Hatırladığım son şey arabamı bahçeye parkedip eve girdiğimdi. Daha kendimi koltuğa atamadan evin cam kapıları kırıldı, Yüzleri maskeli ellerinde m4a1 , ak47 tarzı silahlar bulunan 4 kişi namlularını bana doğrultarak üzerime gelmeye başladı. En önde yürüyen iri yarı adam. Çok geçmeden ben daha ağzımı açamadan ağzımın üstüne silahın dipçiğiyle indirdi. Gözlerimi açtığımda bir sandalyedeydim el ve ayaklarımdan sıkıca bağlanmıştım Yüzümden damla damla terle karışık su akıyordu. Ve çeneme yediğim dipçik darbesinden olacak ki halaa ağrıyordu. Uyandığımı gören o iri yarı adam üzerime gelip ağzımdaki bandı hızlı bi şekilde çekti. Kısa olan bıyıklarımın yarısı bantta kalmıştı kendimi tutamadım ve Ananı ... diye küfür ettim. Elindeki küçük namlulu silahı zorla ağzımın içine soktu. istediğimiz nokta tam olarak buydu biliyorsun pislik, dedi. bense ağzımda silah varken sadece ıhımıhhığğaınanınıhım tarzı mırıldanıyordum. O an bir gece öncesi şuan ağzıma silah dayıyan iri yapılır adam ile yaptıklarımız geldi gözümün önüne, Eski bir söz vardır insan sevdiğini incitir, bu 2 yönlü işler. Bu toplu yok etme mizahında en ön sırada oturuyordum, bu yıkım projesinin yıkım planını uygulama ekibi 12 binanın temel stunlarına patlayıcı sardı, 2 dakika içinde küçük patlayıcı ana bombaları patlatıcak ve bulunduğumuz mahalle birden enkaza dönüşücek. Bunu biliyorum, cünkü az önce ağzıma silah dayıyan eski ortağım biliyor, o sırada ortağım saatine bakarak 2.5 dakika neler başardığımızı düşünüyorum dedi.

Ve o anda bütün bu tabanca bomba ve silahların, baş belası sürtük bir kızla ilgili olduğunu farkettim. Ve ilk tanıştığımız zamanlar geldi gözümün önüne.

Hastanede...

ilgiyle okuyan kardeşlerim hakkımda düşüncelerini buraya bırakırsa sevinirim (bkz: korkuncluu bir yazar) .

Başlığı sadece benim sayfalarım altında okumak için

(bkz: http://www.incisozluk.com...indekini-yoklaa/sahibi/1/)

Sandalyede bağlı bir şekilde otururken birden 2.5 dakikalık bir eskilere daldım. Hastaneye özel olarak tuttuğum doktorumdan ilaçlarımı ve el altından morfin almaya gidiyordum. Doktoru beklerken hayır durun daha geri ben size anlatmaya daha da geriden başlayacağım. Tam 4 ay boyunca metamfetamin adlı uyuşturucu yüzünden uyuyamadım. Uykusuzken hiçbirşey gerçek görünmüyor sanki herşey uzakta ve birer oyuncak gibi. Herşey suretin, suretinin sureti. işyerinde sıradan bir gün ve sıradan uykusuz bir şekilde masamda oturmuş karşımdaki kafam kadar göğüsleri olan muhasebe danışmanını kesiyordum. O anda müdürüm gelip birkaç sorunlu bölgeye gitmeni istiyorum, o anda onun o ceset gibi kokan ağzına yumruğu indirip, saçlarını elime dolayarak kafasını masaya vurmak istiyordum. Önümdeki güzelliği kapıyordu o koca göğüsleri ve koca zütüyle. Günlerden salı olduğunu açık gömleğinin arasından görünen ve abartısız 5 kg teki olan göğüslerinden anlıyordum her salı aynı gömleği giyiyordu çünkü. Cevap verdim'' Şu anda elimdeki dosyaları rafa kaldırıp siz sorana kadar yeni eklediklerimi güncelliyeyim mi yani? Evet bunlar hemen bitsin eğer yolda sorun çıkarsa telefon et tamam mı dedi o muşmula suratını büzerek. Bu kaşar bütün enerjimi sömürüyordu gördüğüm anda sanki. Kendisi enerjik duruyordu, heralde dev fincan kahvesini o büyütmekte olduğu koca zütünün üstünde otururken bitirmişti ehehe...

