Savaş dediğim şey ise Halenin gizlice Seline karşı yürüttüğü soğuk savaştı, ve benim masum sevgilimin bundan haberi dahi yoktu! O banklarda bana yine duymaya alıştığım şeyleri söyleyip benden bi cevap bekleme aşamasına geçti her zamanki gibi. "Olmaz Hale, yanlış anlama ama olmaz. Gerçekten güzel bi kızsın ve bunun farkındasın, okuldaki en güzel kızlardan biri olduğu gerçeğini de inkar edemem ama benim sevgilim var ve ben bunu ona yapamam. Aldatmak bana göre değil" gibisinden bi cümle ile yine buluşmayı sonlandırdım, üst geçide gelince başının döndüğünü ve tek başına merdivenlerden çıkamayacağını söyledi. (Koluma girmeyi bekliyosun yine Hale artık saf değilim ve yaşadıklarımdan tecrübe kazandım, senin anlayacağın artık kendini zeki gören kızların gerçekten salak olduğunun farkındayım) bende bi sigara daha yaktım ve "o zaman başının dönmesi geçene kadar otur sen sonra gelirsin " dedim ve merdivenlerden çıkıp okula doğru yol aldım. Tabi beni uzaktan ajan gibi izleyen Sevdenin sınıf arkadaşından habersiz... Olaylar şimdi başlıyordu ve benim bunlardan haberim yoktu. Ne olacağını bilmediğim için kendimce yapmaya alışık olduğum savunma sistemimi hazırlayamamıştım sadece Halenin mezun olmasıyla bu olayların biticeğini düşünüp kendimi rahatlatıyordum. 11. Sınıfın son haftalarındaydık artık ve ben hafta sonu tatil için kaldığım şehrin bi ilçesinde öğretmenlik yapan ablamın yanına gittim. Ertesi gün hastalanmam sonucu acilen hastaneye gidip muayene olduktan sonra serum takıldı ve o anda telefonumun evde kaldığını farkettim. Yani Seline haber vermemiştim ve zaten antidepresan alan kız şimdi sinirden deliye dönmüştür, en sevmediği şey olan habersiz bırakılmaktı. Ve benim yaptığım tam olarak buydu.

Hastaneden eve döndüğümde sonunda telefonu elime almış ve internet bağlantısını sağladıktan sonra hemen mesaj atıp haber vermek için whatsapp a girmiştim. Gelen 25 e yakın mesajı gördüm ve en başından beri okumaya başladım.
"Sana güvenmiştim, inanmak istiyodum o kızlarla birlikte olmadığına ama sen yedekte Haleyi de tutuyomuşsun meğer"
"Ben bunları haketmedim, bana yaptıklarının hiçbirini haketmedim jfu."
"En azından bi cevap yazabilirsin, söyleyecek hiçbişeyin yok mu?"
"Sen ne şerefsiz ne kötü bi adammışsın hayatımdan gibtir git artık istemiyorum senin gibi birisini sana o fahişelerle mutluluklar diliyorum, bidaha ne beni ara ne de mesaj at"

Beklediğimiz misafirlerimiz gelince herkes şaşırdı, biz 17-18 yaşlarında öğrenciler beklerken gelenlerin nerdeyse hepsi en az 20 gösteriyodu, hele kızlar mankenlik ajansından kiralanmış gibi güzel yüzleri ve iyi fizikleriyle kendilerine olan güveni herhallerinden belli ediyolardı. Hoşgeldin konuşması ve bazı gereksiz anlatımlardan sonra hocamız ingilizcesine güvendiği kişileri (tabi bende bu grubun içerisindeyim ) yanına çağırarak hepimize grupları emanet etmişti. Görevimiz belli -italyanları küçük şehrimizde gezdirmek ve tercümanlık yapmak. Benim grubumda hepsi kız olmak üzere 5 kişi vardı (2 tanesi gerçekten mankenlik yapıyolarmış şansa bak ) bu durum tabiki Selini rahatsız etsede sesini çıkaramamış " sana güveniyorum" deyip kenara çekilmişti. Sonrasında ben yeni edindiğim arkadaşlarıma küçük şehrimizi gezdirmek için okuldan çıkmış ( 10 gün idare tarafından izinliyiz tabi en sevdiğim nokta bu,diğerleri girsin boş boş otursun derste ben geziyorum aq ) caddedeki dükkanlara giren italyanları gözetim altında tutuyordum .

