/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
Bu entry silinmiştir
  1. 1.
    +4
    Hoca'yı almak için elimizde fenerler ile yola indik annemde camdan bize bakıyordu sokak lambalarında bir tuhaflık vardı senkronize olarak yanıyordu. Babam hızlı dedi bu da benim daha da korkmama sebep oluyordu. Arabanın ışıkları etrafı aydınlattı fenerleri söndürdük. Ama hoca arabadan inmiyordu . Sakalları bem beyaz uzun ve beyaz giyinmiş bir hocaydı. Belki adını duymuşşunuzdur Rıdvan hoca diyue biridir yer söylemicem ki yanlış olmasın. Rıdvan hoca inmedi arabdan damadı indi selamlaştık ama hoca hala inmiyordu , babam kapısını açmaya gitti hocam buyrun dedi. Hoca bişeyler okuyordu bizde bozmadık 5 dakika kadar hocanın ağız mırıltılarının bitmesini bekledik. Bittikten sonra hoşbulduk diyip selam verdı.
    Arabadan iner inmezde bana baktı ve bana okumaya başladı o anda bayılacak gibi oldum ben ama nasıl bir his kalbim yerinden çıkacakmış gibi oldum .Hoca babama bişeyler fısıldadı babam bana baktı o an gözlerinde bana olan üzüntüsünü gördüm. neler oluyordu ben ne yaptım da bunlar oldu hiç anlamış değildim.
    Hoca ile eve doğru yürümeye başladık. Eve yaklaştığımızda evin ışığında sanki içerde dans ediliyormuş gibi gölgeler dolaşıyordu. yüzlerce gölge duvarlarda dolanıyordu babam hemen anneme seslendi gecenin bir yarısı etrafta bizden başkakimse yoktu. babamla koşarak eve gittik eve girdiğimizde annem bahsettiğim odada normal bir şekildeoturuyordu bizi hiç duymadığını söyledi ama bu imkansızdı. eve girdiğimizde gölge felan kalmamıştı hoca ile damadıda arkamızdan yavaş yavaş gelmişler içeri girdi ve hoca girer girmez kapıdaki muskaları çıkar başka bişey yazacağım dedi. daha muskalardan kimse bahsetmemişti. Babam hiç şaşırmamıştıbile tamam hocam dedi . hoca evi okudu kapı eşiklerine muskalar koydu . En son oturduk annem çay yaptı gecenin o vaktinde oturduk biraz en son bu delikanlıyıda okicam dedi beni karşısına aldı bana abdestin avrmı dedi yok dedim abdest al dedi ama gitmeye korkuyordum babam benimle banyoya geldi babamda abdest aldı. Hoca beni yere oturtturdu o koltukta oturdu sonra bana sıkışırsan bana söyle dedi annemede bana su bardağı vermesini söyledi , bir tanede iğne istedi ve okumaya başladı.
    ···
  2. 2.
    0
    Şuku için aynı şeyleri birdaha niye yazıyorsun lan, mod olsam silik atarım.
    ···
  3. 3.
    +2
    Kalkıp ışığa koştum hemen ışığı açtım ışık kurtluş gibi gelmişti ama ışığı keşke hiç açmasaydım. Karanlık onları daha cazip gösteriyormuş ışığı açmamla gerçekten aklımı kaybedicek gibi oldum gitmediler dikilip duruyorlardı. Başları önlerine bakıyordu hepsi ama öylece duruyorlardı inanın tarif etmek istemiyorum beni anlatırken etkiliyor sizde etkilenirsiniz o yüzden anlatmayacağım...
    Ama tek diyeceğim burunsuz kanlı gözlü içinde ateşler yanan korkunç bir varlık...

    Hemen annemlerin yanına koştum bağırarak hemen odaya geri gittik baktık kimse kalmamıştı sadece ağır bir duman kokusu vardı ama gözle görülen hiç duman yoktu. Babam bişeymi yaktın diye sordu bende olayı anlattım hemen babam bana birşeyler okudu sonra aynı yatakta küçük cocukmuşum gibi 3 kişi yattık televizyonu açtık ses olsun diye ancak o zmn düşüncelerden kurtulabiliyordum.

    Gece annemle babamın arasında uyusamda yine aynı rüyayı görmüştüm ama bu sefer bahsettiğim düğüne doğru yürüdüm içlerinden bir tanesi beni arkam dönük kaçarken yakaladı ve benim ona sırtım dönük şekilde beni düğün olan yere zütürmek için sırtına girişti...

    O anda babam beni uyandırdı ve uyandırdı ve uyandırdığında kollarım arkaa doğru gergin beni taşırmış gibi pozisyondaydım neden sürekli aynı rüyayı gördüğümü anlamamıştım kalktım babam beni okudu hala kolumda o gerginliği hissediyordum acıyordu tıpkı o şekilde taşınmışım gibiydim.

    Babam bu son hadiseleri hocayı arayıp anlattı, Babam hocayı almak için hocanın evine gitti bize geldi hoca olayların tamdıbını anlattım. Hoca da bu olanalrı bilirmiş gibi hiç şaşırmadan dinledi. Akşam olmasını bekledi sanki çok sakin konuştu benimle hatta gülümsüyordu nedense , bu hareketi aslında beni rahatlatıyordu önemsizmiş hissiyatı yaratıyordu...

    Akşam yemeğini yedikten sonra hoca ile kiler odasına gittik babama beni okuyacağını söyledi onlar içeride bekledi kapının kilidinide arkadan kilitledi ve bana sanki sabah beni hiç dinlememiş gibi olanalroı yeniden anlatmamı istedi. Bu sefer anlatığımda enteresan bir şeklde kızarı
    yor yutkunuyor ve ilkkez dinlermiş gibi beni dinliyordu. Sonra ışığı yaktığımda onları neye benzediğini bana ayrıntılı ayrıntılı anlattırdı hatta duman kokusu oldumu diye sordu evet hocam aynen oldu dedim. Kilerde yeşil soğan vardı halıyı kaldırdı cebinden köstekli saaati vardı çıakrıp saate baktı sonra diğer iç cebinden çakmak çıkarıp tahtanın üzerinde yeşil soğanları yakmaya başladı. çok pis bi koku oluyor deneyebilirsiniz ama denemeyin hemen bu yazıyı bitirince denemeyeceğinizden eminim...

    Sonra hoca nasıl hisediyorsun dedi hiç bir değişiklik yoktu hoca bişeyler okumaya başladı elindeki ot çıra gibi öyle har lı yanmaya başladı ki o anda evin duvardında yeşil soğanın dumanından hariç dumanlar dolaşmaya başladı. hoca görüyomusun dedi evet dedim. Korkma dedi onlar benim dedi...
    Nasıl yani hocam dedim. Onlar benim hizmetimde korkmana gerek yok dedi.
    Zatende korkmuyordum. ondan önce gördüklerim yanında bunda korkacak değildim.
    Hoca korkmuyorsan kapat gözlerini dedi kapattım şimdi aç dedi hocanın arkasında yere bağdaş kurmuş ama ayakalrının üzerine oturmuş başı yere bakan çarşaflı iki tane kadın vardı.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    0
    Kadın diyorum çünkü kadın gibilerdi çarşaflılardı hiç birşey görünmüyordu başları yere eğikti ve yüzlerinde peçe vardı. Hoca onlar seni ben gittiğimden bu yana korumaya çalışıyorlardı dedi ama oğlum karşındaki şerliler çok güçlü varlıklar bunalr bu konuda yetersiz kalıyor ama işin içinde başka bir iş var dedi. Ne işi hocam açık konuşun dedim.
    Diğer geldiğimdeki o 4 yumurta sana yapılan büyülerin ilki imiş ama başka büyülerde var oğlum dedi ve bu büyüler insan yapımı değil öyle olsa aynısını başına geçirirdim ama bu olay farklı bir yere gidiyor dedi.
    Bu arkamda duran z... ve ü... dedi onlardan korkma onlar bu evde yaşayacak bir müddet annene ve babana bundan bahsetme dediler. Şimdi asıl mesele kayıp olan muskan dedi o muska da senin her şeyin yazıyordu ki senden uzak dursunlar diyeydi ama nasıl olduysa onu boynundan sen çıkarmışssın onlar el süremezdi dedi ama ben hiç bir şey hatırlamıyorum. Tıpkı Çekyattan yatak odasına nasıl gittiğimi hatırlamadığım gibi.

