/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    0
    meraba arkadaşlar, 18 yaşında deli dumrul bir öğrenci adamım ben. geçenlerde facebookda eski matematik öğretmenimin bana arkadaşlık isteği gönderdiğini gördüm ve o kimseyle paylaşmadığım anım tekrar canlandı. bu anıyı artık açmak ve fikirleriniz almak istiyorum çünkü korkuyorum.

    öncelikle anlatacağım olay ben 6. sınıfa gidiyorken yaşandı. biliyorsunuz bizim zamanımızda tam gün vs şeyler yoktu, öğlenci-sabahçı grup vardı. bende o bahtsız sayılan öğlenci grubun bir parçasıydım. altı saat ders görür son saatlerde hava iyice kararırdı. altı saat dersten sonra da okul tarafından eve gitmek üzere serbest bırakılırdık. neyse bu kadar info yeter asıl olaya gelelim.

    o zamanlarda sarışın, mini etek giyen ve oldukça ciksi olan hafif milf tadında güzel bir matematikçi bayan öğretmen vardı. bir cuma günü son dersimiz onunlaydı. sınıfın ergenliğe yeni adım atmış olan erkekleri bir köşede kıkırdaşarak, gülüşerek matematikçinin zütüne bakarak konuşurlardı. dersle ilgisi olmayan bu öğrencilere, über bir nefret besleyen, gözlüklü, süveterli, arma takmış sivilceli sınıf kızları da bulunurdu. aşağı yukarı sınıf ortdıbını anladınız siz. bizde sıra arkadaşım ile duvar kenarında diğer ergenlerin dışında kaynatır ve eğlenirdik. çıkış zili çaldı ve çalışkan kızlar defterini kitabını toparlayıp montları ve şapkalarını giyip çıkarken abazan erkek nüfusu da zil çaldıktan 1 dakika sonra yok olmuştu.
    biz de bir yandan espri patlatıyor, bir yandan toplanıyorduk. o sırada sıra arkadaşım küfürlü bir espri yaptı ve bende hocanın masada oturduğunu daha çıkmadığını göz işareti yaparak belirttim. ancak öğretmen bize aldırış etmiyor, çantasına kitaplarını koyuyordu. bizde artık toplanmış kapıya doğru yönelmiştik, bizimle birlikte sınıfta tahtada kalanları not eden über çalışkan kızlar da az önce çıkmıştı çünkü. o sırada hoca beni ve arkadaşımı yanına çağırdı ve sizinle konuşmak istiyorum dedi.
    bizde elbette hocam peki dedik . gelin benimle diye önümüze geçti ve bizde onu takip etmeye başladık.
    upuzun koridorun sınıf kapıları açık kalmış ve bomboş sessizliğini sürdürüyordu. o sessizlikte önümüzde yavaş yavaş yürüyen kadının topuklu ayakkabılarından çıkan ses bizi tahrik edebiliyordu. öğretmenler odasının oraya getirmişti bizi. içerisi boştu, anlaşılan tüm öğretmenler çıkmıştı. öğretmen burada beklememizi söyleyip kapıyı kapattı.

    bir beş dakika bekledikten sonra kapıyı açtı ve, her zamankinden daha güzel bir şehvetli bir ciksilikle ellerimizi tutarak arkadaşımla beni yan sınıfa zütürdü ve kapıyı kapattı. oturun dedi. oturduk. o öğretmen masasına oturmuştu bizde onun önündeki öğrenci sırasına. sonra derslerle ilgili konuşmaya başladı daha sonrada biliyorum sıkıldınız dedi ve bana seslendi. 97 kantinden bize içecek bir şeyler al dedi. arkadaşımda bana göz kırptı. içimden ne alayım amk kantinden bira mı diye geçirdim ve sonra kantin kapanmıştır ama öğretmenim bir yandan arkadaşıma bakarak bana da el hareketiyle git bir kontrol et dedi. yine içimden giberim dışımdan da tamam diyerek çıktım. kantine gittim zaten kapalı olduğunu düşünüyordum nitekim öyleydi de. sınıfa tekrar çıktım, kapıyı açtım ve kimsecikler yoktu. evet. noluyo amk diye içimden geçirirken cama doğru yaklaştım.

    öğretmenin ayak bilekleri ve elleri ters dönmüş, arkadaşımın omzuna elini atarak gidiyordu. ben şaşkınlık ve korku içerisinde izliyorken öğretmen kafasını arkaya çevirerek bana bir baktı ve o an onunla kurduğum göz teması o yaştaki beni bir hayli etkilemişti zira öğretmenin gözleri de kırmızı idi.
    arabasına bindikten sonra arkadaşımı da zorla bindirtip uzaklaşmışlardı. ben ise okul bahçesine daha yeni inmiş zifiri karanlıkta korkuyla evime koşuyordum...

    ve şimdi, yıllar sonra bu kadının ismini görünce... yardım beyler...
    Tümünü Göster
    ···