/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +12
    Nil yavaşça kapıyı açtı ve gülümseyerek beni içeri aldı. Ben etrafı incelemekle meşguldüm birkaç saniye. Nilin hoşgeldin sözünden sonra
    B: Nil burası neresi ?
    N: ben artık yurtta kalmıycam ya babam geçen günki öğrenci atımından sonra benim için endişelendi yeni bi ev tuttuk.
    B: haa anladım güzelmiş, dedim rahatlayarak. Peki kimlerle kalıyosun yalnın başına değilsindir heralde
    N: şey aslında ben..
    B: yurttan kızlar mı ?
    N: ben seninle kalırım diye düşünmüştüm.
    Ben gülmüştüm.
    B: he kanka ahahahaha
    N: neden güldün ?
    O an Nilin ciddi olduğunu farkettim ve tekrar Nile yöneldim ciddi bir şekilde
    B: Nil saçmalama biz seninle nasıl burada birlikte kalırız ?
    N: ben sana güveniyorum serce , ailemden çok , kardeşlerimden çok , herkesten çok ; sana..
    B: tamam ama ... Olmaz Nil lütfen üsteleme ben böyle bir yükümlülüğü üstlenemem.
    N: bir şeyler yiyelim mi ? Ben sofrayı hazırlarım sen geç bi içeriye falan bak evi dolaş *
    B: tamam bakalım bi
    Evi dolaşmaya başladım. Evde kendiliğinden ufak tefek koltuk masa gibi eşyalar vardı önceden. Kullanılmış oldukları belliydi. Nil de bazı eşyalar getirmişti ama henüz hiçbir şey yerleştirmemişti.
    Ben de bağırarak konuşmaya başladım mutfağa doğru
    B: Nil bu eşyaları ne zaman yerleştireceksin ?
    N: bilmem ki acelesi yok ya şimdilik kalsınlar
    B: istersen yemekten sonra birlikte yerleştirelim benim vaktim bol daha saat erken zaten ?
    N: zahmet olmasın boşver ya
    B: yok yanne zahmeti hemen hallederiz
    Nilin yaptığı haşlama tavuk ve salçalı makarnayı yedik masada. Ne zaman Nille yemek yesem çok eğlenceli geçiyordu. Yemekteyken esin aradı.
    E: aşkım nerdesin ?
    B: ee şey (nilin göz kırpması ve dil çıkarmasını görünce hafif gülerek) arkadaşlarla bilardo oynuyoruz ya sen nerdesin canım ?
    E: haaa :( ben evdeyim ya belki takılırız falan demiştim de
    B: kusura bakma ya cidden hiç müsait değilim bugün
    E: neyse napalım hadi iyi eğlenceler sanaa
    B: görüşürüz
    Telefonu kapatır kapatmaz Nille aynı anda kahkaha atmaya başladık.
    Masayı birlikte topladıktan sonra söz verdiğim gibi eşyalarını yerleştirmeye başladık. Halısı masası tabağı tablosu derken ev cidden eve benzemişti. En son bi offf be çekerek koltuğa kendimi attım. Biraz uzanmak içindi aslında.

    "Serce , serceee .. Dur şu yastığı başının altına koyayım." Sözleriyle birden uyandım.
    B: Nil saat kaç ?
    N: 1'i 20 geçiyor.
    B: hangi biri ?!
    N: gece bir tabiki mal hahaha
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Gibiş geliyor glba .s
      ···
  2. 27.
    +14
    Ben birden yataktan fırlamıştım. Nile doğru tuhaf bi bakış attım. Açıkçası beni hiç uyandırmamasına kızmamış da değildim.
    B: hırkam falan nerde ben gideyim hemen.
    N: nereye gideceksin mal bu saatte yurda mı gidilir ?
    Haklıydı. Yurt 11 de kapanmıştı. Ordan çıksam gidecek bir yerim yoktu.
    B: off nil ya offf nil yaa. Neden uyandırmıyosun kızım beni. 6 saattir uyuyomuşum insan bi kaldırır demi
    N: ne bileyim çok güzel uyuyodun kaldırasım gelmedi açıkçası ahahaha
    B: ya dalga geçme kızım napıcam ben şimdi ?
    N: mecburen burdasın sabaha kadar napalım *
    B: ya saçmalama ya. Dur Onur binini arıyım o evde kalıyordu uyumamıştır ona giderim.
    Tam telefondan numarayı çevirip kulağıma koymuştum ki Nil yanıma oturup telefonu kulağımdan aldı.
    N: kal işte burda serce. Ne olacak ki ? Şimdiye kadar uyuyodun yine uyursun zaten. Sabah da birlikte okula gideriz.
    Benim artık yapacak başka bir şeyim yoktu. O en son telefonu elimden alışı cidden kalmamı istediğinin resmi kanıtı sayılırdı.
    Mecburen teklifini kabul ettim ve tekrar o koltuğa uzanıp uyumaya çalıştım. Nil de ben orda olduğum için yatak odasında değil yanımdaki koltukta uzanmıştı.
    Bir kolum boynumun altında bir kolum yorganın üzerinde öylece tavana bakıyordum. O an neler olduğunu düşündüm. Aslında Nille yaşamak bizim lisedeki en büyük hayalimizdi. Ama ben hiç istediğimi söylemedim. Ayıp olur diye düşündüm. Nilin benim hakkımda yanlış düşünmesini istemezdim. Nile cidden değer verdiğim için en ufak bir düşüncesini bile önemsiyodum.
    Öylece boş boş geçen biraz zamanın ardından Nilin seslenmesiyle irkildim
    N: serce ?
    B: hığ ?
    N: niye uyumadın
    B: kaç saat uyuttun kızım beni , uyku tutmuyo ki
    N: ahahhaha ben de bugün gelirken otobüslerde uyudum biliyosun yol biraz uzun
    B: bende uyuyacaktım hakkatten o yol ne ya
    N: serce
    B: efendim
    N: bundan sonra benimle kalıcak mısın
    B: Nil bak..
    N: en büyük hayalimiz bu değilmiydi serce
    B: Nil ..
    N: lütfen
    Nilin yalnızca "lütfen" demesine hiç karşıkoyamadım bugüne kadar. Reddedersem kırılır diye düşünüp , busefer de karşıkoyamamıştım. Kabul ettim. Ama şartlarımı da sunmam gerekirdi.
    B: ama kiranın yarısını ben öderim
    N: şey söylememiştim ama söyliyim , biz evi satınaldık kira falan yok.
