/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +15
    ilk sen söyle , dedim.
    "Yok yok ilk sen" deyip sırıttı.
    Ben o zamanlarki pgibolojimle cevap verdim.
    "Ben , yani anlayamıyorum. Ne oluyo böyle ?"
    "Aslında çok tuhaf.." Diyerek yarım bir cümle krdu.
    "Evet sen ?" Dedim ve Esin devam etti.
    "Ben sadece , şey .. Sadece senin için endişelendim."
    Amlam veremiyordum ama hoşuma gitmemiş de değildi. içten içe beni sevdiğini hisseder gibiydim.
    Bunu bana hissettirebilen ikinci kızdı Nilden sonra.
    Ortada hiçbir şey yoktu. Sadece taktan bi kafede edilmiş birkaç saatlik muhabbet ve sonuç bu.
    "Teşekkür ederim" diyebildim sadece.
    "Gel şurda bişeyler içelim için ısınır hem böyle incecik üstle çıkmışsın üşümüşsündür" dedi.
    Yanımda cüzdanım olmadığı birden aklıma geldi.
    Bugüne kadar hiç Nile bile hesap ödettirmemiştim. Tabii yıllardır ben ödemiyorum o da zaman zaman ödedi. Birbirimiz hakkında çıkar düşünmezdik.
    "Şey ya çok canım istemiyo ben gideyim zaten."
    Dedim. Endişelendiğimi anlayacak olacak ki çok da üstelemedi.
    "Tamam o zaman ne taraftan gidiyorsun ?"
    "Şurdan hemen dönücem iki sokak aşağıda kaldı zaten."
    "Tamam o zaman görüşürüz." Kelimelerinin ardından masum bi şekilde boynuma sarıldı.
    Sarılmanın ardından göz göze geldik. Nedense yüzümde farklı bir tebessüm oluşmuştu.
    Yurda dönerken bir sokak indiğimde telefonum çaldı.
    Arayan Nildi.
    "Efendim Nil?"...
    ···
  2. 27.
    +15
    Ben işe sanki kendi işimmiş gibi , ben kurmuşum gibi sarılmıştım. oradan ekmek parası kazanıyordum sonuçta. üstelik nille birlikte hesapladığımız o 5 yıllık plan da baya rahata girecekti bu işimle.
    günler günleri , haftalar haftaları kovaladı. Nil 8. ayındaydı. karnı ardık ağzına kadar gelmişti. ben her konuda sakınıyordum onu. hiçbir iş yaptırmıyordum. minik kızımızı taşıyordu karnında.
    işime ve okuluma da aynı şekilde devam etmiştim. işten gelen paraya çok ihtiyacımız olmadığı için kenara atıyorduk. çocuğumuz için sermaye biriktiriyorduk. 3 ay boyunca çalışarak , bazen açık , bazen kapalı meyve (!) kutularını indirerek her gün kazandığım 70 liralar... kenarda neredeyse 6.000 lira civarı bir birikimimiz olmuştu. 800.000 doların yanında çok büyük bir miktar değildi , kabul. ama o benim çabamdı. benim kızım ve biricik sevgilim için kazandığım , kendi alın terimle kazandığım paramdı. kızım için yaptığım ilk şeydi o para.
    Yine bi çarşamba akşamı hale gitmiştim iş için. bi tır gelmişti. gümüş kaplama kasasından üstlerine kilit vurulduğu çok belli olan metal (muhtemelen bakır) kasalar indirmeye başadık.
    kasalar çok ağırdı ve açıkçası kaldırıp indirirken elimiz ayağımız gibiliyordu. 5 kişi taşıyorduk , üstelik her zamanki yere de değil ; dükkanın arkadaki 40 metrekarelik bölümüne zütürüyorduk. o kasalar için uzun bir yoldu.
    iki kişi iki kişi zütürüyorduk kasaları , tek başına kaldırmak çok zordu. 35 kg civarıydı.
    biz bi arkadaşla tam bi kasaya yüklenirken , arkadan bi kasanın düştğünü duydum. bizden önceki iki salak kasayı kavrayamamış , düşürmüşlerdi. halci abi bunu görür görmez hızlı adımlarla yanlarına gitti.
    Ama ben abiye değil , yere dökülen incilere bakıyordum.
    ···
  3. 28.
    +15
    Yavaş yavaş yürüyerek kantine gittim. Boş bi masaya oturdum ve orda düşünmeye başladım. Artık Nili bulmam gerekiyordu. Kendine ne yapacağını bilmiyordum çünkü. Kendini suçlu hissediyordu. Yaklaşık 1 saat sonra apartmana ulaşabildim çünkü en yalnız kalabileceği yerin orası olduğunu biliyordum. Gittiğimde kapı biraz aralıktı. Kapıyı tam açtığımdaysa içerisi ana baba günü gibiydi. Her şey dağıtılmış , yerler kirlenmiş , sağ sol yaz buz edilmişti. Savaş çıkmıştı sanki içeride. Hemen Nil , Niil ! Diye bağırarak en her tarafını gezdim. Nil evde yoktu. Nile bişey oldu diye ağlamaya başladım kendi kendime.
    Hemen aradım Nili. Allaha şükür açtı telefonunu ilk aramamda
    B: alo nil nerdesin iyi misin ne oldu
    N: parkta oturuyorum öyle , kafa dinleyeyim dedim
    B: ne yaptın sen Nil çok korktum kendine de bişey yaparsın diye
    N: ne yapmışım ki
    B: evi ne hale getirmişsin
    N: ben eve hiç gitmedim ki serce
    O sırada aprtmandan çıkarken karşımda yaklaşık 25 kadar adamla kafede dövdüğüm liseliyi gördüm.
    B: kapatıyorum Nil.
    L: liseli B: ben
    L: küçük hediyemizi beyendin mi garson
    B: seni şerefsiz bin kurusu seni
    L: o kadar kolay değilmiş dimi adam yumruklamak
    B: adam olsan belki aq veledi
    L: Burayı bulana kadar kaç gün takip ettim seni
    B: sevgilini de getirseydin
    L: ananı gibtim şimdi garson

    Birden 25 kişi birden üzerine atladı. Benim bildiğim hiçbi tak bunlara fayda etmemişti. Hepsi birden üstüme çullandığında , en son görebildiğim tek şey o huur çocuğunun sırıtışları arasında hepsinin kaçarak uzaklaştığıydı. Aprtmandan çıkanların yardımıyla eve girmiştim. Nil de gelmişti zaten hemen. 14 kez aramış , açmamışım.
    Ağlayarak içeri girdi. Ne yaptılar sana böyle huur çocukları kimler yaptı sana bunu gibi bir sürü kelime sarfetmişti.
