Size anlatacağım hikaye sözlükteki çoğu hikayenin aksine tamamen doğrudur. önceki 8 hikayem gibi %100 gerçek olan hikayem hatırladıkça beni hala kötü etkiliyor. yalanına sokayım tarzı yorumları umursamayacağım. herşey 6 sene önce başladı. 14-15 yaşlarımdaydım. mayıs aylarının sonuydu. 8. sınıftaydım ve arkadaşlar ile sbs'ye hazırlanma dönemimdi. okul arkadaşım mert, batuhan ve emre ile necdet'in çalıştığı kafede sınavlara çalışıyorduk. necdet, lise 2 öğrencisiydi. yaz sonrası lise 3 olacaktı. aynı zamanda bizim mahallenin komiseri cemil abinin oğludur kendisi. necdet "eee deathburn çalışmalarınız nasıl gidiyor?" dedi. ben "ya necdet, ne diyeyim ki? bildiğin ağzımıza sıçıyorlar amk." dedim. necdet "ee oğlum bizimde zamanında ağzımıza ettiler." dedi. bir yandan muhabbet ederken bir yandan da ders çalışırken yan masada bir adam gözüme çarptı. suratı maskeli, güneş gözlüğü takmış, kafasında da şapka vardı. sürekli bize bakıyordu. ulan bu adam niye bize aval aval bakıyordu? sanırım kördü amk. zaten güneş gözlüğü takmış. hiçte tepki vermiyordu. ama yine de kısa süre sonra bizimkilerin de tepkisini çekti tabi...
Okuyanlar kendini belli etsin 3-4 okusa bile devam edeceğim.

Not: entrymi ve başlığımı yanlışlıkla sildiğim için tekrar açtım.

her neyse biz ders çalışmaya devam ettik. biz kalkmak için hazırlandık. necdet, adamın siparişini almaya gitti. necdet tam "hoşgeldiniz ne ist... " derken adam eliyle işaret yaparak "çay" dedi. çok tuhaf el hareketleri vardı. biz kalktık ve oradan gittik. eve gittiğimde o adamın tuhaflığı hala aklıma takılıyordu. mert'in dediği gibi bir takluk mu vardı adamda amk? her neyse bunların hepsini unutmak için bilgisayarı açtım ve metin2 oynamaya başladım...

her neyse ders falan çalıştık. aradan kısa bir süre geçti okul falan bitti karneleri aldık, sbs'ye girdik. yaz geldi falan. temmuz ayı geldi. mahallede arkadaşlarla top oynuyorduk. ben tabi her zamanki gibi ortasahada hünerlerimi gösteriyordum. maç oynarken bir anda gözüme bir şey takıldı. o adam... o esrarengiz adam. oradaydı. elinde bir kola ve bir sandviç ile kaldırıma oturmuş bizi izliyordu. üstünde hala aynı palto, aynı atkı, şapka. vay amk. bu adamdan şüphelenmeye başladım. yazın ortasında atkı ve palto giyiyordu. maçı oynadık bitti. ardından adam maç bitimi sonrası gitti.

devam ediyorum beyler okuyanlar ses versin. biraz oyun oynadıktan sonra ders çalışmaya devam ettim. türkçe ve ingilizcede yardırsam da maalesef aynısını matematik ve fen için söyleyemezdim amk. matematikte yapamadığım soru dolaysıyla ben de bilgisayar dükkanında çıraklık yapan uğur abinin dükkanının yolunu tuttum. ablam zaten dershanede üniversite sınavlarına hazırlandığı için evde yoktu. babam işte, annem ise komşudaydı. uğur abi üniversite hazırlık öğrencisiydi. devlet üniversitesinde bilgisayar mühendisliği okuyordu ama hazırlık olduğu için çok da fazla bilgisayar bilgisi yoktu. uğur abinin dükkana girdim fakat girdiğimde tamamen şok oldum.

devam ediyorum beyler. bu adam niye bize bakıyordu? yoksa harbiden kör falan mıydı? buraya gelen müşteriler de hep bilinen insanlar genelde. buralarda da fazla görmedik. gerçi adamın kim olduğu belli değil. ben fısıldayarak "beyler bu adam kör olabilir. öyle bir durum bence." dedim. mert "oğlum bana kör gibi gelmedi lan. adamı düzgün göremiyoruz bir takluk var" dedi. batuhan "oğlum boşverin belli ki adam birşey düşünüyor. dalmıştır o" dedi. emre "gibtir edin beyler şu soruyu yapalım." dedi. ders çalışmaya devam ettik. yalnız adam hala bizi izliyordu amk.

yalanına sokuyum

okuyanlar ses versin arkadaşlar seri bir şekilde devam edeceğim.

vay anasını bu adam neler yapıyordu amk. bu tesla, bill gates, steve jobs'u da geçmiş amk. her neyse muhabbet ettik. biraz takıldıktan sonra eve gittik. eve gittikten sonra biraz oyun oynadım. bir süre sonra evde televizyon izlerken bir anda elektrikler durduk yere gitti. hatta tüm mahallenin elektriği gitti...

Bu yalanci muallakye inanmayin amina koyim istisnasiz tum hikayeleri yalan

bu adamın yazdığı hiçbir hikayeye inanmayın beyler çünkü hiçbiri gerçek değil.

