+1
Artık hazırım. Güzel bir cumartesi kahvaltısı, ardından birbirinden güzel birkaç kız arkadaşla spor salonundaki erotik sohbetler dolu bir kondisyon çalışması, villamın havuzunda manzaraya bakarken yudumladığım birkaç kadeh viski, duş, giyinme vs. vs…
Garajıma inip o ateşli arabamın “Engine Start” tuşuna basmak için sabırsızlanıyorum. Babamın Mercedes S500ü, annemin BMW X6sı, kardeşimin Infinity’si, gündelik kullandığım Audi A5’im ve sonunda Ferrari F430’um. Ve işte o an; Engine Start.
Bahçeşehirdeki villamdan çıktım. TEM deyim. Şanslıyım, hafif bir yoğunluk var ama trafik sıkışık değil. Biraz eğlenmek için hafif hafif gaza yükleniyorum. Sol şeritteyim. Bu önümdeki Clio neden çekilmemekte bu kadar ısrarcı. O kadarda selektör yaptım. Boş ver, sağ şerit, sonra bir makas. Çalan şarkıda çok gaz hani; Innocente. Biraz hızlanmalıyım. Oda ne yandaki otomobilden beni mi çekiyolar? Bence çekemiyolar. Derken sağımdaki tempradan bir kamera daha uzanıyor. Kesin yine internete koyacaklar bu videoyuda. Küfür etmeseler bari, derken önümde açıldı. Şarkınında en sevdiğim yeri geliyor, biraz gaz pedalını okşuyorum, hızım 180. Sonra sert bir fren, tehlikeli bir makas ve yine dip gaz. Maslaktan girdim, Levetten geçtim, Barbarostan indim. Ortaköydeyim. Lanet cumartesi trafiği. Her görende öküz gibi bakmasa. Rahatsız olmaya başladım artık.
Sonunda Bebek Bitpointteyim. En yakın arkadaşım, liseden beri çok şey paylaştığım kardeşim diyebileceğim insan ve onun okuldan arkadaşı olan iki adet tek gecelik ilişki ve birde bonus olarak muhabbeti güzel nadir kızlardan yakın arkadaşımızla birlikte kahve içiyoruz. Saat henüz 7. Boğazın muhteşem manzarasıyla birlikte yavaş yavaş biten günün sesleri arasında sohbet edip gülüyoruz ve geceyi planlıyoruz.
Kırmızı bir Ferrari ile Taksim’e çıkmak istemiyorum. Hayır bunu gerçekten istemiyorum. O yüzden arabamı Bitpoint’in önüne bırakıyorum. Onlar arabamı vitrin olarak kullanırken biz kankamın “daha az dikkat çeken” BMW 3.20d si ile Taksim’e çıkıyoruz. Cezayir sokağa gidiyoruz. Cumartesi akşdıbının kalabalığı arasında biralarımızı yudumluyoruz. Bir 70lik, sonra bir tane daha, birde 30luk. Tamamdır kalkabiliriz. Kankamın arabasını alıyoruz otoparktan. Tekrar Bebek Bitpoint’e doğru yola çıkıyoruz.
Bitpoint’in önünde arabadan iniyorum. Kafamı BMW’nin içine sokup “kim bana eşlik etmek ister diye soruyorum”. Bu soru çok kritik. Bu soru o geceki partneri mi belirleyecek soru çünkü. Kankam sağolsun eşleştirmeyi daha önceden yaptığı için malum hatun arabadan iniyor ve birlikte Ferrarime biniyoruz. Dikkat ettimde, gerçekten güzelmiş. Alkolünde etkisiyle sert bir kalkışla Bitpointteki tüm bakışları üstüme çeviriyorum. Yanımdaki çığlıklar kulağımda çınlıyor. Bebekten Ortaköy’e doğru giderken, Kuruçeşme’ye gelmeden önceki düzlükte kankamı yaklaşık olarak 220 km hızla soluyoruz. O an neler hissettiler çok merak ediyorum. Derken Dlack’in önünde duruyoruz. Vale kapımı açıyor. Arabamı alıyor vs. vs…
Trance, viski ve güzel bir kız. Kendimden geçmiş bir şekilde dans ederken bir yandan da öpüşüyoruz. Ama aklımda otomobilim var. Trance, viski, güzel bir kız. Evet bunlar mevcut. Ama bunlara neden birde hız eklenmesin. Barmenden viski şişesini istiyorum. Kızı koluma takıyorum kartı valeye uzatıp arabamı getirmesini istiyorum. Uyarıyorlar: Efendim içkilisiniz. Kibarca hemen geleceğimi söylüyorum. Arabam geliyor. Biniyoruz.
Delice kahkaha atarken birden tüm gücümle gaza yükleniyorum. TC güvenli moda olduğu için kıçı fazla savurmadan sert bir kalkış yapıyorum. Saat gecenin 4ü. Ne kırmızı ışık dinlerim ne geçiş üstünlüğü. Etilere çıktıktan 3 dk sonra TEMdeydik. Yol bomboş, müzik güzel, kız güzel, araba güzel ve en önemlisi de kafam güzel. Evet daha önce çok sıkıştırmıştım Ferrariyi. Ama hepsini ayık kafayla yapmıştım. Hızlanıyoruz, çığlık atmaya başlıyor. Dur daha henüz 230 a çıktık. Dip gaz gidiyorum. Sol şeritteyim. Tek tük arabaların markalarını bile göremiyorum. Çoktan 280 e çıktık. Biraz daha 300. Her saniye selektör yapıyorum. Sağ şeridimdeki araç her an önüme atlayacak gibi. 310 km. Oda ne. Audi A3. Kamyon solluyor. Geçme önüme. Tam 320 km ile gidiyoruz. Önüme atladı…
Çarptığımızda hızımın 170 kmye kadar düşmüş. Sağdan girdiğim için kız öldü. Audi A3’teki 1 yaşındaki bebek öldü, babası sakat kaldı. Annesi ve ben yaşıyoruz. Yaşamak denirse tabi…
Olay kurgudur. Böyle saçma sapan bişey yaptım işte. dağılabilirsiniz
Mekan isimlerini yasal yükümlülük dolayısıyla sansürleyerek verdim…
Tümünü Göster