"Önce ben istiyorum, ben daha çok istiyorum" dedi yeşil tişörtlü lavuk.

"Tamam o zaman gel benimle" dedi şirin görünümlü kız.

"Burda mı yapıcaz" diye sordu sapık.

Kız ise "isterseniz apartman girişinde yapabiliriz" diyerek beni şoke etti. Ben daha olayların şokunu atlatamamışken kızın o lafı söylemesi iyice şaşırtmıştı beni.
Kızın bu lafını duyan binin gözleri kurt zütü gibi açılmıştı. Bende iyice merak oluştu haliyle takibe koyuldum amk.

Bunlar yürürken ben de sinsice takip ediyordum. O an açlığı gibtir etmiştim. Tek derdim onları takip etmekti.

Kız bir an duraksadı. Yeşil tişörtlü,
"Noldu bebeğim niye durduk?" diye sordu.
Kız arkasını döndü ve benim hiç beklemeyeceğim o hareketi yaptı...

Kız bu huur çocuğunun taşaklarına öyle bir tekme koydu ki acısını ben hissettim amk.
Tabii bu tekmeyle lavuk yeri boyladı. Acı içinde kıvranırken
"Seni yakalarsam görürsün, bana bunu yapmayacaktın" dedi. Aslında baya bi küfür bocaladı ama hatırlamıyorum şimdi.

Bu bin yere düştükten sonra kız çantasıyla vurmaya devam ediyor, bir yandan da tekmeler savuruyordu.
Kız diğer sapığa bakarak,
"Sen de ister misin?" diye sordu.
Bu bin iri yarı bir şeydi, kolay yem gibi görükmüyordu.
Bu yavşak hemen cebinden sustalı bıçağını çıkarıp ani bir hamleyle kızın kolundan tutup boynundan kavradı. Kız can havliyle geriye doğru tekmeler savuruyor, ancak sapık oralı bile olmuyordu.

"Boynunu keseyim mi ulan senin huur?" diye bağırıyordu.

Tabii kızı o halde görünce benim şalterler attı, gözlerim karardı amk. Bu huur çocuğunun dalgınlığından yararlanıp arkasına dolandım ve bileğinden tutup bıçağı aldım. Sonra buna öyle bir tokat salladım ki benim elim acıdı amk.

Olayları gören esnaf direkt bu lavuğun üstüne çullandı. Arada bir ikide ben vuruyorum tabii aq çocuğuna. Kızında gözü dönmüştü. Öyle ki kız adamı tekmelerken, arada bende nasibimi alıyor, çanta darbelerine maruz kalıyordum.

Neyse işte sonra sakinleşip polisi aradık. Bu iki bini kelepçeliyerek dıktılar arabaya. Sonra kızla biraz sohbetimiz oldu. Çay falan içtik. Tabii kız çay içti. Ben tosta yamyam gibi yumulmuştum amk.

Adı Ela'ymış. 25 yaşında editörlük yapıyomuş şirketin tekinde. Numarasını falanda aldım amk. Bu kızla olacak gibi beyler.

Şans dileyin lağğyynn bana.

Bol şans abi hayırlısı olsun (:

oğlum devdıbını getir lan bunun hikaye gibi sardı amk

Bol şanslar.

Selamın aleyküm beyler

Nathan inşallah gönlünce olur be kardeşim inşallah mutlu olursun. Belkide hayat bu kadar sıkıntı yeter dedi sana o kızı çıkardı. Hiç belli olmaz.

Vallahi kendim gibi sevindim.

Herkesin keyifleri yerinde olur inşallah.

Selametle.

Sağ olun, var olun güzel kalpli insanlar. Yarın akşam yemeğe çıkartıp hislerimi söyleyeceğim. inşallah güzel haberlerle dönerim buraya. Gerçi bu cümleyi son söylediğimde hiç de güzel olmayan haberlerle dönmüştüm ama hayırlısı artık.

Ama bu sefer olacak.. benim de yüzüm gülecek inşallah.

Iyi geceler beyler durumlar nasıl

Abilerim böyle gruptur falan bi sohbet edecek yer yokmu burda sözlükte okuyacak doğru düzgün birşey kalmadı zaten bu başlıktada sohbet yok siz konuşmuyonuzmu sözlükteki biriyle iyi geceler bu arada

Ee Nathan sonuçlar ne inşallah iyidir bak heyecan yaptım (:

Cümleten selamın aleyküm.

Nathan saat kaç daha yazmadın lan kötü birşey yok inşallah bekliyoz güzel haberlerini

Nathan hadi bro

Vay be... ne günlerdi

Ela ile tanıştığımız günün ertesi (tacize uğradığı günden bahsediyorum) onu yemeğe çıkartıp hislerimi yüzüne karşı söyleyecektim. Çünkü daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Adı aşk mıydı bilmem ama bu kıza karşı boş olmadığımı adım gibi biliyordum, hissediyordum. O masum yüzüyle, dünyalar tatlısı gülümsemesiyle, upuzun kumral saçlarıyla, yeşil gözleriyle, her şeyiyle beni kendine bağlamıştı, daha ilk günden.. Ama o şirketçe bir kutlama yapacaklarını ve gelemeyeceğini söyledi. Hayal kırıklığına uğramıştım.. o da bunu farketmiş olacak ki beni de davet etti. Normalde öyle ortamlara asla ve asla gitmezdim.. Ama davet eden Ela olunca işler değişiyordu..