Yıllar gibi geçen bikaç saatin ardından Marconun (bu Marco da az şerefsiz değildi) yanında dolaşan isminin Dorianna olduğunu öğrendiğim kız ve aramızda tavşan diye dalga geçtiğimiz kız (adını hala bilmiyorum ) yanıma gelerek biraz hasta hissettiğini ve yardım edip edemeyeceğimi sordu. (Lan yine odaya atmaya çalışıyolar galiba gibicem en sonunda birini o olucak) partinin sonlarına doğru geldiğimiz için bende biraz rahatladım ve hocaya yönlendirdim (gidin ondan yardım isteyin aq banane) tabi bunlarda gidip hocaya söylemiş ve yine beni çağırmışlardı. hoca "jfu sen şunlara yardım ette dışarı çık bizde toparlanıp arabaya geçiyoruz, fazla uzun kalma yukarda " deyip uyarmıştı .Ben ne demek istediğini anlarcasına bi hareket yapıp kızları yukarı çıkarmaya başladım asansör dolu olduğu için merdivenlerden gidelim dediler (dur bi dakka lan bu hız hasta değilmiydi 6 kat nasıl çıkıcak asansörsüz?) merdivenlerde aralarında bilerek ingilizce konuşmaya başladılar "akşam eğlenceli olucak vb." normalde aralarında kendi dillerinde konuşan kızlar şimdi niye böyle bişey yapıyolar amaçları ne acaba? Saflığım tuttu benim yine. Odalarına kadar eşlik ettikten sonra (ara sıra dengesini kaybedip üzerime yükleniyodu tavşan dediğim kız) " ben artık gidiyim aşağıda beni bekliyolar" dedim ve merdivenlere doğru hareketlenmemle kolumda bi el hissetmem bir oldu.

Ertesi günde başka bi gezi vardı ama bu sefer hocamız sınıftaki kıskançlık kazanlarının ateşini biraz kısmak amacıyla geziye sınıftan başka kişileri zütürme kararı almış ve bize bi günlük izin vermişti. O gün Hale tarafından bi kafeye davetli olarak gittim (Selinin haberi yok tabi) sohbet, muhabbet ve bol bol sigaranın ardından kafede baya bi vakit harcamıştık (kendimi Seline ihanet ediyo gibi hissediyorum ama Hale benim kapasitemin aşırı üzerinde bi kız bakmaz bana ) kafeden sonra sevgilimle bikaçgündür gerektiği gibi ilgilenememiş olmanın vicdan azabını yaşayıp arayıp buluşma teklif ettim. O da baya özlemiş olmalı ki kabul edip hemen geldi yanıma (başka bi kafeye çağırdım nolur nolmaz ) sohbet konusu yine italyan kızları tabiki, bide nerden öğrendiyse Agnesse in beni odasına çağırdığını öğrenmiş karşımda ağlamaya başladı. "Jfu yapmadın demi böyle bişeyi bana nolur yapmamış ol" gibisinden cümlelerle ağlıyo . Yeminler ettim inandırmak için ama eminim ben her ne kadar yapmamış olsamda onun içinde biyerlerde bu kurt hala var. ilişkimiz zaten sallantıda bana olan güvenini yavaş yavaş kaybetmeye başladı hissediyorum, bişeyler yapmam lazım tekrar güvenini kazanmak için. O sırada aklıma delice bi fikir geldi "seni anneme anlatıcam " (bakın bu sihirli cümlelerden birisidir, kızlar kendilerine değer verildiğini anlamak ister ve bu da en iyi yöntemlerden birisi) ben böyle deyince bi sustu ardından gülümsedi ve sarıldı. (Daha önce benim de dikkat etmemle sarılmamıştık hiç) Sevindim açıkcası hem güvenini kazanmış ve üzerimdeki yükten kurtulmuştum hemde ilişkimize yeni bi yön vermiştim.

Beyler okuyanlar kendini belli etsin duvara anlatmayalım aq

Kabinlerden çıkan kızlar denediklerini alınca koşarcasına çıktım mağazadan. Tamam abi hani ergeniz iyi hoş ta bu kızlar abartıyo cidden Türkiyedeyiz ve kızlarda güzel, zaten caddede bakışlarıyla yiyolar abazalar kızları, bende hergün etek giymeyin diye uyarmaktan bıkmışım zaten (giydikleri etek ultra mini boy çünkü) sonunda alış verişi akşam olmadan tamamlamış ve yurda geçip uyumayı planlarken çalan cep telefonum sayesinde gercek hayata dönmüştüm, arayan bizim hoca (yine ne var amk ya ulan bi uyuycaz dedik ara hemen tak var) Akşam partiye çağırıyo beni, hocam kızların havuz partisine mi gelicem şimdide? deyince "yok onlar gece yarısı parti bitince geçicekler havuza sınıf arkadaşlarına da haber ver bu akşam 8 den 12 ye kadar izin alıp gelsinler otele" deyip kapattı. Lan insan bi sorar gelmek istiyomusun, müsaitmisin der demi. Emrivakiyle akşamki partiye katılmak mecburi hale geldi ve işin kötü tarafı partiye dil bölümünün hepsi gelicek bu da demek oluyoki üst dönemim olan Hale de bu partide olucak.

