beni bilen bilir ofis çalışanıyımdır. hayatı ofiste geçen kapitalist kölelerinden biriyim. mesleğimi ifşa etmiycem, mesleğimle alakalı bir bölümde okuyan bir kız stajyer olarak şirkette staja başladı.

kızı bana atadılar, ben ilgilenecekmişim. kız da güzel alımlı bir kız o yüzden hayır demedim hiç sızlanmadan tamam ilgilenirim dedim. kızla tanıştık. bir program ayarladım bugün şunu yapcan şu gün bunu yapcak diye zaman çizelgesi çıkardım.

eğer okuyan varsa devam edicem.

edit: birkaç panpanın hatırına kaldığı yerden devam ediyorum. olay gerçekten yaşanmıştır ve hiçbir detay sallama değildir. bu olayı en yakın arkadaşım dahil kimseye anlatmadığım için buraya yazıyorum, bir nevi anlatıp rahatlamak istiyorum. kimseyle paylaşamadım çünkü ciddi bir ilişkim var ve zarar görmesini istemiyorum.

kız verdiğim görevleri yerine getirmeye çalışıyor ama sık sık yanıma gelip nasıl yapacağını soruyordu. bu durum canımı sıkmaya başlamıştı. işimden oluyordum. kız biraz salakçaydı anladığım kadarıyla. bir dediğimi bir daha unutmayacak biri değildi, sürekli aynı şeyleri soruyordu.

ilk başlarda yanıma gelip bir şey soruyor ve gidiyordu. daha sonraları yanıma sandalye çekip uzun uzun sorular sorup cevabını alıp öyle gitmeye başladı. yani benle geçirdiği zamanlar gittikçe artıyordu. ben başta sıkılmama rağmen belli etmemiştim, belki de bundan cesaret alarak daha çok soru sormaya başlamıştı.

part 3

bir gün(dönüm noktası) kahve molasında bahçede tek başıma takılıyordum. normalde sürekli arkadaşlarla inerdik bahçeye. çay kahve alıp demlenir sohbet ederdik. sonra ofise çıkar işimize devam ederdik. bu sefer ben aşağıya inerken onlar çıkıyordu. aşağıda tek başıma çay sigaraya başladım.

derken stajyeri de bahçede gördüm. içimden inş bana doğru gelir birlikte iki laf ederiz diye geçirdim. çünkü ofiste herkes iç içe olduğundan kızla iş dışında hiçbir sohbet edemiyorduk. yanlış anlayacaklarından da korkuyordum. derken istediğim gibi kız yanıma doğru yaklaştı ve oturduğum yere geldi.

selamlaştıktan sonra sigara ikram ettim. sigara kullanmıyormuş. iyi dedim sohbete başladık. nerede oturduğundan, derslerinden, okuduğu okuldaki ortamından, yaşadığı şehirden vs. baya muhabbet ettik. kızı sevmeye başladım. zaten alımlı hanım hanımcık bir kızdı. sevgilim olmasa bu karıya yürürdüm diye içimden geçirdim. salak olmasının dışında bir kusuru yoktu.

kimse dinlemiyor galiba boşuna mı yazıyorum amk?

part 4

kızla bu sıcak sohbetten sonra birbirimize baya alıştık. yanıma daha sık gelip gitmeye başlamıştı. kızın bana alıştığını fark ettim. bana karşı diğerlerine olduğundan çok ama çok daha rahat ve sevecendi. bu durum beynimde şimşeklerin çakmasına neden oluyordu. ama bir yandan da ofis ortamında çok resmi takılmak zorundaydık, iş dışında sohbet pek fazla edemiyorduk.

bir gün ben bilerek ve isteyerek mola zamanında herkesin aşağıya indiği vakitte değil, herkesin yukarıya çıktığı vakitte çıktım molaya. bilerek kızın önünden geçip beni görmesini, aşağıya indiğimi fark etmesini sağladım. sonra aşağı inip sigaramı yaktım. eğer gelirse sırf benim için gelmiş olacaktı. öyle de oldu. birkaç dakika sonra kız da yanıma geldi. bahçede yine yalnızdık. konuşmaya başladık. konuştukça anladım ki bu kızda bana karşı bişeyler var. sorduğum kişisel sorulara çok heyecanlı bir şekilde cevap veriyordu. kendinden bahsetmeye kendine dair olumlu özellikleri bana anlatmaya çabalıyor gibiydi. bense kıza çok fazla yaklaşmadım ama onun heyecanına da engel olmadım, hep muhabbet açtım.

