5 okundu rez

Rezerves

Tmm burdayz

Beyler birazdan yurda geçicem 1 saate devam ediyoruz

Rezerve panpa okucam

Reserved belki okurum

rezerved

Ertesi gün ve tatilimiz boyunca hergün gittiğimiz plaj bol bol yüzme ve turistlerle konuşmayla geçirdiğimiz güzel ve eğlenceli zamanlar yaşadık.Hem kuzenim hemde ben bikaç hafta süren tatilimizden büyük zevk almıştık. Gerçi ben zamanımı Nurdana mesaj atarak biraz heba etmiş olsamda iyiydi yani (:Okulun başlangıcına kadar sabahları Hakanla dolaşıp akşamlarıda Selinle konuşmaya devam ettim.Ara sıra Zeynep arayıp hal hatır sorsada giblemedim (baya seviyomuş beni ilkokulda ben bile kendi yüzüme bakamazken kız bana gizliden aşık olmuş) belli amacı, yeniden olabilirmiyiz acaba düşüncesinde bu hâla. Mesajlarını ve aramalarını fazla önemsemeden Selinle konuşmaya devam ediyodum, işin garip tarafı babasının bana emanet ettiği kıza ufaktan bişeyler hissetmeye başlamıştım galiba. Farkında olmadan ben biraz mesajlara duygusallık karıştırmaya başladım.( sonradan okuyunca farkettim)o da sevgilisiyle tartışmaya devam ediyo ve benden yine taktik istemeye başladı. Ben her gece Selinin resimlerine bakarak uyuya kalıyorum, dedim fuck up yavaşla bağlanma hemen kimseye. Ben dedim ama kalbim dinlemiyo tabi son sürat devam hislere, duygusallığa. Okulun açılmasına bikaç hafta kala Selinin doğum gününü kutlamak için bi kafeye çağırdım, buluşma kısaca birbirimiz için güzel dilekler pasta kesip sohbet etme ve kapanış olarak sonlandı.

Memnun olmuşmuydu? Evet hemde çok , ben mutlu olmuşmuydum ? Hemde nasıl (: Düşünsenize hoşlandığınız kızla o yaşta sabahtan akşama kadar berabersiniz ve kız size güveniyo. Ben duygularımla yüzleşirken Selinde iyice sevgilisiyle arasını bozmuş, tartışmasız birgün dahi geçirmez olmuşlardı. (Kısa bi not, kızlar eğer yeteri kadar bi erkeğe "arkadaşca" güvenirlerse kanka listelerinde ilk sıraya oturturlar o erkeği. Çünkü ne kadar iyi anlaşırlarsa anlaşsınlar kızlar birbirlerine her zaman ihanet edebilme kapasitesindelerdir.Bu yüzden güven kazanmak önemli) Ben Selinin güvenini çoktan kazandığım için kimsenin bilmediklerini ben biliyordum. Fikir olarakta çok uyumlu olduğumuz için iyi anlaşmamız normaldi.

Aradan geçen günlerden sonra ben yine rutubet kokan yurduma geri döndüm ve lisedeki 2. Seneme başladım. Tabi Ozanın geldiği günden itibaren benim için yurdun da sınıfında bi önemi kalmıyordu. Herkesin edinmek isteyeceği bi dostluğumuz vardı bizim, okulda hep beraberdik, okul çıkışı okeye gidilecekse beraber gider bilardo veya pes oynanacaksa beraber oynardık. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, aramızdan birisi hüzünlüyse ikimizi de hüzün kaplardı, mutluysak beraber yaşardık mutluluk duygusunu. Yurttaki oda arkadaşlarımda iyiydi aslında ama onlardan da kafamın uyduğu bi Yalçın vardı. Ozanla 2 kişilik grubumuz Yalçınla 3 oluyordu artık ama tabiki Ozanın yeri ayrıydı benim için.

