0
Beyler öncelikle hüzünlü bir hikaye okuyan olursa devdıbını başlığı editleyip atarım rez falan istemiyorum sadece merak ettiyseniz devam deyin panpalarım. Alıntıdır.
"9 yaşında falandım. Sabah uyandım hevesli hevesli, mavi önlüğümü giydim, kahvaltımı yaptım, cırtcırtlı ayakkabımı giyip çıktım evden. Servisi bekliyorum kapının önünde annem de balkondan tembihliyo "Kimseye sataşma, kimsenin yanına gitme, öğretmenini iyi dinle.” bende tabi küçüğüm “Tamam annecim.” dedim. Servis geldi, gittim okula. 23 Nisan, okulda toplandık gösteri yapılcak stada geçicez. Yolda simitçi bi amca gördüm, 65-70 yaşlarında, alnından damla damla ter akıyor, simit arabasını itekleye itekleye “Simitçiiiiii” diye bağırıyor sokaklarda. Gözlerim doldu, çok duygusal bi çocuktum yaşlı bi amcayı bu denli zorlukta simit satarken görmek, cidden içimi acıtıyordu. Yanına gittim, cebimdeki 1 lirayı uzatıp “2 simit, lütfen” dedim. Gözlerime baktı, saçımı okşadı “Tamamdır evlat.” dedi, 2 simiti karton kağıda koyup verdi. Parayı uzattım, “bunlar benden olsun” dedi. Koştum sarıldım amcaya. Kafamı koca göbeğine yaslayıp gülmeye başladım. “Bana bundan sonra simitçi Ali amca dersin, senin adın ne bakayım?” dedi. “Ömer.” dedim yüzümde koskoca bir tebessümle. Sonra yine ağır ağır iteklemeye başladı arabasını.