okuyacağınız entry artı18 öğeler içerir

gözlerim açık ona baktığımı görünce sen ne güzel bi kızsın benimde senin yaşında kızım var ama böyle üşürsün dikkat et kendine dedi.
bende her zamanki saflığımla teşekkür etmiştim.
ne iyi amca beni düşünüyor hasta olmamdan korkuyor.
beni çocuğuna benziyorum diye sevdiyse çocuğunu kim bilir ne kadar çok seviyordur diye düşünmüştüm.

keşke öyle babam olsaydı dokunsaydı sarılsaydı falan.
2 sene boyunca bu huur çocuğunun bana olan durumu devam etti beni gördüğünde sarılır zütüme falan ellerdi
bende sesimi çıkarmazdım. şimdi kiminiz çıkıp hoşuna gidiyordu dimi huur diyebilir ama inanın sevgiyi böyle bişey zannediyordm ben

bu arada ders çalışmaktan başka meşgalem olmadığı için derslerim notlarım falan çok iyiydi.
hayatımda doğum günü kutlama diye bişey olduğunu ilk 6sınıfta sınıftaki bi oğlanın okulda doğum günü kutladığında farkettim.
benide çağırmıştı ama hediye falan alınması gerektiğini bilmediğim için pasta bile vermemişti huur çocuğı

7 sınıfta bekaretimi kaybettim bekaret diye bişey olduğunu kaybettiğimde anladım.

sınıfımızda oğuzhan diye bi çocuk vardı bana bakardı falan sonra yanıma gelip konuştu.
o zamana kadar sınıfımda benden silgi kalem falan isteme dışında konuşan tek insan oğuzhandı onunda niyeti bozukmuş.
yıllardır yokmuşum gibi davranılmasına alıştığım için benimle konuşulması beni dünyanın en mutlu insanı etmişti.
heyecandan konuşamıyordum bile.

ve beklenen olay gerçekleşti ben oğuzhana aşık oldum.
oğuzhan benimle ilgilenmeye başlayınca onun arkadaşları falanda benimle konuşmaya beni görmeye başlamıştı.
söyle diyeyim size sınıfta 5tane yakışıklı erkek vardı oğuzhan onların içindeki justin timberlakeydi. diğerleride arda turan falan ayarındaydı

gel zaman git zaman oğuzhanla ilk yemeğimize çıktık okulun kantininde bana kroket ısmarlamıştı.
bilenler bilir bilmeyenlerede söyle diyeyim snitzel tavuk gibi bişeydi.
daha önce hiç kantinden bişey yememiştim.
param falanda yoktu yiyecek zaten.
1 2 hafta zaman geçtikten sonra 1 anda okuldaki bayan ciksi olmuştum.
okulun en yakışıklı çocuğunun sevgilisi olmasada ona en yakın şeydim.
mutluydum kendimi oğuzhana ait hissediyordum o olmazsa ben eski halime dönecektim yok olacaktım.
oğuzhanda bunu farkındaydı.

yine bi hafta sonu yurda gelip beni sinemaya zütürmeyi teklif etti.
iyi tamam dedim hayatımda ilk defa sinemaya gidecektim.
sıradan üstümü başımı giyinip ki fazla seçeneyim yoktu gittik sinemaya.
yüzüklerin efendisi iki kule daha yeni vizyona girmişti sanırım yada çıkmaya yakındı bilmiyorum.
süreyya sinamasında en arkaya yan yana oturup film izliyorduk.
önce elimi tuttu ilk defa elimi tutuluyordu.
sonra bacağıma koydu elini ergenliğe girmiş bi insan olarak hormanal dengem gerekli tepkiyi verdi haliyle.

sonra elleri bacaklarımın arasına kıymetli hazineme kaydı.
biyoloji derslerinden öğrendiğim bilgiler neticesinde oranın işemek dışında üremeyede yaradığını erkeğin penisinin oraya girdiği öğrenmiştim.
ama oranın zevk verdiğini verdiği zevkin hazzın daha önceki hiç birşeye benzemediğini kimse söylememişti.

bi iki dakika kurcaladıktan sonra ben inlemeye başladım hemen çekti elini milletin duymasından korktu sanırım.
şaşırmış bi şekilde ona bakarken elimi tutup penisinin üzerine yerleştirdi.
oynama sırası sende dedi ve başladım oynamaya

acemi bi şekilde hamur yoğuruyormuş gibi yoğuruyordum pantolonun üstünden ama pek bişey anlamıyordum açıkcası.
sonra pantolonun düğmesini açıp elimi donunun içine soktu böyle daha iyi dedi.
daha önce hiç erkek yannanı görmemiştim o zamanlar.
3 4 dakika oynadıktan sonra elime boşaldı hayvan.

sonrasında yemek yiyip yurda bıraktı beni.
sonrasında okulda sevgili olduğumuzu falan yaydık çaktırmadan bende yavaşta yavaştan kendime geliyordum.
güzelliğimin farkına varıp yıllardır içime attığım şeyleri yavaştan yavaştan ortaya döküyordum.