Rezervasyon

Okulun başladığı ilk gün geç kalmak istemediğimiz için zaten aynı avlu içerisinde olan yurttan okulumuza gittik. Sınıf arkadaşlarımız belli olmadığı için acaba kimler var sınıfta diye merak ederek girdik eski büyük kapılı sınıfımızdan içeri. Girdiğimde beni bekleyen süpriz pekte hoşuma gitmemişti açıkcası.(süprizleri severim normalde) Sınıfta 5 erkek 10 kız var ve bu kızlardan 3 ünü yakından tanıyorum. Bi tanesi Merve, diğeri irem ve sonuncusuda Merve ve Zeynep'in arkadaşlarıyla birlikte beni koridorda sıkıştıran ekipten Zeynep'in en yakın arkadaşı Ayla. Girer girmez ağzımdan bi hassgibtir lafı çıkınca sınıftakilerin dönüp bakması ve benim "sınıf çok küçükmüş yae" gibisinden bi cümle kurmamla başladım dil bölümüne. Daha ilk günden belli bu sınıfta başım ağrıycak benim çünkü iki kişi arasında kalıp sırf tipi yüzünden elediğim Merve,9. Sınıfta zütümden ayrılmayan irem ve eski sevgilimin en yakın arkadaşı ve doğal olarak bana şimdi düşman gözüyle bakan Aylayla aynı sınıftayım. Bundan da bi şekilde sıyrılırım elbet diye düşünerek hocayı bekledik ve ilk dersimiz ingilizce (:( ne kadar büyül süpriz oldu aq) Hocada bize inat ilk günden hızlı bir başlangıç yapıp seviyenizi öğreniyim dedi ve bi nevi sözlü yaptı küçük sınıfımızı. Genel olarak değerlendirdiği şeyler telafuz ve grammar yani dil bilgisi. Benim tek avantajım tatilde bol bol pratik yapmış olmam ve ingilizceye büyük bi ilgimin olması.( telefonda 1 tane bile Türkçe şarkı yok ve iyi bir liseyi kazandığım için ödül olarak alınan telefonumu aldığım günden beri ingilizce kullanıyorum ayık olun (; ) Ders sonunda hocamız beğendiğini belli edercesine bir mimikle dersi bitirmiş ve hepimize iyi bir öğrenci olacağımızı söylerek gaza getirdikten sonra sınıftan çıkmıştı. Hoca çıkar çıkmaz yine irem yanıma geldi anlaşılan bu senede rahat yok bana bu kızdan. Diğer iki kekonun gözleri üzerimde Ozanla sohbet ediyoruz o sırada bi kurtarıcı gibi sınıftan içeri Selinin kafası uzandı ve gözleriyle sınıfta beni aradı.

Bulduğunda ise çoktan ben o ortamdan kaçmak için yanına gitmiştim bile. Kısa bi selamlaşma ve klagib hâl hatır sorma merasiminden sonra benim duygularımdan habersiz bana yine sevgilisini anlatmaya başladı. O elemana da iyiden iyiye kıl olmaya başladım zaten. Yine benim fikirlerimi alıp gittikten sonra yine delici bakışların arasına ders dinlemek için girdim. Okulun ilk günü derse giren tüm hocalara kendimizi tanıtma merasimi uyguladıktan (bıktım aq yeter ) sonra günü kazasız belasız bitirdik ve bilardoya geçtik, bilardodan sonra Ozanla şehrimizin kısa ama dolu olan ana caddesinde tur attıktan (ve bol bol karı kız kestikten ) sonra yurda geçip sigaralar eşliğinde günü değerlendirmeye başladık :

-Ozan
+Ben

-Kanka o değilde senin işinde baya zor ha bu sınıfta.

+Aynen kanka ya nabıcaksam aq sınıf değil bermuda şeytan üçgeni anasını satayım

-Şuna bak aq biz bulamıyoz paşamız bolluktan şikayet ediyo böyle kaderin ta amk

+Olum bolluk ta ben ilkokulda böyle değildim liseye geçince kızlara bi hâl oldu, hayır anlamıyorum o kadar eleman var sarı saçlı renkli gözlü gidip onlarla uğraşmıyolar da gelip beni buluyo tüm manyaklar.

-Senin Selin işi noldu aga? tatilde diyodun Selin de Selin diye

+O mesele karışık be kanka tamam kızdan hoşlanıyorum ama gelip bana sevgilisini felan anlatıyo deli oldum iyice

-Olum bişeyler yaparsın hem birini ayarla da artık kankası mankası neyi varsa bizde nasiplenelim (:

+gibtir lan ordan (: şerefsize bak beni değilde kendi gibini düşünüyo, ama tamam lan abi yüreği dayanmıyo yine bişeyler yaparız,hem biliyon olum yapacağımı lisenin 2. gününden kız ayarladım la sana (:

-Bak orası doğru ayarlarsın bişeyler artık (:

Konuşma böyle devam etti ve biz 2 şer sigarayla sohbetin sonunu getiremedik bi türlü, o gece 6 kişilik odamızda baya bi karı kız muhabbeti döndükten sonra yorulmuş olmalılarki uykuya daldılar. Ama benim daha yapacak şeylerim var, daha Selinin resimlerine bakıcam ve gecelerdir yaptığım ve artık bi nevi ayin mahiyetinde olan tavana bakarak derin düşüncelere dalıcam (hayatın anldıbını sorguluyorum sanki )

Aradan geçen bikaç hafta sonrasında herkes sınıfa ve ortama iyice alışmış dersler son sürat devam ederken yavaş yavaş Merveyle arkadaşça konuşmaya başlamıştık. Sonunda herşey yolunda gitmeye başlamıstı artık, o sıraların hatırladığım en büyük olayı Selin sevgilisiyle ayrılmış ve büyük bir üzüntü yaşamaktaydı. Kankası olarak onu teselli etme görevide bana düşmüştü tabi... Kafasını tenefüste omzuma bastırarak ağlamaya başladı ve olayları anlattı, ben bi yandan biraz mutlu da olsam öte yandan büyük bir üzüntü yaşıyordum. Hayal etmenizi istiyorum sevdiğiniz kız omzunuzda başka bir erkek için ağlıyor hemde delice ve siz sakinleştirip teselli ediyosunuz. içim kan ağlasada belli etmemem gerekiyo duygularımı, belli edersem gidicek diye korkuyorum.ilk defa hissettiğim duygular eşliğinde o günü bi şekilde bitirmeyi başardım. Akşam yurtta lavaboda 1 paketten fazla sigara içmişimdir heralde sabahki olayı düşünerek. Ne olduğunu soran arkadaşlarıma ise verdiğim tepki hep aynıydı "Hiç" onlarda derin bi mevzu olduğunu anlayıp beni yanlızlığımla başbaşa bıraktılar.

