/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    Bunu okumuştum galiba
    ···
  2. 27.
    0
    Özet varmı
    ···
  3. 28.
    0
    rezerved okunur
    ···
  4. 29.
    0
    Kalsın okurum
    ···
  5. 30.
    +1
    Damadın oturduğu apartmanın önüne geldim. Zaten köye geldiği arabadan da artık orada oturduğundan emindim. Apartman zillerine baktım aynı isimde 2 tane vardı , damadın soy adını bilmediğimden ikisine de bastım apartman kapısı açıldı ben yavaş yavaş yukarı çıkma ya başladım. Neler olduğunu merak ediyordum ve artık bu olanlardan şüphelenmeye başlamıştım.
    Ben çıkarken bir katın kapısı açıldı sesi duyunca ben hızlandım. Yaşlı bir kadın vardı . – Kimi aradın oğlum dedi, bende adamın adını söyledim o ara damat da kapının önüne geldi ve beni gördüğünde yüzündeki şaşkınlık ifade si görülmeye değerdi.
    Damat hayırdır sen buranın yolunu bilir miydin dedi, ben ise bilmiyordum öğrendim gibi bir espri yaptım ki adamın tipi değişsin diye.
    Kadın içeri çağırdı meyve suyu ikram etti damat da karşı koltuğa oturdu hiç sesi çıkmıyordu. Biz yaşlı teyze ile konuştuk damadın annesiymiş. Biraz sohbet etikten sonra ben lafı hoca ya getirmeye çalışıyordum.
    Damat içeri geçip telefonla konuşuyordu sanki tartışırmış gibi bekledim bekledim gelmiyordu, hararetli bir konuşma yaşıyordu. Bende dayanamadım teyze ye sordum Hocanın nerede olduğunu o da evi sattığı adam dan fazla bir şey bilmiyordu. Acele acele it kovalar gibi gittiler diyordu. iyi oldu gittiği az rahat ettik felan dediği zaman, ben hoca ile pek anlaşamadıklarını anlamıştım.
    Kadın oğluna seslendi gel misafir varken bırak telefon işini dedi ama damat kıp kırmızı olmuştu.
    Tedirgin tedirgin geldi. Çıkmam lazım dedi bana sende gel dışarıda konuşuruz dedi. Bende hazırda kadında olmayacak diye istediğim gibi sorarım düşüncesi ile dışarı çıkıp arabasına bindik .
    Arabayı kullanmaya başlayınca Hoca nerede dedim. Hoca gitti yazın gelir belki duruma göre dedi.
    Telefonunu mu değiştirdi dedim yok aynı dedi. Bende nasıl bir tepki ise yalan söyleme hocanın teli değişmiş dedim. Yavaşladı, napıcaksın hocayı daha seninle mi uğraşıcak adam dedi sinirlenmiş taklidi yapıp beni güya geri çekilme ye zorluyor gibiydi. Bende bir işler çeviriyorsunuz… Ya numarayı ver ya da bundan sonra olacaklardan sen sorumlusun. Seninde karın çoluğun çocuğun var insan olun biraz ne dolap dönüyor dedim. Ben bilmiyorum ben bıktım artık felan diyip sitem etti . bu işin içinde artık bir ipnelik vardı bende ver hocanın numarasını dedim sinirli ve kurtulmak istercesine al dedi hocanın numarasını aldım ama aramadım. ilçeye geri geldim orada biraz oyalandık. Babama bir şey anlatmadım işi varken bunlarla uğraşmasın diye, ama eve doğru yola çıkınca biraz anlattım.
    Damat olayından bahsetmedim, bundan evde bahsedecektim. Annem babam bir araya geldik akşam ben önceki gittiğimde de arkadaşlarla buluşmaya gitmediğimi ve yaptıklarımın tamdıbını anlattım.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 31.
    0
    Babama ve anneme olanların hepsini anlattım. Babama hoca telefonunu değiştirdiği için ulaşamadığımızı da söyledim. Bu iş artık bizi şüphelendirmeye başlamıştı. Aklıma hocanın bizim evde kilerde yattığı zamanlar geldi. O olaylardan sonra pek o odaya girmiyordum. Zira o odada pek iyi anılarım olmamıştı. Babam hocayı arayacaktı fakat damadın hoca ya söylemiş olabileceği ihtimaline karşı gece den aramayı uygun bulmadım. Kilere gittim annemler oturma odasında oturuyordu. Hocanın oturup mumları yaktığı zaman oturduğu yere gittim. Aynı şekilde oturdum oturduğu yere , bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama yaptım. Sanki o çarşaflı şerli varlıklar belki beni yalnız görüp gelirse hocanın bana neden bizden kaçtığını onlar söylerler umudu içerisindeydim. Oturdum kendi kendime bir şeyler yapmaya alışıyordum artık bu durumlardan daralmıştım. Çok anlamsız yaşıyordum hayatımı okula gitmem gerekiyordu yakında sınavlar vardı.

    Annemlerin yatmasını bekledim. Yine eskisi gibi yattık annem babam yerde ben ise koltukta yattım. Annemlerin uykuya daldığını anladıktan sonra 2 tane mum aldım. Tıpkı hocanın yaptığı gibi…
    Işıkları kapattım boş boş bekliyordum. Derken daha fazla belemekten korktum, bu yaptığım aptallıktı , onca şey yaşadıktan sonra bu şekilde bir maceraya neden girdim anlamıyordum. Kalkıp buna bir son vermek istedim önce ışığı açtım sonra mumları alıp söndürmek için eğildiğimde masanın alt tarafındaki halının oval şekilde sanki altındaki tahta kırıkmış gibi gördüm. Mumları kenarı çekip halıyı kaldırdım ve oradaki tahta içine göçmüştü. Tahtayı biraz yerinden oynattım, sıkışmıştı sallarken pat diye elime geldi…
    Kalktım, babamın kitaplığı aynı odadaydı ve en üst rafta arabadan ilk başta hoca geldiğinde aldığımız fener vardı, o bir daha araba ya gitmemişti. Feneri alıp eğildim tekrardan tahta boşluğuna baktım….

