ofisteki hatun ile ikinci buluşmam

külot siyah renkteydi. oldukça dantelli ve tam tanga değil ama slip de olmayanlar var ya kıçı hafif saran. onlardandı. açıkçası hemen çıkartmadım anın tadını çıkarttım. ama kendisi elini alıp külotun içine sokunca dayanamadım, elini çektim içeriden ve külotu da yavaşça sıyırdım. tertemiz olan amı ortaya çıkmıştı. eliyle hafif bir kapar gibi oldu ben külotu diz hizasını getirdiğimde ama meğerse o kapatmak değilmiş. iki parmağı ile güzelce okşumaya başladı kendini. ben de hemen üzerimdeki gömleği çıkarttım, pantlonu çıkartacaktım ki elimden tutup beni kendine çekti.

kendisini direk yalamaya başladım. hemen kafamı bastırmaya başladı o da. parmaklarını saçlarımda dolaştırıyordu, bu sırada yüzüğünü hissettim ve bu beni deli gibi azdırmıştı. kendisini yalarken kısık sesle bağırıyordu resmen. deli gibi bağırmak istiyordu ama yapamadığı o kadar belliydi ki sadece minik minik inlemeler ve "ohhhh" sesleri geliyordu. bir yandan da beliyle daireler çiziyordu resmen. amı iyice ıslanmıştı, boşalacağını düşündüm ve sakın boşalma dedim. o da "merak etme bu sefer elimden sadece beni yalayarak kurtulamazsın" dedi. biraz daha yalamaya devam ettim ve yanaklarımdan tutarak beni kaldırdı, kendi de oturur pozisyona doğruldu.

doğrulduktan sonra kemerimi çözdü bu, ben dik durmuş sadece ona bakıyordum. daha sonra pantlonumun düğmelerini indirdi, pantlonumu çıkarttı. boxerim üzerinden biraz eliyle kalkmış gibimi okşadı. hatta ağzını dayayıp üfledi ki o anda aldığım sıcaklığı hayatım boyunca unutabileceğimi zannetmiyorum. hemen indirdi ve önce gibimin kenarlarını öptü. yavaş yavaş kafasına yaklaştı. daha sonra da ağzına soktuğu o an. ve yavaş yavaş emmeye başlaması. önce ağzına alıyordu, daha sonra da yavaş yavaş ama kuvvetli bir şekilde emerek çıkartıyordu gibimi.

çok değil sadece 30-40 saniye yaladı beni ama boşalmak üzereydim, kafasını çektim bişey söyleyeceğimi anladı bana baktı ama elinde gibim hala kafasının tam altıyla baş parmağı ile oynuyor. dedim ki "boşalacağım yavaş" o da "boşal sevgilim" dedi, dedim ki "olmaz beraber" ve o anda en can alıcı cevabı verdi. "boşal sevgilim bir daha boşalırsın." içimin nasıl gittiğini anlatamam. bir yandan baş parmağı ile oynuyor, hafiften tırnağı da batıyor, bir yandan bu söyledikleri kendimi tutuyorum ama delirmek üzereyim.

baktım olacak gibi değil, ben bunu yukarı çektim ve kaldırdım. bir de artık kendisini gibmek istiyorum. yalaşmaktan başka bişey yapmadık. öpüştük bir müddet daha, sonra bu aynı kapıda yaptığı gibi bacağını doladı. topuklu ayakkabısının hala ayağında olduğunu o anda anladım ve delirdim. kucağıma aldım. artık ayakkabıları benim kalçalarıma iyice batıyordu ki bu beni delirmek için yeterliydi. çok ufak tefek olmadığı için kucağımda gibme imkanım yoktu. döndüm ve ben oturdum o kucağımda kaldı. koltuğun dayanılan kısmına doğru beni itti, siyah ojeli tırnakları gözüme çarptı o anda. gibim kıçının arasındaydı. hafifçe belini kaldırdı ve kafasını dıbına dayadı.