Bir çok kişi gibi bende ikea yataklarının kölesi olmuştum tuvalete benliğimi bırakırken bir yandan elimdeki ikea katalogundan bir koltuk beğendim, eğer yin yang gibi bir kahve masası tarzı bişey veya bir koltuk görürsem onu almak zorundaydım. Belki evin bodrum katını bir yığın doldurmuşumdur ama her yenisini gördüğümde yeniden yeniden ve yeniden alıyordum. katalogları elimden düşürmez ne tür bir yemek seti kişiliğimi yansıtır diye mal gibi düşünürdüm. hepsini almıştım, hatta yerliler tarafından alın teri ile yapıldığı düşünülsün diye içinde küçük baloncuklar ve hatalar olan cam tabaklarım bile vardı, ferregrafik dergiler okurduk şimdi sıra uykusuzluktan ölmeye gelmişim gibi görünüyordu, Benliğimi tuvalete bıraktıktan sonra arabama atlayıp doktorumun yanına gittim, Ve el altından morfinimi, ilaçlarımı aldıktan sonra doktora uyuyorum garip yerlerde uyanıyorum hemde nasıl gittiğimi bilmeden dedim.

Oda biraz gevşemelisin, dedi ben ise bi bibibib ilaç veremezmisin dedim kekeleyerek. kırmızı ve mavi *** ve kıpkırmızı *** ilaçlarını istedim.
O ise hayır sağlıklı doğal uykuya ihtiyacın var biraz *** kökü çiğne ve bol bol egzersiz yap dedi.

Doktor odadan çıkarken doktor lütfen acı çekiyorum bana yardım et dedimi o bana dönerek acımı görmek istiyorsun git ve testis kanserlerinin bulunduğu katalog kilisesindeki testis kanserleriyle beraber bir gün geçir dedi,

Odadan çıktım ve katalog kilisesine doğru yol aldım, orda gerçekten insanlar çok acı çekiyorlardı birbirleriyle dertleşiyor, başlarına gelenleri anlatıyorlardı ve ben dinledikçe ağlıyor ağladıkça pgibolojimi düzeltiyor gibiydim. Onların acısı benim ağlamamı sağlıyor ve gece rahat uyumamı sağlıyordu. O geceyi güzel kesintisiz bir uyku ile geçirdim 2. gün yine katalog kilisesi testis kanserleri bölümüne gittiğimde içeri bir sürtük girdi. Ağzında sigara elinde çantayla adete 30-35 yaşlarındaydı ferre yıldızı bir milf gibi geçti karşıma oturdu ve ara ara güneş gözlüğünün altından beni süzüyordu. Bu kesinlikle testis kanseri değildi bu yalancı bir sahtekardı, onun yalanı benim yalanımı yansıtıyordu. Buda yeniden uykusuz kalacağım geceler anldıbına geliyordu sinirden elim ayağım titriyordu gözlerim kan çanağı olmuştu. Ve o günden sonraki 4 gün boyunca uyuyamadım.

4 gündür uyuyamıyordum. insan uykusuzluk çekerken aslında hiç uyumuyor ve hiçbir zamanda uyanık duramıyor. Bir tümör gibi beynimden gitmiyordu o sürtük kız... Adeta boğup öldürmek istiyordum yine aynı yerde onunla denk geldik.