    Baktığım yerde en az 10 tane muska vardı muskaların en üstünde de siyah küçük bir not defteri vardı ve muskalara dokunmaya korktum ve elime not defterini aldım içini açtım.
    Tek bir sayfasında yazı vardı, o yazı da hocanın bana okutmaya çalıştığı ama benim okuyamadığım yazıydı .O yazının aynısını oradaki deftere de yazmıştı. Bu sefer aldım göz gezdirircesine okuyordum ama ne hikmetse yazı karışık olduğu için heceleyerek okudum. Okurken istemsiz ağzım mırıldandı bunu hatırlıyorum.
    Tamdıbını okudum, en sonunda kocaman harflerle ZUZULA yazıyordu. Bu metnin tamamı Arapça ama son yazı buydu ve Latin alfabesindeydi. Ben bunu okur okumaz mumlardan birinin ateşi yükseldi resmen 25-30 santim yükseldi.
    O an korkup ayağa kalkmak istedim dizlerimin bağı çözüldü, bağırdım çığlık attım kimse beni duymamış olacak ki ne annem ne babam gelmedi. Duvarda kocaman 1 gölge oluştu dalgalı dalgalı duruyordu . Bunların hepsini izlerken gözlerimi bile kırpamadım. Sonra diğer mum aynı şekilde yükseldi ve mumların tam arkasına gelen duvarda ikinci bir gölge oluştu ve kulağımda inanılmaz bir çınlama başladı….
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    Gölgeler duvar üzerinde bir bölgeye ayrı ayrı toplanır gibi oldu. Sanki yavaş tan fiziksel bir boyut geçmeye çalışıyordu ve o an milyonlarca insan aynı anda konuşuyor gibi anlamsız laf karmaşası oluşuyordu kulağımda Felç olmuş gibiydim. Sadece etrafı duyuyordum bir anda ortalık sessizleşti, mumlar normalleşir gibi oldu ama ben çözülmüyordum, çarpıldım felç oldum sandım. O an insanın aklından hayatı film şeridi gibi geçiyor. Derken mumun biri söndü diğer mum ise öyle bir parladı ki resmen ev yanacaktı tavana vurdu ve o an yıldırım çakmış gibi oda tamamen aydınlandı o bir anlık aydınlıkta odanın içinde ayakta duran 100lerce farklı tipte suretler vardı. Tiplerini tarif etmek gerekirse kısa boylu tuhaf bakan gözlere sahip sivri kulaklı ve bulanık, yarı duman yarı suret hali olarak görünen, çok korkunç olmasalar da insan olmadıkları belli olan suretler vardı. Biraz hafif kalacak ama bu fotoğraf biraz olsun fikir sahibi olmanıza yardımcı olabilir.
    http://imgim.com/image/zuzum.jpg
    Tam o sırada mum o yüksek ateş ile tamamen söndü . O ateş evi aydınlatmış olacak ki babamın sesini duydum koşarak odanın kapısını açtı. Tam o sırada da mum sönmüştü ve ben hareketsizce oturmaya devam ediyordum. Gördüklerim karşısında şoka girmişim, babam geldikten sonrasını pek hatırlamıyorum babam beni soğuk suyun altına sokmuş o zaman kendime geldiğimi hatırlıyorum.
    Kendime gelince babam beni havlu ile kuruladı. Neler olduğunu anlattım bana kızdı ilk başta ama bulduğum muskalar ve not defterinden bahsettiğimde bana kızmasını bir kenara bırakıp hemen muskalar nerede diye kiler odasına bakmaya gittik.
    Babam elini uzattı muskaları avuçlayıp aldı ve içeri getirdi. Muskalar yazılıp kağıda sarılmış ve dışları güzelce bantlanmıştı. Babam masanın üzerine koyup hepsini açtı ve içinde çok karışık Arapça yazılar yazıyordu. Hiçbirinin okunurluğunu bozmadan aldı içeriğini anlayamadı. Not defterine de baktı , ben sakın okuma baba ben bunu okuyunca bunlar oldu dedim. Babam gözü ile okumadan yüzeysel olarak inceledi. Sonra sabaha kadar içinde ne yazdığını araştırmaya başladı ama bunların kötü bişey olduğu belliydi tahminden öteye gitmedi. Sonra odaya iyice bakalım başka bir şey varmı diye aradık taradık ama bulamamıştık. Ben son olarak elime feneri alıp muskaların olduğu yere iyice baktım orada bir tane daha muska vardı ve bu hocanın bana yazdığı ve kaybolup çıkmayan bir diğer muska idi.
    O olduğuna emincim çünkü köşelerini makasla kesmişti.
    Hemen baba bunu da buldum bu bana yazdığı muska dedim babam onu da açtı içinde arapça yazılar vardı ve arka tarafında zuzumbilesi yazıyordu….
    Onun ne olduğunu anlayamamıştık zuzumbilesi Latin alfabesi le yazıyordu babam hepsini bir zarfın içine koydu .
    Yarın ananemin babasına gitmeye karar verdik, onun bir şeyler bileceğini düşündük hiç uyumadık daha o gece…
    Sabah olduğunda babam namazı kıldırdı yola çıktık. Büyük dedemizin yanına alel acele habersiz gitmiş olmamış onları çok şaşırtmıştı. işin içinde bir şer olduğunu anlamıştı hemen ve yüzünden endişeli olduğu çok belliydi.