dıbının ıslaklığını ve sıcaklığını hiç o kadar hissetmemiştim. yavaşça içine soktu. sonra yavaşça gidip gelmeye başladı. ilk 5 saniye kadar açıkçası pek bişey hissetmedim, bildiğin heyecandan geberecek gibi olmuştum ama o andan sonra inanılmaz bir zevk almaya başladım. gibimin üzerinde bir müddet yukarı aşağı yaptıktan sonra tarzını değiştirdi ve beliyle aynı onu yaladığım andaki gibi daireler çizmeye başladı. bu gibimin içinde deli gibi sürtünmesini sağlıyordu ve bana (eminim ki ona da) inanılmaz zevk veriyordu.

aylardır beklediğim anı yaşıyordum ve biraz da kendimi belli etmek istedim. bildiğin o anda aşıktım ona ve deli gibi zevk almasını, onun delirmesini istiyordum. gerekirse ben hiç zevk almayım ama o kudursun diye her şeyi yapabilecek durumdaydım. onu yanıma doğru ittim, benim üstine çıkmak istediğimi anladı. yana geçti, sağ eliyle saçlarını kulağının arkasına attı, yattı ve bacaklarını açtı. ben de hemen bacaklarının arasına girdim, önce kafasını soktum, sonra yavaş yavaş geri kalanını. yüzündeki tek ifade "haydi çabuk ol" ifadesiydi resmen. saçlarını altından aldı ve koltuğa attı. bordo koltukta kumral saçları olağan üstüydü. ben giderek hızlanmaya başladım. tam gözlerime bakıyordu. benim sağ elim onun sol omuzunun üzerinde destek olarak koltuğa tutunuyordu, o da sol koluyla benim sağ kolumu tutmuş sıkıyordu. giderek daha fazla sıkıyordu ve ben aldığı zevkin arttığını buradan anlamaya başladım. elimden geldiği kadar hızlı gidip geliyordum ve boşalmamak için aklımda ne kadar kötü senaryo varsa onu düşünüyordum.

panpalar dinlemiyorsanız yazmayalım?

git gide gözleri daha donuk bakmaya başladı dudağını ısırıyordu. kolumda tırnaklarının izi günlerce geçmeyecekti. ve birden kendine geldi, beni ittirdi ve arkasını döndü. domaldığı anda gördüğüm gamzeli bir bel, nefis teni ve güzel kalçalarıydı. domaldı, saçlarını başının yanına attı toplayarak. ve geriye doğru bana baktı. ben de gibimi hemen dıbına dayadım, yine nazik bir şekilde önce kafasını soktum daha sonra kalanlarını. ellerimi poposuna koydum ve gidip gelmeye başladım. o anda tokat atmak için deliriyorum ve atmamak için kendimi zor tutuyorum. o da "sakın burma" dedi zorlanan bir ses tonu ile. çok zevk aldığı belliydi. toplamda 3-4 dakikadır ciks yapıyorduk ve ben boşalmamak için o kadar çok tuttum ki kendimi artık ağrı çekiyordum. ama değiyordu. daha sonra elimi saçlarına zütürdüm, saçlarını düzgünce sağ elimin içerisine aldım.

saçlarını alıp sırtına yaydım. o kadar güzel bir görüntü vardı ki, hele hele ara ara bakışı omzunun üzerinden bana paha biçilmezdi. 1 dakika kadar sonra bana dönüp "içime boşalabilirsin hap kullanıyorum" dedi. açıkçası biraz şaşırdım ve kıskandım, kocası yurt dışında ne hapı diye düşündüm. "neden" diye sordum istemsiz bir şekilde... anladı kıskandığımı herhalde ki hafif gülerek "adet problemleri" dedi. kudurdum daha da. zaten çok zor tutuyordum kendimi. elimde olmadan bir tane poposuna vurdum. daha sonra özür dilemedim, o da sadece "ahh" dedi ve uzatmadı. açıkçası o da boşalmak üzereydi.

daha sonra kendimi daha fazla tutamadım ve kulaklarım çınlayarak boşaldım. o anda hissettiklerim, mükemmeldi. gözlerimi açamıyordum. sadece saçma sesler çıkartıyordum ve gidip gelmem durmuştu. "lütfen devam et biraz daha" dedi. biraz daha devam ettim ve koltuğu tırmayarak ve bağırmak isteyip de susarak o da boşaldı. belini aşağıya doğru bıraktı, gamzeleri daha da belli oldu. bu sırada koltuğa spremlerim gelmişti ama açıkçası pek umrumuzda değildi.