    Gözlerini kapat dedi sormadan kapattım aç dediğinde çarşaflı varlıklar yok olmuştu. Nereye gittiklerini sordum , sana yapılan başka büyü var onun yerini biliyorlar dedi.

    Hoca ile odadan çıktık babam ile annem içeride bekliyorlardı. Hoca okudum inşAllah geçecek bunlar dedi , ama büyü olduğunuda ekledi konuşmasına.
    Babam onu öğrenmemiz gerekiyor hocam nasıl olacak dedi. Acele etme biz onuda buluruz dedi.
    Hoca istirat etmek istediğini söyleyip kiler odasına geçti ışık olmasına rağmen mum istedi bizden annemde hemen birazı erimiş olan iki mum verdi neden olduğunu sormadılar bile ama ben hocanın uyumak için gitmediğini biliyordum artık.
    ···
  5. 5.
    +1
    Aradan epey vakit geçti akşam yatsı ezanı okunmuştu ama hoca çıkmamıştı hala kimsede gidip bişey demedi içeride alev topu varmış gibi mum yanıyordu 2 mumun işığı olmayacak kadar parlaktı. Annem bir ara hoca uyudu acaba mumlarımı devrildi bakalım dedi. Babam yok uyumamıştır o dedi kapıya yaklaştığımızda bir şeyler konuşuyordu içeride ama fısıltı şeklinde geçiyordu.
    Babam eli ile anneme içeri geçin işareti yapıp kendide geldi hemen, annem çok tedirdindi tam o sırada hoca kapıyı açtı kapı kolunu tutma gıcırtısının aynı anında mumda söndü. ikisini aynı anda yapamazdı mumun ışığı geride gibiydi. Ben içeride kimlerin olduğunu biliyordum ama neler olacağından hala bir haberdim.

    Hoca içeri geldi ve endişeli gözlerle babam baktı . Gel hoca sen beninle dedi , babamla birlikte dışarı çıktılar babamın homurtu sesleri evin içine geliyordu hararetli bir konuşma geçti aralarında. Sonra babam bana seslendi hemen bende koşarak kapıdan çıktım hoca başındaki takkesini eline almış tabure de oturuyordu.
    Babam oturdu sende otur dedi ben tabureyi alıp karşılarına oturdum. Babam ile konuşmalarına devam ettiler , babam iki tane mi bir tanemi dedi hoca bilmiyorum 2 de olabilir 1 de dedi ne konuştukalarını anlamıyordum. Ne 2 tanemi diye sordum babam cevap vermedi hadi kalkalım bakalım o zman dedi kalktık o saatte mezarlığa girdik. Mezarlık zaten evin hemen yan tarafındaydı yoldan yukarı çıktık beyaz gövdeli çok uzun ağaçlar vardı mezarlıkta bu ağaçlardan;

    http://imgim.com/image/zuzum.gif

    En uzun olanı vardı bitane kendini belli ediyordu onun dibinde eşilmiş bir toprak yeri vardı üzerinde toprak vardı ama yanları açıktı orada sanki etrafın açıklığı ortaya yağmur damlalarını biriktirecek gibi bir düzenek yapılmıştı ama özenle yapılmış kuş yuvası gibi sık bir şekilde örülmüştü. Hoca babama altını kaldır dedi eliyle söktü orayı ve oraya su birikmişti yan tarafında ise yarısı suyun içinde yarısı toprağa dayandırılmış suyun içinde olan kısmı biraz erimiş bildiğimiz bir sabun vardı...
    ···
  6. 6.
    0
    Hoca bunu yeni yapmışlar daha yağmur çok yağmamış zamanında aldık dedi hoca sabunu itina ile aldı mendiline sardı cebine koydu tam kalkacakken orda yumurtanın içinden çıkar eski kağıt gibi bir kağıt buldu üzerinde arapça benim adım yazıyordu. Babamda anladı hemen hoca hızla doğruldu Allahın cezası Allahın cezası diyip durdu mezarlıktan çıkmadı bir süre ayakta yere bakarak dikildi ve babama yumurtaları aldığınız ağaç kovuğuna gidelim dedi evin arkasından mezarlığın içinden dolaşıp o ağaca gittik kovuğunda bişey yoktu hoca ekildi elini ağacın alttan üst kısmına doğru soktu elinde bişeyi tuttuğu belliydi çekiştirip durdu alamadı babama sen eğil ordakini çek kolum tam yetişmedi dedi babam kolunu uzattı o oradaki şeyi çektikce sanki benim ayağım uzuyo gibiydi ben hemen bana bişey oluyo ya dedim durdular babamda bıraktı ağaçtaki şeyi hoca elimi tuttu buz gibi olmuş elin dedi. O yaz sıcağında elim buz tutmuştu resmen. Hoca babama bırak diye bağırdı babam tam eğilip alacakken tekrar o sese babamda irkildi bende. Hoça çömeldi ağaç kovuyuna iç elini açtı dua eder gibi bişey okudu bir 5,6 dakika bekledik tam elini kovuğa sokması ile oradan kumaştan yapılmış çok ama çok çirkin çizilmiş gözleri yan yana değil alt alta olan kulakları sivri ve geriye ( ensesine yakın ) ayakları ters yönde bir bacağı kısa bir bacağı uzun ve kolları olmayan bir oyuncak bebek çıkardı.
    Bebeği eline aldı ve arkasına dönüp bana baktı. Bebeğin göğüs tarafında beyaz bir yırtık cep gibi bir parça vardı. Hoca cebin sallandğını görünce altını kaldırdı ve altında çok karışık arapca tek bir kelime vardı. Hoca okumaya çalıştı ama okuyamadı yazı yazı içine girmiş gibi ne olduğu belli olmuyordu.
    Hoca eve geçip ışıkta bakalım okuyamıyorum dedi kalktık eve geldik Annemde masanın üzerine örtü sermesini istedi örtünün üzerine bebeği koydu sonra cebinden beze sardığı sabunu çıkardı.
    Sabun bildiğimiz beyaz bir sabundu ama kokusu eve yayıldı hemen çok pis kokuyordu nefesi daraltan ve acı bir kokusu vardı hoca bezden eline bulaşan hafif ıslaklığı silmek için kalktı elini yıkadı ve tedirgin tedirgin tekrar geldi. Oyuncak bebeğe de dokunmadı sabuna da oturup düşündü hepimiz susuyorduk masadan kalkıp biraz yürüdü ama yine kimseden çıt çıkmadı biz gözlerimizle hocayı izleyip durduk. Hoca masaya oturdu sonunda benide yanına çağırdı bana arapça birşeyler yazan bir kağıt verdi .
    Okuyabilir misin dedi evet dedim elime aldım ama okuyamıyordum. Sanki dilim tutulmuş beynimde ne biliyorsam silinmiş gibiydi hoca baktı okuyamıyor musun dedi ben okumaya çalıştım yine sonra elimden aldı ben okuyayım sen tekrar et dedi. Ey tehnu zalime cinni dedi ben o an hocanın dediği şeyleri duyuyordum ama kulağımda zzzzzz diye bir ses oluyordu.
    Okumaya kalkınca resmen dilim dönmüyordu. içimden diyorum ağzım oynamıyordu.
    Hoca okuyamıyorsun bırak dedi devdıbını zaten okumadı hoca da bebeğin cebindeki yazıyı ışığa tutup baktı ama yine okuyamadı.O zaman net bir şekilde gördüm ki aslında bir yazı ve bir insan şekli karışıktı. Harflerin uzatmaları boğazına dolanmış bir insan figürü vardı o yüzden yazıların okunması olanaksızdı, çok karışıktı. Hoca bu işi ben bilemedim bu nedir anlamadım dedi . Babama birini tarif etti, Bir kadını onu buraya alın gelin o da baksın dedi babam tanımıyordu kadını hoca yarın gidelim beraber dedi.
    Sonra hoca sabunu okumaya başladı sabunu okudukça nefesinin kuruluğundan mı bilinmez ama sabun suyunu çekiyor kuruyordu. Çok uzun okudu inanın 1 saatte fazladır. Sabuna yaklaşa uzaklaşa okudu sonunda 3 kere tü tü tü dedi ama tükürmeden, sonra sabunu eline alıp kırmaya çalıştı kıramadı. sabun kup kuru olmuştu bana verdi masanın üzerinde dağıtmadan kır dedi sabunu iki elimle tutup ayırdığımda sabunun içinden çıkan şey işte o şey benim boynuma yazılmış olan muskaydı.

