefes alıp verişleri hızlandı edanın. gözlerini kapadı. sonra daha bir derinden öpmeye başladım. eda da bana eşlik etti. dudaklarının o sıcaklığı.. hızlıca alıp verdiği nefeslerinin öpüşürken içime dolması.. boynunu daha bir sert kavradım.. eda inledi hafifçe.. bacaklarımın üstüne koydu elini...

aşama atlamıştık. ama ne ara atladık hiç anlayamadım. eda öyle bir öpüşüyordu ki. beynim yerinden çıkacak gibiydi. eda iki eliyle kafamı tuttu. tam anlamıyla dudaklarıma çalışıyordu. sıcacık dilini ağzıma verdi.. daha önce böyle bir deneyim yaşamamıştım. edanın alev alev dilini kendi dilimle yokluyor deli gibi somuruyordum. edanın dilini somurdukça inlemeleri artıyor inlemeleri arttıkça içime dolan sıcacık nefesi beni daha da azdırıyor ben azdıkça kontrol edilemez bir hale geliyordum.. eda o kadar hareketli ve ateşli öpüşüyordu ki kafasını hamle yapma için her oynattığında dişlerimiz çıt çıt birbirine çarpıyordu. tarifi imkansız hazlardı bunlar. alelade bir öpüşme değil.. bir ara kendimi geri çektim. kafamı çevirip pencere açık mı gibisinden bişeyler söyledim. eda bana baktı. sonra baktığım yere baktı. kapalı işte dedi ve kafamı tekrar kendine çevirip öpmeye devam etti. sen de bana dilini ver dedi.. sınırsız bir zevk denizindeydim.. eda kafamı tutmuş bana doğru vücuduyla hamle yaparak öpüşüyordu... söylecek o kadar çok şey var ama hiç bişey de yok gibi...

daha fazla ellerimi işlevsiz bırakamazdım. eda bunu benden önce farketti. öpüşmeye devam ederken elimi aldı ve memelerinin üzerine zütürdü. bir an nasıl davranacağımı bilemedim. hafifçe göğüslerini okşadım. gömleğinin üzerinden yavaş yavaş yokluyordum göğüslerini. sütyen de vardı altında.. edanın göğüslerini okşamaya başlayınca derin bir nefes aldı kız.. sonra aynı nefesi inlemelerle tekrar bıraktı. deli gibi öpmeye devam ediyordu. göğüslerinden aşağıya doğru indirdim elini. karnını okşadım sonra. yavaş yavaş bacaklarına doğru zütürdüm. edanın bacakları yumuşacıktı. ten rengi çorabının üzerinden bacaklarını boydan boya keşfediyordum. yavaş yavaş içeriye doğru girdim. elimi bacaklarının arasına doğru zütürdükçe sanki bir alev topuna tutuyormuş gibi hissettim.. edanın amı yanıyordu...

edanın dıbına doğru bir hamle yapar yapmaz eda ufffff diye inledi. kafasını geri çekti. yüzüme tutkuyla bakıyordu. gözleri kısıktı. dudakları kıpkırmızı olmuştu öpüşmekten.. odan yok mu senin yaaa diye nefes gibi bir sesle inledi. elini tuttum gel diye çektim.. geç sen geliyorum ben dedim. lavaboya gittim hemen. aynada kendime baktım. beyler inanın dudaklarımın ebesi gibilmiş durumdaydı. şişmiş kıpkırmızı olmuştu. dudaklarımı bu şekilde hiç görmemiştim amk. yanaklarımı tutup öylece baktım bi süre. geçtim sonra içeri. eda yatağımın kenarında oturuyor bana bakıyordu. yanına oturdum.. aşkımmm diye çekti beni kendine tekrar. dudaklarıma yapıştı yine. aynı sıcaklık.. aynı ılık nefes... edanın belini iki elimle kavradım.. soymak istiyordum artık onu. içerisindekileri keşfetmek istiyordum. şekilli vücudunu bütün çıplaklığıyla görmek istiyordum...

kafamı geriye çektim. edanın gömleğinin düğmelerini titreyen ellerimle açmaya çalışıyordum. eda bir bana bakıyor bir ellerime bakıyor ve beni kısa kısa dudaklarımdan öpmeye devam ediyordu. uzan dedim edaya. boylu boyunca yattı yatağıma. mükemmel bir görüntü. bütün şehveti ve güzelliğiyle yatağımda yatıyordu. yavaşça açtım düğmelerini. her bir açtığım düğmede edanın bembeyaz pürüzsüz vücudunu biraz daha keşfediyordum. önce sütyenli göğüsleri çıktı meydana. istemsizce yutkundum.. sonra bembeyaz karnı kışkırtıcı göbeğini gördüm. tamamen çıkarıp attım gömleğini. edanın boynuna doğru hamle yaptım. kulak memesini hafifçe somurup boynuna doğru indim. kafamı kendisine delicesine yaslıyor ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. süteyinini üzerinden göğüs çatalına doğru indim. o koku beyler. edanın ten kokusu.. sıcaktan hafif nemlenmiş göğüslerinin o muhteşem ten kokusunu hem burnum hem de ağzımşa tadıyordum..

edayı biraz kendime çekip arkasına uzandım. sütyeninin kopçasını açtım. yavaşça kaldırdım sütyeni. bu ilkk görüşü nasıl tarif ederim bilemiyorum beyler. sanki olayları başka birisi yaşıyor ve ben bir köşeden ibretle izliyordum olanları. farklı bir boyutta gibi. suyun üzerinde yürüyorum sanki. edanın bir çift dipdiri şekilli göğüsleri bütün çıplaklığı ile karşımdaydı. aklımdan öyle şeyler geçti ki o an. bir an ne yapacağımı şaşırdım. eda kısık gözlerle bana bakıyordu. edanın gözerine baktım.. ellerimi tutup göğüslerinin üzerine koydu. aman allahım... edanın yumuşacık göğüslerini avuçlamak.. her avuçlayışımda yatakta kıvır kıvır kıvranan bembeyaz bir vücut.. memelerine doğru eğildim.. herşey sanki başka bir zamanda oluyordu.. gözlerimi kapattım. ve edanın memelerini hafifçe somurmaya başladım. memelerinin tadı, teninin o kokusu... bebek gibi emiyordum edanın memelerini... eda hafif hafif başımı okşuyor usul usul inliyordu.. arada bir kafasını kaldırıp bakıyor sonra geri atıyordu kafasını geriye.. derin derin nefesini vererek...