bu mola sonunda artık anladım ki bu kız bana karşı boş değil. benden hoşlanıyordu. bense sevgilimi çok seviyordum. bu kız için ilişkimi riske atamazdım. ama içimde biryerlerde pusuda bekleyen bin kişiliğim kızla samimiyeti ilerletmemi tavsiye ediyordu. ondan faydalanmamı öğütlüyordu.

kımse sallamadıgı ıcın sımdılık devam etmıyorum. saygılar...

başıma gelen olayı merak eden birkaç kişi olsa da anlatmak durumdayım. o yüzden bu sabahtan itibaren devam ediyorum...

part 5

arkadaşlara konudan bahsettim. kızdan bahsettim. tipik bir erkek olarak hepsi birden "olum kızla samimiyeti ilerlet vericiyse kıza çakar hevesini alırsın. ama duygusal olaylara bulaşma sevgilinle olan ilişkine zarar gelmesin" tarzı konuştular. ben de aynı şeyleri düşünüyordum. tüm abazalar aynıyız galiba. kızı beğeniyordum ama duygusal bir ilişki de istemiyordum. bana aşık olsun falan istemiyordum. sadece takılmak işin sonunda da çakmak istiyordum.

part 6

bir gün iş yerinde yine bir şeyler sormak için yanıma geldi. sorularını sorduktan sonra yanımdan gitmedi. benim yaptığım işleri izlemeye, beni manalı manalı süzmeye başladı. bu bakışlar ve tavırlar diğer iş arkadaşlarımın dikkatini çekebilirdi. bunu hiç istemezdim. bu durumdan rahatsız oldum. ona bir görev verdim ve başımdan saldım. tekrar geldiğinde onu yanımda istemediğimi belli ettim. o gün biraz soğuk davrandım. benden biraz uzaklaşsın istedim.

part 7

o günün akşamı facebookta takılırken birden bir arkadaşlık isteği geldi. allah allah dedim bu kim. bir de baktım benim stajyer. hemen kabul etmedim. ilk önce profili inceledim. resimlerine baktım. çok güzel alımlı ve ciksi resimleri vardı. profiline baktıktan sonra kız daha da hoşuma gitmişti. eklersem kız arkadaşım görebilir bu kim diye sorabilirdi. olabilecek tüm olumsuzlukları değerlendirdim ve isteği kabul ettim. kabul ettikten iki dakika sonra pat mesaj!

"merhaba x bey. sizi ekledim ama yanlış anlamayın lütfen. evde çalıştığımda bişeyler sorabilmek için eklemek istedim. isterseniz silebilirsiniz." çok salakça bir mesajdı. kız da salak zaten. hem ekliyor hem yanlış anlama ve istersen silebilirsin. bu ne amk. neyse kızın salaklığı beni pek ilgilendirmiyordu. problem yok dedim istediğinde yazabilirsin dedim. kıza açık çek verince teşekkür etti, yelkenleri suya indirip yazmaya başladı. işle alakalı bir şey sorduktan sonra profilimdeki bilgilerimden hareketle benim hakkımda soru sormaya başladı. şunu sever misin buraya gittin mi bunu yaptın mı vs. sohbeti en sonunda kız arkadaşın var mı noktasına kadar getirdi. salak bir kız olduğundan amacının benim sevgilim olup olmadığını öğrenmek olduğunu anlamayacağımı sanıyordu herhalde. "özel bir şey sorabilir miyim size" dedikten sonra kız arkadaşım olup olmadığını sordu. var dedim. kısa ve net "evet var." dedim ve başka bir şey yazmadım. bu cevaptan sonra bir süre yazmadı. kız artık niyetini çok belli ediyordu. bense hiç oralı olmamakla birlikte onun eteğindeki taşları dökmesi için onu hiç terslemiyor muhabbeti devam ettiriyordum. "senin var mı?" diye sorarak muhabbeti devam ettirdim. yok dedi.