    Ben yürüyebiliyor ve hareket edebiliyordum çok yavaş da olsa. Her tarafım morarmıştı. Sırtımda ve karnımda sopa darbelerinden kalan morluklar vardı. Önden sol üstteki dişim biraz kırılmıştı. Sol gözümün altı ve anlımın sağı mordu. Yanaklarımda asfalttan oluşmuş çizikler vardı.
    Nilin pansuman yaprkenki ağlayış sesleri ve yarama damlayıp yakan gözyaşları hala aklımda..
    ···
  4. 29.
    +13 -2
    elim gibimde beklerken oldumu güzel kardeşim
    ···
    1. 1.
      0
      Güldürdüm amk dmdkdkdkdkdkdkdkdkdk
      ···
  5. 30.
    +15
    O şekilde uyuyakalmışız. Artık ne kadar uzun bi sessizlik olduysa , uyumuşuz o yorgunlukla ikimiz de. Gece tuvaletim geldiği için uyandım. Baktım nilin başı hala bacağımda. Büzüşmüş dizlerini göğsüne yaklaştırmış , hani üşüyünce yaparız ya işte öyle uyuyordu dizimde. Ben yavaşça başını kaldırdım. Daha sonra kucağıma alıp yatağına zütürdüm. Üstünü de örttüm. Uyurken birkaç dakika izledim onu. Sonra salona gelip kendi koltuğuma yattım. Yine bir sürü hayaller kuruyordum. Çoğunda Nil vardı hayallerimin.
    Birdenbire irkildim. Kendimden utandım. Sanki iki kişiyi oynuyor gibi hissettim. Gündüzlerimi başka , gecelerimi başka bir kızla geçiriyordum. Hiç içime sindirememiştim bir an. Gidip tekrar Nili kontrol ettim kapısından. Bıraktığım gibi uyuyordu yatağında. Gündüzü düşündüm. Esin doğumgünümü kutladığında ne kadar mutlu olduğumu düşündüm. Hediyesini açıp saati gördüğümde ne kadar sevindiğimi , birlikte avmden kaçarken ne kadar eğlendiğimizi hatırladım.
    Ama şu da vardı ; yastık savaşının yerini tutabilir miydi hiçbiri ? O masada yediğim ekmek kadar tatlı mıydı o hamburger ? Bunları karşılaştırdım yattığım koltuğa dönerken. Nil akşam bana yorgan battaniye çıkarmayı da unutmuştu. Öylece hırkamın altına büzüştüm uyudum.

    Sabah saçımda gezinen iki yumuşak parmakla gözlerimi açtım. Nilin gülümsemesiyle güne başlayınca beni de gülme tutmuştu.
    Günaydın , dedim.
    Keşke hep böyle olsaydı sabahlar , dedi.
    ···
  6. 31.
    +15
    Nile gülümsedim. Sanki bi baloda buluşmuşuz hedasıyla koluma girdi. Birlikte mutfağa gittik. Devamlı Nilin yüzüne bakıyordum ama mükemmel ötesi yemek masasını görünce gözlerim yemeklere takıldı. Sarmasından kızartmasına her şey vardı. Klagib türk masasıydı işte. Mumlar falan fake amaçlı koyulmuştu. Nil zekasını konuşturmuştu yine. Ayrıca ben o kadar hünerli olduğuna ilk defa o gün şahit olmuştum.
    Nilin sandalyesini çektim. Siyah elbisesinin yırtmacından biraz çekerek sandalyesine oturdu. Ben de yerime oturdum. Ortadaki kızarmış bifteklerden tabağıma bir tane aldım.
    N: aslında sıcaklardı ama sen bu kadar gecikince soğudular.
    B: şey , ben
    N: esinle miydiniz ?
    Ben Nile yalan söylemek istemiyordum. Ama sanki bi kerelik olsun yalan söylesem her şey daha güzel olacak gibi gelmişti.
    B: yok yanarkadaşlar bana sürpriz parti hazırlamış
    N: bak seen hahaha hangi arkadaşlar bizim fakülteden mi
    B: yok değiller yurttan sen tanımıyosundur
    N: iyi öyle olsun bakalım
    Nilin esinle olmadığımı duyduğunda yüzünde oluşan o gülümsemeyi tekrar görmek için milyonlarca kez daha yalan söyleyebilirdim.
    Yemekte sürekli ondan da alsana bundan da yesene diyerek beni ağzıma kadar şişirmişti.
    Masadan kalktık ve içeri geçtik. Ben o elbiseyle rahat olup olmadığını sordum.
    N: ne yalan söyliyim hiç rahat değilim hahaha
    B: neden giydin o zaman
    N: ortama güzel bi hava katmak istedim
    B: kattın da zaten * çok yakışmış. Bi an victorias secret setine girdim sandım
    N: yaa hahahha
    B: bence üstünü değiştirebilirsin rahat rahat takılırız
    N: olur bekle o zaman
    Nil gitti. Yaklaşık 2-3 dakika sonra bana seslendi.
    N: serceee bi gelir misin
    Ben odasına doğru giderken noldu nil falan dedim.
    Gittiğimde de nil aynanın karşısındaydı.
    N: yardım eder misin şu fermuarı açamadım da
    Sırtında boynundan beline kadar uzun bir fermuar vardı.
    B: nil elbiseyi giyerken kapattın ama şimdi nasıl açamıyosun ?
    N: ya ne biliyim erişemiyorum işte çok yedik galiba hahaha
    B: tamam açıyım da şu tarafa geç önünde ayna var
    N: ha şey tamam pardon
    O sırada nilin yanaklarının kızardığını gördüm 2 saniyede aynadan. Yüzünü duvara döndü. Ben de ensesinin hemen altından başlayan fermuarı beline kadar indirdim. Ardından elini beline atarak elimin üstüne koydu ve teşekkür etti. Ben de hemen odadan çıktım kapıda da hadi değiştir üstünü de bekliyorum ben dedim. Gelirken yurttan eşyalarımı da almıştım zaten. Ben de salonda üstümü değiştirdim o sırada. Nil ben değiştirdikten biraz sonra içeri girdi ve hayatımda ilk defa öyle bi görüntüyle karşılaşmıştım. Nil tayt giymişti.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    +14 -1
    Bi kafede akşam 4-12 arası bir iş bulmuştum. Mesaiye göre verdikleri para da yeterli geldi. Hemen girdim ertesi gün çalışmaya başladım. Bu sırada Nil ve Esinle ben gayet güzel bir arkadaş üçlüsü oluşturmuştuk. Birkaç hafta içinde ilişkimizi normal sevgililer boyutuna getirmiştik. Esin bazen sessizce yanıma yaklaşıp beni öpüyordu. Ya da yanyana otururken birden bire yanağıma elini koyup hemen ardından öpüyordu. Bu yaptıkları benim çok hoşuma gidiyordu.