    Sabunun içinde ne arıyordu ? nasıl sabunun içine girebilir...
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    Sabunun içinden çıkan muskayı görünce hoca hariç hepimiz şaşırdık. Hoca sanki biliyor gibiydi bunları ve anlatmaya başladı...
    Bu sabun senisin oğlum dedi... Bu sabun eridikçe suyun içinde sende zamanla eriyip tükenecek sonunda yok olacaktın dedi. Sana neden bunu yapıyorlar anlamıyorum. Sen onlara ne yaptın dedi...
    Bilmiyorum hocam ben ne yapıcam hocam dedim içim daralmıştı artık. Hoca duraksadı ve ( Halfe selase )dedi. ilk duyduğumda tanıdık gelmemişti ama yumurtanın içinden çıkan yazı olduğunu hatırladım. Hoca duraksadı ve nefesi bi tuhaflaştı Tövbe bismillah dedi çok içten bağırarak hocaya su verdik içmedi iki eli ile yüzünü avuçladı yüzünü sıkarak aşağı çekti derin nefes aldı. Halfe selase nin anlamı üç arkasından demek o zaman ne olduğunu anlamamıştım dedi.
    Bizde anlamadık hocam siz ne anladınız dedi.
    Oğlum sen 3 tane şerli öldürmüşsün bunlar senin peşinde bu yüzden dolaşıyorlar dedi. O üç yumurta ölen 3 şerliyi ve içlerinden çıkan senin muskaların ise senin ne kadar aciz olduğunu sana göstermek içindi dedi.
    Babam, peki ya dördüncü muska neydi dedi. Hoca işte o da sensin oğlum dedi bana bakarak.
    Üç şerli öldü ve üçünün arkasından seni de öldüreceklerdi, bunun içinde sana seni öldüreceklerini anlattıkları bir kağıt bıraktılar dedi.
    ···
  8. 8.
    +1
    Bana neden not bıraktılar hocam dedim. Bu saçmaydı, beni öldürmek isteselerdi gece geldiklerinde hep beraber bunu bir şekilde yapabilirlerdi hocam dedim.
    Hoca da duraksadı kilere gitmek istediğini söyledi yanlız kalıp birşeyler yapıcağını anlamıştım. Babamda hocam gayipten bilgimi alıcaksınız dedi. Babama doğru kızgın bir şekilde baktı bana sende gel benimle dedi ve kilere girdik kapıyı arkadan kilitle dedi kilitledim. Önceki seferden kalan mumları çıkardı ortaya koydu cebinden bir yazı çıkardı. Bu bana okutmaya çalıştığı yazıydı. Bunu okuduğunda duvarda dalgalanmalar oluştu mumlar çıra gibi alevlendi, kulağımda çok şidetli bir basınç oldu kulaklarımı tıkadım başımı öne eğdim ses geçti başımı kaldırmamla hocanın arkasında yine çarşaflı iki tane varlık vardı ama bana arkaları dönüktü.
    Korkma yine onlar dedi , Hocam ben çıkım nolur ben dayanamam dedim beklemek zorundasın sende bekliceksin dedi o sırada birisi arkasını döndü yüzündki peçe gibi bez kendi kendine havalandı agzı mırıl mırıl bişey ediyordu ama ses yoktu. konuştukça dişleri görünmeye başladı.
    Çok sivri keskin görünen ve kararmış araları açık seyrek dişleri vardı benim dikkat ettiğimi anladımı bilmem ama peçe kendi kendine yüzünü gizledi tekrardan o anda bir ateş parladı mumlardan sanki parfümü sıkıp çakmak çakmışsın gibi heryer alev oldu ve o anda mumlar söndü dışarıdan gelen ışık süzmeleri kaldı sadece çok korktum ağzımdan tek bir kelime bile çıkmadı dondum kaldım .
    ···
  9. 9.
    0
    Hoca sonra mumun tekini yaktı oda biraz aydınlanır gibi oldu hoca ile ikimiz kalmıştık odada yada ben öyle zannediyordum tam o sırada o kadar şiddetli alevlerin çıkmasındandır babam kapıyı tıkladı hocam noldu ne yandı dedi .
    Hoca sende gel dedi babam kapının koluna asıldı ben kapı kilitli diye kalkıp açıcaktım babam normal kilitli değilmiş gibi açtı kapıyı .Ben tam kapıyı nasıl açtın dicekken hoca lafa girdi gel otur sende dedi ve ben öylece lafımı bitiremeden kaldım.
    Hoca diğer mumuda birbirine dokundurarak tekrardan yaktı. Babam benim yüzümden korktuğumu anladı sararmışım resmen o korku ile babam hocaya çıksın hocam bu biz konuşalım dedi.
    Hoca'da yok oda oturacak dedi ve babama bir baktım yanında çarşaflı kadın oturuyordu kalbim duracaktı babama zarar verir diye korktum ama babama onu farketmiyordu. Hoca senin kalp gözün açıldı oğlum şaşırma artık dedi, baban göremez dedi, babam olayı anlıyordu ama nedense şaşırmamış gibiydi. Demek ki hocanın himayesinde onlardan olduğunu biliyordu. Ama babam o yöne doğru baksada birşey göremiyordu o yüzden korku ifadesi yoktu yüzünde...
    Hoca bana haber geldi dedi. Senin için yine gelicek oğlum bunlar dedi.Ben sana o yazıyı okutamadım okuyabilseydin bunlar senin emrine geçecekti, istediğinde okuyup çağırabilecektin dedi. Senin okuyup ukuyamadığını test etmiştim dedi. Seni korumakta onları kullanabilirdin ama okutmadılar sana dedi.
    Hoca iki mumu da eli ile söndürdü kalkalım dedi yarın ilk iş dediğim kadına gitmemiz gerek, Ben size daha fazla yardım edemiyorum elimden bir şey gelmiyor dedi.O gece oturduk hiç bir şey yoktu. Sanki o kadar şeyi yaşamamış gibiydik babamla eski konulardan, köyden kentten sohbet ettiler çay içtik bir şeyler yedik akşamda yattık.
    Hoca yine aynı yerde yattı ama ışık yada mum yakmadı gerçekten uyumaya gitmişti.
    ···
  10. 10.
    0
    O gece de normal geçti hiç paranormal bir olay olmadı. Sabahta normal bir şekilde kalktık hoca ve babam erken kalkmış ve namaza gitmişler. Ben uyandığımda dışarıda taburede oturup laf ediyorlardı.
    Annem kahvaltı hazırladı kahvaltımızı ettik ve yola çıktık. Bizim araba toros tu 125 km uzakta olduğu için gideceğimiz kadın ( Başka bir ilde) oraya kadar bizim araba ile gidemeyeceğimiz için bizim araba ile şehir merkezine kadar oradanda dayımın arabası ile hoca ve bizim ev ahalisi yola koyulduk. Babam emanet araba diye arabayı yavaş kullanıyordu 2 saatlik yolu 3 saatte vardık. Kadının evi köyde olduğu için yine kırsal yola girdik takriben yine bir 5 saat yolculuk yapmış olduk.
    Kadının evi bir vadinin tam en tepesinde tahtadan yapılmış ahşap bir evdi uzaktan görülebiliyordu ve çevresinde hiç başka ev yoktu. Eve yaklaşıp patika yola girince iki taraftada tarla vardı ve tellerle etrafı çevrilmişti, bizde tam iki tarlanın arasından geçiyorduk. Telleri diktiklari kazıklarda ayakalrından ters çekilde bağlanmış ve resmen kurumaya bırakılmış karga ölüleri vardı. Annem bi ara gitmekten vazgeçecek gibi oldu çünkü gittiğimiz yer pek hayrı alamet bir yere benzemiyurdu. Babam ve hoca önden biz annemle arkadan konuşa konuşa evin kapısına kadar geldik. Evin önünde kocaman ağaç kütükleri vardı o ağaç kütüklerini bırakın bir insanı 10 tane kişi bir araya gelse kaldıramazdı. Çok kalın ve kalıp gibi duran kütükler yalnız başına yaşadığını öğrendiğimiz kadın için getirmesi pek mümkün görünmüyordu.
    Evinin kapısı açıktı kadının ahşap bir kapısı vardı kapı tahtalar yan yana çivi ile çakılarak yapılmıştı ve sol alt tarafında eve kedi girecek kadar bir kısmı kesilmişti.