part 8

sonra kız arkadaşımla ilgili şeyler sormaya başladı. çok fazla bilgi vermedim, hatta yalan söylerek kız arkadaşımın yüksek lisans için başka bir şehirde okuduğunu ayda ancak bir kez görüşebildiğimizi dedim. binlik yapıp sanki çok sağlam olmayan bir ilişkim var imajı çizmiştim. kız arkadaşımla ciddi olmadığımızı zannetmişti. bundan sonra tekrar muhabbeti koyulaştırdı. ben nötr davranıyordum ama o artık yelkenleri suya indirmişti. birkaç saat mesajlaşmadan sonra benden hoşlandığı dışında herşeyi söylemişti.

bu durum benim de hoşuma gitti ama dediğim gibi duygusal birşey kesinlikle istemiyordum. tek amacım kızdan yararlanmaktı. arada dışarı çıkar takılır akşam eve atıp çakarım diye düşünüyordum. bir yandan da bu durumu ofistekilere çaktırmamam gerekiyordu. adım çıkarsa iş kovulmaya kadar gidebilirdi. tehlikenin farkındaydım.

part 9

ertesi gün sabah geldiğinde yüzünde güller açıyordu. çok neşeliydi. aşk dolu gözlerle bana bakıyordu. bikaç işini hallettikten sonra yanıma geldi. yanımda oturmaya başladı. elinde bir kitap onunla oyalanıyor çoğu zaman bana bakıp muhabbet açmaya çalışıyordu. ben bu duruma karşı olduğumdan soğuk davrandım. bir saat kadar böyle takıldıktan sonra yanımdan gitti. o gün bir daha da yanıma gelmedi. bikaç kez ofisin içinde gördüm ona baktım ama başını çevirip bana bakmadı bile. belli ki ondan hoşlanmadığımı ona karşılık vermediğimi düşündü.

akşam eve gittim, yemek yedim, tv izledim. sonra facebooku açtım. belki online'sa mesajlaşırız dedim. ama beni arkadaşlıktan silmişti! vay amk karıya bak dedim dün neydi bugün ne. yarım saat sonra facebooktan yine arkadaşlık isteği geldi, yine istek göndermişti. neyi amaçlıyordu bu salak anlamıyordum. ekledim. sonra ardından hemen bir mesaj: "x bey, ben sadece konuşmak istedim sizinle. kötü bir niyetim yoktu. ama beni silmeden önce bana neyi yanlış yaptığımı söyleyebilirdiniz... " ulan nasıl işti bu amk. ben silmedim onu şimdi kalkmış ben silmişim gibi tavır yapıyordu. (sonradan ortaya çıktı ki bunu taktik icabı yapmış. kendi silmiş sanki ben silmişim gibi beni suçlamış huur. dikkat edin bu kızlara salakları bile bunu yapıyor.)

part 10

herhalde bir sorun oldu ben seni silmedim. hatta sen beni sildin sandım diye durumu anlattım. her zaman bana yazabilirsin, seninle sohbet etmeyi ben de seviyorum gibi şeyler söyledim. kızın gönlünü almak için ona umut verici şeyler söyledim. kız sonunda eski haline döndü. mesajlaşmaya devam ettik. artık bir süre sonra ofiste hoşlandığı birinin olduğunu söyledi. ağzından kaçırmış gibi yaptı kaltak sanki biz anlamıyoruz. lafı söyledi sonra ama kim olduğunu söyleyemem dedi. amk sanki ofiste 100 kişi var da içlerinde tahmin yapamıycam.

dedim tamam kim olduğunu söyleme bari hangi departmanda olduğunu söyle. hayır söyleyemem dedi. dedim bizim departmanda mı. evet dedi. tamam dedim artık itiraf ettiricem sana bunu diye içimden geçirdim. "bizim departmanda kimseyle konuşmuyorsun, benden başka kimseyle samimi değilsin. bu durumda hoşlandığın kişi acaba ben miyim?" dedim. beş dakika kadar yazmadı. ben de hiç yazmadım. çok binim ama oltaya kendi geldi, kendi devam edecekti bu işe. 5 dk sonra evet yazdı.

part 11

senin gibi güzel bir kızın benden hoşlanması beni çok mutlu etti gerçekten ama biliyorsun benim bir sevgilim var dedim. gayet olgun takılıyordum. nede olsa ben tecrübeli bir çalışan o ise bir stajyerdi. ona bu işin olamayacağını onu kırmadan anlattım. ama kızın içinde bir ümit de bırakmayı ihmal etmedim. böylece samimiyeti kaybetmeyecek ciks hayallerimi söndürmeyecektim. kız verdiğim destekten dolayı teşekkür etti, onun hislerini anlayışla karşıladığım için falan teşekkür etti. ama o da bu işin peşini bırakmayacaktı belliydi.