    B: yuh ulan kaç para ödediniz
    N: boşver sen orasını
    B: o zaman faturaların yarısı benden
    N: babama gidecek direk faturalar bize bi şey düşmüyo ki
    B: kızım ben beleşe mi kalacam burda
    N: her akşam bi çikolata getirirsin bana ödeşiriz
    B: tamam anlaştık hahahha
    Güzel bi anlaşma yaptığımızı düşünüyordum. Çünkü Nil en çok fıstıklı Damak'ı severdi. Günde 3.5 tl ona verdiğim zaman aylık 105 tl yapardı ki bu masrafın yarısını karşılardı. Tabii bunu düşünürken tamamen makara kısmındaydı aklım. Nile anlattığımda da gülmüştü zaten.

    Evin erkeği olmuştum artık. Gece boyunca evin erkeği kadını diye konuştuk birbirimizle.
    Sohbet muhabbet derken nerden aklıma estiyse nile esini sordum.
    B: esin hakkında ne düşünüyosun
    N: boşver sevgilinin hakkında konuşmak bana düşmez
    B: aslında tam sevgilim denemez
    Sanki gece karanlığında Nilin gözleri parlar gibi olmuştu. Koltukta oturuyodum ben. Nil de yatıyodu ama söylediğimi duyunca o da oturmuştu. Bacak bacak üstüne atmıştı ve altında siyah bir eşofmanı vardı. Nil yanımda ilk defa bacak bacak üstüne atıyordu yıllardır.
    N: ne demek tam sevgilim denemez ?
    B: hani ikiniz de yanağıma dokundunuz ya , şu sizin darıldığınız olay işte
    N: ee evet ?
    B: nedense senin elin , ne bileyim. iki yanağıma da dokunması gereken el o eldi sanki.
    N: belki biraz acele etmişsindir
    Ben bunları söylemek konusunda acele ettiğimi söylediğini düşündüm ve içimden hasgibtirler çekerek Nil şey yanlış anladın falan derken Nil gülümseyerek
    N: hayır mal esin konusunda acele ettin diyorum
    B: haa şey yani evet galiba
    N: belki biraz daha tanımayı beklemeliydin ama bilmem belki de ben yanılıyorumdur
    B: yok ya sanki biraz fazla şey gibi zaten
    N: kıskanç..
    B: beni senden kıskanması beni deli ediyor
    N: sana dokunması beni deli ediyor

    Ortada bir sessizlik başladı. Nil hiçbir şey diyemiyordu son söylediğinden sonra. Ben de bir şey diyemedim. Öylece birbirimize bakıyorduk. Çünkü çok tuhaf bi cümle kurmuştu.
    Sanki yıllardır kurmak istediği , sanki yıllardır duymak istediğim bi cümleydi bu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      içime bişeyler oluyo panpa duygularıma tercümansın bi sigara yaktım
      adamsın .
      ···
      1. 1.
        0
        Siz ne kadar çok gülüyonuz ağzınıza kürekle vurasım geldi
        ···
  3. 28.
    +13
    B: Nil şey , istersen uyuyalım ?
    N: biraz daha konuşalım , hazır başlamışken.
    B: ne başlamışken ?
    N: yani konuşmaya başlamışken tadını kesmeyelim diyorum ya
    B: he olur tamam konuşalım uykum yok zaten.
    N: esinden vazgeçecek misin ?
    B: neden esinden vazgeçeyim Nil ?
    N: ne bileyim birden çok yerdik gibi oldu kusura bakma yorgunum aklım yerinde değil
    B: önemli değil insanlık hali
    N: açıkçası esin biraz tuhaf bi kız. Tamam çok güzel olabilir ama hareketleri falan garip gelmeye başladı
    B: sen esin için senden vazgeçerim diye mi korkuyosun hahahaha
    N: olur mu olur kız dediğin erkeğin aklını başından alır ne yaptığını bilemezsin
    B: sen çok erkeğin aklını başından aldın heralde hahaha
    N: ya dalga geçme be beni en iyi sen biliyosun senden başka hangi erkekle muhabbetim oldu serce
    Aslında Nil haklıydı. Konuşmasını çok iyi bilirdi. Oldukça da zeki biriydi. Ama ben değil erkek , benden başka herhangi biriyle konuştuğunu bile neredeyse görmemiştim. En iyi verilebilecek örnek Esindi ve sonuç bariz.
    Nilin tek dostu bendim. Benim de tek dostum Nildi. Başka birini ne düşünmüştüm ne denemiştim. O da gerek duymamıştı belli ki . Ama bir an için kendimi suçlu hissettim. Nilin aşk hayatını kısıtladığımı düşündüm. Nilden bunun için özğr dileme gereği hissettim.
    B: nil sen neden hiç denemedin ?
    N: neyi denemedim ?
    B: ne bileyim kimseden hoşlanmadın mı yanş sonuçta çok güzel bi kızsın.
    Nil benim ona iltifat etmeme alışıktı. Ama hiç çok güzelsin demezdim. Üzerindeki çok yakışmış , saçların çok güzel olmuş gibi iltifatlar ederdim. Ben öyle deyince bi utanır gibi oldu. Ben sürdürdüm.
    B: ne bileyim hem güzelsin , hem alımlısın ; üstelik saçların düzken çok canalıcı oluyosun (birlikte güldük) üstelik zekisin de ..
    N: belki o yüzden hiç sevgilim olmamıştır
    B: zeki olduğun için mi ?
    N: hıhı evet
    B: ego kokusu alıyorum hahahah
    N: yaaa hahahah
    B: zeki bi kızla sevgili olmayı bırak, benim yerimde bile olmak isteyen kaç erkek var biliyo musun sen ?
    Nil birden sevinç gülümsemesi oluşturdu. Kendi koltuğundan kalktı benim yanıma oturdu.
    Yüzüme bakarak biraz gülümsedi.
    Omzuma başını koydu ve şunları söyleyip hafif bi uykuya daldı:
    "iyi ki varsın... "
    ···
    1. 1.
      0
      panpa devam bunu kitap yapmaları lazım. adamsın.
      ···
    2. 2.
      0
      yazsana amk hadi
      ···
    3. 3.
      0
      bu nil sana kayacak pampa dikkat et
      ···
    4. diğerleri 1
  4. 29.
    +17
    Ben akşam uyuduğum için uyumakta zorlanmıştım. Sabah güneşiyle hemen uyandım. Saat 6 ya geliyordu. Nil omzumda mışıl mışıl uyuyordu. Başı omzumda , bi eli göğsümde , bi eli de omzuna başını koyduğu elimin üzerinde , çok masum bi şekilde uyuyordu. Saat 6 olmadan Nili uyandırmam gerekiyodu okula gitmemiz için.
    B: Niiil , Nil ! Hadi uyan artık hazırlanalım.
    Nil biraz hareketlendi ve yanağını biraz omzuma sürterek üfff falan dedi uyku halinde.
    Ben nilin uyurkenki masumiyetine dayanamamıştım. Parmaklarımın tersiyle yanağına dokunmuştum. O sırada Nil uyandı. Gözlerini ovuşturarak bana bakıp gülümsedi ve gülerek tekrar başını omzuma koyup günaydın dedi.