    Hoca kadına seslendi hiç ses yoktu sabki evde kimse yok gibiydi dış kapının hemen sağ tarafında tahtadan yapılmış pencereleri kapatan bir şey vardı (çizgi filmlerde çok karşılaşırız) .. Tahtalar biraz aralıktı cama baktığımda kadının yüzü camdaydı...

    Kadın zaten bizi izliyormuş kadının ağzında diş yok . tam pencerenin dibinde döşek varmış kadın oraya oturmuş bize bakıyormuş.
    Yüzü çok yaşlı ve ağzını açmış bize gülüyordu o an görünce irkildim bir anda nereye geldik anasını satim dedim içimden.
    ···
  11. 11.
    +1
    Kadını görünce hocaya burada dedim hoca tekrar seslendi oda eyyy dedi kapının önüne iki büklüm kısa boylu elinde baston olarak kullandığı eski bir baston la kafasını kaldırmadan gözlerini yukarı dikerek bize gelin içeri gelin dedi. Salondan girdik ayakkabıları çıakrmak için ayrı bir bölüm vardı orada ayakkabılarımızı çıkardık ve salondan sağdaki ilk kapıya döndük kadının bize baktığı odaydı burası. Odanın içinde ilk dikkatimi çeken duvardaki takvimdi .. Sayfalarını yırtık aldığımız takvimlerden ama takvim sap sarı sararmıştı tarihide 1976 idi. Evin içinde çok eski gri bir halıfleks vardı ama kirden rengi siyaha yaklaşmıştı ve tahta olan evin duvarlarında çitlerde asılı olan kargaların artık kup kutu olmuş hali vardı. Herkes içeri girdiğinde kadın oturma odasının kapısınıda kapattı ve kapının arkasında genelde kıyafet asılı olan yerde yarasa ölüleri vardı aynı kargalar gibi asılmış şekilde ama kurutulmuştu. Hepimiz tedirgin tedirgin oturduk kadının gözü nedense bendeydi kadının gözlerinde resmen cadılık vardı. Zaten bilen bilir (CAZI ) diye bir efsane vardır karadeniz de uzun yaşayan yaşlı ve kılık değiştirebilen bir tabiri vardır bunun...
    Herneyse kadın bana gözlerini dikmişti dişşiz ağızı ile saçma sapan gülüyordu ama gözlerinde o gülme yoktu. Hoca lafa girdi nasılsın felan bir şeyler dedi laf açmak için. Yolda gelirken ekmek almıştık kadına giderken elimiz boş gitmeyelim diye ekmeği kadına uzattı hoca , kadında bana oğlum sen mutfağa bırak dedi mutfakta hemen o odadan geçilen biyerdi kapısıda yoktu mutfağa masaya bırak dedi. Mutfağa girdim çok pisti yani mide bulandırıcak derecede ...