    Olanları anlattık ve yazıların tamdıbını ona verdik . Tek tek inceledi ve bir kitap çıkardı. Arkasında kocaman Arapça gizli bir şeyler yazan bir kitaptı sayfaları çok eskiydi. Sayfaları karıştırırken yırtılacak gibi deforme olmuştu.
    Yaklaşık yarım saat sessizce sadece muskaları inceledi ve sana bunu nasıl yaptı dedi. Gözleri doldu…
    Tümünü Göster
    ···
  8. 33.
    +2
    Hemen neler olduğunu sordum ve …
    Oğlum bunların her biri bir kafir şerli yi temsil ediyor .. Burada 11 tane muska var ve 10 tanesini sana düşman bir tanesinide sana aşık edip başına musallat etmiş.
    Gidin o şerefsizi bulun bunu nasıl yaptı ise Geri o çevirecek dedi.
    Bende hocanın kaçtığını ve başımızdan geçen tüm olayları anlattım. Muskaları gizlice oraya sana tuzak kurmak için yapmış dedi. Bunu neden yaptı bir husumetmi oldu dedi. Hiç bir şey olmamıştı. Benimle ilk kez bu vesile ile tanışmıştı. Bir insan nasıl bu kadar günahı üzerine alıp, bana ve aileme hayatı zehir edip bizi böyle bırakabilirdi ?
    Büyük dedem beni okudu sadece okudu yapabileceğim bir şey yok dedi. Aklına mukayyet ol oğlum seni çağırılan yerlere gitme dedi. Hiç rüyanda düğün gördün mü dedi.
    Evet tabi ki gördüm hem de kaç kere gördüm beni kurtar dedim ama elinden hiç bir şey gelemeyeceği bakışı atıp gözleri sulu sulu gözlerime baktı. Koca ayam ağlıyordu göz yaşlarını görünce bende ağladım sakalları ıslak göz yaşları ile birbirine yapışıyordu. Çok ama çok üzüldüm inanın anlatamam….
    Çıktı yola babam hocayı arayalım dedi o köyde telefon iyi çekmiyordu biraz iyi çeken bir yerde hocayı aradı ama telefonu hep kapalıydı, ulaşamıyorduk. Babam çok sinirliydi damadın evini tarid ettim oraya gittik . Apartmanın önüne vardığımızda damadın arabası yoktu. Arabadan inip o anki gerginlik ile apartman kapısı açılsın diye tüm zillere bastım ve kapı açıldı. Hemen onların kapısına koştum, babamda peşimden geldi ben kapıyı önce açtırdım kapıyı damadın annesi açtı.
    Beni tanıdığı için şaşırmadı ama terli ve nefes nefese olduğumu görünce biri beni kovalıyor sanmış noldu kim kovalıyor seni içeri gel dedi. Arkamdan babamında gelmesini bekledim babam çok sinirliydi nezaket felan dinlemeden kadına bağırdı. Nerde o O… çocuğu dedi , ama damadın annesi olduğunu bilmiyordu. Kadın şaşırdı ben dedim sana anlatacaklarım var dedim. Kadının bir şeyden haberi olmadığı belliydi. Bizi içeri aldı ve anlatmaya başladım başımdan geçenleri…
    Kadın hayret içinde beni dinledi. Oğlunun böyle bir işin içinde olması onu çok üzdü kadın kendini ağıt yakarak resmen parçaladı. Bizde zaten yaşlı kadın ölür mölür kalp krizi geçirir diye biraz sakin konuşmaya başladık..
    Kadın oğlum demek bu yüzden gelini çoluğu çocuğu alıp apart topar gitti dedi…
    Damat istanbul da iş buldum diye bir gecede pılını pırtığını toplayıp kaçmış , annesinde o şekilde yapa yalnız bırakıp kaçmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 34.
    0
    Annesi ağlayarak oğlunu aradı.
    Bunları neden yaptığını sordu sitemkar olarak bağırıyordu. Annesi trans a geçmiş gibiydi o o durumdayken telefonu alım ben konuşacaktım ki benim sesimi duyunca telefonu yüzüme kapattı. Tekrar tekrar aradım ama telefonunu kapatmıştı arayamadık.
    O kadar berbat bir durumda iken birde kadını sakinleştirip oradan çıktık. Arabada babam sürekli hocayı da damadını da arayıp durdu ama telefonları çalmıyordu.
    Ben artık eve geldiğimizde bu kadar durumda olduğunu öğrendikten sonra uyuyamaz olmuştum. Babam birkaç gün daha araştırmaya çalıştı ama ne hoca ne de damadından iz yoktu.
    Etrafa da duyuramadık ki bu olayları el aleme duyurmak istemedik. Kendi kendimize çözmeye çalışıyorduk.
    Aradan bir 10 15 gün geçti o zaman boyunca geceleri oturup gündüzleri uyumaya başlamıştım artık korkular tüm bedenimi ele geçirmişti ama bir yandan da o şerli varlıklar ile yüzleşmek istiyordum.
    O kadar zaman boyunca birde annemin bu durumlar yüzünden olduğu hastalıklar ile uğraşmiştik. Annem panik atak olmuştu ve ağır ilaçlar yiyordu. Bende kafam kötü olduğunda hep gizli gizli o kafa yapan ilaçlardan aldım, bende kullandım.
    Okulda sınav zamanı gelmişti ben gidemiyordum. Gitmeye de niyetim yoktu, artık okul umurumda değildi. Tüm sınavlardan kalmıştım ama oradaki ev arkadaşımla arada konuşuyorduk.
    Gelmemi bekliyordu ama olayları ona anlattım sonra gelmemi pekte istemiyor gibi konuştu zaten…
    Kim böyle bir insanla aynı evde yaşamak isterdi ki ?