ertesi gün sabah molasında yine aynı taktiği uygulayarak aşağıya indim. peşimden yine geldi. konuşmaya başladık. ben sanki sevgiliymişiz ama kimseye çaktırmamamız gerekiyormuş gibi konuşuyordum. kız da moda girmişti. çok mutluydu. sana hislerimi açıkladım çok rahatladım dedi. ben de eğer sevgilim olmasaydı seninle kesinlikle birşeyler yaşardık dedim. artık muhabbetimiz hep bu konu üzerineydi. sabah molasında bunları konuştuk gayet mutlu bir şekilde yukarıya çıktık. öğleden sonraki molada ise daha da ileriye gittik. sevgilimi terk edip edemeyeceğimi bana sordu. işi bu aşamaya getirdi. ben de böyle birşeyin olamayacağını açıkça söyledim. buna rağmen aynı tempoda devam ettik. birgün dışarda buluşup buluşamayacağımı sordu. ben olabileceğini ama söz veremeyeceğimi söyledim. sonuçta gören duyan olur amk dışarda onunla gezmek risk. sadece arkadaşça buluşmaktan, gezmekten vs. bahsetti. haftasonu için bir yer söyledi. oraya gidelim dedi. müsait olursan gelmek istersen yarına kadar söyle dedi. tamam dedim.

part 12

bu kızın benden hoşlanması ve sevgilim olmasına rağmen ısrarla devam etmesi bende artık şehvet hisleri uyandırıyordu. kızın hal ve hareketlerinde de bu şehvetin olduğunu gözlemleyebiliyordum. aşk ayağı olmadı ciks ayağı olsun istiyorduk ikimizde. sevgili olamasak da beraber takılırız yiyişiriz sevişiriz diye düşünüyorduk ikimizde. bunu gerçekten hissettim. o gün kızın telefonunu da aldım. akşdıbına whatsapptan haftasonu randevusuna tamam dedim. beraber gidelim vakit geçirelim dedim. çok sevindi.

haftasonu geldiğinde dediği yere gittik. önce bir dondurmacıda oturup dondurma yedik. yerken bir yandan da sohbet ediyorduk. kendinden çok bahsediyordu. belli ki beni etkileme derdindeydi, ama hiç gerek yoktu benim niyetim belliydi. bu niyetimi ona artık daha fazla hissettirmeliyim diye düşündüm. sevgilimden konu açılınca onu kesinlikle bırakmayacağımı onu çok sevdiğimi açık ve net söyledim. ama senden de elektrik almadım değil dedim. sen gerçekten hoşuma gidiyorsun diye ekledim. o da bu durumu kabullenmiş gibiydi. sevgili olamayacağımızı ama bu şekilde takılabileceğimizi anladı sanırım. o yönde konuşmaya başladı. dondurmacıdan sonra dışarı çıktık ve yürümeye başladık. yolda yürürken iyice yakınlaştık. bikaç kere elimi beline attım kısa süreliğine. bu şekilde yakınlaşmalar çok hoşuna gidiyordu ve bunu belli ediyordu. bir süre sonra kızın elini tuttum.

part 13

bana baktı utangaç bir şekilde başını öne eğdi. yürümeye devam ettik. elimi daha da sıkı tutmaya başladı. ben elini bıraktım elimi beline sardım öyle yürümeye başladım. bu ikimiz içinde duygusal bir yakınlaşmadan çok cinsel bir yakınlaşmaydı. bunu ikimiz de biliyorduk. kız bana benden daha fazla sokuluyordu. yürürken o kadar yakındık ki bacakları bacaklarıma sürte sürte yürüyorduk. az ilerde bir parkta oturduk. sarıldım ona o da bana iyice sokuldu. çok fazla konuşmuyorduk artık. sanki ikimiz de birbirimizi istiyormuşçasına birbirimize dokunuyorduk.