    Bigün okulun kantininde oturuyoduk yine üçümüz. Biraz sağımda esin biraz solumda nil vardı. Üçgen oluşturmuş gibiydik masada. Öyle bi sessizlik oldu ben dalmıltım. Sanırım aklıma annem geldi hatırlamıyorum. Birdenbire içlenmiştim. Gözümden bir damla yaş geldi. Ama dalık haldeyim yanş farkında değilim.
    Aynı anda Esin ve Nil birer yanağıma ellerini koyarak "canım?" Dediler.
    Ben anlam veremeyip ikisinin de yüzüne baktım sırayla. Onlar da çok şaşırmıştı zaten. Birbirlerine sanki nefretle bakmışlardı bir an için.
    Yavaş yavaş ellerini çektiler birbirlerinin yüzüne bakarak.
    ···
    1. 1.
      +6
      nedense aklıma tsubasa ve misakinin ikili vuruşu geldi. bilinçaltımı gibim
      ···
  8. 33.
    +14
    Karşımda dokunsam ağlayacak ve söylediğine pişman olduğu her halinden belli olan Nil duruyordu.
    Ben artık yılların verdiği özleme dayanamamıştım.
    O an beynimde Nil ve Esin sağ ve sol loba ayrılmıştı sanki.
    Ama artık Nilin o sözleriyle ,Esinin olduğu lob çalışmıyordu. Sadece Nil vardı aklımda.
    Nil, Nil ve biraz daha Nil.
    Nile doğru yöneldim.
    Gözgöze geldik 5 saniye ladar.
    Yavaş yavaş dudaklarını büzüştürüyordu.
    Belinden sarıldım. Başımı omzuna koydum.
    Nil de yavaşça sırtıma sarıldı. Yaralarımı da acıtmak istemiyordu.
    Birden ağlamaya başladı.
    "Ben seni sevdim , hep seni sevdim ; şimdi de seviyorum. Benimle kal."
    Üzerinden yıllar geçen arkadaşlığımız gözümün önüne geldi bir an. Gözlerimi sıkıca kapatarak düşündüm. Başım hala Nilin omzundaydı.
    Yıllarımı verdiğim o kız , annemin yükünü hafifleten o kız , Esin değildi. Olamazdı.
    "Seni seviyorum" çıktı ağzımdan fısıltı şeklinde
    Enseme yaklaşan saçlarımı avuç içiyle okşayarak Nil de cevap verdi.
    "Ben de seni seviyorum , ben de.."

    Artık hayatımdan Esini çıkarmam gerekiyordu. Çünkü eski haytım bitmişti. Eski haytımda Nil sadece arkadaşım , dostumdu.
    Artık Nil haytımın tek kızı olmuştu. Sanki geçtiğimiz 5 yıl çıkmışız , şimdi evleniyormuşuz gibi hissetmiştim.
    N: hani , hani seni öpmüştüm ya okulun bahçesinde
    B: evet?
    N: sanki o biraz yarım kaldı
    Birden dudaklarıma dudaklarını kondurdu. Hafif ama yılların acısını çıkarırcasına öpüşüyorduk.
    Elleri sırtımdayken beni geri doğru itti. Bacaklarımın koltuğa çarpmasıyla oturur şekilde koltuğa düştüm.
    Nil de üzerime çıkıp dizime oturdu.
    Ölüşmeye devam ediyorduk. Ben yüzüne ve yumuşak yanaklarına dokunuyordum. O da sırtımda elini gezdiriyordu yavaş yavaş.
    Zaman zaman yaralarıma dokunduğunda dudağını ısırıyordum. Ama bu hoşuna gidiyordu onun.
    Öpüşmeyi braktığımızda başını göğsüme koydu.
    Sadece şunu söyledi
    "Çok güzeldi... "
    ···
  9. 34.
    +14
    Birden bire boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Ama içten bi ağlamaydı. Sesli değil. Gerçekten ağladığına cidden inandım. Ben ellerim sağ ve solda açık bir şekilde öylece beklerken o anın refleksiyle beline sarılmıştım. Birkaç saniye daha bekledikten sonra yüzünü yüzüne çevirdi.
    B: ben E: esin
    E:iyi misin ?
    B: fena değil
    E: biraz konuşmak ister misin ?
    B: şey aslında..
    E: hadi biraz yürüyelim ne dersin?
    B: olur ama cüzdanım yuk...
    E: boşver gel hadi gidelim
    Beni kolumdan çekti ve yürümeye başladık. Caddeye çıkmıştık ve öylece boş boş yürüyorduk. Ben tek kelime etmiyordum çünkü daha birkaç saat gördüğüm bir kızın ayağıma kadar gelmesi garip bir histi.
    Aynı anda konuşmaya başladık
    "Ben... "
    ···
  10. 35.
    +14
    Nb: Nil benimle çok dertleşirdi. Çocukluğundan beri ne zaman bi sorunu olsa gelir bana anlatırdı. ilk adet olduğunda bile annesine değil bana söylemişti.
    B: şey erkan amca...
    Nb: ama nil liseye başladığın beri benimle dertleşmiyor. Evde devamlı birinden bahsediyordu. Annesine anlatıyordu. Bana bişey söylerse kızarım sandı heralde
    B: ne ?
    Nb: artık kendini daha rahat açabileceği biri vardı demekki. Benimle dertleşmemesini şimdi daha iyi anlıyorum. Kızıma benden daha yakın olabilecek biriymişsin demekki. Kızım seni sevmiş.
    B: ben de kızınızı seviyorum, yani şey ben de kızınızı sevmiştim o zamanlar , iyi bi arkadaş..
    Nb: iyi bi kadın da olabilir
    B: yani ?
    Nb: bak oğlum , ben birbirinizi sevdiğinizin farkındayım. Farkettiysen sana senin burada ne işin var falan diye de kızmadım evde. Orası senin evin artık. Nilin benden gizlediği şey , kaybetmekten korktuğu şeydir.
    B: erkan amca ...
    Nb: kızımın sevdiği adamdan ben de şüphe etmem oğlum. Artık ben senin baban sayılırım. Biz senin ailen sayılırız. Ama okul bitmeden düğünü yapamayız. isterseniz nikah kıyalım.
    B: erkan amca , diyebildim ben sadece gülümseyen gözlerle. Beni sevmişti sevdiğim kızın babası. Ben daha ne isteyebilirdim ki hayatta.
    Tekrar teşekkür etmek için erkan amca diyecek oldum arabaya giderken.
    Nb: Ben artık baban sayılırım, ama amca sözünü duymak da hoşuma gitti hehehe
    B: şimdilik erkan amca olsunda , okul bitince baba da derim size deyip güldüm.
    Eve geldik. Mükemmel kokular içinde içeri girdik.
    insan tok olsa bile acıktıracak kadar güzel kokular yayılmıştı evin her tarafına. Biz resmen erimiştik erkan amcayla.