O akşam mertle baya bi tartışıp gözünü korkutmuş ve bidaha Selinin aklına öyle şeyler sokmamak konusunda işimi garantiye almıştım. ilişkimiz kaldığı yerden devam ederken 2. Süprizi yaşadım; Hale. italyanları gezdirirken hep aynı ortamlarda bulunmamız ona cesaret vermiş olmalı ki bi akşam bana yazdığı mesajla beni öğle arası stadyumun yanındaki banklara sigara içmeye çağırıyodu. Mesajı Yalçın görünce bana sinirlenmiş "sen sevgilisi olan adamsın başka kızla buluşman uygun olmaz" deyip tavrını koymuştu. Bana italyanlardan bulaşan rahatlık hissiyle "olum sigara içicez lan aldatmıyorum ya Selini " dememle "sen var ya elindekinin kıymetini bilmiyosun kardeşim bak sevdiğin kızla berabersin bide bana bak lan 2 senedir Semayı seviyorum yapmadığım şey kalmadı hala bi arpa boyu mesafe katedemedim ,kıymet bil kardeşim kıymet bil " diyerek beni son kez uyardı. Ben ise bi tepki verememiş ertesi gün italyanları yemeğe bıraktıktan sonra Halenin yanına geçmiştim. Gider gitmez hemen sohbete başladı ve ısınma turlarını geçtikten sonra sadede gelmişti "fuck up senden hoşlanıyorum" ağzıma iyice alışmış olan o kelime tekrar dudaklarımın arasından ufakça döküldü "Hassgibtirr". Duyduklarıma gerçekten şaşırıyordum , okuldaki herkesin ulaşılmaz olarak nitelendirdiği kız , Hale bana benden hoşlandığını söylüyodu. (Vay aq ulan bana noldu bu liseye geçince?) Şaşkınlığı üzerimden atınca "Ha..Hale yanlız benim sevgilim var biliyosun demi bunu?" diye sorabilmiştim. Cevap ise yine beklemediğim bişekilde geldi. "O toy kızda ne buluyosun anlamıyorum, onunla yapamıycağın biçok şeyi benimle istediğin zaman yapabilirsin" ben yine dondum kaldım ve "olmaz Hale yapamam " dedikten sonra arkamı dönüp henüz bitmemiş sigaramı içerek yürümeye başladım.

Tavşan dediğim kız kolumdan tutmuş "nereye gidiyosun, daha yeni geldin hem odaya girmedin bile" dedi. (Kızım bi gibtirin gidin ya ) "Benim gitmem gerekiyo geç kalıyorum " dememle telefonumun çalması ve arayanın hoca olması işime geldi (aferin lan bi işe yaradın sonunda hocam az daha geç arasan bu kızlar yiycek beni) hiç bekletmeden açtım telefonu ve geliyorum hocam deyip kaçarcasına merdivenlerden inmeye başladım. Arkamdan seslenen Doriana ve tavşanın dediklerini duymadım bile. Yine bi şekilde kendimi korumayı başarmıştım, bi yandan da düşünüyorum 'ulan bu kadar kız geldi neler teklif etti ama hepsini reddettim harbi iyi çocuğum la galiba ben (: aileme yakışır bi hayat sürüceksin jfu bozma kendini aslanım'