    Ben zaten kıyafet falan değiştirmemiştim. Geldiğim gibi gidecektim okula. Nilin hazırlanmasını bekledim. Kahvaltı için vakit kalmamıştı. Okula gidince kantine oturup poğça tost falan yedik.
    ilk dersten sonra Esinle karşılaştık. Ama elleri arkasında geldi yanıma kadar. Yanıma gelince de ginaydııın dedi. Günaydın nasılsın dedim.
    E: iyiyiiiim sen nasılsın ?
    B: iyiyim nolsun işte
    O sırada Esin arkasından küçük bi hediye paketi çıkardı ve biraz yüksek bi sesle
    " sürpriiiiiz doğumgünün kutlu olsun aşkım.." Deyip beni öptü. Ben çok şaşırmıştım. Evet ayın 24.ydü. Doğumgünümdü o gün. Ben bile şaşırmıştım. Yüzümde sebepsinbi mutluluk oluştu birdenbire. Ben de esine sarıldım ve o yumuşacık pempemsi yanağına bir öpücük kondurdum.
    Hediyesini elimde tutarken
    E: eee açmıycak mısın hahaha
    B: yok ya sonra açarım tadı kaçmasın şimdi
    E: peki haytım sen bilirsin , ee şimdi okulda duracak değiliz değil mi ? Gel gidip bugünü kutlayalım
    B: ya boşver canım şimdi o ne öyle çocuk gibi
    E: yaaa olur mu öyle şey hadi gel gidelim
    Kolumdan tutup benş çekti. Ben de pek okulda kalmaya meraklı değildim. Hemen elini tuttum okuldan çıktık. Ne yapsak falan diye düşünürken beni sinemaya zütürdü. Hangi film olduğuna hiç dikkat etmedim. Sadece film boyunca esine baktım. Arada bir elinin üstünü öptüm. Bazen de o iki eliyle elimi tutarak gülümsedi.
    Filmden sonra burgerda yemek yedik çünkü ben restorana falan gidip zaman kaybetmek istemedim. Doğumgünü çocuğu olduğum için hemen kabul etti zaten esin de . Birer menü aldık yedik falan. Daha sonra avm nin eğlence parkı bölümüne geçtik. Esin birdenbire gelsene bak ne kadar güçlüyüm diyip gülümsedi.
    Şu yumruk atma makineleri var ya hani 1 tl ile çalışıyor. esin onlara vurmak istemişti. Ben boşver pra tuzağı bunlar falan desem de beni dinlemedi attı parayı vurdu. Kız ne yapacak tabii 460 civarı bişey yapmıştı tam hatırlamıyorum. iki hakkı oluyor ya bu makinelerin.
    E: hadi ikinciyi sen vur aşkım
    B: yok ya ne gerek var sen vur gidelim sonra
    E: hadi ama doğum günü olan sensin dimii *
    B: ya canım boşver bak cidden vur gidelim
    E: lütfen lütfen ya hadi benim içiiin
    B: tamam tamam

    Ben lisede Nilin isteğiyle mma kursuna gitmiştim 11. Sınıf boyunca. Bu dövüş sanatı hakkında neredeyse her bilgiye sahiptim. Bununla orantılı olarak abartı olmayan bi vücut da edinmiştim o sıralar. Turnuvalara katılacak kadar iyi değildim ama kendimi savunacak kadar biliyordum inceliklerini. Bilenler vardır belki , mma'de önemli olan yumruklarınızdan ziyade tekmelerinizdir.
    Ben makinen soluna doğru geçtim. Çünkü o makineye yumruk atmaya niyetim yoktu. Tekme atacaktım. Sol bacağımla arkadan döner bi tekme geçirdim alete. Neden bilmiyorum ama birden bire aletin ışıkları söndü. O sırada görevli gelip napıyosunuz siz burayı terkedin ne yaptığınızın farkındamısınız gibi bir sürü kelime sarfetmeye başlamıştı.
    Esinin şaşkınlığı ve kahkahalarıyla ordan kovulmuştuk. Dışarı çıktığımızda saat 8 civarıydı. Hava kararmıştı. Birden aklıma Nil geldi. Nile gideceğim aklıma geldi. Üstelik önce yurda gidip kaydımı sildirmem gerekiyodu. Hemen esinle vedalaştım ve hediyesi için teşekkür ettim tekrardan. Esini otobüsüne kadar bıraktıktan sonra ben de yurda gittim alelacele. Ardından otobüse koştum. Nilin evine doğru giderken de babamı arayıp yurttan kaydımı sildirdiğimi , arkadaşın evinde kalacağımı , eskisi kadar fazla para göndermesine gerek olmadığını söyledim. Babamı da sıkıntıya sokmak istemiyordum çünkü.

    Eve ulaştığımda zili çaldım ve Nil kim o demeden kapıyı açtı.
    Üzerinde uzun siyah kadife bi elbise vardı. Yaklaşık 30 saniye boyunca onu süzdüm. Yüzüme gülümsüyodu öylece.
    B: çok , çok güzel olmuşsun
    Mutfağa doğru gözüm ilişti ve üzerinde mumkar yanan bir yemek masası gördüm. Nil de o tarafa doğru baktığımı anlayınca hemen söyledi:
    "Doğum günün kutlu olsun... "
    Tümünü Göster
    ···
  5. 30.
    +8
    Beyler telefondan yazıyorum şarjım %3 kaldı. Ben bi duşa gireyim malum yarın cuma. O sırada şarja takayım 40-45 dakikaya diğer part geliyor pusuda bekleyin
    ···
  6. 31.
    +10
    Beyler ben geldim. Bazı arkadaşlar 2-3 part birden istemiş. Hazırdan kopyala yapıştır yapmıyorum hocam ve gördüğünüz gibi partlar çoğu hikayenin partlarından uzun. Ha bide önceki hikayemi isteyenler olmuş hikayenin sonunda ilk entrye editlerim ama daha vaktimiz var rahat olun
    ···
    1. 1.
      0
      canın sağolsun hocam
      ···
  7. 32.
    +15
    Nile gülümsedim. Sanki bi baloda buluşmuşuz hedasıyla koluma girdi. Birlikte mutfağa gittik. Devamlı Nilin yüzüne bakıyordum ama mükemmel ötesi yemek masasını görünce gözlerim yemeklere takıldı. Sarmasından kızartmasına her şey vardı. Klagib türk masasıydı işte. Mumlar falan fake amaçlı koyulmuştu. Nil zekasını konuşturmuştu yine. Ayrıca ben o kadar hünerli olduğuna ilk defa o gün şahit olmuştum.
    Nilin sandalyesini çektim. Siyah elbisesinin yırtmacından biraz çekerek sandalyesine oturdu. Ben de yerime oturdum. Ortadaki kızarmış bifteklerden tabağıma bir tane aldım.