    Yemek sohbet muhabbet nilin annesiyle tanışmamızın ardından gece nilin ailesi ayaklandı.
    Annesi Nile sarıldı. içlendi birdenbire. Ağlamaya başladı nile sarılırken.
    Babası da bana sarıldı o sırada. Kulağıma yaklaştı.
    Nb: kızıma iyi bak serce. O artık sana emanet. Düğün için biraz para bıraktım buzdolabının üstüne.
    Ben anlayamamıştım. Nil de anlayamamıştı. Nilin anlamaması normaldi ama ben...
    Düğünü üniversiteden sonra yapacağımızı söyledi babası. Bunun için para bırakması garip geldi.
    Annesi ve babası Nile son kez sımsıkı sarıldılar ve ağladılar. Nil de ağlamaya başlamıştı paikolojik olarak.
    Onları yolculadıktan sonra yukarı çıkınca bi buzdolabının üzerini yokladım.
    800.000 Dolarlık bir banka çeki ve bir de mektup vardı. Nil hemen mektubu aldı okumaya başladı

    "Sevgili kızım ve müstakbel oğlum;... "
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      adamsın
      ···
    2. 2.
      +1
      Amina kodum cabuk lan :D amj picleri merak ettirmekten zevkmi aliyonuz aq
      ···
  11. 36.
    +14
    O sırada bahçeden giren Nili gördüm ve Esine dönüp
    B: ben bi Nille konuşayım ne var ne yok diye
    E: serce saçmalama ne konuşucaksın onunla
    B: Esin lütfen asıl sen saçmalama. Nil benim kaç yıllık arkadaşım öyle pat diye silip atamam onu
    E: tamam tamam ama abartma lütfen
    Ben koşarak Nilin yanına gittim. Esinin yanından koşarak geldiğimi gören Nil de haliyle sevinecek gibi oldu ama tebessümden fazlasını gösteremedi.
    B: günaydın naber
    N: iyi senden
    B: iyi ya nolsun. Hayırdır geç kaldın bugün
    N: evet ya sabah uyanamadım
    B: boşver Esra hoca yine konuştu durdu öyle , bişey kaçırmadın yani *
    N: senin kaşına ne oldu öyle ?
    Nil elini kaldırdı. Kaşıma dokunacak kadar yaklaştırmıştı ama 50 metre kadar öteden bize bakan Esini görünce hemen indirdi elini kızgın bi ifadeyle.
    B: uzum hikaye ya sonra anlatırım , akşam uygunsan buluşalım hatta
    N: sen işe gitmeyecek misin ? ( işe gittiğimi bir tek nile söylediğimi unutmanın verdiği acı vardı o an içimde)
    B: yattı o iş ya
    N: kaşının bi ilgisi yoktur bununla inşallah
    B: akşam anlatırım ya şimdi esinin yanına gitmem lazım mâlum ...
    N: tamam tamam hadi görüşürüz.
    Esinin yanına gidince ne konuştunuz tarzı onlarca sorunun ardından normal şeyler konuşmaya devam ettik. Sürekli kaşımı acıyıp acımadığını soruyordu. Benimle ilgilenmesini seviyordum hoşuma gidiyordu.
    Nille aynı sınıftaydık ama tenefüslerde hiç karşıma çıkmıyordu. Çıkışta da ben görmeden direk gitmişti. Ben de okuldan çıktıktan hemen sonra Nili aradım ve nerede buluşacağımızı sordum.
    N: haa şey dur bi saniyee, kağıt kalem var mı ?
    Adres verecekti ama şaşırmıştım. Hemen çıkardım kağıt kalemi defterden. Ardından bi adres verdi. Yurdumdan 2 minibüs kadar uzakta bir adresti.
    Adrese gittiğimde bi apartman dairesiyle karşılaştım. Kapıyı çaldığımdaysa içeriden Nil'in
    "Kim o ?" Sesiyle karşılaştım.
    ···
  12. 37.
    +14
    Olulda esini hiç görmemiştim. Zaten bölümlerimiz ayrıydı. Bizi görmek için de gelmeyince , hiç uğramıyordu. Biz de nille rahat rahat takılıyorduk. Sınıftakiler bile rahatlamıştı sanki bizim artık sevgili olmamıza. Çünkü onlar bile bizi bekliyormuş. Bizi sevgili olarak görüyorlarmış. Sınıfın ortasında Nili öptüğümde arkadan bi alkış yükseldiğini duydum. Hoşumuza gitmişti. Tebrikler ve hayırlı olsunlarla okulu kaptmıştık o gün için. Duraklara yürüyorduk birlikte. Durağa giderken o liselinin çıktığı mağazanın önünden geçtik. Benim aklıma geldi direk o liseli. Ordan onun evinin oraya gidip tekrar oraları incelemek kötü bi fikir değildi. Nile yöneldim
    B: nil sen eve git ben diğer otobüsle gelicem
    N: neden canım ne oldu şimdi ?
    B: okulda defterimi unuttum ya onu alayım geleyim
    N: defterini napıcaksın şimdi boşver hadi gidelim
    B: olsun orda durmasın alıp gelirim ben sen git
    N: ee birlikte gidelim bari
    B: canım gerek yok ben diğer otobüsle gelirim sen git
    N: tamam tamam gecikme ama , diyerek yanağıma bir öpücük kondurdu.
    Nil gittikten sonra bu liselinin evine gittim hızlıca.
    Normal biri gibi evin önünden geçtim yavaş yavaş yürüyerek. içeriyi şöyle bi süzdüm. O sırada elinde telefonla bahçede arabaya binen birini gördüm. Sanırım babasıydı. Hiddetli bir şekilde telefonla konuşarak , önünde adamlarının açtığı kapıdan arabanın arka koltuğuna binen , göbekli ve uzun boylu bir adam. Sonra arabanın çalışmasıyla bahçe kapısını açtılar. Ben de hızlıca evi önünden uzaklaştım. Köşeyi dönüp birkaç solak geçtikten sonra karşımda bu amk liselisini gördüm.
    Yanında birkaç arkadaşıyla ve iki kızla bana doğru geliyorlardı. Muhtemelen evine gidiyorlardı. Beni görmemişlerdi henüz. Ben de gözükmek istemedim. Çünkü bu insanların bela olduklarını anlamıştım. Yolumu değiştirecek oldum ki arkadaşlarından birinin beni parmağıyla işaret ederek bir şeyler söylediğini gördüm.
    Sola dönüp hızlıca yürümeye başladım. Sorun istemiyordum.

    10-15 metre kadar sonra karşıma çıktılar. 6 kişilik bir liseli grubu karşımda duruyordu. ikisi kızdı. Bizim liselinin elinde muşta olduğunu gördüm.
    Muştadan ya da liselilerden korkmamıştım. Ama işin sonu hayra alamet değildi.