"Alberto gey fuck up" dedikleri anda ağzımdan koca bi Hasssgibtirr kelimesi çıktı ve herkes ne diyo bu dercesine bakışlarını bana yöneltmişti. (Ulan bende diyorum ne kadar samimi çocuk elini omzuma atmalar yanaktan makas alıp gülmeler felan iyi kurtarmışım valla kendimi teşekkürler kızlar ) tabi otobüste hocalarımızdan kimse yok sadece bikaç Türk öğrenciyiz italyanlar desen zaten anlamıyo hiçbişeyi. Hale geldi "noldu fuck up bi sorun mu var?" ( sorun var Hale az daha namus elden gidiyodu ) Yok saol ya sadece Alberto nun gey olduğunu öğrendim de ona şaşırdım biraz (: Haa demek o yüzden yüz vermiyo bana beyefendi deyip kısa bi gülüşten sonra sohbet etmeye başladık. Yol boyu etrafımda birbirinden güzel kızların sorularına cevap verip bende ilgili görünmek için bikaç soru sordum ve sonunda peribacalarına geldik. Herkes fotoğraf makinalarına sarıldı tabi hemen, bende kenara geçip sigara içmeye başladım. (Korku felan yok tabi bizim hocalarda artık görmezden gelmeye başladı italyanlarla sigaramızı rahat rahat tüttürüyoruz ) yanıma gelen Martina2 (Martina2 diycem çünkü bu Martina da manken) " fuck up bu şeylerin içi boşmu bakmaya gidelimmi bi seninle? Deyip peri bacalarını göstererek sordu. (Bu italyan kızların hepsimi böyle aq, hayır tipimde ahım şahım iyi bişey değil klagib esmer bi çocuğum, sonradan farkettim önlerinde 2 seçenek var zaten kızların. Türk grubunda 2 erkek varız, biri Gökhan biri ben. Yani ikimizi aralarında paylaşmışlar galiba )Türkçe baya sövdüm kıza orda nasıl olsa anlamıyo bana ne. Martina2 yi de geri çevirince bu bana birden "anladım sende Alberto gibisin o zaman" demesinmi. Ya sabır kızım git işine her elde edemediğiniz erkeğe gey mi diyosunuz siz?

Ertesi sabah yine görev başı yapmak için uyandığımda ingilizceciden mesaj olduğunu gördüm. "fuck up yarın peribacalarına zütürücez italyanları, hazırlıklarını yap" oo demek şehirler arası bi tur düzenliyoruz, güzel valla benim işime gelir yolculuk yapmayı severim. O gün Ozanla birlikte gruplarımızı (ek olarak hoca yanımıza italyadan gelen müdür ve öğretmenleri vermişti) Şehrimizin en güzel camisi olan Büyük camii ye zütürdük, akşam da yine otele bıraktık (bu sefer hocaları yanımızda ama bikaç kızın yaramazca bakışlarına maruz kalsamda) günü bitirmiş ve yine yurda geçmiştim. Ertesi gün için hazırlık yapıp günün yorgunluğunu duş alarak biraz dindirmeye çalışsamda kafamı yastığa koyar koymaz uyumuşum yine. Oda arkadaşlarımda şerefsizlik yaparak hemen fotoğrafımı çekip Seline yollamışlar ve "iki gündür yorgun argın gelip duş alır almaz uyuyo bu senin sevgilin" diyerek beni gerçekten zor durumda bırakmışlardı. işin kötü tarafı kızın aklına bi kurt düşürmüşler ve kafalarında kurdukları senaryoyla o kurdu iyice büyütmeyi de başarmışlardı. Nevşehire gidene kadar sürekli trip yeyip "kızlarla yan yana mı oturuyosun?, bak fuck up nolur düşündüğüm şeyi yapmamış ol" gibisinden mesajlara cevap vermek zorunda kalıyodum (ulan mert odaya geldiğimde yaktım olum seni) ilişkimiz bu italyanlar yüzünden baya yıpranmıştı, ne dersem inanan (ki ben yalan söylemeyi pek tercih etmem sadece zor durumda kaldığımda başvurduğum bi yöntemdir)kız gitmiş artık söylediğim sözlere inanmaz hale gelen yeni ve ultra kıskanç Selin gelmişti.