    O zamanlarda bir gün ananem beni çağırdı annenle ikiniz biraz burada kalın dedi. Olanların son ayrıntılarını babasından öğrenmişti ve annemle biz ananemler e şehre gittik. Babam görevli olduğu için kalmak zorundaydı. Gönlüm razı olmasa da babamı yalnız bırakmak zorundaydık.
    Orda kaldığım dönemde hiçbir olay ile karşılaşmadım . Bir kaç gün sonra büyük dede oraya geldi. Aslında benim orada olduğumu bildiği için gelmişti. Onlara gittiğimizde muskaların yazdığı kağıtları vs.. orada bırakmıştık olayların şoku ile, o da daha fazla inceleme fırsatı bulmuş ve başka şeyler öğrenmişti.
    Bizi bu işlere sokan hoca , not defterine yazdığı , bana okutmaya çalıştığı şey, onun olan , ona musallat olan şerlileri, benim başıma yıkmak için yazmış. Ben onu okuduğumda şerlileri çağırırmışım. Ben onu okuduğumda o yüzden onlar oraya gelmişler ve hepsi birlikte gelmişler. 10 tane musallat olan şerli ile 1 tane bana aşık ettiği ….
    Tümünü Göster
    ···
  10. 35.
    0
    Büyük dedem olanları anlattıktan sonra beni bir arkadaşına zütürmek istediğini söyledi. Babana da sor ona göre izin al öyle gidelim dedi. Belki bir çare bulur o dedi…
    Babamı aradım babam durumu anlattım ve izin gününde gelebileceğini söyledi . Bu yüzden biraz daha ananemler de kalacaktık. Büyük dede o sıralar köyüne gitti ve babamın o izin gününde gitmek için sözleştik. Ananemler de kaldığım o gecede son gördüğüm rüyanın aynısını gördüm. Yine uzaktan izliyordum.. izlediklerim insandı fakat yaklaştığımda ayakları tersti. Beni fark edip tekrardan yanıma gelmişlerdi… Kısacası aynı rüyayı görmüştüm. Hemen uyandım sendeledim nerede olduğumu şaşırdım . Ananemler de olduğumu bile unutmuştum. Kendimi taa ilk zamanki yaşadığımız evde zannediyordum çünkü odanın şekli neredeyse aynıydı . Karanlıkta eski evin olduğu yerdeki ışıkları aradım bulamıyordum prizi delirecektim artık hal bu ki karşı koltukta annem yatıyordu ama ben fark edemiyordum. Sonra aklım başıma geldi hatırladım nerede olduğumu telefonumun tuşuna basıp ışığını yaktım ve odanın prizini bulup açtığımda karşımda arkası dönük bekleyen çarşaflı şerli vardı.
    Annemde oda da yatıyordu. ilkkez yanımda bizden biri varken tam akrşımda dikliyordu. Anneme seslenmek istedim ama benim dilim geri kaçıyordu. Sanki hocanın beni ilk okuduğu zamandaki gibi, neredeyse boğulacakmışım gibi oluyordum ses çıkmıyordu ağzımdan. Ben o haldeyken bir anda gözden kayboldu. Yok oldu gitti..
    Olanları anneme anlattım hemen ananemde geldi. Gecenin o saatinde babamı aradık adam izin gününü beklemeden apar topar gecenin bir yarısı ananemlere geldi. Yarın sabah büyük dedenin dediği yere gidelim dedi. Sabaha kadar yine bekledik. Sabah gidip büyük dedemi de köyünden alıp arkadaşına doğru yola koyulduk.
    ···
  11. 36.
    0
    Caps vakti...

    Merhaba arkadaşlar. Caps atmamı isteyen çok arkadaşım oldu. Bu nedenle bende bir kaç tane caps ayarladım. Size durduğumuz evi, etrafındaki mazarlığı ve sabun ve muskaları bulduğumuz ağacı biraz olsun göstereceğim. Köy e en son ziyaretimde geçen sene çekmiştim bu resimleri bilgisayarımda buldum paylaşayım...

    Bu evin son hali. Biz dururken camlar pimapen değildi, boyası da bu renk değildi ev eskiydi..
    http://imgim.com/image/1273incim3174070.png

    Sağ pencerenin arkasında görünen beyaz uzun ağaç sabun u bulduğumuz yerdi.
    ---
    http://imgim.com/image/mezar.png

    Bu resimde cami ve mezarlık göze çarpıyor.Evin sağ tarafı...
    ---

    http://imgim.com/image/yandan.png

    Bu resimde diğer resimden kesildi. Resimde ben de olduğum için kestim. Extra dan evin önünde ki yol ile aynı iza da olan depoyu da görüyorsunuz.

    Capsler devam edecektir...
    ···
  12. 37.
    0
    Büyük Dedem e dün geceki yaşadığım olayı araba da anlattım. Büyük dedemde artık bu duruma çok üzülüyordu ve gerçekten üzüldüğü gözlerinin içindeki yaşlı bakışlarından, o kızaran ve sulanan gözlerinden belli oluyordu. Adamın yaşadığı köye vardık. Evini tam bilmediğimiz için yolda rastladığımız insanlara sorduk ve sonunda adamın evinin yakınına geldik. Evi biraz tepede olduğu için arabalar çıkmıyordu. Patika bir yoldan ilerledikten sonra adamın evine vardık.
    Ahşap kapısı vardı ve evinin altında ahırı vardı. Ortalık pek temiz değildi mısır talaşları ve inek dışkısına basmamak için zor vardık evin önüne….