    B: çekil de gideyim
    L: buralarda ne işin var senin amk garsonu
    B: bi işim vardı uğradım
    L: biz buralarda garsonları sevmeyiz (liseli topluluğundan bi kahkaha yükseldi)
    B: sorun çıkarma çekil önümden
    L: madem buraya kadar geldin biz uğurlarız artık

    Ulan dedim kendi kendime. Şimdi zamanı değildi. Daha sırtımdaki morarıklıklar bile geçmemişti. Nile nasıl hesap verecektim ? Plan falan yapayım derken işler taka sarmıştı.
    Liseli veledin "dalın lan dalın" dediği anı hatırlıyorum.
    3 kişi birden üzerime çullanıp rastgele yumruklar tekmeler savurmaya başlamışlardı. Benim için bunları savurmak kolaydı. Hiçbirine vurmadan sadece darbelerinden kaçıyordum. Arada bir yumruk atacakların kollarını turup geri atıyordum. Liseli sıkılır gibi oldu.
    "Eehh tutun şunun ellerinden kollarından"
    ikisi sağ kolumu , biri sol kolumu tutmuştu. Ben hala vurmamak konusunda kararlıydım. Bizim liseli benim boş durumumdan faydalanıp gözümün altına işlemeli muştasıyla bi tane geçirdi.
    O an gibmişim savunmasını diye geçirdim aklımdan. Bana vuran , anama söven birine acıyacak değildim. Sol kolumu tutanı savurup sağ kolumdakileri ittim sol kolumla . Ayağa kalktım. Bir şeyler olacağı belliydi.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    +14
    Ayağa kalktığım gibi gözümün altının yandığını hissettim. Ulan dedim içimden , gibtim bu sefer belanı.
    Sol tarafımda kalan tek çocuğa , box makinesine attığım back tekmenin aynısını attım. Tam ağzının üzerine geldi. Birkaç adım geri gidip yere düştü bir daha kalkamadı.
    O sırada liseli birkaç adım geri bastı.
    Soldakileden birtanesi üzerime doğru yumruk atmaya çalıştı ani bir hareketle. Sağ eliyle atmıştı. Sola doğru çekilerek savurdum. Ardından kolunu tutup karnına dizimle 2-3 kez tekme attım. En son sırtına dirseğimle vurup yere indirdim.
    Kalan diğer liseli sırtımı dönmemi fırsat bilip belimden kavradı beni. Muştalı puşt da geldi hemen önüme. Karnıma birkaç kez yumruk attı. O sırada acıyı hissetmesemde çıldırdığım için belimden tutan liseliden destek alarak dizimle muştalının yüzüne sağlam bi geçirdim. Burnunu tutarak yerde kıvranmaya başladı. Onunla en son ilgilenecektim.
    Belimdekini halletmek için dirseğimle başımın yanından geriye doğru bi darbe indirdim. Hemen başımın arkasında olduğu için kulağına geldibi bunun. Aahh falan diyerek kulağını tuttu çekildi geriye doğru. Göğsüne sağlam bi yan tekme attım kaval kemiğimin tamamı göğsüne oturmuştu. Zaten yarım metre kadar uçarak geri düştü bu da. En son bu yerde yatan muştalı oça gitti tekrar. Uzun fönlü saçlarından tuttum yerdeyken. ilk önce tekme attım yüzüne. Ama sert değildi. Çünkü onu sert atsam çenesi burnu falan yer değiştirirdi. Bu yere sırt üstü yattı. Ben de üstüne binip bir sağdan bir soldan yumruklamaya başladım. Kendimi kaybetmiştim sanki. En son yerde başının sağı ve solu tamamen kan olmuştu. Hareket etmiyordu. Başı milim oynamıyordu.
    O sırada yanda kızlar çığlıklar atarak hüngür hüngür ağlıyordu.
    Muştalının üzerinden kalktım.
    Karnı şişip inmiyordu.
    Beynimden vurulmuş gibi olmuştum bir anda.
    Gözlerim sonuna kadar açılmıştı. Yerdeki yatana bakıyordum öylece.
    Liselinin cansız bedeninden başka bir şey değildi yerdeki.
    ···
    1. 1.
      +1
      Bu entryde sıçtın kardeşim. Öldürmek ne aq
      ···
  14. 39.
    +14
    Ben birden yataktan fırlamıştım. Nile doğru tuhaf bi bakış attım. Açıkçası beni hiç uyandırmamasına kızmamış da değildim.
    B: hırkam falan nerde ben gideyim hemen.
    N: nereye gideceksin mal bu saatte yurda mı gidilir ?
    Haklıydı. Yurt 11 de kapanmıştı. Ordan çıksam gidecek bir yerim yoktu.
    B: off nil ya offf nil yaa. Neden uyandırmıyosun kızım beni. 6 saattir uyuyomuşum insan bi kaldırır demi
    N: ne bileyim çok güzel uyuyodun kaldırasım gelmedi açıkçası ahahaha
    B: ya dalga geçme kızım napıcam ben şimdi ?
    N: mecburen burdasın sabaha kadar napalım *
    B: ya saçmalama ya. Dur Onur binini arıyım o evde kalıyordu uyumamıştır ona giderim.
    Tam telefondan numarayı çevirip kulağıma koymuştum ki Nil yanıma oturup telefonu kulağımdan aldı.
    N: kal işte burda serce. Ne olacak ki ? Şimdiye kadar uyuyodun yine uyursun zaten. Sabah da birlikte okula gideriz.
    Benim artık yapacak başka bir şeyim yoktu. O en son telefonu elimden alışı cidden kalmamı istediğinin resmi kanıtı sayılırdı.
    Mecburen teklifini kabul ettim ve tekrar o koltuğa uzanıp uyumaya çalıştım. Nil de ben orda olduğum için yatak odasında değil yanımdaki koltukta uzanmıştı.
    Bir kolum boynumun altında bir kolum yorganın üzerinde öylece tavana bakıyordum. O an neler olduğunu düşündüm. Aslında Nille yaşamak bizim lisedeki en büyük hayalimizdi. Ama ben hiç istediğimi söylemedim. Ayıp olur diye düşündüm. Nilin benim hakkımda yanlış düşünmesini istemezdim. Nile cidden değer verdiğim için en ufak bir düşüncesini bile önemsiyodum.
    Öylece boş boş geçen biraz zamanın ardından Nilin seslenmesiyle irkildim
    N: serce ?
    B: hığ ?
    N: niye uyumadın
    B: kaç saat uyuttun kızım beni , uyku tutmuyo ki
    N: ahahhaha ben de bugün gelirken otobüslerde uyudum biliyosun yol biraz uzun
    B: bende uyuyacaktım hakkatten o yol ne ya
    N: serce
    B: efendim
    N: bundan sonra benimle kalıcak mısın
    B: Nil bak..