    Yerde koca bir kazan vardı gözüm ilişti ekmeği bıraktıktan sonra kazanın içinde küçük kaplumbağa kabukları vardı . Bildiğin içinden hayvanı çıkarmış sanki kabuklarını almış gibi 4,5 tane irili ufaklı kaplumbağa kabukları vardı.
    Ama kara deniz de ben hiç kaplumbağa görmemiştim. hatta hayatımda hiç görmemiştim ancak televizyonda görmüştüm ama tanıdım doğal olarak başka bir şey olamazdı. Kadın heralde anladı ki hemen gel içerde otur oğlum dedi beni içeri çağırdı . Gözünü bana dikmişti resmen bana acayip bakıyordu . Ağzı gülüyordu ama gözlerinde farklı bir bakış vardı ,Bu beni yeterince tedirdin etmişti birde o kaplumbağa kabuklarını görünce iyice tuhaflaştım bir an önce gidelim istiyordum.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    0
    Hoca tüm yaşadığımız olayları kadına anlattı. Kadının ağzı hep açık gülüyordu yüzü, sanki bir deli ile konuşuyor gibiydik kadın dinledikçe de bana bakıp başını sallayıp anlatılanları onaylıyor gibiydi.
    Hocanın anlattıklarını sonuna kadar dinledi herşeyi anlattı kadın ayağa kalktı yaz günü olmasına rağmen kuzinesi vardı ( Soba) ona odunlar doldurdu ateşi yaktı üzerine kazan koyup kaynar su ile doldurdu kazanı eğleniyor gibiydi bu işler ona eğlenceli geliyor gibiydi. kazanın içine saçma sapan otlar attı buraya kadar iğrenç olan birşey yoktu ama en son kurumuş bir karganın ayağını kesip kazanın içine atıp kaynattı yaklaşık 15 -20 dakika sonra kazandan su alıp bana verdi sap sarı iğrenç ve sıcak bir suydu. içmem için bana verdi ama o şeyi asla içmezdim rezil kokuyordu.
    Babamlar da ısrar edince bir kaç yudum mecburen aldım. Kokusu zaten yer yarıyordu . Bardağın gerisini bıraktım kusasım geldi sakın kusma dedi hoca derin nefes almak al dedi dışarı çıktım herkes içeride kaldı derin derin nefes ala ala kusmamaya çalıştım . Onlarında bizim evin ordaki gibi serenti dediğimiz yapıdan vardı kapısı aralıktı içine doğru göz gezdirdim içeride ipe çamaşır gibi asılmış envayi çeşit ot vardı ve aynı şekilde asılmış kargalar vardı. Bu kadın resmen büyücüydü.
    ···
  13. 13.
    0
    Mide bulantım geçince tekrardan içeri geldim annemkadının tereğine geçmiş temizlenmesi imkansız olan pas tutmuş bardaklarını duru suda yıkıyordu çekmecelerde kileride çıkarıp yıkıyordu dolapların içleri örümcek ağı tutmuştu.
    Annem üst rafa uzanıp açacak gibi oldu başı yere eğik anneme bile bakmayan kadın urii ya değme ( oraya dokunma) dedi ama sanki kükredi . Babamla hoca konuşurken sohbetine ara verdiler o ses cidden ürkütücüydü. Annemde hazırı yıkadı bıraktı iyilik yaptığına bin pişman olmuştu. Akşam oldu döneceğiz kadın demezmi burda kalsın çocuk dedi.

    Babama döndüm yok dedim ağzımı oynatarak , babamda zaten beni buraya bırakacak kadar salak değildi. burda kalmak için ölü olmak lazım ancak o zaman umursamaz insan.
    Kadında siz bilirsiniz dedi ben dememiş olayım o zaman gibi bir kelime söyledi. artık hava kararmak üzereydi karşılarda ki köy sokak lambaları yanmıştı akşam ezanı okunmaya başladı zaten karşılar dan kurt çakal ulumaları birbirine karıştı , yürüme gideceğimiz yolumuz vardı hava kararmadan yola çıktık ısmarlaştık uzaktan, herkes önden gidiyordu başımı bir çevirdim arkaya kadının üzerinde uzun siyah şal gibi bir şey vardı. daha 2 saniye olmamıştı ne ara takacak onu sırtına yani imkansızdı. Birde kadının ilk geldiğimizde bize baktığı pencereden bakan biri vardı kesinlikle bundan da eminim ama bunu anneme dediğimde bile kadından korktuk hayal gördün kesin demişti kadın tek yaşarmış demişti. Ama kesinlikle biri vardı ve ben haksız değildim. Sonra zaten sağ tarafa doğru yürüdüğümüzden kadının evini serenti kapattı daha göremedim.

    Vadiden inerken hava daha çok kararmıştı. Bir ara arkamı dönüp tekrar baktım...
    ...
    ...
    inanın bana arkadaşlar gördüğüm şey aynen şu giderken kazıkların üzerindeki kargalar demiştim ya o kargalar ışık gibi sarı şekilde parıldıyordu. Bildiğiniz yolun iki tarafında da sanki sokak ampulleri gibi parıldıyordu ve ev tarafına baktığımda o kadar kalabalıktı ki orası kara kara gölgeler kısa lı uzunlu suretler ve orada bir küçük ışık daha vardı ve o alanı aydınlatıyordu. Sanki orada rüyamda gördüğüm gibi bir düğün vardı.
    Senkronize şekilde, sanki oynuyor gibiydiler. Şok oldum bunu ne anneme ne babama nede, hoca ya söylemiştim.
    ···
  14. 14.
    0
    Tekrardan, geldiğimiz onca yolu geri döndük. Kafamda hala o kadınla ilgili bir çok soru kalmıştı. Hele ki o dönerken gördüğüm manzara düşündükçe ülperme me sebep oluyordu.
    Hoca yol boyunca kadının hal ve hareketlerinin tuhaf olmasına rağmen iyi biri olup bize yardımcı olacağını söylüyordu, bu yüzden de son gördüğüm şeyleri kimseye söylemedim ki belkide kurtuluşum o olacak sa bu gördüklerime katlanmayı kafamda kabul etmiştim.

    Şehre geldiğimizde önce hocayı eve bıraktık sonra biz köye geri geldik. Olanları konuştuk, annem ve babamda pek memnun değillerdi , bundan sonra o kadınında hocanın da bize ne faydası olur diye istişare yapmıştık.
    Eve geldiğimizde saat çok geç olduğu için bir şey yemeden yattık. Yine aynı şekilde hep birlikte yattık ama gözüme uyku girmiyordu. Hep aklımdan geri dönüp köye baktığımda kargaların ışık olması ve yüzlerce kalabalığın orada bulunması silinmiyordu ve başka bir şey düşünemiyordum. Gece herkes uyudu babamın horlama sesi ve annemin hareketsiz yatışı beni daha da korkutuyordu. Tuvaletim çok vardı ama kalkıp gidicek hiç cesaretim yoktu. Tüm ışıkları yaksam bile gidemeyecek durumdaydım, ayrıca susamıştım .
    Kalkıp su içmek istedim, mutfak zaten yakındı ama korkuyordum yinede bir cesaret kalktım önce yattığımız odanın ışığını açtım sonra hemen hızlıca mutfağa koştum ışığı açtım ve ...

    Mutfak penceresi tam açılmıyordu önüne buz dolabi geliyordu tam boz dolabının önünde sandalye de oturan çarşaflı bir kadın vardı oturmuştu ve arkası dönüktü. Gördüğümde hocanın emrinde olanlardan birinin beni korumak çin beklediğini düşünmüştüm ama bu korkmama ma sebep değildi.
    Hırıltılı hırıltılı nefes alıyordu, sanki boğazı yırtılacakmış gibi sadece bir hırıltı vardı. gördüğümde nedense ilk başıma gelip bekleyen şerlilerden korktuğum kadar korkmamıştım.O an dua da okumadım çünkü hocanın emrinde olanlardan olduğundan artık emindim hiç birşey demeden ışığı açık bırakıp yatağıma geri dönmeyi düşündüm. Nasıl bir pgiboloji idi şuan anlatırken kendime hayret ediyorum. Sonuç olarak o da bu alemden değildi, sanırım onlara alışıyordum.
    Tam geri geri yürümek için adım atıcaktım ki hırıltının sesi ince tiz bir çığlık gibi çıkmaya başladı ve o çığlıkta sanki derinlerden bir şey söylüyor gibiydi.

    Tam bir adım geriye attım ve o an hayatımda gördüğüm en ama en korkunç sureti gördüm.