Ondan bunları duymak beni şaşırtmıştı. Benim düşündüğüme yakın şeyler söylemiş olsa bile yine de insan şaşırıyodu. O gün sohbete devam edip okula gitmemiştim. Okulda duyulmuştur terminal olayı bide gelen sorularla uğraşmak istemiyorum. Halenin biletini almıştık, zaten son senesiydi ve cuma günü gidicekti. Onun için yeni bi hayat, yeni umutlar başlayacaktı yani. Üniversite... Yeni ortamları ve yeni tanışacağı arkadaşları olacaktı. Zaten göz görmeyince gönül katlanır diye bi gerçek var. Elbet unutacaktı lisede sevdiği saf jfu yu. Ama benim önümde 1 senem daha var ve yine sıkıcılığından bişey kaybetmemiş küçük şehrimde geçirecektim koskoca 1 seneyi. Her nekadar bu sene unutamayacağım şeyler yaşamış olsamda yine de sıkılıyordum artık binlerce kişinin severek yaşadığı şehirden. Dar geliyodu artık bana o sokaklar, o okul dar geliyodu...
Selinin elinden Haleyi kurtarmış olsamda yine yapmıştı yapacağını. Ertesi gün okul çıkışında kızı tek yakalamışlar ve tenha bi sokak arasında dövmüşlerdi. Üstüne üstlük bide videoya kaydetmiş ve bana yollamışlardı "sevgilini şimdi koruyabilirsin işim bitti artık onunla" gibisinden bi mesajla. Hale gideceği sıralarda tüm okula rezil olmuş ve gururu paramparça olmuştu. O ulaşılmaz zannedilen kız kendinden küçük kızlardan dayak yemiş ve bu video da son darbe olmuştu. Duyduğumda ne yapacağımı şaşırmış ve hemen kız yurdunun önüne gidip Haleyi çağırttım ama o sadece saçını kestirdiğinde "nasıl fuck up güzel olmuşmu?" dediğinde uzattığı camdan kafasını çıkarmış ve ağlayarak " artık git jfu" deyip içeri girmekle yetinmişti. Vicdan azabı duyuyordum. Tamam belki iyi bi kız değildi, sevgilisi olan bi erkeğe yaklaşmış ve ilişkisini bozmuştu ( iyikide yapmış diyorum bazen, yoksa Selini unutmam bu kadar kolay olmazdı) ama yinede bunu haketmemişti. Hiç bişey gelmiyodu ki elimden, sadece yurda gidip sigara içerek düşündüm gün boyunca ertesi gün karnesini alıp yola çıkan Hale artık beni her yerden engellemiş ve birdaha konuşmamak ve görüşmemek üzere gitmişti

Bi süre genel sohbet ettikten sonra dayanamayıp sordum ;"O değilde kız sen körmüsün? Görme bozukluğun mu var senin gibi bi kızın benimle ne işi olur? Lan ben okula geldiğimde ara sıra sana gözüm takılırdı 'gibtir et o kız sana bakar mı lan' derdim. Ne olduda bana bakmayacağını düşündüğüm kız benden hoşlanır hale geldi merak ettim açıkcası" aldığım cevap benim için bi hayat dersi gibiydi.
"Aslında ilk başlarda sadece doğal olduğun için ilgilenmeye başladım seninle, beni veya başka kızları görünce elin ayağın dolaşmıyodu. Sebebini merak ettim, öğrenmek istedim ve seni bi süre uzaktan izledim. Sonunda rol yaptığını farkettim, tamam belki kızlara karşı doğaldın ama hayata karşı kendin gibi değilsin (vay be bunları duymayı cidden beklemiyodum, bi oyuncuyu en iyi başka bi oyuncu anlar) sonra italyanlar geldiğinde seninle daha fazla vakit geçireceğimi anlayınca heyecanlandım ve bu konunun üzerine düşünmeye başladım. Doğal olacaktım sana karşı, senin kızlara doğal olduğun gibi bende sana karşı dürüst davranıcaktım. Normalde pek benim tarzım değil gidip bi erkeğe ondan hoşlandığımı söylemek ama kararım kesindi. Söylediğimde ve sen beni reddettiğinde hayal kırıklığına uğradım. ilk defa bi erkek beni reddetmişti, gururuma dokundu fuck up,gülme ya cidden öyle. Hırs yaptım bende, ben kendimi reddedilemez diye görüyodum seninle tanışana kadar. istediğim her erkekle çıkmıştım hatta daha ileri gittiğim bile oldu bazılarıyla, senin üzerinde de kadınlığımı kullanmayı denemek istedim ama paşamız italyanlarıda reddetmişti. Bu arada cidden safsın o Martinaları nasıl geri çevirdin hadi tavşan neysede.Ben yinede şansımı denedim ve sonuç yine olumsuz. Benim için içi sırlarla dolu bi kitap gibiydin ve mutlaka okumam gerekiyodu. Belki sende diğerleri gibi hemen beni kabul etseydin 1-2 hafta içerisinde senden de sıkılıp ayrılacaktım, ama olmadı işte."( burayı yazarken acaip zorlandım, ne demişti ne demişti diye düşünerek yarım saatte toparladım bu kısmı)