başlık 18artı olmasına rağmen gibiş sokuş muhabbeti anlatmayacağım zaten bu başlığı hikaye anlatmak için yazmıyorum.
güzel olsun olmasın umrumda değil.
içimi boşaltmam lazım o sebepten ötürü yazıyorum bunları en yakın arkadaşım bile bilmiyor.
çoğunu pgibologa bile anlatmadım.
içimi boşaltıyorum kimse beğenmek zorunda değil inanmak zorunda hiç değil

sonra ki haftalarda artık eve gitmek için annemin gelip beni almasına ihtiyacım olmadığını farkettim.
sorun şu ki evimin adresini bilmiyordum.
okul idaresine gidip evimin adresini sorduğumda başta şaşırdılar ama evimin adresini sorduğuma değil eve gidiyor olmama.
aldım adresi sevgilimden para alıp taksiyle evime gittim.

eve gittiğimde 6 saat kapıda beklemek zorunda kaldım.
akşam annemle babam eve gelip kapıya oturmuş beni görünceler hiç tepki değiştirmeyip kapıyı açtılar.
sokak köpeğini içeri alıyormuş gibi içeri girmemi beklediler.

odam olan çamaşırhaneye gidiip üstümü değiştirdim.
artık annemle babamla konuşmaya hazırdım ne var ne yok söyleyecektim ne ayaksınız amugakoduklarım lan siz diyecektim.
oğuzhan bu yüzden benim hayatımda önemli hayatımın dönüm noktasıydı.

ilkokul yıllarından ne anladın bilmiyorum ama zütünle okumuyorsan 3 sınıftan beri kesilmediğini söylemişim şaçlarımın.
ayrıca kendi evimde büyümediğimi söyledim zaten bakıcı teyzenin evinde büyüdüm ailemin yanında değil.

içeriye annemin babamın yanına gittim 12 senedir ilk defa annem babam bana bişey sormadığı halde onlarla konuşacaktım.
televizyon izliyorlardı geçtim kolduğa oturdum.
dönüp bakmadılar bile.

derin nefesimi alıp
siz neden bana böyle davranıyorsunuz dedim.
nasıl davranıyormuşuz dedi annem.
b: böyle işte yok muşum gibi davranıyorsunuz bu yaşıma geldim bi kere bile beni sevdiğinizi söylemediniz beni hiç sevmediniz mi.

tabi bunları derkek ağlamaya başlamışımç teoride kolay geliyor ama pratikte şakıyamıyor insan bülbül gibi. yıllar geçti hala duygulanıyorum o günleri hatırlayınca

a: saçmalama su öyle bişey yok işlerimiz yoğun sadece çocuk gibide ağlama
b: çocuğum ben zaten anne okuldaki arkadaşlarımın annesininde işleri var ama hep arıyorlar. ben bugün eve gelmeseydim şuan yine televizyon izleyecektiniz ve beni aramayacaktınız. televizyon benden daha mı önemli. üvey çocuk muyum ben.

ilk defa burda aklıma geldi üvey olma ihtimalim ilerleyen yaşlarımda dna testi yaptırdım tabiki.

a: nerden öğreniyorsun sen bunları üvey falan değilsin. tamam bundan sonra ararız seni anlaştık mı

b: tamam artık her hafta eve gelmek istiyorum ben sıkılıyorum yurtta yatmaktan
a: tamam her hafta eve gelebilirsin başka isteğin var mı küçük hanım

annemin beni kaale aldığını ilk o zaman hissettim.

b: var çamaşır odasında uyumak istemiyorum sevmiyorum orayı penceresi bile yok
a: tamam odanıda değiştiririz başka bi isteğin var mı?

içimden ne oluyor lan yıllardır ben mi herşeyi yanlış anlıyorum diye düşünüyordum.

b: başka bi isteğim yok ama artık bi isteğim olunca gelip size söyleyebilir miyim
a: tabiki söyleyebilirsin
b: iyi geceler o zaman

deyip çamaşır odasına geri döndüm.
mandallarımla oynamaya devam ettim

annemi babamı yanlış mı anlamıştım onlara haksızlık mı yapmıştım acaba diye düşüne düşüne uyuya kaldım.
ertesi gün annem beni uyandırıp kahvaltı yapmaya çağırdı onlarla aynı masada oturmayayım diye mi bilmiyorum ama onlar yemeyi bitirdiklerinde beni uyandırmayı akıl ettiler.

kahvaltını ettikten sonra alışverişe gidelim seninle odana eşya falan alalım su tamam mı dedi annem
bende sevinçten heyecandan hızlı yicem diye boğuluyordum.
annemle ilk defa alışverişe gidecektim çok mutluydum

Alışverişe gittik çilek genç odasından odama çibinlikli falan Bi yatak aldık.
bayağı Bi ustbaş aldık.
ilk bilgisayarımı aldık veezy miydi neydi bilenler bilir baya havalı bişeydi.
ilk cep telefonumu aldı annem Nokia 8310 tabi hat çıkarmak telefon almaktan daha zordu 1ay kayak oyunu oynadım sadece