    Bağıramadım o an karardı sanki her yer gördüğüm şey Kıp kırmızı bir göz , yeşil ve siyah tonlarında bir ten bildiğin bir yaratık bu , dişleri parmak kadar vardı, tıslar gibi oldu dili dışarıda... Üçgen şeklinde dili vardı ve o ağız'a göre bile fazla büyüktü.
    Ben bunu gördüğümde en son hatırladığım şey gözlerimin kararmasıydı.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    O an kolonya kokusuna ve annemin sesine uyandım.
    Babam noldu bayılmış sın ne gördün diye sordu, bende olanları anlattım.Buz dolabının yanındaki pencere hala açıktı. Annem , ben olanları anlattıktan sonra pencereyi senmi açtın diye sordu. -Hayır ben açmamıştım , zaten de o şerli varlık orada oturuyordu Resmen orada izi duruyor gibiydi. Tıpkı filorasan söndüğünde hala beyaz bir kalıntı bırakırya, onun gibiydi. Annemlere bundan bahsettim ama hiç bir şey göremediler.
    O gece sabaha kadar kimse uyumadı yatakları kaldırdık gece kahvaltı yaptık. Herkes öyle düşüncelerdeydi. Babam sabah olunca hocayı arayacağını söyledi, zira hoca oradayken bizim eve bu şekilde, bana zarar vermek için hiçbir şerli varlık gelmiyordu.
    Sabahı bekledik ve hocayı aradık Hoca içtiği şey demek ki fayda vermemiş dedi.
    Daha ben gelemem damat ta yok felan dedi. Babam hocaya ben alırım seni dedi ama nedense pek gelmeye yanaşmadı hoca. Korkmuş muydu , yada artık bunlarla uğraşmak istemiyor muydu bilmiyordum.
    Yine gece olmuştu babam bu sefer siz uyuyun ben sonra yatarım dedi. Televizyon açıktı babamda oturuyordu. Ayakları benim yattığımda ayak tarafımın yanındaydı yorganın dışından ayaklarımı onda dokunduruyordum ki hem ses de vardı babamda uyumuyordu ona dokunarak güvende hissediyordum kendimi.

    Öylece zaten uykusuz olduğum için uykuya dalmıştım.

    Gece rüyamda hiç bilmediğim bir yerdeydim bir şey arıyordum ama ne aradığımı hiç hatırlamıyorum. Rüyamda da gerçekten ne aradığımı bilmiyordum sadece telaşlıydım hepsi bu. yürümeye devam ettim bir şey ararcasına o anda karşımda bir kalabalık gördüm. Bunlar insan gibiler di , bir derenin kenarında kalabalık toplanmış düğün yapılıyordu. Tıpkı diğer rüyalarımdaki gibi fakat oraya başka bir taraftan bakıyordum kalabalığa yaklaştıkça inceden bir davul sesi geliyordu, dahada yaklaştım onları gözetliyordum, bunlar insanalar dı hepsi normal insandı ama bir bahçenin içinde engebeli bir arazide derenin tam kenarında ne düğünü olacaktı ? Biraz daha yaklaştım artık aramızda 50 metre mesafe vardı neredeyse , onlar beni farketmiyorlardı ...
    O anda biri arkasına göndü ve normal bir insan yüzüydü fakat ayaklarına baktığımda ayakları tersti...
    Geri gitmek istedim geri geri kaçmaya çalıştım o an saniyeler içinde etrafımı çevirdiler yüzlercesi etrafım daydı kalabalığın bir tarafı açıldı ve beyaz resmen bir gelinliğin içinde mutfak da gördüğüm suret bana doğru gelmeye başladı o an babamın sesini duydum bana sesleniyordu bağırıyordu ama babam yoktu etrafta en sonunda biri beni kaldırdı babam başımdaydı annemle beraber beni uyandırdılar ne oldu ne oldu diye telaşlı telaşlı su verdiler hemen bende hala olayı yaşıyordum sanki hemen sıcağı sıcağına olanları babama anlattım.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    0
    Babam bu olaydan çok etkilendi. Sürekli aynı rüyayı görmüş olmam beni de artık delirme safhasına getirmişti. Tekrardan yatıp uyumaktan korkar olmuştum. her başımı yastığa koyduğumda aynı şeyleri yaşayacağım korkusu ile yatıyordum.

    Bir süre geceleri gündüze dönüştürme kararı aldık. Artık geceleri gündüz gibi yaşıyor gündüzleri de gece gibi uyuyordum. Bu şekilde yaklaşık 1 aylık bir süre zarfında hiç bir olay olmamıştı. Sanırım artık her şey normalleşiyordu , Geçen zaman içerisinde babam hoca yı aradığında hoca hiç bir telefonumuzu açmamıştı hatta şehire gittiğimiz zamanlar da da hiç bir zaman hocayı görmemiştik.

    Aslında görmemiş olmam pekte umurumda değildi, belki görsem eski anılar depreşicek yada korkularım yeniden beni esir edecek diye görmemek daha iyiydi. Bu dönemde geceleri ders çalışıyor , gündüzleride ikindi vaktine kadar uyuyordum. Bu sisteme alışmıştım artık ama sosyal olarak toplumda neredeyse %90 dışlanmıştım.
    Yine geceleri birazda olsa geç saatte olsa uyumaya başlamıştım , artık bu musibetlerin başımdan def olduğuna inanıyordum.
    Bir gün bayram olduğu için ananemlerin köyüne gittik. Orada ananemin babası vardı çok yaşlı uzun sakallı göbekli bir adam ...
    Onunla ilgili anlatılan çok şey vardı. Derin hocalardan diyorlardı. Bayram münasebeti ile ilkkez oraya el öpmeye gittik. Belki enteresan gelicek ama ilkkez o zaman karşılaşmıştım onunla...

    Bizi çok iyi karşılamıştı Hoş sohbetli konuşkan bir insandı. Sohbet derinleştikçe eski konular açıldı, ona başımdan geçen bir kaç hadiseyi anlattığımda beni hiç dikkatini bozmadan dinledi, ama eskisi gibi olmadığını herşeyin düzeldiğini anlattım . O bana hiç unutmam kısa bir dua verdi ezberle her gece bunu oku yüzüne ve belden üstüne avucuna üfleyerek sür dedi. Bana o sıralarda kitapları arasından yazdığı bir muskayı getirdi, ben pek istemesemde takmam konusunda beni ikna etti .

    Oradan ayrıldığımızda o dua yı okuyup geceleri yattığımda hiç bir sıkıntı . Artık çok rahattım hayata geri dönmüştüm resmen yeniden doğmuştuk eski günlerdeki gibi mutluyduk artık kara günler geçmişti...
    O zamanlarda kendimi derslere verdim çalıştım ve yakın bir ilde 2 senelik bir bölüm kazandım.
    Okumak için gittim herşey iyi gidiyordu annemler de çok iyiydi o dönemler çok güzeldi ama her güzel şeyin malesef bir sonu varmış.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    0
    Okula başladım o dönemlerde Trabzonlu bir arkadaş ile cemaatten ayrılıp eve çıktık çok iyi anlaşıyorduk hatta dönem dönem o bize geldi biz onlara gittik her şey çok güzeldi.
    Evimiz bodrum katırdı benim yattığım yatak tam penmcerenin önündeydi , normalde pencere3 kenarında yatmazdım ama o dönemlerde havalar doğuk olduğu için kalorifer peteği pencere dibinde olduğundan sırtımı yaslayıp uyuyordum.