    N: aslında sıcaklardı ama sen bu kadar gecikince soğudular.
    B: şey , ben
    N: esinle miydiniz ?
    Ben Nile yalan söylemek istemiyordum. Ama sanki bi kerelik olsun yalan söylesem her şey daha güzel olacak gibi gelmişti.
    B: yok yanarkadaşlar bana sürpriz parti hazırlamış
    N: bak seen hahaha hangi arkadaşlar bizim fakülteden mi
    B: yok değiller yurttan sen tanımıyosundur
    N: iyi öyle olsun bakalım
    Nilin esinle olmadığımı duyduğunda yüzünde oluşan o gülümsemeyi tekrar görmek için milyonlarca kez daha yalan söyleyebilirdim.
    Yemekte sürekli ondan da alsana bundan da yesene diyerek beni ağzıma kadar şişirmişti.
    Masadan kalktık ve içeri geçtik. Ben o elbiseyle rahat olup olmadığını sordum.
    N: ne yalan söyliyim hiç rahat değilim hahaha
    B: neden giydin o zaman
    N: ortama güzel bi hava katmak istedim
    B: kattın da zaten * çok yakışmış. Bi an victorias secret setine girdim sandım
    N: yaa hahahha
    B: bence üstünü değiştirebilirsin rahat rahat takılırız
    N: olur bekle o zaman
    Nil gitti. Yaklaşık 2-3 dakika sonra bana seslendi.
    N: serceee bi gelir misin
    Ben odasına doğru giderken noldu nil falan dedim.
    Gittiğimde de nil aynanın karşısındaydı.
    N: yardım eder misin şu fermuarı açamadım da
    Sırtında boynundan beline kadar uzun bir fermuar vardı.
    B: nil elbiseyi giyerken kapattın ama şimdi nasıl açamıyosun ?
    N: ya ne biliyim erişemiyorum işte çok yedik galiba hahaha
    B: tamam açıyım da şu tarafa geç önünde ayna var
    N: ha şey tamam pardon
    O sırada nilin yanaklarının kızardığını gördüm 2 saniyede aynadan. Yüzünü duvara döndü. Ben de ensesinin hemen altından başlayan fermuarı beline kadar indirdim. Ardından elini beline atarak elimin üstüne koydu ve teşekkür etti. Ben de hemen odadan çıktım kapıda da hadi değiştir üstünü de bekliyorum ben dedim. Gelirken yurttan eşyalarımı da almıştım zaten. Ben de salonda üstümü değiştirdim o sırada. Nil ben değiştirdikten biraz sonra içeri girdi ve hayatımda ilk defa öyle bi görüntüyle karşılaşmıştım. Nil tayt giymişti.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 33.
    +11
    Hemen nile seslendim.
    B: nil bu ne hal allah aşkına
    Ufaktan da bakmamaya çalışıyordum.
    N: ne varmış halimde ?
    B: ya o altındaki şey, git çıkar kızım şunu bu ne
    N: ben bep böyle yatarım ama geceleri
    B: dün akşam öyle değildi hiç nil ?
    N: dün akşam hemen sen yalnız kalma diye üstümü değiştirmedim ki
    B: offf nil off. Her şeye de bi cevabın var
    N: allah allah beyefendiye bak beğenmiyosan...
    B: beğenmiyosam ?
    N: beğenmiyosan bakma canım zorla baktırmıyolar
    B: nil çocuklaştığının farkındamısın ?
    N: hayır efendim alakası yok, sadece bazı şeyler değişmeli
    B: ne gibi ?
    N: bilmem ... Hayatlar , düşünceler , sen , ben...
    B: allah allah ne değişecekmiş çok merak ettim
    N: hiç esinle konuşurken sana şunu söylüyor mu ..?
    B: neyi ?
    Hemen yanındakş yastığı fırlatarak
    N: ODUN !
    Beni bi anda bi gülme tutmuştu. Nilin yastık fırlatması ve cümleleri kurarken kızarması olabilirdi sebebi bilmiyorum. Ben de bi yastık fırlattım.
    O da ohaa deyip güldü. Aramızda küçük bi yastık savaşı başlatmıştım aslında.
    Bi o bana vuruyordu yastıkla , bir ben ona. Ben ona yavaş vuruyordum. Canı acısın istemezdim. O da istese bile hızlı vuramıyordu zaten. Ben geri bi adım atmaya çalıştım ve kanepeye doğru düştüm. Yamuk bi şekilde kanepenin üzerinde yatıyodum. O sırada nil üzerime geldi ve bana ani ani bir sürü saldırıda bulundu. Ben de ellerimi kaldırıp tamam tamam pes deyip güldüm.
    Sonra nil terlemiş olacak ki başını bacağıma koyup ayaklarını sağıma doğru uzattı ,kucağıma yattı. Bi oh çekti. Yorulduk çünkü. Dinlenmek istiyordu.
    Ellerimle o siyah saçların arasında kaybolan minik beyaz yüzü kavradım. Yanaklarına ellerimi koydum. Yorulduk ya dedim.
    Gözlerini aynı anda kırpıştırarak cevap verdi.
    Sanırım aynen demek istedi , bilmiyorum. Ben sadece yanağından bi elimi çekip tersiyle anlındaki teri sildiğimi hatırlıyorum.
    ···
  9. 34.
    +15
    O şekilde uyuyakalmışız. Artık ne kadar uzun bi sessizlik olduysa , uyumuşuz o yorgunlukla ikimiz de. Gece tuvaletim geldiği için uyandım. Baktım nilin başı hala bacağımda. Büzüşmüş dizlerini göğsüne yaklaştırmış , hani üşüyünce yaparız ya işte öyle uyuyordu dizimde. Ben yavaşça başını kaldırdım. Daha sonra kucağıma alıp yatağına zütürdüm. Üstünü de örttüm. Uyurken birkaç dakika izledim onu. Sonra salona gelip kendi koltuğuma yattım. Yine bir sürü hayaller kuruyordum. Çoğunda Nil vardı hayallerimin.
    Birdenbire irkildim. Kendimden utandım. Sanki iki kişiyi oynuyor gibi hissettim. Gündüzlerimi başka , gecelerimi başka bir kızla geçiriyordum. Hiç içime sindirememiştim bir an. Gidip tekrar Nili kontrol ettim kapısından. Bıraktığım gibi uyuyordu yatağında. Gündüzü düşündüm. Esin doğumgünümü kutladığında ne kadar mutlu olduğumu düşündüm. Hediyesini açıp saati gördüğümde ne kadar sevindiğimi , birlikte avmden kaçarken ne kadar eğlendiğimizi hatırladım.