B-Hey konuşmalıyız.
Sürtük - Tabi.
B-Seni çözdüm.
S-Ney.
B-Sen rol yapıyorsun sen ölmüyorsun. Hepimiz ölüyoruz ama senn ölmüyorsun.
S- Nolmuş?
B- Sen bir turist sin seni gördüm baktığım heryerde hemde yatamıyorum
S- Antreman yapmışsın,
B- Neyin antremanı?.
S- Benimle konuşmak için antreman yapmışsın umduğun kadar iyi gidiyormu..
B- Seni deşifre ederim yalancı bi pislik olduğunu söylerim herkese.
S- Bende seni söylerim.

Dışarı çıktıktan sonra hızlı adımlarla sokağı döndü yolun karşısına geçtiğini göremeden kayboldu ortalıktan.

Ertesi gün iş çıkışı müdür yardımcısının söylediği işleri halletmek için uçak bileti aldım, Ve yola koyuldum. Her uçuşta tanıştığım insanlar, tek günlük arkadaşlar, yine bir bayanla kalkışla iniş arasındaki zamanı paylaşıyoruz ben anlatıyorum.

+bir süre sonra herkesin hayatta kalma oranı 0'a iniyor. Ben yaptığım işte bir geri çağırma kordinatörüydüm. O gün işim gereği, Şirketimin ürettiği yeni bir araba saatte 100 kilometre hızda giderken arka diferansiyel kilitleniyor ve inceliyoruz... Görevli arkadaşım gencin dişleri kül tabağına yapışmış iyi bir sigara karşılığı reklam olur diyor. Araba devriliyor ve içerdeki herkes yanıyor, Şimdi arabaları acaba geri çağırsak satılmış olan araç sayısı A, arıza yapma olasılığı B, ve mahkemede ödenecek tazminat tutarı C olursa AxBxCx=X Eğer geri ödenirse bunu yapmıyoruz.

-Bu tip kazalardan çok oluyor mu?
+inanamıycağınız kadar.
-Hangi şirkete çalışıyorsun?
-Büyük bir firma(imalı bir şekilde başımı sallıyarak)

Ne zaman bir uçak çok sert kalksa yada inse bir kaza için dua ediyorum ya da bir havada çarpışma, hiç farketmez.

Hayat sigortası iş seyahatinde ölürsen 3 katı para ödüyor.

Bu seferki seyahatte şansıma erkek denk gelmişti, elindeki katalogu okuyordu eğer güvenlik kitabındaki maddeleri yapamıycak durumdaysanız, uçuş görevlisinden yerinizin değiştirilmesini isteyin cam kenarında oturuyordu ve ben önünü kapıyordum.

Ben ona bakarken bana döndü bu bayaa bi sorumluluk, dedim. Yer değiştirelim mi? diye bi soruda bulundu. Hayır bu iş için uygun biri olduğumu sanmıyorum açıkcası, 10000 metre havada çıkış kapısı prosedürü hm güvenlik güdüsü dedi. Evet sanırım öyle. Burdan sonraki konuşmamız şu şekilde.

O- Uçaklara neden oksijen maddesi koyduklarını biliyor musun?
B- Nefes almak için.
O- Oksijen kafa yaparr acil durumda panik halde derin nefesler alırsın ve birdenbire bütün vücudun rahatlıyıp gevşer.
B- ilgin bi teori ehıhıhıhm. Biraz yüzüne baktıktan sonra ne yapıyorsun diye sordum.
O- Nasıl yani?
B- Mesleğin ne
O- Neden sordun ilgiliymiş gibi davranmak için mi?
B- Güldükten sonra ıı tamaaaam.
O- Gülüşünde iğrenç bir çaresizlik var.
B- ikimizinde çantası aynı.
O- Sabun, sabun yapıp satarım medeniyetin tartışılmaz ölçüsü derken kartını uzattı. Ve onunla tanıştım ismi Tuncay xxxxxx'di.