    Bir gece ben yatarken çok rüzgar vardı pencere aralarıda pek sağlam değildi içeriye esen rüzgar geliyordu ve hasta olurum diye yatağımı çevirip kalorifere ayaklarımı verdim başım doğrudan pencereye bakıyordu. O gece uyurken bişey sürekli aynı hızda pencereye vuruyordu. Rüzgar çıktığı için pek umursamadım taş toprak cama geliyordur diye, bazende kediler orada pinekliyordu oatisi ile vuruyor olabilir diye umursamamıştım.
    Ama vuruş sesi hiç değişmediği içinkafamı bir an çevirip baktım pencerenin önünce kısacık boylu biri vardı perdenin arkasından gölge olarak görünüyordu ama eli ile cama vuruyordu. Bu saatte ve o havada orada kimse olamazdı, çocukların dışarıda oynayabileceği bir saat hiç değildi. Ben ona baktığımda vurmayı kesti cama kendini sıfırladı resmen içeri girecek gibiydi ben o korku ile bağırınca arkadaşımda sesimi duydu geldi ışıkları açtı o anda oradan kayboldu gitti.
    Arkadaşım noldu lan ne bağırıyon felan dedi olayın ciddiyetini bilmiyordu, rüyanda karılarmı kovalıyodu falan espiri yapıyordu ama onu duymuyordum bile..
    Bana su vermesini istedim kötü olduğumu anlayınca ne oldu falan diye sordu ciddi bir şekilde .
    Ona cama kedi gelmiş uykudan bir anda uyanınca korktum dedim, benimle dalga geçti kediden mi korkaysun diye tekrar dalga geçmeyeeçem başladı ama eskiden başımdan geçenleri bilseydi benimle aynı evde yaşamak istemezdi belkide, bu yüzden anlatmadım olanları...

    O gece sabaha kadar ışıklar yanık ders çalışıyormuş numarası yaptım beni korktu sanmasın diye, ama korkuyordum...
    Sabah olunca babamı aradım durumu anlattım. Babam bir hafta okulu bırak gel dedi ama yakında sınavlar olacağı için ders çalışmam gerekiyordu. Babama dua okur yatarım dedim. Köyden annemin dededinin yazdığı muskayı babamın bana otobüsle göndermesini istedim o gün içinde bana yolladı tekrar akşam olmadan muska elime gelmişti.
    Muskamı takıp yattım o gece , yatağımı çevirdim duvarın dibine aldım pencereyi hiç örmeyecek şekilde ayarladım, aslında arkdaşımın yanıma yatağını alıp gelmesini çok isterdim ama çekindim utanıp gel demeye...
    O gecede farklı şeyler düşünüp uykuya dalmaya çalıştım tüm odadaki ışığı yakılı biraktım ve kapımın ortası camdı üzerine 2 kat havlu örttüm ki ışığın yakılı olduğunu görsün istemedim.
    O gece yattım düşüncelere dalarken uykuya dalmışım.. Dün geceki duyduğum tıkırtıyı, cama vurma sesini tekrar duydum o anda refleks ile uyanıp hemen cama baktım kalkıp, ışıların yanık olmasıda cesaret vermişti.. Gittim nasıl bir pgiboloji ise perdeyi açtım...

    Bu sefer gerçekten bir kedi vardı ve pencere demirlerine sürtünüp duruyordu.Ben perdeyi açınca kedide korktu hızla oradan uzaklaştı..
    Yatağın içinde oturmaya başladım korkudan uyumak mümkün olmadı , ben otururken bir kedi daha geldi. Perdeleri tekrar kapatmıştım ama kedinin gölgesi sokak pambasıının ışığından görünüyordu , demirlere sürtüne sürtüne gidiyordu .
    Sol tarafa gitti ve en son kuyruğu görünüyordu.
    Kuyruğunuda çekti o an kedi de olsa gergindim. Dikkatimi pencereye vermiştim ve tam o sırada pencerenin tam dibinden yürüyerek geçen birini gördüm..
    Duvara o akdar yakın oradan kimse yürümezdi. Ben onu görünce çok korktum gerçekten oraya dikkatimi erdiğim için beni bir anda geçmesi ürküttü kalktım mutfağa geçtim dünya kadar dua okudum ışığı yaktım masaya başımı koyup beklerken arkadaşım su içmek için mutfağa geldi.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    0
    Yanıma oturdu, sende bir haller var anlat bana kardeşim bir sıkıntımı var dedi.Yok dedim ama kulağımda zzzz sesleri vardı sanki hatlara karışan ses gibi arkadaşımı duyamıyordum konuşurken, hasta olucam galiba vücüdum çok kırgın kardeşim sen yat edim yarın doktor gidelim dedi bende başımdan gitsin diye tamam sen yat dedim yatmaya gitti.

    Dualar okudukça içim rahatlıyordu cesaret geliyordu , o cesaretle arkadaş beni yine gelirse burda görmesin diye yatağıma yattım sağıma döndüm kapıya bakıordum başkada dikkatimi çekip beynimin hayal üreteceği objelere bakmıyordum. yatakta yatarken sanki ayak tarafımdan birisi yorganımı aşağı doğru çekiyordu. Odanın ışıkları kapalıydı Arkadaş gelir endişesi ile açmamıştım, Olayların farkına varıp onuda bulaştırmak istemiyordum. Yorgan çekilirken korkularımın bana verdiği bir pgibolojik olay olduğunu düşündüm bunun ama yorgan artık omuzlarıma kadar, sonrasında ise göğüsüme kadar çekilmişti.
    Bende yukarı çekmek istedim sanki oradan biri çekermiş gibi yorgan gelmiyordu çekiyordum ama yok çok güçlü tutulmuştu sonra asıldım çektim pat diye attı elime, sanki biyere takılmış gibi..

    Başıma yorganı çektim ayaklarımı yorgana sıkıştırdım ne yaptığımı bilmiyordum kalksam ne değişcekti bilmiyordum öylece kıvrıldım başıma çektim yorganı...
    Yastığa başımı koyduğumda yastıktan inanmicaksınız belki ama davul sesleri geliyordu bildiğin sesler geliyordu ya deliriyordum ben .Bu nasıl olurdu ?
    hemen başımı kaldırdım yatağımın altından resmen şu anki telefonların flas ı açılmış gibi ışık çıkıyordu. ( Bunu kimse yaşamaz umarım)
    Ya ben deliriyordum yada beni delirtmeye çalışıyorlardı. o anda geri çekilip ağladım başımı yastığa geri koydum yastıktan çıkan ses artmıştı bayağı davul zurna ve kargaşa sesi geliyordu ve yorgan üzerimden yine çekilir gibi oluyordu.
    Tam o sırada telefonum çaldı. Sesden önce telefon titriyordu 3310 anlayın işte...
    O zzıııııııııttttt sesi geldiğinde kan beynime çıktı bayılıcaktım sendeledim baktım mavi ışıkta yanıyor ekranda hemen kalkıp ışığı açtım.
    Arayan babamdı. Sesi çok tedirgindi. Konuşamıyordu. Sesi çok bozuk ve kegib geliyordu.Tek anladığım iyimisin aloo alooo aloo dedi bir çok kez.