artık zamanı geldi bu işin diye içimden geçirdim. bu kızı eve zütürmeyi kafama koydum. buradan sonra nereye gitmek istediğini sordum. fark etmez dedi. konuya direk daldım. istersen bende film izleyelim. imalı bir şekilde gülümsedi. niyetimi anlamıştı. olmaz dedi evine gelemem. hiç ısrar etmeden o zaman şuraya gidelim dışarda takılmaya devam edelim dedim. tamam dedi. oraya doğru yola koyulduk. ilk denememde evi kabul etmedi. neden kabul etmediğini anlamadım. halbuki onun da beni istediğini çok iyi biliyordum. bugünlük çok fazla kasmamam gerektiğini düşündüm, çok üstünde durmadım. günün sonunda onu eve bırakırken çok ateşli bir şekilde yanağıma öpücük kondurdu ve hızlı bir şekilde evinin yolunu tuttu. ailesiyle yaşayan bir aile kızıydı aslında. belki de bakire olduğundan korktu ve evime gelmeyi reddetti. kafamdan farklı ihtimaller geçirerek eve döndüm. döndükten sonra mesajlaştık, samimi mesajlarına devam etti.

part 14

hafta sonu bu şekilde geçtikten sonra pazartesi işe tekrar başladık. stajyerin artık son iki haftasıydı. sayılı günler geçiyordu. belki stajı bittikten sonra görüşürsem daha rahat olabilirim diye düşündüm ama kız okuduğu şehire geri dönecekti. farklı şehirlerde olduğumuzdan burdaki kadar kolay olmayabilirdi. kıza niyetimi tekrardan belli etmeye karar verdim. aklımın bir köşesinde tutup uygun zamanda niyetimin onunla yatmak olduğunu ona hissettirmeye tekrar karar verdim.

o hafta salı günüydü sanırım. yan departmanın ofislerinden birine girdim. yan departman biraz farklı bir yapıdaydı. ön tarafta iki kişinin çalıştığı iki masa vardı ve burası çok geniş bir alandı. arkada tarafta ise dar bir alan vardı. burada bir bilgisayar vardı. bu bilgisayar spesifik bir iş için ortak kullanımdaydı. herkes o işini bu bilgisayarla burada çalışarak görüyordu. arka bölüme direk giriş yoktu ön bölümden girdiken sonra arkaya ulaşılıyordu. demek istediğim şu: arka taraf gayet kuytu ve ön taraftan kimse arkada ne olduğunu göremiyor. ön tarafa biri geldiğinde ise kapı sesinden rahatça fark ediliyordu.

orada işim çıkmıştı ve arkada işimi yapmaya başladım. yaklaşık iki saat sonra stajyer yanıma geldi. beni arıyormuş bişey soracakmış orada olduğumu duymuş yanıma geldi. sandalye çekti sorusunu sordu cevabını aldı. benim aklıma o anda inanılmaz bir fikir geldi. eğer öğlen yemeğe çıkmazsak bu bölümde bizi kimse farketmezdi. kızla yalnız kalabilirdik. bu fikrimi kıza hissettirmek için konuyu yemeklere getirdim. bugün yemeğe çıkmayacağımı bugünkü menüyü sevmediğimi söyledim. kız ilk önce niyetimi anlamadı. daha sonra öğle arası boyunca burada olacağımı eğer beni ararsa beni burda bulabileceğini söyledim. kız niyetimi anlamış olacak ki kendisinin de bugün aç olmadığını öğle yemeğine çıkmayacağını söyledi. artık birbirimize karşı daha nettik. ikimiz de bişeyler yaşamak istiyorduk ve bunun yolunu yapıyorduk, çok belliydi.

part 15

öğle arası gelmeden yarım saat önce bizim ofise kendi masama geçtim. yemek saati herkes yemeğe gittiğinde yan departmana arka bölüme doğru yola çıktım. ön bölüme girdim, kimse yoktu. çok güzel yemeğe gitmişler bile diye düşündüm. arka bölüme geçtiğimde stajyeri bir masanın üstünde otururken buldum. onun burda olduğunu tahmin etmiyordum sonradan geleceğini düşünüyordum. sürpriz oldu bu duruma sevindim. masanın üstüne oturmuş ayaklarını sallıyordu. bana bakıp gülümsüyordu. çok ciksi bir şekilde resmen bana gel diyordu. yanına doğru yaklaştım. sıradan birkaç laf ettim. sonra konu dışarda buluştuğumuz güne geldi. birkez daha buluşmak istediğini söyledi. ben de istediğimi belirttim. benden hala ilk itiraf ettiği günkü kadar hoşlanıp hoşlanmadığını sordum. daha fazla hoşlandığını söyledi. birbirimize gittikçe yaklaşıyorduk ve arzularımız yavaş yavaş açığa çıkıyordu. gözlerindeki şehveti görebiliyordum.

