0
adam tam fail beyler okan var ya okan kimdir biliyormusunuz siz amk. Bence Okan Bayülgen olmak izleyici ve sunucu arasındaki yapmacık samimiyetle örülü ilişkiyi yok etmekti. Başardı mı diye soracak olursanız bence sonuna kadarda başardı... Okan Bayülgen olmak; koyulan kuralları uygulamak değil, kuralları koyup uygulatmaktı bence... Belli bir kitlenin arkasından gitmekten çok kendi yarattığı tarzda kendi kitlesini arkasından sürüklemekti çoğu zaman. Acaba tutar mı diye düşünülüp çekilen bir sürü dizinin denendiği çöp ekranın biz sıkılgan izleyicisini yıllardır kendi peşinden sürüklemekti belkide ... Sürekli yenilemekti kendini... Bu kadar sıkıcı seyircinin önüne haftada 5 gün farklı formatlarda çıkıp, yinede kendini izletmekti bıkmadan usanmadan... Birçok yapmacık sunucunun kendini sevdirmek için türlü maskeler takıp karşısına çıktığı izleyiciye, programlarında çoğu zaman veda bile etmeden çattt diye jenerik basıp çıkmaktı; bu tavrıyla bile mesaj vermekti. Saygının bu tarz yapmacık kurallarla değil de onlar için hayati ve hassas konuların üstüne düşürülerek olduğunu bilmekti belkide.. Kamera arkasındaki insanların sadece program sonlarında olabildiğince hızlı bir şekilde geçen isimlerini emeklerinin karşılığı olarak yeterli bulmayıp, neredeyse bütün ekibini izleyicinin aklına mıhhh gibi kazımaktı belkide... Yıllardır kendini bıkmadan izlemeden seyreden izleyiciye ekranda olan bazı sahte şeyleri yayında göstererek dürüstçe borcunu ödemekti kimi zamanda... Ekranda gördüğü herşeyi yapabilecek kadar tv ekranına inanan seyirciye at gözlüklerini çıkartmaktı kimi zaman... Ekrana bakıpta acaba doğru mu diye sorgulatmaktı izlenenleri... Programların olmazsa olmaz ögelerinden biri olan jenerik dediğimiz program giriş-çıkış videolarında bile yaşadığı topluma karşı kendini sorumlu hissederek ,ormanların yok olması gibi, alışveriş çılgınlığı gibi, naylon poşet kullanımı gibi toplumsal konulara yer vermekti... Haftada 5 gün gibi önemli bir zaman diliminde izleyicinin bilgilenmek, sorgulamak,inanmak, eğlenmek gibi ihtiyaçları için ekranı 5’e bölmekti belki de... Yılbaşı akşamı bile genelde parası olanların dışarıda eğlendiği,pek durumu olmayanların evde eğlenmeye çalıştığı önemli günde bile izleyiciye saygı gösterip tek canlı yayını üstlenmekti koca medyada... izleyiciye yanlız olmamayı hissettirmekti. Tabii medyanın çabuk unuttuğu depremzedelere de biz burdayız, yanlız değilsiniz demekti... Evet yukarıda yazdığım nedenleri sayfalarca uzatmak mümkün, önemli olan insanın neyi ne kadar almak istediği ve nasıl yorumladığıdır... Mevlanın’da dediği gibi “Ne kadar bilirsen bil; bildiklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır” felsefesinin doğruluğuna inanıp, insanları bilinçlendirmeye, bilgilendirmeye ufakta olsa katkıda bulunmaktır belki de Okan Bayülgen olmak... Bunu yapan başka tv kahramanları yok mu derseniz tabii ki de var ama ben benim için görüşlerine önem verdiğim ve bu meslekte idol olarak gördüğüm isimlerden birinden bahsetmek istedim bugünkü yazımda. Dünya’nın genç nüfuslu önemli ülkelerinden biri olduğumuz bu zamanda, gençlerinde örnek aldığı bir isimden bahsederek onları bu kadar düzgün yönlendirmeye çalışan birine de bir genç olarak bir nevi teşekkür etmek istedim belki de...
Tümünü Göster