    Biz kapıyı çaldığımızda içeride kimse yoktu. Büyük dedem, kapı açılmayınca adama ismi ile seslendi. O arada evin altındaki ahır dan adamın karısı çıktı elinde, süt sağdığı bakraç vardı. Büyük dedemi ve bizi tanımadığın dan siz kimsiniz diye sordu .
    Dedem kocasının arkadaşı olduğunu söyledi. Adam evde uyuyormuş…
    Karısı kulağı işitmez onun az bek ( Yüksek ses ile ) konuşacaksın dedi ve kendisi çağırdı. Cama baktı gel seni soruyorlar dedi. Dedemi tanıdığı için hemen aşağı geldi önce dedem ile sonra babam ile tokalaştı. Bana sıra geldiğinde duraksadı sadece gözümün içine baktı. Ben elimi uzattım pek uzatası yokmuş gibi davrandı istemeden olsa da sıktı elimi.
    Dedeme senin torunun mu diye sordu… Dedem de torununun oğlu olduğumu söyledi. Adam bizi içeri almaya pek niyetli değil gibiydi. Dışarısı da zaten soğuktu ama adam bir türlü davet etmedi. Karısı haydin içeri geçelim dedi. Adam bana baktı….
    Sen deden e okundun mu dedi bir anda. Sanki gözüme baktığında neden geldiğimizi anlamıştı. Dedem de lafa girdi, işte birde sen oku diye getirdik dedi. Adam açık sözlü kıvırmayan biriydi. Kusura bakmayın ben okuyamam , Hocalık eskiden di , beni artık zayıf görüp benimle oynuyorlar , Bu çocukta güçlü bir etki bırakmışlar ben okuyamam dedi.
    Dedem eskiden çok fazla bu işlerle ilgilenmiş olan arkadaşına kızdı. Bize gelince mi böyle oldu dedi ve birbirine küser gibi oldular. Daha fazla kalmadık orda kısa sürede ayrıldık. Bende artık içimden sanırım kurtuluşum olmayacak diye düşünmeye başlamıştım.
    Daha sonra dedemi köye bırakmak için yola çıktığımızda dedem bizde kal ben seni iyi edeceğim dedi. Babama sen git dedi bana bırakın dedi zaten alıp gitseniz orada da pek iyi şeyler olmuyor, sen yengeni de torunumun yanına al git dedi. Büyük dedem eşini de babamla beraber annemin yanına göndermişti. Sonra ananem ler den anemide alıp köye gitmişler. Ben ise büyük dedemle onlarda kalmaya başladım.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    0
    Büyük dedemle beraber kalmaya başladık. Aslında rahatta ettim. Yaşına rağmen eski aşçı olduğu için çok güzel yemekler yapıyordu. Beni köy yemekleri pek sevmez zannedip et, kıyma tavuk … meyveler vs… evi doldurmuştu.
    ilk birkaç gün beni her sabah ve akşam okudu. Her şey iyiydi gayette rahattım kafa dinliyordum. Okumaları da etk ediyordu ki her okuduğunda içim ferahlıyordu. Beraber her namaz vaktinde cemaat olup namaz kıldık. Köy işleri vardı odun kesme, kesilenleri evin altında ki depo ya taşımak gibi işler idi işte, bunlara yardım ettim.
    Annem ne büyük ananem de bizde kalıyorlardı. Onlar da da herhangi enteresan bir olay olmamış gayet rahatlardı. Benim de tek sıkıntım telefonumun şarj cihazını yanıma almamış olup orada şarjsız kalmamdı. Babamdan istedim bir gün sonra marketten ekgibte görüp gelmişti. Babam iyi olmama çok sevinmişti, Sen kal burada rahat ediyorsan dedi, zaten de gitmeye niyetim yoktu. Babam eve döndüğü akşam annem ve büyük ananem evde bu konuları konuşurken evin içindeki muskaları nereden bulduğumuzu merak etmiş annemde göstermiş.
    Işıkları yakıp kırık tahtayı kaldırmış annem ve ananemde eğilip baktığında birde ne görsün…..
    Tahtanın altıda sayısını bilmediğimiz kadar muska daha bulmuş elini sokup hepsini çıkarmış ve hemen babama haber vermişler . Babamda beni arayıp dedeme söylememi istedi. Çok tedirgin olmaya başlamıştık artık. O muskaları oraya koyacak kimse de yoktu evde. Artık iş çığırından çıkmaya başlamıştı. O gece dedem beni çok okudu, Daha farklı şeyler okudu. Ama gece hiçbir faydası olmadığını anlayacağım dan haberim yoktu…
    ···
  14. 39.
    0
    Gece olduğunda yatmıştım tekrar dedem kendi yatağı da yatıyordu. Ben ise yan taraf ki odada yatıyordum ama odalar arasında kapı yoktu. Gece bir rüya gördüm. Aslında rüya olduğundan ben hala emin değilim. Gece rüyamda yatağımdan kalktım. Yattığım yataktan…
    Cama vuran güneş gibi bir ışık vardı. Sabah oldu sanıyordum rüyamda. Kalkıp perdeleri açtım ama hava kap karanlık camın az ilerisinde ki ağacın gövdesinde sallanan uzun çok farklı bir ışık vardı. Sap sarı güneş gibi ışıtıyordu.
    Kafamı sağ tarafa çevirdiğimde dedemlerin harmanında ( bahçesinde ) tıpkı evine gittiğimiz cadı diye tabir ettiğim kadının orda ki gibi uzunlu kısalı gölgeler senkronize bir şekilde dönüyorlardı, çember olmuşlardı. Bir tane kısa boylu sivri kulaklı dili üçgen gibi ve ayakları ters olan şerli cama yaklaştı. Sesi o kadar çekiciydi ki beni dışarı çağırdı. Sende bize katıl dedi. Bu konuşmanın tamamı Türkçe oldu. Bende tamam geliyorum dedim, çok ama çok iyi hatırlıyorum. Sonra çıkmak için dedemin yattığı odadan geçmem gerekiyordu tam geçerken dedem uyandı. (Bakın bu anlattığım rüya) sonra dedem nereye dedi, dışarı çağırdılar çıkıyorum dedim. Dedem bana bir tokat attı ben uyandım. …..