Ben dayak yiyeceğimi bildiğim için rahat davranıyor ve bir kurtuluş yolu aramaya çalışmadığım içinde cesur cevaplar verip kavganın başlamasını bekliyordum. Sonunda bu Can denilen artist (ki kendisi 1,60 boylarında) yanındaki iki kişiye güvenerek benim üzerime yürümeye başladı. Ters bi hareketimde o iki elemanın da bana temizinden bi dayak atıcaklarını biliyodum, yok Can istediğin şeyi yapıp karşılık vermiycem sana, benim planlarım başka (: olaylar başlamak üzereyken köşeden Yalçın ve oda arkadaşlarımlarımdan Özgür dönmüştü. (Ulan baya izbe bi mekandayız nasıl buldular beni hayret) işin kötü olan tarafı ise yanlarında sevdikleri kızlarda vardı (Gözde ve Yalçının uzun süredir peşinde koştuğu Sema) onları görmemle sövmem bir oldu resmen. Ulan gelmeseniz en fazla bikaç kez daha tehdit edicekler, bikaç yumruk yeyip çıkıcam ordan. Bu olaylar olurken Selinde 2 metre ileride Sevdeyle oturmuş olucakları izlemekle meşgul tabi." Dövdürdüm" deyip içinin yağlarını eriticek ve güya onu aldatmamın ve üzerine bide terketmemin intikdıbını almış olucak. ( Ulan aldatma fırsatı elime defalarca kez geçmiş, 2 manken bile var bu dediğim fırsatların içinde, ben yinede kendime hakim olup o şerefsizliği yapmamışım ama bu mal ne düşünüyo hey allam ya) Yalçınların da olay yerine gelmesiyle işler karıştı ve 3 e 3 olduğumuzu farkeden elemanlar ilgiyi benden çekip yeni gelen arkadaşlarımın gözlerini korkutmaya vermişlerdi. Ben kaş göz hareketleriyle 'olum sakin olun alttan alın' cümlesini anlatmaya çalışıyorum, şükür anladılar. (Gerçi anlamasalar bile olası bi kavga durumunda Yalçın'ın bana yardıma katılacağından eminim ama Özgüre güven olmaz, kenara çekilip bekleyebilir o yüzden şimdi sırası değil)

Şenlik öğlen 2 gibi başlayıp gece biticekti. Hale tabiki okulun güzel kızına yakışır şekilde giyinmiş, gözleri üzerine toplamayı başarmıştı. Uzaktan bana kaçamak bakışlar atmakla yetiniyodu şimdilik, bi gariplik vardı aslında ama çıkar yakında kokusu dur bakalım. Heralde cuma günü gideceği için artık umudu kalmamıştı onunda. En azından ben öyle düşünüyordum, gerçeği akşamın ilerleyen saatlerinde öğrenecektim. Selinin hava kararmasıyla eve gitmesinin ardından Hale soluğu yanımda almıştı. Meğer sabah Selin ve ekibi Haleyi köşeye çekmiş ve "fuck up u yarın bi kafeye çağır bende babasına mesaj atıcam, sizi o kafede sarmaş dolaş görmesi lazım hatta öpüşür müsün kucağına mı çıkarsın orasını ben bilmem dediğimi yap yoksa gitmeden önce seninle ben ve arkadaşlarım konuşuruz" deyip dövmekle tehdit etmişti.( Ulan Selin ne kadar pgibopatmışsında ben anlamamışım. Kızın içine şeytan kaçmış aq yaptıklarına bak) Ben bunları düşünürken Hale "nolur jfu sana bunları söylediğimi bilmesin gitmeden önce olay yaşamak istemiyorum" diyerek beni uyarmıştı. Ama bendeki salaklık sağolsun gece Selini arayıp neler planladığını,onu 3 sene boyunca hiç tanıyamadığımı felan haykırmıştım. Tabi ki hata ettim ama farkında değilim. Ben hala Selin gidip kızı dövmez o kadar da değildir diye düşünüyorum. Sabah Hale mesaj atmış "fuck up bilet almak için terminale gidicem de müsaitsen sigara felan içelim öğle arası?" diye. "Tamam gelirim" gibisinden kısa bi mesaj attıktan sonra öğle arasına kadar yine sıkıcı geçen derslere katlandım. (Ulan üniversiteye geçiyim derse bile gitmiycem aq) öğle arası geldi sonrasında biz Haleyle terminale doğru yürümeye başladık, ama onun farkermeyip benim gördüğüm bi olay var ki o da arkamızda Selin ve çetesi (okulda Haleyi sevmeyen ne kadar kız varsa toplamış rahat 25-30 kız var peşimizde) ben Halenin farketmemesi için çabalarken terminale geldik. Biraz acele ediyorum ki içeri girebilirse olay çıkaramazlar dışarda bekler giderler.