    N: en büyük hayalimiz bu değilmiydi serce
    B: Nil ..
    N: lütfen
    Nilin yalnızca "lütfen" demesine hiç karşıkoyamadım bugüne kadar. Reddedersem kırılır diye düşünüp , busefer de karşıkoyamamıştım. Kabul ettim. Ama şartlarımı da sunmam gerekirdi.
    B: ama kiranın yarısını ben öderim
    N: şey söylememiştim ama söyliyim , biz evi satınaldık kira falan yok.
    B: yuh ulan kaç para ödediniz
    N: boşver sen orasını
    B: o zaman faturaların yarısı benden
    N: babama gidecek direk faturalar bize bi şey düşmüyo ki
    B: kızım ben beleşe mi kalacam burda
    N: her akşam bi çikolata getirirsin bana ödeşiriz
    B: tamam anlaştık hahahha
    Güzel bi anlaşma yaptığımızı düşünüyordum. Çünkü Nil en çok fıstıklı Damak'ı severdi. Günde 3.5 tl ona verdiğim zaman aylık 105 tl yapardı ki bu masrafın yarısını karşılardı. Tabii bunu düşünürken tamamen makara kısmındaydı aklım. Nile anlattığımda da gülmüştü zaten.

    Evin erkeği olmuştum artık. Gece boyunca evin erkeği kadını diye konuştuk birbirimizle.
    Sohbet muhabbet derken nerden aklıma estiyse nile esini sordum.
    B: esin hakkında ne düşünüyosun
    N: boşver sevgilinin hakkında konuşmak bana düşmez
    B: aslında tam sevgilim denemez
    Sanki gece karanlığında Nilin gözleri parlar gibi olmuştu. Koltukta oturuyodum ben. Nil de yatıyodu ama söylediğimi duyunca o da oturmuştu. Bacak bacak üstüne atmıştı ve altında siyah bir eşofmanı vardı. Nil yanımda ilk defa bacak bacak üstüne atıyordu yıllardır.
    N: ne demek tam sevgilim denemez ?
    B: hani ikiniz de yanağıma dokundunuz ya , şu sizin darıldığınız olay işte
    N: ee evet ?
    B: nedense senin elin , ne bileyim. iki yanağıma da dokunması gereken el o eldi sanki.
    N: belki biraz acele etmişsindir
    Ben bunları söylemek konusunda acele ettiğimi söylediğini düşündüm ve içimden hasgibtirler çekerek Nil şey yanlış anladın falan derken Nil gülümseyerek
    N: hayır mal esin konusunda acele ettin diyorum
    B: haa şey yani evet galiba
    N: belki biraz daha tanımayı beklemeliydin ama bilmem belki de ben yanılıyorumdur
    B: yok ya sanki biraz fazla şey gibi zaten
    N: kıskanç..
    B: beni senden kıskanması beni deli ediyor
    N: sana dokunması beni deli ediyor

    Ortada bir sessizlik başladı. Nil hiçbir şey diyemiyordu son söylediğinden sonra. Ben de bir şey diyemedim. Öylece birbirimize bakıyorduk. Çünkü çok tuhaf bi cümle kurmuştu.
    Sanki yıllardır kurmak istediği , sanki yıllardır duymak istediğim bi cümleydi bu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      içime bişeyler oluyo panpa duygularıma tercümansın bi sigara yaktım
      adamsın .
      ···
      1. 1.
        0
        Siz ne kadar çok gülüyonuz ağzınıza kürekle vurasım geldi
        ···
  15. 40.
    +14
    Aylar geçti bu şekilde 3-4 ay kadar sonra Nilin karnı belirginleşmeye başlamıştı iyice. Ben her gün karnını okşuyordum nilin. Her gün onlarca defa öpüyordum karnını , yanağını...
    Her gün çocuğumun verdiği sorumlulukla biraz daha yükleniyordu bedenim.
    Bi gün okul çıkışı iş aramaya başladım. Hazıra dağ dayanmazdı. Nilin babasının parasıyla zaten 5 yıllık planımızı yapmıştık. Eve gelir gerekiyordu.
    Her nasıl olduysa kendimi meyve halinde buldum. Artık garson olamazdım zaten, sabrımı deneyen liseli olayından sonra çok da niyetim yoktu.
    Sordum soruşturdum, bi dükkanın eleman aradığımı buldum.
    Adam için her gün dükkana meyve getiren kamyonları boşaltacaktım sadece. Tek başıma değil tabii, başka çalışanlar da olacaktı. Her gün 7-11 arası gelen kamyonları boşaltacaktım. O saatlerde orda bulunmam yeterliydi.
    Çok da güleryüzlğ bi abi vardı dükkanın başında.
    B: ben H: halci abi
    B: tamam abi hemen bu akşam başlıyomuyum ben?
    H: istediğin zaman gel koçum
    B: tamam abi gelirim bu akşam, 70 lira dimi günlük öyle anlaştık
    H: aynen koçum. Genç adamsın sen, sevgilin olur bi ihtiyacın olur. Harçlık olmuş olur sana işte.
    B: eyvallah abi sağolun hadi iyi akşamlar
    Eve gidip nile anlattım hemen. Nil pek sıcak bakmamıştı. Gerek görmüyordu benim çalışmamı. Ama ikna ettim. iş saatlerini de pek beğenmemişti ama yapacak bişey yoktu. Çok korkarsa hemen işi bırakacağımı söyledim.
    Hazırladığı yemeği yedikten sonra hemen işe gittim. Bizim evden 6 sokak ilerdeydi zaten meyve hali. Yürüyerek gidip geliyordum.
    ilk gelen kamyonu boşalttık. Kamyon da denemez. Tır gelmişti. 2 kişiydik sadece.
    Kasaları boşaltırken direk dikkatimi çekti , kasalar kapalıydı. Genelde meyve halindeki kasalar açık olur biliyorsunuzdur. Merak edip abiye sordum
    B: abi bu kasalarda ne var
    H: şey ya kiraz var bozulmasın diye kapattırdık kasaları koçum
    B: tamam abi
    işi bitirip eve gitmiştim. Ellerim alışık olmadığından hemen su toplamıştı. Nil antin kuntin ilaçlar merhemler falan sürmeye çalışmıştı.
    Ben boşver falan diye geçiştirdim. Çok yorgumdum zaten. Hemen yatağa geçtik. Bir kez karnından , iki kez de yanağından öperek uyuma moduna geçtik.
    Ama kiraz kasalarının neden kapalı olduğunu hala düşünüyordum.
    ···
    1. 1.
      +5
      Illa bi takluk cikaracan dimi aq gibtir et meyve iste
      ···
  16. 41.