NOT: yalanına sokiyim

vay amk. Çok garip şeyler yapıyordu. 7-8 program birden açıktı ve takır takır kodları yazmaya başladı. öyle hızlıydı ki hiçbir anlam veremedik. çaktırmadan yerimize geçtik. bizimkilere durumu anlattık. bunlar durumu garipsemeye başladılar. adam öyle profesyöneldi ki hiçbir anlam verememiştik. işte herşey o zaman başladı. ama keşke başlamasaydı aq...

maç bittikten sonra yedik, içtik ardından evlere dağıldık. biraz bilgisayarda age of empires oynadıktan sonra biraz facebook'ta falan takıldım. ardından kapı çaldı. komşumuz nuriye teyze biraz kek getirmişti. onları yedikten sonra biraz daha oyun oynadım. evin oradan dışarıya baktığımda o adamı gördüm. kaldırımdan başka bir evi gözetliyordu. kaldırıma oturmuş ve bir yandan mesajlaşırken bir yandan da evi izliyordu...

dıbına koyim bütün olağan üstü gerçek olaylar senin başına geliyo gibecem. bi hackeri anlattın eyvallahta bu da abartı kaçıyo amk. bari gerçek demede öyle okuyalım

aradan 1 buçuk ay geçti. okullar açıldı. ortaokul bittiğinden o sene lise öğrencisi oldum. okulun ilk günüydü. annem, babam, ablam kahvaltı yaptık. annem "demek sen de liseli oldun artık ne günlere geldik" dedi. babam "oğlum aman dikkat et bu ortaokula benzemez." dedi. ablam "okul senelerinin en güzel günlerini geçiriyorsun değerini bil de git." dedi. her neyse okula gittim. yolda yine o adamı gördüm. sahil kenarında bankta oturuyordu.

Okuyanlar kendini belli etsin. Seri bir şekilde devam edeceğim.

hiç belli etmeden okula gittim. sınıflar falan açıklandı. sınıflara girdik. mert ile aynı sınıfa denk geldik. okuldaki pek çok kişi de ortaokul, ilkokul ve dershaneden tanıdıktı. Ders öncesi arkamıza arkamıza biri oturdu. "selamun aleyküm beyler." dedi. ben "aleyküm selam kardeş." dedim. "isimler neler beyler? söyleyin de tanışalım" dedi. "selam kardeş. ben deathburn." dedim. mert "ben de mert kardeşim. senin isim ne?" dedi. "ben burak. buralara yeni taşındım. istanbul dışından geldik. izmirliyim izmirden geldim babam asker. sağolsun buraya gelerek futbol kariyerime de engel oldu. övünmek gibi olmasın iyi bir forvet oyuncusuyumdur. izmirspor altyapısında forvet oynamışımdır. fenerde oynamak nasip olsa... " dedi. mert "fener dedin ayıp ettin en büyük cimbom. Neyse kardeş burada yaşıyorum senelerdir. ama bursalıyım. ben de bilgisayarlardan iyi anlarım kardeş" dedi. ben "beyler hayatın anlamı beşiktaş. bu arada ben de blabla'lıyım. bu binle aynı mahallede büyüdüm." dedim. biraz konuştuk burak "beyler bahçeye çıkalım biraz kız düşürelim." dedi. burak zaten çapkın bir binti. (önceki hikayelerimi okuyanlar burak ile nasıl tanıştığımı öğrendi böylece) ne kızlarla çıktı senelerce. her neyse bunlarla kaynaştıktan bir süre sonra okul çıkışı beraber cemil abin oğlu necdet'in kafeye gittik. kafenin bahçesinde otururken necdet'in yanına gitmek için kafenin içerisine girerken kapıyı açtığımda o çok korktuğum şey ile karşılaştım...

dükkana girdiğimde gerçekten şok olmuştum. bu o esrarengiz adamdı. arkası bana dönüktü. uğur abinin elinde birkaç donanım vardı. uğur abi elindeki teknolojik donanımları adama verdi. ardından esrarengiz adam "iyi günler" dedi ve arkasını döndü. göz göze geldik. adam yanımdan geçip gitti. uğur abiye "abi neler oluyor?" dedim. uğur abi "deathburn adam birkaç pc donanımı istedi bende verdim. her neyse sen ne istemiştin?" dedi. ben "uğur abi şu sorularda biraz zorlandım. bir el at" dedim. uğur abiyle ders çalışmaya başladık. ama hala o adamı merak ediyordum.

beyler gerisini sabah yazacağım hadi iyi geceler. internette bir sorun var o yüzden giremiyorum kusura bakmayın.

batuhan, cengiz, necdet, mert, burak, emre ve ben artık bu adamın kim olduğunu iyice merak etmeye başladık yoksa bir kanun kaçağı falan mıydı? veya katil falan. iyice şüphelenmeye başlamıştık. necdet "beyler bu adamdan artık şüphelenmeye başladım. ben babama anlatacağım. suçlu falansa tutuklasın şunu." dedi. necdet içeri girdi ve komiser cemil abiyi aradı. ben ve mert ise çaktırmadan adamın bilgisayarda ne yaptığına bakmaya çalıştık. zor da olsa çaktırmadan baktık ve gördüğümüz de şok olduk.

Adak Johnny Sins cikti ve 30 cm damarlı yarragiyla 7 mizi üst üst koyup gibti