    Cama yöneldim bodrum diye çekmiyordu cama yöneldiğim anda perdeye yaslandım cam yüksekteydi perdeyi açıp camı açıcaktım çok korktum onlara bişey oldu diye camı açmamla birlikte karşımda dizden altı görünen ayakta duran iki tane et parçası vardı. insan bacağı gibiydi mos mor et, parçalanmış sallanan etleri vardı ben o an çığlığı bastım deliriyordum ışığın voltyajı düşüyordu kararıcak gibi olup geri geliyordu. tam o sırada sesimi duyana arkadaşım kapımı açtı oda korkmuş bağırıyordu...
    O geldiğinde ışık düzeldi camdakiler kayboldu. babamın sesi gelmeye başladı...
    Baba babaaaaaaaaa
    ne oldu ne oldu dedim...
    Babam, burada eskisi gibi şeyler oluyor oğlum annen yatağın altından dışarı çıkmış mos mor bir bacak görmüş şimdi. Kendini yavaş yavaş içeri çekmiş. Ben yatağın altına baktım birşey yoktu
    Sen iyimisin dedi ama korkusu sesini tir tir titretiyodu.
    Ben ağladım baba ben geliyorum dedim o gece sabah kadar arkadaşımla oturduk olanları yüzeysel olarak anlattım . Anlattıkalrım dan çok korktu sabaha kadar benden çekine çekine oturdu.
    Sabah bindim otobüse eve doğru yola çıktım.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    0
    Eve geldiğimde babam camideydi annem ise kendine köyden yeni bir arkadaş edinmiş oraya gitmiş.
    Babamdan evin anahtarını alıp eve gittim, yol yorgunu biraz uzanmak istedim.Üzerimi çıkarıp duş aldım ve yatağıma yattım. Başımı yastığa oyduğumda bu taşındığımız evde ve bu evde başıma gelenleri düşündüm.Ben kimseye zarar vermemişken Hoca bana 3 tan şerliyi öldürdüğümü söylüyordu. Düşündüm….
    Ben nasıl yapmış olabilirim diye düşündüm. Hocanın yazdığı ve bana okutmaya çalıştığı Arapça yazılar aklımı kurcalamaya başlamıştı. Hoca da o kadar zaman boyunca ne arayıp sormuş ne telefonları açmış ne de ortalıkta görünmüştü.
    Saat öğle cıvarlarındaydı, düşüncelerden uyku tutmadı. Hocanın nerede olduğunu düşünüyordum. Kalktım camiye gidip babamdan arabanın anahtarını istedim, babam Toros u satıp yerine Renault bir araba almıştı. Babama hocayı bakmak için gidiyorum desem izin vermezdi. Ben de liseden arkadaşlarla buluşucam, bekliyorlar dedim. Pek yeni arabasını vermeye hevesli olmasa da anahtarı almıştım. Yola çıktım bir süre sonra hocanın evinin önüne geldim. 2 katlı dışı sıvasız terasında kocaman Pazar şemsiyesi ve kapısının önünde inşaatta kullanılmış pis bir el arabası vardı.
    Dikkatimi çeken bir diğer şey ise camlarda hiç perde yoktu. Terk edilmiş gibiydi, ama hoca yıllardır aynı yerdeydi, ona da babasından kalan evini arazisini terk edip nereye gidecekti ?
    Etrafa biraz daha bakındım karşı tarafında yüksek bir tepe vardı oraya geçtiğimde evin üzerinde ki şemsiyenin altında inşaat ustaları vardı yemek yiyorlardı.
    Selam verip bir şey sormak istediğimi söyledim. içlerinden biri kalktı gel yeğenim yukarıda sor yemek yiyelim dedi, yemek olayını nazikçe reddetsem de merak ettiklerimi sormak için ustalardan biri evin kapısını açmak için aşağı indi.
    Kapı açıldığında içeride çimento torbaları inşaat küreği kum vs… envayi çeşit inşaat malzemesi vardı.
    Yukarı çıkıp bende şemsiyenin altına oturdum ve Hocanın nerede olduğunu, evin neden bu halde olduğunu sordum.
    ···
  20. 20.
    0
    Hoca evi 6,7 ay önce orada yaşayan benzin istasyonları olan bir adam vardı ona satmış ve gitmiş. Adamda ustalara evin dışını sıva yaptırıp evin içinden merdiven yapmalarını istemiş ustalarda çalışıyordu.
    Hocanın nerede olduğunu sordum ama hiç biri hocayı tanımıyordu bile….
    Biraz daha oturup bir çay içtikten sonra kalktım evi alan adamın benzin istasyonuna gittim, zaten yakındı..
    Çalışanlardan birine adamı sordum adam patronunun yakın illerden birine gittiğini erken gelmesi sanmadığını söyledi ama bana telefon numarasını verdi. Gelmişken babamın arabasına benzin alıp oradan ayrıldım. Eve gitmem gerekiyordu ki babam akşama kalırsam bana kızardı. Zaten ben de akşam ezanından sonra dışarıda kalacak yürek kalmamıştı.
    Eve geldim babama arkadaşlarla gezdik vs şeyler uydurdum. Hocanın yanına da uğrayacaktım zaman bulamadım baba, istersen bir arayalım hocayı dedim. O kadar geldi kaldı bizde yardımcı olmaya çalıştı ayıp olmasın dedim. Babam aradı ama Telefon bağlanmıyordu, aradığımızda aradığınız numara geçici olarak servis dışı yada aradığınız numara kullanılmamaktadır gibi bir şey zırvalıyordu.
    Babam acaba hoca telefonunu mu değiştirdi diye düşündü ama benim artık bu olaydan şüphelenmelerim şekillenmeye başlamıştı. Hoca neden orayı terk etmişti ? nereye gitmişti ?
    Bunu öğrenebileceğim tek yer benzin istasyonunun sahibine gidip bilgi almaktı.
    Sabah, babam bulunduğumuz köyün ilçesinde Pazar oluyordu pazara gitmek için kalktı bende fırsat bilip en azından ilçeye babamla gidersem ona çaktırmadan merak ettiklerimi öğrenebilirim diye düşünmüştüm. Babamla ilçeye indikten sonra babamın müftülükte de işi vardı o yüzden ben il’e geçeceğim baba dedim o da benim işim bitmeden gel dedi.

    Dolmuşa binip gittim benzin istasyonuna vardım adamı sordum adam da ordaymış hemen yanına gittim ve selam verdim.
    Aldığı evi sordum ve evi aldığı hocanın babamın arkadaşı olduğunu , gelmişken babam da selam söylemişti ama hocayı bulamayınca merak edip geldim, size sormak istedim, dedim.
    Adam samimi iyi bir insandı üst katta odası vardı çıktık çay söyledi , okuduğum okul vs … sohbet ettik ve laf sonunda hoca ya geldi.
    Hoca 6,7 ay önce alel acele bir şekilde ev ve arsa bedelinin %25 eksiğine evi ve çevredeki arsasını satıp istanbul a gitmiş. Hoca 1 günde tüm mukaveleleri yapalım istanbul a otobüsümüz var akşamdan gideceğiz demiş. 1 günde mukaveleleri hazırlayıp devirir işlemini de halletmişler hoca istanbul a gitmiş.
    Bende adama numarası olup olmadığını sordum adam çıkardı aradı ona da aynı şekilde numara kullanılmamaktadır dedi. Adamda da eski numarası vardı. Ama adam sonra damadının numarası olduğunu söyledi istersen onu arayayım dedi ben yok dedim ama numarasını da aldım damadının evini de tarif etti.
    Tümünü Göster
    ···