    +14
    Sabah nil odasından çıkmadı 11'e kadar. Ben hiç zorlamadım. Biraz neşesi yerine gelsin dye kahvaltıyı ben hazırlıyayım dedim. Ama ben hayatımda kahvaltı hazırlamamış adamım. Haliyle tak ettiğim mutfağı. En son yanık patates kokusunu duymuş olacak ki odadan sercee..! Diye bağırarak çıktı.
    Mutfağa geldi koşarak. Kapıdan girince beni mutfak önlüğüyle gördüğündenmidir bilmem, birden gülmeye başladı. Aygazı falan kapttı tavayı balkona çıkardı hemen. Ardından dalga geçercesine gülerek yanıma geldi.
    N: yan naptın bitanem sen hahaha
    B: ne bileyim sürpriz falan ...
    N: hahahahha sürpriz mi yakıcaktın bizi ya
    B: sevinirsin diye düşünmüştüm ne biliyim
    N: ayy beni mutlu etmeye de çalışırmışmış (ellerini boynuma doladı ve önümde yavaşça sağa sola sallanmaya başladı.)
    Ben dudağına bir öpücük kondurdum ve mutfağı temizledik birlikte.
    Dışarı çıkacaktık o gün yapcak bir şey yoktu. Hem Nilin babasının verdiği çeki bozduracaktık , hem de dışarıda bişeyler yiyeyecektik. Eve de birkaç eşya falan alabilirdik , ne de olsa artık orada yaşayacaktık biz.
    ilk önce bankada parayı nilin hesabına aktardık. Sonra diğer işlerimizi hallettik. Nil , elimizde para olduğundanmıdır bilmem , her mağzada şu çok güzel bu çok güzel diyordu. Ben dayanamayacağını tahmin ettiğim için devamlı boşver ya da yok kötü falan deyip geçiriyordum. Birkaç gün sonra düzeldi zaten.
    3-4 akşam sonra yatakta yan yana yatmış uzanırken nil seslendi
    N: serce
    B: efendim
    N: çocuğumuz olsa adı ne olurdu
    Ben anlam verememiştim , ilk defa ağzından çocuğumuz kelimesi çıkıyordu.
    B: bilmem olursa düşünürüz onu
    N: o zaman artık düşünelim
    B: ne demek şimdi bu
    N: çocuğumuz olsa çok güzel olmaz mı ? Minik minik gezer ortalıkta hem.. Belki babası gibi kumral olur o da , annesi gibi esmer olacağına...
    Ben güldüm , nil bana doğru döndü. Gözünü kırparak onay vermişti sanki.
    Birden öpüşmeye başladık. Bu sefer tişörtümü çıkarttı , hemen ardından kendi üstündekileri çıkarttı. Ama öpüşmeyi bırakmıyorduk bu sırada.
    Üzerime çıktı. Arkasını sanki bilerek dik tutuyordu kucağımda. Belini de karnıma yaklaştırmıştı. Üzerimde o şekilde duruyordu öpüşürken, daha sonra yavaş yavaş aşağı inerek eşofmanımı çekti , tereyağında bıçak kayarcasına rahat bi şekilde çıkartıp attı.
    Ben artık Nile bakmayı bırakmıştım. Aşağıda kendi kendine eğleniyordu. Beni de eğlendirmeyi ihmal etmiyordu.
    Bir süre sonra üzerime geldi ilk pozisyondaki gibi. Ben sırtına uzanıp sütyenini çıkarttım. Göğüslerini göğsüme değdirmeye başladı. Bu sırada üzerinde yavaş yavaş git gel yapıyordu.
    Ben amacımızdan çok şaşmak istemiyordum. Biz eğlenmek istemiyorduk o akşam , minik bi serce , minik bi Nil daha yapmak istiyorduk.
    Ilık bi duş ve nilin sanki her dakika nemlendirici sürmüşçesine yumuşak olan ellerini yüzümde hissederek geceyi sonlandırdık. Yorulmuştuk.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +11
      panpa cinsellik seviyesi böyle iyi çok ileri gitme

      cinsellik isteyen liseliler gidin birsürü ciks hikayesi var
      çok tatlı bi aşk hikayesi bu
      ···
      1. 1.
        +3
        Tomwilkins panpama katılıyorum cick işine girme zaten sözlükte hergün birileri birilerini gibiyor ayrıca seni buldum
        https://encrypted-tbn2.gs...CakHeNPaaXkhSWqwonfF5IpEZ
        ···
      2. 2.
        +3
        adamsın panpa *
        ···
  17. 42.
    +13
    Koşmaya başladım. Nereye olduğunu bilmiyordum. Sadece koştum. Uzun süre koştuktan sonra hafif bilekleri kan olmuş gömleğimi sıvadım. Bi banka oturdum. Başımı ellerimin arasına aldım. Pişmanlık değil ama , nefretten daha kötü bir his vardı içimde.
    Dövüştüğüm yıllarda sakatlanmalar çok olmuştu. Rakibi sakatladığım için acı çekmezdim. Ama bu sefer farklıydı. Rakibim ölmüştü.
    Ağladım. Yarım saat kadar ağladım. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Oralardan gitmeliydim artık. Duramazdım. Onun babası beni yaşatmazdı. Benden ziyade , Nili de yaşatmazlardı. Belaydı bu insanlar. Neden böyle bişey yapmıştım ki ? Neden nefsime hakim olamamıştım ? Neden benden küçüklerle uğraşmıştım ? Ne yapcaktım ? Nereye gidecektim ? Ne olacakti hayatımız , Nile ne diyecektim ?

    Nilin beni sarsmasıyla uyandım.
    "Bitanem ne bu hal saat 11 oldu hadi uyan artık hahaha"
    ···
    1. 1.
      +2
      sokucam rüyana işi gücü bıraktım okuyom. tam gerilim geliyor rüya çıkıyor.
      ···
    2. 2.
      0
      Amk rüyanın
      ···
  18. 43.
    +13
    B: Nil şey , istersen uyuyalım ?
    N: biraz daha konuşalım , hazır başlamışken.
    B: ne başlamışken ?
    N: yani konuşmaya başlamışken tadını kesmeyelim diyorum ya
    B: he olur tamam konuşalım uykum yok zaten.
    N: esinden vazgeçecek misin ?
    B: neden esinden vazgeçeyim Nil ?
    N: ne bileyim birden çok yerdik gibi oldu kusura bakma yorgunum aklım yerinde değil
    B: önemli değil insanlık hali
    N: açıkçası esin biraz tuhaf bi kız. Tamam çok güzel olabilir ama hareketleri falan garip gelmeye başladı
    B: sen esin için senden vazgeçerim diye mi korkuyosun hahahaha
    N: olur mu olur kız dediğin erkeğin aklını başından alır ne yaptığını bilemezsin
    B: sen çok erkeğin aklını başından aldın heralde hahaha
    N: ya dalga geçme be beni en iyi sen biliyosun senden başka hangi erkekle muhabbetim oldu serce
    Aslında Nil haklıydı. Konuşmasını çok iyi bilirdi. Oldukça da zeki biriydi. Ama ben değil erkek , benden başka herhangi biriyle konuştuğunu bile neredeyse görmemiştim. En iyi verilebilecek örnek Esindi ve sonuç bariz.
