zamanın birinde çok büyük bir şeh varmış. Bu şeh köyleri gezer ve millete dini öğretir orda sadakaları alır dağıtırmış tabi bunun gittiği her köyde bunun için koyunlar kesilip koca koca sofralar hazırlanırmış bu şehin yollu vartonun (muşun ilçesi) bir köyüne düşmüş...

Tabi sofralar kurulmaya koyunlar kesilmeye başlamış bu arada şeh büyük bir yerde dini analtıyormuş kimse çıt çıkmadan dinliyormuş şeh sohbetin ortasındayken hoşt diye bir bağırmış ve kimse bu harekete anlam verememiş içlerinden biri izin alarak

-Sayın şeh hazretleri size ne oldu bizmi bir hatta yaptık

_yok evladım allah sizden razı ben az önce kabeyi gördüm köpeğin biri işiyordu Kabe duvarına ona hoşt dedim

Bu sözü duyan bir kadın kocasının kulağına eğilerek
-Bey bu adam sahtekar kalk dinlemiyelim bunu der
Kocası çok sinirli bir şekilde
-Hanım deme öyle çarpılacan kalk gitt burdan
Bunun üzerine kadın kalkıp mutfaktikalirene yardım etmeye gider
Şehin konuşması biter bu arada yemek hazırdır herkes masaların etrafına doluşur tabi baş köşede şeh oturur yemek pilav üstü kavurmadır kadınlar yavaş yavaş herkesin tabağını dağıtır en son o konuşmadan sonradan kalkan kadın şehe sadece pilav zütür şeh etrafında herkesin yemeğinin üzerinde et olduğunu birtek onda olmadığını görünce yemeği önünne indiren kadına seslenir ve sorar...

_ey güzeller güzeli kızım allahın bu nimettinden bana niye vermedin
Bunun üzere kadın gür bir sesle
-Şeh hazretleri senki burdan kabedeki köpeği görüyorsun nasıl oluyorda pilavın altındaki etti görmüyorsun der.

Özetle: bizi müslümanlık değil şehler hocalar bozdu.

Haklı. Durumu çok iyi özetlemişsin.

Yaşanmış bir hikaye olması daha bi güzel