Kendimi toparlamam bikaç gün alsada rol yapabilme kabiliyetim sayesinde dışarıya hiçbi şekilde durumu belli etmeyip üstüne üstlük mutlu bir tablo da çizebilmiştim. Zaten herkes Selinle beni yanlış anlıyodu o sıralar. Sürekli duyduğumuz "siz sevgili misiniz?" sorularına gülüp geçiyorduk sadece. Hatta Selin inadına her tenefüs gelip koluma giriyodu tenefüs boyunca kol kola dolaşıyoduk (müdür odasının önünden geçerken bile ki kolay kolay yapamaz kimse ama biz babalarımızın tanışıklığı sebebiyle rahat takılıyoruz) o da teselliyi bende bulduğu için daha da samimileştik. Aradan geçen haftalardan sonra ilk sınavlarımız başladı ve büyük bi süprizle karşılaştık. ingilizce hocamız bizim sınıftan 3 kişiyi italyaya zütüreceğini söyledi, tabi bi şartla. Yapacağı grammar sınavında ilk 3 e girebilmek. Önümde çalışmak için koskoca 3 gün vardı. Pazartesi yapılacak sınava cuma günü çalışmaya başlama planları içerisinde (yalan aq nereye çalışıyon) yurda geçtim ve eşyaları toplayıp her hafta olduğu gibi hafta sonumu ailemle geçirmek için eve geçtim. Sorarsanız o hafta sonu hep yatarak geçti ve pazartesi ilk ders yapılan yazılıda 4. oldum. Baya şaşırdım aslında çünkü sınıftaki 12 kişiden (3 kişi ya okulu bıraktı yada yapamayacağını anlayınca bölüm değiştirdi) 4. olmak ve bunu hiç çalışmadan yapabilmek garipti benim için ,sanırım alışmam gerek bu duruma çünkü bi şekilde hedeflediğim şeyi hiç çaba sarfetmeden elde ediyodum. Tahmin edin 3. kim oldu? Ozan benden 9 puan daha fazla yaparak (3 gün aralıksız çalıştı kesin dürzü(: )italyaya gitmeye hak kazanmıştı.

Rezerved

Beyler son partı da atıp uyumam lazım sabah dersim var Fransızcayla uğraşıyorum bi yandan yarın okuldayken de birkaç part atmaya çalısıcam

Rez alıyorum

Bu arada bizim sınıf ortamı giderek düzelmiş ve kızların attığı ölümcül bakışlar yerini samimi gözlere bırakmıştı. Güven diyorum ya güven kazanmak önemli tabi. Uzun geçen gece mesajlaşmalarımız sonucunda artık birbirimizi en iyi şekilde tanıma derecesine ulaştığımız Selinle de konuşmaya son sürat devam ediyoruz ama arkadaşca tabiki. Tabi erkekler arasında sevilen kız fazla gizli kalmaz. Yalçın beni akşamları kızın fotoğraflarına bakarken gördü ve anladı durumu, işin iyi yanı ise Selin Yalçının sınıf arkadaşı. Bi nevi istihbarat kaynağı buldum (: Bi yandan da sosyal aktivitelerime Yalçınşa devam ediyorum (Ozan şerefsizi italyada hatunlarla geziyo (: ) Yalçın da kıyak çocuk aslında bi Ozan etmesede yoklukta gideri var yani (x şaka bi yana Yalçınla da iyi anlaştığım gerçeği inkar edilemez ve geçen zaman zarfında Selin muhabbetini yapıcağım yegane kişi haline gelmişti. Ozanın italyadan dönmesinin ardından yine eski ortamlarda boy göstermeye başlamıştık. Bilardonun vazgeçilmezleri olarak hergün aynı mekanda oyun atıyoduk. Pes oynamayı bi türlü sevemedim (oynayamıyorum aq nabıyım) biz eğlencemize bakarken ilk dönem bitti ve biz az bi süreliğine de olsa ayrı kalmıştık. (Ah bi üniversiteye geçiyim ortamdan ortama akıcam bi o günler gelse keşke) Tatilde abimin polislik yaptığı şehre babamla ufak bi gezinti düzenledik ve tatil boyunca ben yine sahil kenarına yani aşık olduğum denize gidiyorum. Sahil kenarında oturup denizi dinleyerek sigara içmek gibisi varmı ? Hele de elinde çay ufaktan bi esinti eşliğinde en sevdiğin şarkıyı mırıldanırken.