part 16

şehvetli sohbetimiz devam ediyordu. soruyu sorduğum an cevabını kısa ve net şekilde alıyordum. sanki konuşmayı bırak dudaklarıma yapış der gibiydi. ben de bunu istiyordum ama bodoslama dalmak istemedim. ellerini tutsam kızar mısın dedim. uzattı ellerini. senden gelecek hiçbişeye kızmam dedi. ellerini tuttuktan sonra, peki seni öpmeme kızar mısın dedim. hayır der demez dudaklarına yapıştım. öyle ateşli öpüşüyorduk ki sanki daha önce hiç öpüşmemişim gibi haz alıyordum. sarıldık birbirimize alt dudağını bırakmıyordum. o da gözlerini kapamış dudaklarımı ısırırcasına emiyordu. çok güzel öpüşüyordu, çok hoşuma gitmişti. gibim kalkmış pantolunumu zorluyordu. bir süre sonra onu masadan çekip kucağıma aldım. bacaklarını belime doladı kucağımdayken boynunu öpmeye başladım. çok güzel tadı vardı ve çok güzel kokuyordu. nefeslerimiz sıcacıktı birbirine karışıyordu. kulak memesini emmeye başladım. zevkten inlemeye başladı. arada boynuna iniyordum. zevkten dört köşe olmuş kucağımdayken bacaklarıyla destek alıp bana dıbını sürttürüyordu. masa doğru gittim ve onu tekrar masaya bıraktım. hiç kesmeden öpüşmeye devam ettik. ne zaman baksam gözleri kapalıydı. belli ki zevkten uçuyordu. bu kız harbiden ateş gibi yanıyor dedim içimden. üzerindeki yukarı doğru çektim, kollarını yukarı kaldırdı çıkartmama yardım etti. üst tarafta sadece sütyeni kalmıştı. onu da açmak için hamle yaptım ama izin vermedi. ben de gögüslerini sütyeninden çıkarıp yalamaya başladım. tam istediğim boyutta gögüsleri vardı. oysa ben daha küçük zannediyordum. tahminimden büyüktü ve oldukça güzeldi. emmeye doyamadım. birkaç dakika böyle devam ettikten sonra beni uyardı. "aşkım biri gelebilir üstümü giyeyim ben". bana aşkım demesi beni azdırdı. onu sahiplenmiş gibi hissettim. kimse gelmez dedim ve dudaklarına yapıştım. deli gibi nefes nefese öpüşüyorduk. normalde birine yakalanma riskini asla göze almazdım ama abazalık başka birşey demekki. gözüm döndü resmen hiçbişeyi sallamadım. biraz sonra nefeslenmek için geri çekildim. hemen sütyenini düzeltip üstünü giydi. "canım biri gelecek korkuyorum" dedi. o zaman biraz kendime geldim. amk ne yapıyordum aniden biri gelse kız üstünü giyemeden yanımıza gelse yakalacaktık. yakalanmasak bile şüphe uyandıran bir durumdu.

part 17

ben de üstümü başımı düzelttim. ön tarafa bir göz attım. etrafı kolaçan ettim tekrar arka tarafa döndüm. "canım sen bizim ofise geç gelen olursa şüphelenmesin tamam mı" diyip onu bizim ofise yolladım. arka tarafa geçtim bilgisayarın karşısına oturdum. bir off çektim ki ne off. belki de hiç bu kadar azmamıştım. kız beni resmen baştan çıkarmıştı. bir ara öyle kendimden geçmiştim ki nerede olduğumu, basılabileceğimizi falan unuttum. fermuarımı açıp gibimi kontrol ettim. ıslaklık vardı az biraz gelmişti sanırım. nerdeyse pantolonu açmadan boşalacakmışım sanırım. bu deneyim aşırı hoşuma gitti. kızı daha da arzulamaya başladım. whatsapptan yazışmaya başladık. o bizim ofiste ben yan departmanda yazışıyorduk. "tadın hala damağımda", "çok güzel emiyordun", "sen bir harikasın" tarzı şehvetli mesajlar ardı ardına geliyordu. sonra sakinleşmeye çalıştım. lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. ofise döndüğümde çoğu kişi yemekten dönmüştü.