ben oturdum, deli gibi terlemiştim. hemen doğruldu içeride bir yere gitti, elinde kağıt havlu ile döndü. iki-üç yaprak bana verdi, daha sonra o kadar da kendisi aldı ve dıbını sildi. daha sonra koltuktakini sildi. izi kalınca da ve benim de "pardon" dememin ardından "önemli değil, çıkartırım" dedi. gayet kıskanç bir ses tonu ile "ilk defa olmuyor galiba" dediğim de ise "özür dilerim sevgilim ama biliyorsun ki ben evliyim. burada da ilk seninle yapmıyorum" dedi. açıkçası istediğim bişey olmuştu, kocasının gibtiği yerde gibmiştim onu ama kıskançlık içimi çok daha fazla sarıyordu.

daha sonra yanıma oturdu. öyle hiçbir şey yapmadan nefes alış verişlerimiz yavaşlayana kadar oturduk. daha sonra durdu öptü beni, "ben sana aşık oldum sevgilim" dedi. "benim suçum yok ama, sen aşık ettin beni kendine" dedi. ben de "ben de sana aşık oldum" dedim. neden dedim bilmiyorum ama içimden geleni söyledim. "toparlanıp çıkmamız lazım, oğlumu almam lazım" dedi. (oğlumu demedi tabi ki adını söyledi de söylemiyorum burada) biraz daha oturduk ve giyinmeye başladık. hiç konuşmuyorduk.

benim önce çıkmamı söyledi. ben önce fırladım gittim. taksiden indiğim yere gittim ve oradan bir taksi çevirdim. onun da oraya gelmesini bekledim. 3-4 dakika sonra o geldi. herhalde ortalığı toparladı o sürede. taksiye bindik ve beni eve bırakacağını, daha sonra da oğlunu alıp eve geri döneceğini söyledi. deli gibi kıskanmaya başladım onu. "bu gece aklımdan çıkmayacaksın, almasan çocuğunu" dedim. "annemlere bıraktım, ihtimal yok." dedi. üzülerek de olsa eve gittim. ertesi gün de italyaya gideceğim için onunla pazartesiye kadar görüşemeyecektim. öyle de oldu. bu sabah ofise geldim ve onu gördüm.

zaten 4 gün aklımdan çıkmadı, iş için gittiğim italyada bir gib yemeden geldim. aramak istedim arayamadım. mail göndermek istedim olmadı. hep korktum ya bişey olursa diye. ve bildiğiniz kadına deli gibi aşığım şu anda. aklımdan çıkmıyor. iş yapamaz duruma geldim. bugün communicator üzerinden konuştuk ama italya ile ilgili geyik yaptık. ona sadece "seni özledim" diyebildim bir yerinde konuşmanın, o da "ben daha çok, buna yemin edebilirim" dedi.

ne tak yiyeceğim ben panpalar? gibersem geçer diyordum, daha da aşık oldum amk.

evet panpalar. kocası da gelecek. dolayısıyla takılınlık bir durum var. kocası buradayken nereye yapıyorsun. ne yapmalıyım.

tek istediğim gece gözümü kapattığımda aklıma gelmemesi. onu düşünmeden bir gün geçirmek.

@66 sağol panpa ne duruma geleceğiz belli değil amk.

@68 panpa sadece yakalanmak değil ki? onu sürekli yanımda istiyorum. böyle daha kuduracağız. her istediğimde gibemeyeceğim, hatta belki hiç gibemeyeceğim. büyük takıntı olacak bende.

akıl verin panpalar.

@73 panpa mantıklı bakarsan öyle de işte duygular insanın gözünü kör ediyor. aynılarını ben de düşünüyorum. sanki boşansa evleneceğim, imkanı yok olmaz öyle bişey. bilmiyorum belki de yasak elma olduğu için çekici geliyor, bunu biliyorum ama bu hiç durmadan onu düşünmemi engellemiyor panpa.