    Ama şu da vardı ; yastık savaşının yerini tutabilir miydi hiçbiri ? O masada yediğim ekmek kadar tatlı mıydı o hamburger ? Bunları karşılaştırdım yattığım koltuğa dönerken. Nil akşam bana yorgan battaniye çıkarmayı da unutmuştu. Öylece hırkamın altına büzüştüm uyudum.

    Sabah saçımda gezinen iki yumuşak parmakla gözlerimi açtım. Nilin gülümsemesiyle güne başlayınca beni de gülme tutmuştu.
    Günaydın , dedim.
    Keşke hep böyle olsaydı sabahlar , dedi.
    ···
  10. 35.
    +15
    Uyanıp hazırlandım. Nil zaten hazırdı. Giderken ilerideki pastaneden bir iki poğça meyvesuyu falan aldım. Birlikte yiyerek minübüse bindik gittik.
    Okula birlikte girdik. Ama birdenbire garip bi sorun oluşmuştu.
    Okulun giriş kapısında Esin beni bekliyordu. Ve nille beni yanyana görünce biraz sinirlenmişti. Günaydın dedi bana , nile imalı imalı bakarak. Ben de günaydın dedim biraz ruhsuz bi şekilde. Nil de gitmiyordu. Yanımda durmakta kararlıydı. Esin tam bana sarılacak gibi olmuştu ki birdenbire Nil
    "Hadi hayatom gidelim ders başlıycak" diyerek beni kolumdan çekti zütürdü. Esin sadece bakıyordu arkamızdan.
    Ben de Nile bakıyordum. Ne yaptığını anlamamıştım.
    Nil kıskanç biri değildi o güne kadar. Kıskansa bile bu kadar abartacağını düşünmiyordum. Esinin aklında sanki dün gece aramızda bişeyler geçmiş izlenimi yaratmak istemişti belli ki.
    B: nil ne yapıyosun ?
    N: benimle gel
    B: nil lütfen bi dur ..
    N: serce gel şuraya
    B: nil dur ! , diyerek durdum olduğum yerde.
    Nil de durdu. 5 saniye kadar gözlerime baktı ve dudaklarıma yapıştı. sadece birkaç saniyelik bir öpüşmenin ardından yüzünü çekti. Elini yanağımdan indirdi ve "özür dilerim , çok çok özür dilerim" diyerek ağlamaya başladı. Koşarak kapıya gitti ve okuldan çıktı. Arkasından bağırsam da durmadı. Durdurmak da istememiştim bi an.
    Arkadan bizi takipte olan esin geldi. Esinin hobisiydi zaten takip etmek. Beni de takip ederek sevmişti. Bana sağlam bi tokat atarak gitmişti o da. Ben neye uğradığımı şaşırmıştım. Kimseye verecek bi cevabım yoktu. Esini sevmiştim ama Nili kaybedemezdim. Karşılaştırma yapmaya kalktığımdaysa Esinin hiç şansı yoktu.
    Öylece dikildim dakikalarca. Hiçbir şey düşünmedim. Sadece dikildim.
    ···
  11. 36.
    +15
    Yavaş yavaş yürüyerek kantine gittim. Boş bi masaya oturdum ve orda düşünmeye başladım. Artık Nili bulmam gerekiyordu. Kendine ne yapacağını bilmiyordum çünkü. Kendini suçlu hissediyordu. Yaklaşık 1 saat sonra apartmana ulaşabildim çünkü en yalnız kalabileceği yerin orası olduğunu biliyordum. Gittiğimde kapı biraz aralıktı. Kapıyı tam açtığımdaysa içerisi ana baba günü gibiydi. Her şey dağıtılmış , yerler kirlenmiş , sağ sol yaz buz edilmişti. Savaş çıkmıştı sanki içeride. Hemen Nil , Niil ! Diye bağırarak en her tarafını gezdim. Nil evde yoktu. Nile bişey oldu diye ağlamaya başladım kendi kendime.
    Hemen aradım Nili. Allaha şükür açtı telefonunu ilk aramamda
    B: alo nil nerdesin iyi misin ne oldu
    N: parkta oturuyorum öyle , kafa dinleyeyim dedim
    B: ne yaptın sen Nil çok korktum kendine de bişey yaparsın diye
    N: ne yapmışım ki
    B: evi ne hale getirmişsin
    N: ben eve hiç gitmedim ki serce
    O sırada aprtmandan çıkarken karşımda yaklaşık 25 kadar adamla kafede dövdüğüm liseliyi gördüm.
    B: kapatıyorum Nil.
    L: liseli B: ben
    L: küçük hediyemizi beyendin mi garson
    B: seni şerefsiz bin kurusu seni
    L: o kadar kolay değilmiş dimi adam yumruklamak
    B: adam olsan belki aq veledi
    L: Burayı bulana kadar kaç gün takip ettim seni
    B: sevgilini de getirseydin
    L: ananı gibtim şimdi garson

    Birden 25 kişi birden üzerine atladı. Benim bildiğim hiçbi tak bunlara fayda etmemişti. Hepsi birden üstüme çullandığında , en son görebildiğim tek şey o huur çocuğunun sırıtışları arasında hepsinin kaçarak uzaklaştığıydı. Aprtmandan çıkanların yardımıyla eve girmiştim. Nil de gelmişti zaten hemen. 14 kez aramış , açmamışım.
    Ağlayarak içeri girdi. Ne yaptılar sana böyle huur çocukları kimler yaptı sana bunu gibi bir sürü kelime sarfetmişti.
    Ben yürüyebiliyor ve hareket edebiliyordum çok yavaş da olsa. Her tarafım morarmıştı. Sırtımda ve karnımda sopa darbelerinden kalan morluklar vardı. Önden sol üstteki dişim biraz kırılmıştı. Sol gözümün altı ve anlımın sağı mordu. Yanaklarımda asfalttan oluşmuş çizikler vardı.
    Nilin pansuman yaprkenki ağlayış sesleri ve yarama damlayıp yakan gözyaşları hala aklımda..
    ···
  12. 37.
    +12
    Beyler yarın erken saatte okula gidicem bi de bugün bütün gün yazdım yoruldum.
    Rezlerinizi alın yarın devam ediyoruz kaldığımız yerden bi uyuyun uyanın bakayım amk
    ···
    1. 1.
      +3
      Bu hikayeyi yarıda bırakırsan o liseliyi bulur döver ve sen yapmış süsü veririm
      ···
      1. 1.
        +3
        Yok hocam yarıda kalmaz yarın devam
        ···
      2. 2.
        +2
        Bi part daha ataydın iyiydi de neyse bende zıbarayım
        ···
  13. 38.
    +5
    Geldim beyler yarım saat içerisinde yeni part geliyor
    ···
  14. 39.
    +18
    Ben olduğum yerde uzanıyordum sadece. Kendime gelip şöyle bi etrafıma baktığımda sadece bir sürü sargı bezi parçası ve yerde sağda solda kırılmış parçaları, dağılmış eşyaları toplamaya çalışan Nili gördüm. Benim hareket ettiğimi görür görmez elindeki işi bırakıp yanıma geldi. Elimi tuttu.