    Uyandığımda aynı pozisyondaydık .. Ben ayakta dedem benim yanımdaydı.. Bu rüyamıydı yada gerçek miydi ? Ben bilincimi tamamen kaybetmiş miydim ? Bilmiyorum. Resmen beynim uyuyor bedenim ele geçirilmişti.
    Dedem ben uyanınca, ne olduğunu anlat dedi. Cama gel dedim direkt cama baktık dedem ışığı görünce bu ne Allah Allaaaahh Bismilaaahh dedi ….
    O çok korkmuştu ama bana hala dışarı çıkmak gerçekten oraya katılmak cazip geliyordu.
    Dedeme birde buraya bak dedim dedemde benim gördüklerimin aynısını gördü ama sayıları fazlalaşmıştı 2 daire şeklinde dönüyorlardı.
    işin şu an bana tuhaf gelen tarafı ise… Sanki ben oraya aitmişim gibi, hiç ama hiç korkmuyor olmamdı…
    ···
  15. 40.
    0
    Dedem olanları görünce sesi titreye titreye , sesli sesli dua okumaya başladı. Dedem okumaya başladığında her şey durdu. Onların tamamı olduğu yerde çakıldı kaldı. Tek bir hareket dahi etmiyor ama oradan da ayrılmıyorlardı. Dedemin sesi kısılmaya başladı. Sanki biri boğazına bastırıyor gibiydi. Nefesi gidiyordu gözlerimin içine baktı bana döndü, Dede dedeeee dur dur diye bağırdım ben sureleri okumaya başladım. Ben okuduğumda sanki duman oldular. Tıpkı o mutfakta gördüğüm gibi sadece iz gibi bir şey kalmıştı. Dedem düzelmeye başladı, sürekli nas suresini okumaya başladı. Şok a girmişti gözleri kocaman olmuştu, Susmuyordu şok un etkisi ile hiç beni duymuyordu tekrar ediyordu. Hemen mutfağa koştum sürahide su vardı onu aldım başından aşağı döktüm o an sustu dede dede diye bağırdım Allah rızası için kendine gel dedim. Dedeme bir şey olacak diye çok korktum, Bunlar benim yüzümden olmuştu. Onunda başını bu dertlere sokacaktım . Durup dururken adamında hayatının içine etmiştim.
    Biraz kendine gelir gibi oldu. Kekeleye kekeleye bana sanki ben görmemişim gibi gördüklerini anlatmaya başlamıştı. Ama gördüğümüz şeyler aynı şeyler değildi. Ben sadece kara kara uzunlu kısalı gölgeler gördüm , Dedem ise bana bahsettiği küt saçları, yana uzun gözleri, içe yumuk kulaklar ve boyu çok kısa belleri büyük iki büklüm şerlilerin oynadıklarını söylemişti. Aralarında Kara çarşaf ile dönen çemberin tam ortasında oturan bir şerlinin olduğunu ve düğün yaptıklarından bahsetti.
    ···
  16. 41.
    0
    Dedem bunları söylediğinde aklımı oynatacaktım. Köydeyken pencerenin önünde gelip benimle konuşan tipler ile aynı tiplerdi bunlar. Dedemin bahsettiği tek fark ise kulaklarının büyük olmasıydı, benim gördüklerimde kulaklar sivriydi.
    Dedem gerçekten çok korkmuştu perdeleri çekti yere bağdaş kurdu ve sürekli ağzı bir şeyler okuyordu. O an yine trans a geçti sandım seslendim bana baktı gözü ile iyiyim işareti yaptı ama ağzından tek kelime çıkmadı. Gözlerinden o korku hala silinmemişti. O gözler zaten hiçbir zaman geçmedi…..
    Sabah oldu dedem bana babamı arattırdı babam gelip bizi köyden aldı olanları anlattık. Babam artık son raddesini yaşıyor olacak ki, o adamın ağzından hiç duymadığım küfürleri duydum. Hoca ya öyle küfürler etti ki , hoca hak etse de babamın ağzına yakışmıyordu. Hemen bizim köye geldik. Büyük ananemde ordaydı. Babam gelir gelmez annemin telefonu ile hocanın evi sattığı adamdan aldığım telefonunu aradı. Bunu yapmasındaki amaç ben den ve kendisinden daha önce aramış ulaşamamıştı. Farklı bir numara olur da telefonu da açık olursa açar diye düşündük. Düşündüğümüz gibi de oldu…
    Hoca ( Şerefsiz ) telefonu açtı babam ağzına ne geldi ise söyledi. Hiç konuşmadan dinledi. Babam ile bir şeyler konuşuyorlardı ama babamın yüksek sesinden telefonda ne konuşulduğunu duymuyorduk. Hoca babama ben oraya geleceğim deyip kapatmış.
    Babam telefon yüzüne kapatılınca sinir küpüne döndü evde eline ne geçirdi ise fırlattı. Başta telefonu olmak üzere….
    Dedem uslu olarak onu sakinleştirmeye çalıştı , büyük ananem ve annemde etmedik bed dua bırakmadılar. O gece dedemlerde bizde kaldılar . Ananem yaşı gereği erken yattığı için , aldığı ilaçların da verdiği bitkinlik ile uyudular. Dedem ve babam da bir araya gelip beni iki taraftan da sürekli okuyup kağıda bir şeyler yazıp , bardağa su koyup yazdıklarını suyun içine attılar. Aradan 10, 15 dakika geçtikten sonra bana o suyu içirdiler.
