+45
-2
Erol kafasını sallayarak teşekkür etti. Önemli değil ama biran önce gitmemiz lazım, bu kadar silah sesine gelirler dedim. Üstlerinden az biraz yiyecek, tuvalet kağıdı bi beyzbol sopası, bi tane yivli av tüfeği, bi tane de pala vardı. Erol palayı aldı, ben av tüfeğini aldım. Beyzbol sopasını da Ali'ye kendini güvende hissetmesi için verdik. Dışarı çıktığımızda ise hızlı adımlarla ara sokaklardan dolaşıp insanlardan uzak durmaya çalışıyorduk. Bulduğumuz arabaların anahtarlarını kontrol ediyorduk. Yarım sonra oto sanayiye giderken yolda Dacia bi jip bulduk. Anahtarı vardı ancak benzini azdı. Jipe binip benzinlik aramaya koyulduk. Pendik yolu üzerinde benzinlik bulduk. içeride sadece 2 paket soğuk çay kalmıştı. Ali içer diye aldık, depoyu doldurduk, 5 litrelik 4 bidon dolduracak kadar da ekstra benzinimiz vardı. Ama hava kararıyordu, uyumak için biryer arıyorduk. Aklıma Pendik Marina'nın garajına gidebileceğimiz ve burayı da yağmalayabileceğimiz geldi. Erol'a söyledim ve yola koyulduk. Daha yeni yeni düşünmeye başlamıştım. Heryer de yangın vardı, çoğu bina yıkılmıştı, bizi görünce umursamayan insanlar, ürken insanlar vardı. Herkes farklı yönlere gidiyor, farklı şeyler arıyordu. Yerlerde üniformalı asker cesetleri, çocuk ölüleri, cinsiyetini bile ayıramadığım, kafası, bedeni parçalanmış cesetler vardı. Düşünmeye başladım, acaba diğer arkadaşlarım, tanıdıklarım, akrabalarım, ailem ne yapıyordu. Köydeki insanların bu olaylardan haberleri var mıydı? Ben dalmışken Marinaya gelmiştik. Liman kısmı göçmüştü, bazı kısımları da ezilmiş, hala yanan yerleri vardı. içeriyi aradık. Oyuncakçıda bile hiçbirşey kalmamıştı. Erol nöbet tutacağını söyledi. Ben ve Ali arabada uyuyorduk.