2005 yılında babamın tayini nedeniyle istanbuldan,ege de güzel bir şehre taşındık.8. sınıfın yazıydı, akrabalarımızı,yakınlarımızı bırakıp, burada yalnız başımıza yaşamak bizi biraz zorlayacakti. Tüm yaz avare avare dolaşıp liseye başlamayı bekledim. Kaliteli bir anadolu lisesi kazanmistim,o zamanlar her lisenin adı anadolu lisesi değildi, anadolu lisesine gidiyorum dedigin zaman, vay be ,aslanım benim der, şımartırlardı biraz. Neyse ki son pazar a gelmiştik. Uyku düzenim zaten bozuktu , üstüne bir de bilmedigim bi yer de ilk defa liseye gidecegim heyecani eklenince, sabah 6 gibi anca uyuyabildim. Kısa bir şekerlemeden sonra kahvalti yapip, tuttum okulun yolunu. Okula vardigim da çoktan sıra olmuşlardı bile, çok kalabalik olmayan yaklagib 400 kisilik bi okuldu. Sınıflar okunduktan sonra şubemi aramaya başladım. Kalabalığın içinde bi kız dikkatimi çekti, bebek gibi cildi, upuzun saçları, kalemle cizilmis gibi kaşları olan bir kız.Bi süre sonra sınıfın birine girdi,ben de sınıfımı aramaya devam ettim. Aradım aradım bulamadım, geri dönüp en baştan aramaya başladığımda, sınıfımın,bebek ciltlinin girdiği sınıf olduğunu farkettim. Kalp atışlarım hızlandı.