    Nilin tek dostu bendim. Benim de tek dostum Nildi. Başka birini ne düşünmüştüm ne denemiştim. O da gerek duymamıştı belli ki . Ama bir an için kendimi suçlu hissettim. Nilin aşk hayatını kısıtladığımı düşündüm. Nilden bunun için özğr dileme gereği hissettim.
    B: nil sen neden hiç denemedin ?
    N: neyi denemedim ?
    B: ne bileyim kimseden hoşlanmadın mı yanş sonuçta çok güzel bi kızsın.
    Nil benim ona iltifat etmeme alışıktı. Ama hiç çok güzelsin demezdim. Üzerindeki çok yakışmış , saçların çok güzel olmuş gibi iltifatlar ederdim. Ben öyle deyince bi utanır gibi oldu. Ben sürdürdüm.
    B: ne bileyim hem güzelsin , hem alımlısın ; üstelik saçların düzken çok canalıcı oluyosun (birlikte güldük) üstelik zekisin de ..
    N: belki o yüzden hiç sevgilim olmamıştır
    B: zeki olduğun için mi ?
    N: hıhı evet
    B: ego kokusu alıyorum hahahah
    N: yaaa hahahah
    B: zeki bi kızla sevgili olmayı bırak, benim yerimde bile olmak isteyen kaç erkek var biliyo musun sen ?
    Nil birden sevinç gülümsemesi oluşturdu. Kendi koltuğundan kalktı benim yanıma oturdu.
    Yüzüme bakarak biraz gülümsedi.
    Omzuma başını koydu ve şunları söyleyip hafif bi uykuya daldı:
    "iyi ki varsın... "
    ···
    1. 1.
      0
      panpa devam bunu kitap yapmaları lazım. adamsın.
      ···
    2. 2.
      0
      yazsana amk hadi
      ···
    3. 3.
      0
      bu nil sana kayacak pampa dikkat et
      ···
    4. diğerleri 1
  19. 44.
    +13
    Güzel bi akşam yemeğinden sonra nille oturacaktık. Ama biraz takunu çıkarmılız sofrada. Saat 10 gibiydi biz sofradan kalktığımızda. Ben masayı toplamasına yardım ettim ufak ufak. Arada bir beline elimş atıp yanağına bir öpücük konduruyordum Nilin. Artık Nil değildi gerçi o. Benim Nilimdi. Benim sevgilim, haytım , bitanemdi.
    Yemekten sonra direk yatma moduna girdik. Önceki o da mağazalarda gezip ye oturma gurubu ve süs eşyaları falan almış eve. Bu arada size hiç Nilin ailesinden bahsetmedim. Nilin babası gayet varlıklı bir adam. Banka müdürü. Annesi de kimya mühendisi , bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Anlayacağınız gelir durumu bayağı iyi , tek çocukları da Nil olunca bir dediğini iki etmezler , para derse tomarla gönderirlerdi. Bu rahatlığı ordan kaynaklanıyor zaten. Ama nil de asla bunu suistimal etmezdi. Ne gerekirse onu söylerdi. Anlaycağınız iyi yetiştirmişlerdi çocuklarını.
    Bazen bu konuda düşünür olmuştum. Ben ve Nil , bilmiyorum. Ailesi beni çok severdi ama Nil ve beni birlikte düşünebilirler miydi ?
    Babası bile artık masumiyetime inanmışken her şey yeni bir yol aralayabilir miydi?
    Benim babam tüccar sayılırdı. Köylerden kasabalardan bulduğu malları minübüsüne toplar , büyük aktarlara , baharatçılara , market gibi yerlere satardı yüksek kârlarla. işi iyiydi , bize yetiyordu. Zaten çevresi işi içi yeterince genişti. ismini duyurmuştu. Bir de annem olmayınca , para artıyordu bile artık...
    Ben nilden yorganlarımı falan istedim. Yüzüme baktı gülecek oldu. Napıcaksın yorganlarla dedi.
    içimden zütüme sokucam demek gelmedi değil. Yatıcam işte canım nerdeler dedim.
    N: saçmalama artık benimle uyuycaksın
    B: sence de erken değil mi hahaha
    N: yıllardır bekliyorum bunu ben
    Haklıydı. Yıllardır bekliyorduk bunu. Ben çok üstelemeden kabul ettim. Üstümü değiştirdim. Nilin yanına yattım. Bana arkasını döndü. Arka arkay durmuş iki S harfi oluşturur gibi yatıyorduk. Ben belinden elimi atmıştım karnına doğru. O da elimi tutuyordu önünde. Ufak tefek muhabbet ve aşk sözleriyle uyumuştuk.
    Sabah ise sanki hiç uyumamışız gibi aynı şekilde kalktık. Çok rahatlamış hissediyordum. Sanki yılların yoegunluğunu atmıştım üstümden..
    Nilin yanağıma bir öpücük kondurmasıyla yataktan çıktım. duşa girdim. Duştan sonra da hazırlanıp okula gidelim dedik birlikte.
    Çünkü okula uğramayalı uzun zaman olmuştu. Diplomaya da ihtiyacımız vardı.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    +11 -2
    Yanımıza Nilin geldiğini arkadaki öhöm tarzında uyduruktan öksürük sesiyle duyduk. Biz de birden toparlandık. Nil de dalga geçercesine yavaş ya ahaha falan dedi. Ben kızarmıştım biraz esin sırıtıyordu.
    Yemeği yedik çok sohbetli bi yemek olmamıştı.
    Kalkarken nille esin birlikte bir yere gideceklermiş. Ben de önce okula sonra yurda dönecektim.
    Nille sarıldık. Esin de bana sarıldı ve yanağımdan öptü.
    Görüşürüz dedi. Beni bi gülümseme tuttu. Hiçbişey diyemedim. Sanırım bu Esin için yeterliydi. Nil de esinin kolundan tutup çekti hadi hadii dedi ve gittiler. Ben de okul yurt derken biraz yürüyüş olsun diye otobüse falan binmedim.
    Dönerken de mağaza camlarındaki garson aranıyor , çalışan aranıyor gibi ilanlara bakmaya başladım.
    Annemin yokluğunu düşünüyordum yalnız kaldığımda , babama çok fazla yüklenmemem gerekiyormuş gibi hissediyordum. Kendi part time işimi elde edip kendi başıma biraz para kazanmalıydım. Hem ihtiyacım vardı , hem istiyordum.
    Artık hayatımdaki tek kız Nil değildi ne de olsa.

    Beyler biraz mola veriyorum beklemede kalın.
    ···