Her girdiğimiz mağazada en az yarım saat geçiriyoduk. Hatta kızlar denedikleri elbiseleri bana gösterip fikrimi alıyolardı. Martina 'mankenlerden birisi' bi kere mağazada etek denerken üstsüz bi şekilde kabinden çıkıp bana fikrimi sorunca ağzım açık kaldı ve hemen kabine geri yolladım. (ne geniş kızlar bunlar aq utanma duyguları yok ne demek bi erkeğin karşısına o şekilde çıkmak) Kabinden giyinik bi şekilde çıkan Martina bana soran gözlerle az önceki hareketimin sebebini merak ettiğini söyledi, bende "burası Türkiye biz bu kadar rahat değiliz lütfen biraz daha dikkatli ol" dedikten sonra konuyu kapatmış kızları da alıp başka bi mağazaya geçmiştim (kasadaki eleman gibecek gibi bakıyo hatuna nolur nolmaz çıkalım) Alışveriş faslını biraz geç te olsa bitirebilmiştik şükür. Rehberleri olarak kalıcakları otele zütürme görevi de bendeydi tabiki, otele kadar eşlik ettikten ve gelen diğer gruplardaki italyanlarla sohbet ettikten sonra Agnesse beni yanına çağırıp bişey konuşmak istediğini söyledi. Bende bütün saflığımla kalkıp onun çoktan girdiği ve beni beklediği asansöre bindim. Asansörde "senden hoşlandım odama gidelim diğer kızlarla konuştum gelmiycekler, belki gelebilirlerde belli olmaz (;" dedi.( Dur bi dakka ne diyo lan bu kız? Beni odaya atmak istediğini mi söyledi az önce bu? gibtir lan ordan) Olduğum yerde kala kaldım ve ani bi kararla giriş katın düğmesine geri bastım.( Burda bana çok söveceksiniz ama neyse )

O gün yurda gittikten sonra Yalçınla Özgürün hali içler acısıydı, ikiside sevdikleri kızların önünde küçük düşmüştü. (Bi tokat yemekle küçük mü düşülür demeyin erkekseniz ve de yanınızda sevdiğiniz kız varsa öyle bi gururunuz incinir ki tarifi yoktur bunun) Bana sitem ediyolardı;
"Olum kaşgöz yapmasaydın da dalsaydık adam gibi yeseydik dayağımızı"
"Bekleyin sadece bekleyin olum bana güvenmiyomusunuz?"
"Kanka güveniyoruz da kızların yanında öylece tokat yeyip beklememiz koyuyo be abi"
"Fena mı lan beraber tokat yemişliğimiz de oldu, bana bonus olarak tekmede attı muallakler (:"
"Hala gülüyosun ya helal valla sana, sende Selinin önünde yedin olum o tokatları, tekmeyi sana koymadımı? Hiç mi demedin lan kızın yanında dayak yedim diye"
" Kanka artık Selin dediğiniz kaşar gram umrumda değil ne düşünürse düşünsün, rezil olmadım aq kızına, siz sadece sabredin ben haber vericem size"

Bu konuşmadan 1 hafta sonra Boludaki çocuk ıslah evinden kaçtığını öğrendiğim Can şerefsizine önce bi temiz dayak attırıp (arada bende çaktım bir iki tane) diğer iki elemanı yine aynı şekilde tokatlattırdıktan sonra içim rahatlamıştı. 9 senedir bu şehirde kalıyorum ve onların bilmedikleri bişey var hakkımda, tanıdığımız bikaç kişi var sağolsunlar onlar sayesinde hallettim herşeyi (: Bu haberi Yalçına söylediğimde "lan keşke beni de çağırsaydın o sıpaya bende vursaydım aq" deyince karşılıklı gülmeye başladık. Bu haber Selinin kulağına gidecekti ve kendi sırasını bekleyecekti o da. Korksun, korkmasını istiyorum bende zaten çünkü onun bana yaptığı şeyi ben yapmıycam ona. Allahından bulsun, ama bu düşündüğümü belli etmiyorum ona (:

Hale güvenliklerin arasında bekliyo ,o kızda duydu tabi dediklerimi tüm terminalle birlikte. Ama bende rezil oldum o kadar kız bi erkeğin peşinde cadde boyu ilerlemesi ve terminalde az daha kavga edicek olmaları beni tanıyanlar arasındaki yerimi sarsmıştı.(hala şehrime döndüğüm zaman terminalde fazla beklemem hala hatırlanıyodur o olay) Haleyi güvenliklerin yanından Selinlerin dağıldığına iyice emin olduğum zaman aldım ve biletini aldık o telaş içerisinde. Şansıma bi de yağmur yağmaya başladı ki üzerim incecik. Bi montum var soğuktan koruyan onu da karşımda benden daha ince giyinmiş olan Haleye verdim hastalanmasın diye. Kız hala bana bakıyo ama konuşmuyoruz henüz, en sonunda;
"Orda yaptığın şey çok hoştu, her ne kadar senin yüzünden bunlar başıma gelmiş olsa da yine de teşekkür ederim. Beni koruduğunu görmek ve kendini önüme atman cidden hoşuma gitti, sen çok iyi bi insansın jfu" deyip elimi tuttu ve sarıldı. (Kızım bi dur be) yağmur yağıyo, biz sevgili gibi terminalin ortasında el ele tutuşup saçlarımızdan yağmur damlaları yere düşerken sarılıyoruz.
"Sencede biraz romantik olmadı mı Hale bıraksan mı artık beni" gibisinden odunca bi cümleyle onun için büyülü anı bozmuştum.
"Sen varya hem çok iyi olup hemde nasıl bu kadar öküz oluyosun anlamıyorum, bozmasan şu anı olmaz mıydı?" deyip gülmeye başladı. Az önce yaşadığımız olaydan sonra etrafımda bana yönelen kötüleyici bakışlardan kaçmak için "bence artık gidelim Hale dayılar iyice pekekent yaptı beni, gerçi onlarda haklı o kadar kızı başkasının peşinde görsem bende öyle düşünürdüm, playboy uz sanki anasını satıyım" dedim. Gülerek ama hâla içinde bi korkuyla sigara içtiğimiz klagib mekanımıza yani stadyumun yanındaki banklara doğru ilerledik. Sigaraları peş peşe yakıyoduk, sohbet bitmek bilmiyor konu konuyu açıyordu. Yer yer Kapadokyada beraber çektiğimiz selfie lere bakıp gülüyor yeri geldiğinde ise kötü olayları konuşup hüzünleniyorduk. Benden hoşlanmasa aslında kafa kız çok iyi arkadaş olabilirdik Haleyle.

O gün aslında hayatımda ilk defa gururum bu kadar kırılmıştı. (Aklınızda bulunsun erkeklerin damarına basmak için gururlarını kırmayın sakın. Bir erkeğin zayıf noktasıdır gururu... ) O gün okul çıkışı beni dışarda beklediğini öğrendiğim Sevdenin kuzeni Can. (Yurt çocuğu bu Can dediğim, yanında 2 kişiyle gelmiş bide) o anda anladım ki kendim kadar iyi tanıdığımı düşündüğüm ve o yüzden sevdiğim Selin hiçte benim tanıdığım gibi çıkmamıştı, karanlık yanını hep içinde sessizce büyütmüş ve ayrıldıktan sonra o karanlık yanının kontrolü ele almasına izin vermiş ve kendini karanlığa teslim etmişti. Ayrılan taraf(ona göre terkeden ) ben olduğum için suçu rahatlıkla bana yükleyebiliyor ve işleri kendi istediği şekilde yönlendirmekte güçlük çekmiyordu. Bu taktikle ayrıldığımızda Sevdeye haber vermiş ve daha önceden tanıştığı Canla (artık nerden tanışıyolar ne zaman tanıştılar bilmiyorum) konuşmasını istemiş ve "jfu bana küfür etti, aldattı " diye de iftira atmaktan çekinmemişti.Can dediğim çocukta bu olanları duyup yanına kendisi gibi 2 kazma daha alarak okul çıkışı beni beklemeye başlamıştı.

Aradan geçen günlerden sonra ben yine rutubet kokan yurduma geri döndüm ve lisedeki 2. Seneme başladım. Tabi Ozanın geldiği günden itibaren benim için yurdun da sınıfında bi önemi kalmıyordu. Herkesin edinmek isteyeceği bi dostluğumuz vardı bizim, okulda hep beraberdik, okul çıkışı okeye gidilecekse beraber gider bilardo veya pes oynanacaksa beraber oynardık. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, aramızdan birisi hüzünlüyse ikimizi de hüzün kaplardı, mutluysak beraber yaşardık mutluluk duygusunu. Yurttaki oda arkadaşlarımda iyiydi aslında ama onlardan da kafamın uyduğu bi Yalçın vardı. Ozanla 2 kişilik grubumuz Yalçınla 3 oluyordu artık ama tabiki Ozanın yeri ayrıydı benim için.