O- Eşit miktarda benzin ve portakal suyunun neler yaptığını biliyor muydun?
B- Hayır bilmiyorum bu nedir?
O- Evdeki maddelerle her türlü patlayıcıyı yapmak mümkündür.
B- Gerçekten mi?
O- Eğer insan isterse.

Tuncay sen kesinlikle tanıştığım en ilginç tek porsiyonluk arkadaşsın. Yani uçaktaki herşey tek porsyonluk yani arkadaşlıklar bile dedim. O da gülümseyerek evet bu çok akıllıca, sağol dedim.

O- işine yarıyormu?
B- Ne?
O- Akıllı olmak.
B- Harika.
O- O zaman devam et sonuna kadar.
Yerinden doğrulup kalkarken bir görgü sorusu sana önünden geçerken popomumu göstericem pipimimi dedi. Ve ben bişe diyemeden ilerledi.

Havayollarının titreyen bagaj adında bir uygulaması var, Bavulum titriyormuş ve görevli bana %90 traş makinesi olur dedi, ama arada bir dildo çıkar dedi sessizce etrafada bakarak, havayolu dildo çktığı zaman sahipliyi imha etmez belirsiz bi terim kullanırız bir dildo asla sizin dildonuz değildir. Aa a ama benim bitane derken sözümü kesti eliyle.

Aaah herşeyim o bavuldaydı gömleğim, ayakkabım, kravatlarım, neyse boşverin.

Taksiyle eve gidiyorum bu sırada anlatayım size, evimin duvarları betondandı bu komşumuz evde yüksek sesle yarışma programı izleren kulaklıklarını kaybettiğinde faydalı olan bişey. Ya da yanardağa benzer bişeyin patlama sonucu mobilyalarınız pencerenin ucunda yanarak kaybolduğu zaman.

Evimin önü itfaye doluydu meğer böyle şeyler de oluyormuş Usulca aralarından geçip apartmana girdim hiçbişey kalmamıştı, Bir itfaye görevlisi daireye girmenize izin veremem bu polis emri dedi. Ne kadarr utanç verici ev sos dolu ama hiç yemek yok, polis pilot ateşinin sönerek hafif gaz sızdırdığını düşünüyor, bu gaz 250 metrekarelik yüksek kareli evi günlerde doldurduktan sonra buzdolabının kompresörü kıvılcım çıkartmış olabilir diyorlar, Şaka gibi...

Telefon kulübesine gidip o sürtüğü aradıım, hMM Evet nefesini duyuyorum, ardından telefonu kapattım ve uçakta tanıştığım Tuncayı aradım. Soracak olursanız neden onu aramadığımı söyliyemem.

Tuncay telefonu açmıyordu tam ben gidecekken telefon geri çaldı, alıp alo dedim, sordu kim arıyor diye , adıyla hitap ettim, tekrar sordu kim arıyor diye, uçakta tanışmıştık hani aynı bavulumuz vardı, ıı şu şu zeki adam, Hah haaa evvet tamam ıhhhıhıhı Evet?

B- Eee az önce aradım ama açan olmadı ben telefon kulübesindeyim şuan
O- Nooldu?
B- Buna inanmıycaksın,

Bi kafe tarif etti ve oraya gittiğimde aramızda geçen konuşma şu şekilde oldu,

O- Daha kötüsü olabilirdi bi kadın sen uyurken penisini kesip bunu arabanın penceresinden atabilirdi değil mi?
B- Evet buda var ama insan mobilya alırken kendine diyor ki evet bundn sonra başka kanepe almıycam diyor ne olursa olsun çok kaliteli bi muzik setim va...
O- Ama şimdi hepsi gitti, hepsi hepsi hepsi... !

Beyler sanırım okuyan kalmadı herkes uyudu telefonun şarjı %8 bide imla kurallarına da uyarak yazmaya çalışıyorum şarz bitmeden uzun bi part atmaya çalışacağım. Eğer olmaz ise şarja takarım sabah erken saatlerde burda görüşürüz kendinize cici bakın Allah'a emanetsiniz