    "Daha iyi misin ?"
    Başımı hayır anlamında salladım. Çünkü sırtım çok yanıyordu. Nil çabuk iyileşsin diye garip şeyler döktü sanırım.
    Ben hayır dediğimde yanağıma yaklaştı ve az yara olan kısmından beni bir kez öptü.
    "Peki şimdi daha iyi misin?"
    Ben sanki hiç kötü değildim. Nilin öpücüğüyle dünyalar benim olmuş gibiydi. Sanki süzülüyor gibiydim. Gülümsememe cevap vererek o da gülümsedi.
    "Sen biraz daha dinlen , ben şuraları toplıyıp sana bi çorba yaparım sıcacık içersin."
    Öylece yattığım yerde beklerken kapı çaldı. Dışardakinin sesini tam ayırt edemiyordum ama nilin söylediklerini hatırlıyorum.
    -Burayı nerden buldun sen ?
    - git burdan defol
    O sırada kapıya doğru göz ucuyla baktığımda bana birinin kapıyı zorla aralayıp baktığımı gördüm. Ardından "SERCE ?!" diye bağırıp koşarak içeri yanıma girmişti. Tahmin etmek zor olmasa gerek.

    Esin.
    ···
  15. 40.
    +13
    Ben zar zor birkaç kelime kurabilmiştin sadece.
    B: esin , nasıl ; nasıl geldin
    E: sen yorulma hiç konuşmaya çalışma aşkım bak gerçekten çok özür dilerim her şey için tokatım için lütfen kendini yorma
    N: farkında mısın bilmiyorum Esin ama benim evimdeyiz.
    E: sen bi sussana gerizekalı
    N: Esin terket burayı , derhal
    E: serce de benimle gelecek. Evin haline bakarsak sen pek iyi bakıyor gibi değilsin ona
    Evet evin hali berbattı. O amk liselisinin tak yemesiyle ev harabeye dönmüştü. Ama ben gitmek istemiyordum. Gitmeye de halim yoktu zaten.
    N: saçmalama nasıl gidecek o ? Burada kalıyor. Hele senin yanına asla..
    E: sen kim oluyosun ya ?
    Nil tam bişeyler söyleyecekken esin sürdürdü
    E: sen sadece basit bi arkadaşsın. Bense sevgilisiyim. Bi düşünsene , hangimizde kalması daha mantıklı ?
    Nilin boğazının düğümlenir gibi olduğunu görmüştüm. Çünkü verecek bir cevabı yoktu. Sadece bir bana bir Esine bakıyordu. Nili ordan kurtarabilecek tek bir şey vardı.
    Benim Nilde kalmak istediğimi söylemem.
    Ama birdenbire sevgilim gelip beni bulmuştu. Esini gözden çıkarmak istemezdim. Çünkü düşününce , Nil gerçekten de arkadaşımdan fazlası değildi. Ama belki Esin hayatımın kalanını yaşayacağım kızdı.
    Elimi 5 santim kadar kaldırdım.
    Yarım yamalak kelimelerle
    "Şimdilik burda kalıyorum , daha iyi olunca bakarız"
    Nil sanki çarpılmış gibiydi. Gözünde şimşekler çaktığını görür gibi olmuştum. Onda kalmayı tercih etmeme rağmen gidecek olmam fikri nile ağır gelmişti.
    Hemen esin başladı
    E: o zaman iyi olana kadar ben de burada kalırım
    N: imkanı yok. Yeterince fazla kaldın zaten hadi yeter
    E: hayır kalıcam kalmalıyım
    N: imkanı yok hadi git art...
    Esin nile yaklaşarak
    E: Nil ! serceyi seviyorum farkında değil misin ?
    Nil bu sözlere dayanamamıştı. Benim de onu sevdiğimi düşündüğü için daha fazla üstelemedi. Dudaklarını ısırarak kabul etti Esinin kalmasını.
    Ben o sırada kestirdim biraz. 1 saat kadar sonra gözlerimi hafif açtığımda esin mutfaktaydı , Nil de yerleri vileda gibi bişeyle siliyordu.
    Açıkçası sabah düşman gibi duran iki kişinin şimdi böyle uysal olmaları tuhaf gelmişti.
    ···
    1. 1.
      0
      Ya amk esini başına saran zaten nil işler garipleşiyor
      ···
  16. 41.
    +19
    Ben uysallaştıklarını zannediyordum ama gün içinde birbirleriyle tek kelime etmemeleri yanıldığımı gösteriyordu.
    Birkaç gün boyunca sırayla okula gittiler. Beni yalnız bırakmamaya çalışıyorlardı. Benim de hoşuma gidiyordu benimle ilgilenmeleri. Ama ilgilenmek de zorundaydılar. Tek başıma yaşayacak halde değildim.
    1-2 hafta kadar sonra artık iyice ayaklanmaya hareket etmeye falan başlamıştım. Yara izleri ve morarıklar hariç ağrım kalmamıştı. Artık okula gidebilecek haldeydim. Benim ayağa kalktığım ilk gün Nil esinle konuştu.
    N: hadi artık senim de işin bitti burda.
    E: ama şey...
    N: hadi hadi bak SEVGiLiN de iyileşti artık. Al şurdan üstünü başını defol.
    Esin yapacak bişeyi olmadığını biliyordu. Bana sarıldı. Bir kaç kez öptü. Ardından " hazır olunca söyle, eşyalarını alman için yardım etmeye gelirim." Diyerek gitti.
    Gider gitmez Nille yalnız kaldır tabi.
    N: ona kalmaya gidecek misin
    B: şey belki birkaç gün
    N: inanmıyorum sana ya
    B: neden nil gitmemek için bi sebebim yok ki
    N: ne güzel birlikte kalıyoruz işte ne gerek var esine falan
    B: esin sevgilim ?
    N: iyi gir koş sevgiline ama beni de unut o zaman serce

    Benim başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Nil bunları duymak isteyeceğim son kişiydi hayatta.
    Üstelik bir kız için Nilin bunları söylemesi bana koymuştu.
    Sadece yüzüne bakıyordum öylece. Gözlerim dolmuştu.
    Haytıma yeni giren ve evini bile bilmediğim bir kız ile evinde birlikte yatıp kalktığım kız arasında bir seçim yapmam gerekiyordu.
    ···
  17. 42.
    +14
    Karşımda dokunsam ağlayacak ve söylediğine pişman olduğu her halinden belli olan Nil duruyordu.
    Ben artık yılların verdiği özleme dayanamamıştım.
    O an beynimde Nil ve Esin sağ ve sol loba ayrılmıştı sanki.