    Onlar okudukça ben rahatlıyordum ferahlıyordum ama ben olan şeylerden korkmama ya başlamıştım. O durumlar bana cazip gelme ye , sanki benim onlar çağırdığında gitmem gerekiyormuş hissi oluşmaya devam ediyordu ve bu his her an daha da artıp içim içime sığmıyordu.
    Dedem bu olanların farkında olduğunu o zaman belli etti. Zira beni o gece, ben dışarı çıkmaya çalışırken yakalamıştı. Aslında o an bana rüya gibi geliyordu ama olan buydu..
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    0
    O gece geç saate kadar durduk. Sonra yatmaya karar verdik ışığımız açık yattık. Annemle babam beni ortasına aldılar. Dedem çocuk kalkıp giderse bi tokat atıp uyandırın dedi.
    Hiç gözümü uyku tutmadı, ananem hariç kimse uyumuyordu, herkes düşüncelerdeydi.
    Bir ara köyde ışıklar kesildi. Ama hala ananem hariç herkes uyanıktı. Işık gittiği anda babam ışık gitti korkmayın dedi cama yöneldi karşı köylere baktı, ışık her yerde gitmiş dedi tekrar yatağına yattı. Karanlık olunca fazla dayanamamışım demek ki uyudum….. Uyumaz olaydım….
    Sabah ezanına yakın saatlerdi birisi adım ile seslendi , kafamı çevirdim baktım başımı koyduğum yer kiler odasına bakıyordu. Normalde odamızın kapısı kapalıydı ama babam ve dedem sabah namazı için erkenden kalkmışlardı. Odadan çıkarken de tekrardan gürültü olup uyanmasın kimse diye düşünmüş olacaklar ki kapıyı çekmemişler. Kapı da açıkken sonuna kadar gidiyordu. Kiler odasının kapısı zaten açıktı. Oranın camı daha alçak olduğu için içeri annemin fare girer korkusu olduğundan hiç açılmazdı.
    Bu nedenle de kiler odası genelde kapısı açık olurdu.

    Ben uyandım adımla seslenince. Baktım hava alacakaranlıktan daha da karanlıktı. Daha elektrik gelmemiş olacak ki sokak lambaları da yanmıyordu. istemsizce kiler odasının cdıbına baktım. Orada biri vardı. Yüzü görünmüyordu. O kısım bildiğin boştu, sadece bir beden vardı yüz adına hiçbir şey yoktu . Cama doğru yaklaştı. Olmayan yüzünü cama sürttü. Beni gözetliyordu.
    ···
  18. 43.
    0
    Bende ona bakıyordum. Bana bir üşüme ve ülperti geldi. Sanki hava o an – derecelere düşmüştü donacaktım resmen ellerim ayaklarım buz kesmişti. Kafası hareket ediyordu. Arkada birileri daha belirdi. Sayıları gittikçe artıyordu sanki bir ordu oradaydı hepsinin duruşu bile aynıydı. Birbirleri ile yarışır gibi , sanki bende bakacağım edaları ile camdan sıra kapıp içeriye bakmak istiyorlardı. Derken birden o anda kalabalık ikiye ayrıldı. Oranın alt tarafı yokuş bir yerdi ama havada uçarak bir şey geliyordu. Beyaz ışık saçan bir peri kızı gibiydi, Büyüleyiciydi….
    Etraftaki tüm mahlukları dağıttı. Camın önünde sadece o vardı. Bana seslendi nazik sesi ile...
    Gel , bana gel, korkma benden, ben sana zarar vermem ki, gel, gel gel……
    inanın bana ikna oldum. Rahatlık geldi içime.. O beni mahluklardan kurtarmıştı. Kimsenin yapamadığımı yapmıştı. O benim kurtarıcımdı bana göre.
    Üşüme hissim geçti, yatak bana sıcak gelmeye başladı, enerjim yükseldi kalktım yataktan çok dinçtim.
    işte böyle, gel bana dedi.
    Salona kadar yürüdüm. Ev karanlıktı ama pencereye giden yol benim için yaldızlı ışıklı beyaz bir yol olmuştu. Ayağa kalktığımda başka bir yere sapmam mümkün değildi. Ayaklarım yerden kesildi..
    Kalktım yürüdüm salondan kiler odasına girdim. O camdan içeri girecek gibiydi…
    Yüzünü sol tarafa çevirdi. Sadece arkasını görmeye başladım … Up uzun parıl parıl saçları vardı.
    Sonra bir anda ışık azalmaya başladı, karanlık olmaya başladı durdum.. olduğum yerde durdum….
    Üşümeye başladım..
    ···
  19. 44.
    0
    Geri gitmek istedim arkama baktım yattığımız odanın kapısı kapalıydı. imkansızdı bu be kapatmamıştım. Kapatsam hemen kapanmıyor sert çekmek gerekiyordu. Bunu yapsam annem ve ananem uyanmış olacaklardı. Geri adım attım bir anda arkada o ilk başta gelenlerden bir ordu vardı. içeri girmiyorlardı. Hava aydınlanır gibi olmuştu. O aydınlığı oradaki yığılma kesmişti. Resmen camın önüne yığılmışlardı üst üste birbirlerini eziyorlardı. Arkamda bir ışık yandığını hissettim yanan yattığımız odanın ışığı idi. O an aklıma biri uyandı şimdi beni kurtaracak hissi gelmişti.
    Aslında olan tek şey dün gece elektrikler gittiğinde ışık yanık kaldığı için elektrik gelir gelmez ampul yanmıştı. Kurtulamayacağımı biliyordum, bilincim ap açık yaşıyordum bunları..