Eyvallah diyerek hiç tanımadığım insanların, hiç görmediğim yüzlerin arasına karışacaktım, sevdiğimle..

Vaaaaay baron gelmiş hoşgelmişsin mübarek

Eve geldiğimde çok yorgundum ama ertesi akşam o kutlamada ben de olmalıydım, saat 21:00 da.Ertesi gün patrondan izin alarak eve erkenden döndüm kıyafetlerimi giydim, saçı sakalı tarayıp kutlamanın olacağı mekana gittim. Mekana geldiğimde kutlama çoktan başlamıştı. Alkoller, müzikler, boyalı yüzler, birbiriyle yiyişen çiftler ve dahası.. Ela'yı da gördüm, kendince çok eğleniyordu, uzaktan selam vermekle yetindim sadece , rahatsız etmek istemedim..

ilerleyen saatlerde herkes kalkmış dans ederken köşede öylece oturdum.. düşünüyordum, bir yandan da kafamdan atmaya çalışıyordum tabi.. sonra kafamı kaldırdım.. bu yüz tanıdıktı evet, Ela..
O kadar insan içinde nedensizce onun yanımda olmasını diledim gelmesini konuşmasını istedim sonra dileğimi duymuş gibi bir anda bana doğru yürümeye başladı, şaşırdım.. Bana doğru yürürken gülümsedi ve içim çok garip olmuştu hiç böyle hissetmemiştim daha önce, sonra geldi dans edelim mi dedi.. O an belki balodaki başka kimse beni ayağa kaldıramayacakken farkında olmadan ayağa kalktım bile.. sanki kendimi kontrol edemiyordum.. Dans ettik kafamdaki her şey uçtu o an daha önceden de gördüğüm bu insana bir anda aşık olmuştum.. Gözlerine bu şekilde hiç bakmamıştım.. aslında çok güzellermiş onu fark ettim.. yutkundum konuşamadım bir süre sonra bana bir daha gülümsediğinde kendime geldim birden.. dans ettik bir süre sonra “oturalım mı?” dedi.. “olur” dedim masaya kadar o kadar çok konuştuk ki sanki saatlerce konuşmuştuk.. çok tatlıydı konuştukça çekiliyordum ona doğru.. mimikleri, gülümsemesi oturduk sonra.. o kendi masasına, ben kendi masama hala bana neler olduğunu anlayamazken.. giderken bir daha gülümsedi ben de gülümsedim yanından öyle yakın geçtim ki dans ederkenki parfümü birkez daha beni heyecanlandırdı.. Ertesi gün patrondan izin alıp erkenden dışarı çıktım. Artık her şeyi söyleme vaktiydi..

Konuşmaya karar verdim..

Evinden alıp konuşabileceğimiz sakin bir cafeye zütürdüm. Her şeyi anlatacaktım ona, hislerimi, her şeyi. Ama öyle bir ilişki olmamalıydı bizimkisi.. Herkesinki gibi değil farklı.. Daha öncekiler gibi değil yani çok değişik bir duygu.. Hani sadece sarılmak istersiniz ya bazen öyle bir şey işte.. sanki bir kere daha bana gülümseseydi..

Bana bir ömür yetecek gibiydi..

En azından ona bu küçük mutluluğu bana yaşattığı için teşekkür ederdim sonra da veda ederdik böylesine de razıydım.. En azından o içimdekileri bilince rahatlayacaktım.. kalbimi kimseye açmadığım gibi açacaktım ona.. Cesaretimi topladım konuştum.. Onun bana söylediği şey ise sevgilisi olduğuydu..
O an dondum kaldım beyler bir insan daha fazla nasıl aşık olabilirdi? Ve her şey daha kötü nasıl gidebilirdi.. anlam veremedim hiç böyle düşünmemiştim hayallerimde..
Kardeşimle de konuştum, ona da bahsetmiştim bu harika kızdan.. O da beni avutmak için üzülme sana kız mı yok falan dedi.. Bana kız vardı da böyle bir şey nasıl söylenebilirdi, onda hissettiklerimi nasıl hissederdim başkasında? Öyle bir söylenmiş sözdü ki bu sanki birini özlediğinde başkasına sarılmak aynı özlemi giderecekmiş gibi..
Düşündüm.. bol bol düşünme zamanım oldu.. yemek ve uyku vaktimi de bu iş için ayırdım çünkü ne gözüme uyku giriyor ne de boğazımdan bir lokma geçiyordu..
Neden olmadı diye kendimi yedim.. gerçekten neden olmadı ki? Çok şey mi istedim? sadece bir kez sarılmak.. Niye öylece kestirip attı? Bu hayatın bir ironisiydi resmen.. hem onu bana gönderdi hem de beni mutsuz etti.. onunla olmama izin vermedi..
O güzel kızdan, gülümsemesinden, tatlı bakışlarından hayat boyu uzak kalacaktım belki.. ben de düşündüm tekrar.. öylece düşündüm zaten ne bedenim ne ruhum başka bir şeye izin vermedi..
Ne yapılabilirdi ki bu durumda?
ona dökemediğim içimi, onun okumayacağını bile bile bu sözlük sayfalarına döktüm..
Biraz uzun oldu kusura bakmayın.

Ama yine olmadı işte, gülmek, mutlu olmak haram bana..