    Ama artık Nilin o sözleriyle ,Esinin olduğu lob çalışmıyordu. Sadece Nil vardı aklımda.
    Nil, Nil ve biraz daha Nil.
    Nile doğru yöneldim.
    Gözgöze geldik 5 saniye ladar.
    Yavaş yavaş dudaklarını büzüştürüyordu.
    Belinden sarıldım. Başımı omzuna koydum.
    Nil de yavaşça sırtıma sarıldı. Yaralarımı da acıtmak istemiyordu.
    Birden ağlamaya başladı.
    "Ben seni sevdim , hep seni sevdim ; şimdi de seviyorum. Benimle kal."
    Üzerinden yıllar geçen arkadaşlığımız gözümün önüne geldi bir an. Gözlerimi sıkıca kapatarak düşündüm. Başım hala Nilin omzundaydı.
    Yıllarımı verdiğim o kız , annemin yükünü hafifleten o kız , Esin değildi. Olamazdı.
    "Seni seviyorum" çıktı ağzımdan fısıltı şeklinde
    Enseme yaklaşan saçlarımı avuç içiyle okşayarak Nil de cevap verdi.
    "Ben de seni seviyorum , ben de.."

    Artık hayatımdan Esini çıkarmam gerekiyordu. Çünkü eski haytım bitmişti. Eski haytımda Nil sadece arkadaşım , dostumdu.
    Artık Nil haytımın tek kızı olmuştu. Sanki geçtiğimiz 5 yıl çıkmışız , şimdi evleniyormuşuz gibi hissetmiştim.
    N: hani , hani seni öpmüştüm ya okulun bahçesinde
    B: evet?
    N: sanki o biraz yarım kaldı
    Birden dudaklarıma dudaklarını kondurdu. Hafif ama yılların acısını çıkarırcasına öpüşüyorduk.
    Elleri sırtımdayken beni geri doğru itti. Bacaklarımın koltuğa çarpmasıyla oturur şekilde koltuğa düştüm.
    Nil de üzerime çıkıp dizime oturdu.
    Ölüşmeye devam ediyorduk. Ben yüzüne ve yumuşak yanaklarına dokunuyordum. O da sırtımda elini gezdiriyordu yavaş yavaş.
    Zaman zaman yaralarıma dokunduğunda dudağını ısırıyordum. Ama bu hoşuna gidiyordu onun.
    Öpüşmeyi braktığımızda başını göğsüme koydu.
    Sadece şunu söyledi
    "Çok güzeldi... "
    ···
  18. 43.
    +16
    Yavaş yavaş toparlandık. Artık birlikte yaşıyor ve birbirimiden şüphe etmiyorduk.
    Esinin hiçbir telefonunu açmadım gün boyunca.
    Ertesi gün sabah erkenden Esini aradım. buluşalım önemli dedim. Hayatımdan çıkardığımı söylemek zorundaydım. Nil de onunla bu sebeple buluşmama oldukça memnundu. Çıkmadan önce dudağıma bi öpücük kondurdu. Ben sanki koşarak gitmiştim esinin yanına.
    Yine can alıcı giyinmişti. Yine zarif kelimeler söylüyordu. Ama bu sefer olmazdı. Bu sefer hayatımın kızını belirlemiştim. Tekrar bir hata yapamazdım.
    Esin beni görünce sarılmak istedi geri bastım.
    Açık açık hemen niyetimi belli ettim. Ayrılalım dedim.
    Gözleri doldu.
    E: o kız için mi ?
    B: o kız dediğin sevdiğim kız esin
    E: beni sevdiğini de söylemiştin
    B: hayır senden hoşlandığımı söylemiştim
    Birden gözleri çeşme oldu esinin. Birkaç saniye ağladıktan sonra kalktı. Hızlıca gitti.
    Ben de nedense çok rahatlamıştım.
    Sallana sallana otobüslere doğru yürümeye başladım.
    Biraz da espri olsun diye Nili aradım.
    B: alo Nil işim bitti eve geliyorum
    N: tamam canım evdeyim ben
    B: şey nil , bişey lazım mı *
    N: hahahahha yok canım sen gel yeter
    O sırada 4 dükkan ileride bi mağazadan çıkan , hayatı bana dar eden huur çocuğu liseliyi gördüm.
    B: şey nil görüşürüz yoldayım ben
    N: tamamm görüşürüz
    Bu amk liselisinin arkasına takıldım. Mağazadan elinde bişey olmadan çıkmıştı. Yürüyerek bi yere gitti. Çıktığı mağazayı da aklıma kazıdım yerini, belki lazım olur diye. Çocuk uzun süre yürüdü.
    Biraz liseliyi tarif edeyim. Kafede gördüğüm kadarıyla elinde iphone olan , saçları fönle dikleştirilmiş, polo adidas falan giyinen zengin olduğu her halinden anlaşılan züppen tekiydi. Böyle düşününce neden kafede o kadar oturup sadece kola aldıklarını da düşündüm. Belli ki kız istememişti.
    Herneyse bu muallak bi süre yürüdükten sonra malikane tarzı bir eve girdi. Villa da diyebiliriz. Kapısında bi adam bekliyordu. Bu girerken kapıyı açtı saygı duruşunda bekledi. Girince de kapattı hemen demir bahçe kapısını. Ben de o girdikten biraz sonra buranın önünden geçtim. içeriyi şöyle bi süzdüm. Bir an için allaha şükrettim,
    Beni öldürmedikleri için. Aklımda değişik planlar canlanmıştı. Ama Nili daha fazla bekletmeden eve gittim.
    Planlarım birkaç gün bekleyecekti.
    ···
    1. 1.
      +2
      panpa işi gücü bıraktım seni takipteyim yeminle
      ···
      1. 1.
        +2
        Adamsın panpa umduğunu bulursun inşallah
        ···
    2. 2.
      +2
      Bu olay gerçektir inşallah ıyiden iyiye sardı kurgu çıkarsa liseliyi dövdügun gibi gelir seni buluruz panpa
      ···
  19. 44.
    +13
    Güzel bi akşam yemeğinden sonra nille oturacaktık. Ama biraz takunu çıkarmılız sofrada. Saat 10 gibiydi biz sofradan kalktığımızda. Ben masayı toplamasına yardım ettim ufak ufak. Arada bir beline elimş atıp yanağına bir öpücük konduruyordum Nilin. Artık Nil değildi gerçi o. Benim Nilimdi. Benim sevgilim, haytım , bitanemdi.
    Yemekten sonra direk yatma moduna girdik. Önceki o da mağazalarda gezip ye oturma gurubu ve süs eşyaları falan almış eve. Bu arada size hiç Nilin ailesinden bahsetmedim. Nilin babası gayet varlıklı bir adam. Banka müdürü. Annesi de kimya mühendisi , bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Anlayacağınız gelir durumu bayağı iyi , tek çocukları da Nil olunca bir dediğini iki etmezler , para derse tomarla gönderirlerdi. Bu rahatlığı ordan kaynaklanıyor zaten. Ama nil de asla bunu suistimal etmezdi. Ne gerekirse onu söylerdi. Anlaycağınız iyi yetiştirmişlerdi çocuklarını.