    O anda Ezanın sesi ile irkildim. Oradaki tüm mahlukat ezanın sesi ile yok oldu. Ezanı okuyan babamdı. Babam beni kurtarmıştı. Az kalsın onların tuzağına düşecektim. Ezan okunmasa sizler şu an bunları okuyor olamazdınız. Hemen arkamı döndüm içeri koştum , az önce kapalı gördüğüm kapı sonuna kadar açıktı. Ananem ve annem uyuyordu. Hemen bağırdım ayağa zıpladı resmen ikisi de , Başımdan neler geçmişti, O an gitmiş olsam neler olacaktı….
    Olanları hemen sıcağı sıcağına anlattım. Onlar benim anlatmamdan bu kadar korkmuş ken olayı yaşayan bendim hal bu ki…
    Oturduk babamların gelmesini bekledik. Büyük ananem beni okumaya başladı, beni okudukça kendisi daralmaya başladı. Bende ise hiçbir değişiklik yoktu. Okumayı bıraktı, nefes nefese ; ben daha okuyamıyorum beni sıkıştırıyorlar dedi. Çok korktuğu belliydi. Tansiyon hastası olduğu için ben birde onu sakinleştirmekle uğraştım babamlar gelene kadar.
    Babamlar geldi sonunda ve bizi ayakta ve telaşlı görünce yine neler oldu diyip anlatmamızı istedi, ben de yaşadıklarımın tamdıbını anlattım. Dedem bu olayların ilk başta nasıl olduğunu sordu. ilk bize okunmak için gelen kadından başladım anlatmaya. O zaman olayların başladığını zamanla hocanın olaya dahil olduğunu ..Dedem olaylar en baştan beri vardı ama hoca seni iyi etmeye çalışırken şimdi neden suçlu gibi kaçıyor ve onun girdiği yerde sana yazılmış büyüler buluyoruz… Bunu bize ancak o hoca anlatabilir. Onu gidip bulmalıyız dedi. Babam hemen aradı , saatin geçmesini beklemedi. Sabah namazına kalkmış olacak ki telefonu tereddütsüz açtı. Babamla ezile ezile konuştu.. ( Şarlatan neyin namazını kılıyorsa birde)
    Biz istanbul a göre daha doğuda olduğumuz için orada namaz saati gelmemişti daha. Hoca da camiye gidiyormuş sabah namazına… Babam Sen bize ne yaptın Allah senin belanı versin vs vs.. bir sürü dua etti annemde arkadan ağlıyordu, annem hoca beni duysun diye arkadan bağırıp çağırdı. Ağzına ne geliyorsa esirgemedi. Hoca ben bir hata yaptım dedi. Oraya geleceğim bunları çözmek için uğraşacağım dedi. Babam, hoca bunu demesine rağmen etmedik küfür bırakmamıştı.
    Sonunda hoca gelmek için yola çıkacağını söyledi bizde artık onu bekleme sürecine girmiştik.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    +1
    O gün boyunca içimde çok acayip bir ağırlık oluştu. Hiç enerjim yoktu aya kalktığımda bayılacak gibi oluyordum. iştahsızdım midem bulanmıyordu. Sürekli yatma ve uyuma isteği vardı. Evden dışarı adımımı atamadım. O gün ikindi saatinde cami de mevlit vardı. Babam mecbur gidecekti çünkü o okuyordu camide olan mevlitleri. Dedemde vakit namazlarını babamla cami de kıldığı için ikindiye gitmese olmazdı. ikindiden sonra camiden çıkmadan da peşine mevlit okunacağı için mecburen cami de kalacaktı. Ananem annem ve ben evde kaldık. Bende o zaman biraz uyuyayım diye yattım.
    Rüyamda caminin önündeydim akşamdı karanlıktı, Caminin capsini de attım görmüşsünüzdür mezarlık hemen yanında… Tam caminin oradayken beton cami avlusunda önümde tahtadan bir kapı vardı. Sadece kapı vardı ama yanları açık o şekilde orta yerde duran bir kapı.. Bende kapının arkasındaydım ve diğer taraftan kapı çalıyordu. Benim kapıyı açmamı istiyordu. Sol taraftan vuran ışık kapı arkasındaki mahluğun uzunca gölgesini gösteriyordu. Kapıyı tekrar çaldı. Bakmak istemedim , ben gri çekilecekken o anda kafasını yandan uzatıp bana baktı kı .
    Kocaman iki tane içi derin karanlık gözleri vardı. Kendini yandan tamamen çıkardı.. Vücudu yara bere içinde sivri dişleri vardı ve bana çok korkunç bir bakış attı. Yüzü çok sinirli, bana kolunu uzattı. O vücüduna göre kolları o kadar cılızdı ki o vücüda göre o kollar çok tuhaftı. Bana doğru bir adım daha attı o an uyandım.
    Uyandığımda hava kararmıştı. Annem ve ananem etrafta yoktu kafamı çevirmemle pencerenin önünde evin içinde duran, daha önce ben yatak odasında uyandığım zamanki şerliler aynı pozisyonda duruyorlardı. Bana doğru baktılar. Yatakta doğruldum. Bu sefer korkmuyordum, gerçekten korkmuyordum. Ben size ne yaptım dedim. iletişim kurmak istedim ve bilincim tamamen açıktı. Hiç kıpırdamadan oldukları yerde duruyorlardı. Ben tekrardan ben size ne yaptım beni bırakın dedim. Yine hiç hareket etmediler. Bu sefer gerildim o duruşlarından, yerden başlarını bile kaldırıp bana bakmadılar. Bir anda arkalarını dönüp gittiler…. Yok oldular… Kayboldular…
    ···