    Bazen bu konuda düşünür olmuştum. Ben ve Nil , bilmiyorum. Ailesi beni çok severdi ama Nil ve beni birlikte düşünebilirler miydi ?
    Babası bile artık masumiyetime inanmışken her şey yeni bir yol aralayabilir miydi?
    Benim babam tüccar sayılırdı. Köylerden kasabalardan bulduğu malları minübüsüne toplar , büyük aktarlara , baharatçılara , market gibi yerlere satardı yüksek kârlarla. işi iyiydi , bize yetiyordu. Zaten çevresi işi içi yeterince genişti. ismini duyurmuştu. Bir de annem olmayınca , para artıyordu bile artık...
    Ben nilden yorganlarımı falan istedim. Yüzüme baktı gülecek oldu. Napıcaksın yorganlarla dedi.
    içimden zütüme sokucam demek gelmedi değil. Yatıcam işte canım nerdeler dedim.
    N: saçmalama artık benimle uyuycaksın
    B: sence de erken değil mi hahaha
    N: yıllardır bekliyorum bunu ben
    Haklıydı. Yıllardır bekliyorduk bunu. Ben çok üstelemeden kabul ettim. Üstümü değiştirdim. Nilin yanına yattım. Bana arkasını döndü. Arka arkay durmuş iki S harfi oluşturur gibi yatıyorduk. Ben belinden elimi atmıştım karnına doğru. O da elimi tutuyordu önünde. Ufak tefek muhabbet ve aşk sözleriyle uyumuştuk.
    Sabah ise sanki hiç uyumamışız gibi aynı şekilde kalktık. Çok rahatlamış hissediyordum. Sanki yılların yoegunluğunu atmıştım üstümden..
    Nilin yanağıma bir öpücük kondurmasıyla yataktan çıktım. duşa girdim. Duştan sonra da hazırlanıp okula gidelim dedik birlikte.
    Çünkü okula uğramayalı uzun zaman olmuştu. Diplomaya da ihtiyacımız vardı.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    +14
    Olulda esini hiç görmemiştim. Zaten bölümlerimiz ayrıydı. Bizi görmek için de gelmeyince , hiç uğramıyordu. Biz de nille rahat rahat takılıyorduk. Sınıftakiler bile rahatlamıştı sanki bizim artık sevgili olmamıza. Çünkü onlar bile bizi bekliyormuş. Bizi sevgili olarak görüyorlarmış. Sınıfın ortasında Nili öptüğümde arkadan bi alkış yükseldiğini duydum. Hoşumuza gitmişti. Tebrikler ve hayırlı olsunlarla okulu kaptmıştık o gün için. Duraklara yürüyorduk birlikte. Durağa giderken o liselinin çıktığı mağazanın önünden geçtik. Benim aklıma geldi direk o liseli. Ordan onun evinin oraya gidip tekrar oraları incelemek kötü bi fikir değildi. Nile yöneldim
    B: nil sen eve git ben diğer otobüsle gelicem
    N: neden canım ne oldu şimdi ?
    B: okulda defterimi unuttum ya onu alayım geleyim
    N: defterini napıcaksın şimdi boşver hadi gidelim
    B: olsun orda durmasın alıp gelirim ben sen git
    N: ee birlikte gidelim bari
    B: canım gerek yok ben diğer otobüsle gelirim sen git
    N: tamam tamam gecikme ama , diyerek yanağıma bir öpücük kondurdu.
    Nil gittikten sonra bu liselinin evine gittim hızlıca.
    Normal biri gibi evin önünden geçtim yavaş yavaş yürüyerek. içeriyi şöyle bi süzdüm. O sırada elinde telefonla bahçede arabaya binen birini gördüm. Sanırım babasıydı. Hiddetli bir şekilde telefonla konuşarak , önünde adamlarının açtığı kapıdan arabanın arka koltuğuna binen , göbekli ve uzun boylu bir adam. Sonra arabanın çalışmasıyla bahçe kapısını açtılar. Ben de hızlıca evi önünden uzaklaştım. Köşeyi dönüp birkaç solak geçtikten sonra karşımda bu amk liselisini gördüm.
    Yanında birkaç arkadaşıyla ve iki kızla bana doğru geliyorlardı. Muhtemelen evine gidiyorlardı. Beni görmemişlerdi henüz. Ben de gözükmek istemedim. Çünkü bu insanların bela olduklarını anlamıştım. Yolumu değiştirecek oldum ki arkadaşlarından birinin beni parmağıyla işaret ederek bir şeyler söylediğini gördüm.
    Sola dönüp hızlıca yürümeye başladım. Sorun istemiyordum.

    10-15 metre kadar sonra karşıma çıktılar. 6 kişilik bir liseli grubu karşımda duruyordu. ikisi kızdı. Bizim liselinin elinde muşta olduğunu gördüm.
    Muştadan ya da liselilerden korkmamıştım. Ama işin sonu hayra alamet değildi.
    B: çekil de gideyim
    L: buralarda ne işin var senin amk garsonu
    B: bi işim vardı uğradım
    L: biz buralarda garsonları sevmeyiz (liseli topluluğundan bi kahkaha yükseldi)
    B: sorun çıkarma çekil önümden
    L: madem buraya kadar geldin biz uğurlarız artık

    Ulan dedim kendi kendime. Şimdi zamanı değildi. Daha sırtımdaki morarıklıklar bile geçmemişti. Nile nasıl hesap verecektim ? Plan falan yapayım derken işler taka sarmıştı.
    Liseli veledin "dalın lan dalın" dediği anı hatırlıyorum.
    3 kişi birden üzerime çullanıp rastgele yumruklar tekmeler savurmaya başlamışlardı. Benim için bunları savurmak kolaydı. Hiçbirine vurmadan sadece darbelerinden kaçıyordum. Arada bir yumruk atacakların kollarını turup geri atıyordum. Liseli sıkılır gibi oldu.
    "Eehh tutun şunun ellerinden kollarından"
    ikisi sağ kolumu , biri sol kolumu tutmuştu. Ben hala vurmamak konusunda kararlıydım. Bizim liseli benim boş durumumdan faydalanıp gözümün altına işlemeli muştasıyla bi tane geçirdi.
    O an gibmişim savunmasını diye geçirdim aklımdan. Bana vuran , anama söven birine acıyacak değildim. Sol kolumu tutanı savurup sağ kolumdakileri ittim sol kolumla . Ayağa kalktım. Bir şeyler olacağı belliydi.
    Tümünü Göster
    ···