/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +32 -39
    edit:bakiyorum yazdiklarim bazilarinin zoruna gitmis,ama dostlar bu yazdiklarim saf tarih zorunuza giden tarih haberiniz olsun
    ···
  2. 2.
    +13 -6
    O çok şerefli (!)tarihini anlatacam sizlere toplanın yazacaklarimim hepsini kaynaklarinida verecegim rezlerinizi alin dinleyin, oncelikle sunu belirtmek istiyorum galatasaray lisesi ogrencileri kurum adina bir sey yapmadi kendi ulkeleri adina sehit oldular ve kurum onlari hicbir sekilde savasa tesvik etmedi hatta savasa gitmek icin kacmaya calisanlari durdurmaya kalkisti.
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      Bu kadar mı zoruna gitti lan insan tebrik eder ille huur çocuklugu yapıcan demi sen sporla uğraşma lekeliyosun
      ···
    2. 2.
      +4 -5
      kimler tarafından ne niyetle açıldığı yönetildiğinin şu anda Galatsaray'la hiçbir alakası yoktur. Galatasaray Türkiye'yi dünyada en iyi temsil eden takımdır ve öyle olmaya da devam edecektir. hiç kimse yapılanların doğru olduğunu savunmamasıyla birlikte bu şekilde Galatasaray'a leke sürülmek istenmesi kabul edilemez bişeydir. bir kere olsun şu takıma hem Türkiye'de hem Avrupa'da yaptığı başarılardan dolayı her Allah'ın günü başka bahaneler bularak tak atmaya çalışmayı bırakıp da "valla helal olsun şu takıma" deyin. ulan ne zaman birşey başarsak hemen saçma sapan konuşmalar başlatıyorsunuz yeter be kardeşim.

      edit: anlattıkların hakkında pek bi fikrim yok kaynaklarını da teker teker verdiğine göre haklısın fakat bunun "o çok sevdiğimiz Galatasaray"la olan alakası nedir.
      bir kez şu takımın başarılarını gölgelemeyin de tebrik edin artık amk. bak dikkat ettiysen verdiği bilgilerle ilgili bir sorunum yok tabi ki bunlar doğruysa biz de neler olup bittiğini öğrenmeli ve bilmeliyiz fakat bu suçlamalarla Galatasaray'ı düşman gibi göstermen sinirimi bozdu.
      ···
      1. 1.
        -1
        Ben hicbirseyi dusman olarak gostermeye calismiyorum sadece tarihini yazdim bu yorumlari siz yaptiniz.
        ···
      2. 2.
        +1
        anlaşılan şampiyonluk kupası iyi girmiş :(
        ···
  3. 3.
    +8 -3
    galatasaray neden tarihte spor basarilari haricinde milli mucadele yillari konuslumuyor hic dusundunuz mu?
    ···
    1. 1.
      +14 -3
      sanki fenerin bjknin çok konuşuluyor amk
      ···
    2. 2.
      +8 -18
      Istersen fenerin tarihini gozlerin onune sererim tum sulaleni fenerli yaparsin buyuk konusma derim;)
      ···
  4. 4.
    +9 -3
    alinfenerbahce begibtas gibi milli mucadeledeki yeri ne bu takimin? konusmaya su sozlerle baslayacagim kaynaklari altina yazacagim isteyen arastirir
    “…Katolik bir Fransız Lisesi Galata’da kuruldu. Şark’ta, Fransa ve Katoliklik, haklın gözünde ayrılmaz bir mahiyet taşır. Dini bir eğitime, bir küçük kiliseye, bir Katolik papazına sahip Galatasaray’da kurulan bir Fransız Lisesi ne Yunandan, ne Yahudi’den, ne de Türkten yanadır…” (Adnan Şişman GS Mektebin Kuruluşu ve ilk Yılları 1989)
    ···
  5. 5.
    +8 -1
    Osmanlı 1. Dünya Savaşında, Çanakkale Kahramanlığına rağmen yenilmiş ve imparatorluk işgal edilmiştir. istanbul’da okulları olan, bu okullarda sempatizanları olan ülkeler de ne büyük tesadüftür ki (!) işgalin baş aktörleridir. Daha 30–40 yıl önce imparatorluktaki azınlıkları kaynaştırmak isteyen Fransa da istanbul’u işgal edenlerin başındadır.
    ···
  6. 6.
    +5
    1918 yılında ülkemiz en acıklı günlerini yaşıyordu. ingiliz işgal Orduları Komutanı ile Fransız Komutan istanbul’u “ilk işgal eden komutan” olmak için adeta yarışa tutuşmuşlardı. Ordular istanbul’un her yerini kuşatmış, tüm önemli merkezlere el konmuş, garnizon ve karakol olarak da tüm büyük binalara el konmaya başlanmıştı.
    ···
  7. 7.
    +8
    Bu arada Mekteb-i Sultani’de hedef haline gelmişti. Okulun önce ingilizler tarafından sonra da italyanlar tarafından işgal edileceğini öğrenen dönemin müdürü Salih Arif Bey soluğu Fransız Sefaretinde almış ve zaten var olan iyi ilişkilerine dayanarak işgallerin önlenmesini istemiştir. Fransız sefareti, Paris’ten aldığı talimatla tüm işgal komutanlıklarına okulun Fransa tarafından işgal edildiğini, orasının artık Fransa toprağı olduğunu hatırlatmış ve okul böylelikle koruma altına alınmıştır! (1868’den 1923’ e Mekteb-i Sultani, Galatasaraylılar Derneği, Prof Dr Vahdettin Engin – 2003 Ofset Yapımevi, Galatasaray Lisesi Tarihçesi)
    ···
  8. 8.
    +8
    işgalden inleyen istanbul’da Fransızlarla anlaşmayı kahramanlık örneği olarak sunan bu zihniyeti anlamakta güçlük çekiyoruz. Çamur attıkları Fenerbahçe, işgal Komutanları tarafından "Milli Mücadeleye"ye yardımcı olması sebebiyle sık sık mühürlenip kapatılırken, “Fransız’la anlaştık, ingiliz’e işgal ettirmedik” demenin nasıl bir kahramanlık olduğunu anlamak konusunda sıkıntıya düşüyoruz.
    ···
  9. 9.
    +5 -1
    Avrupalıya göre “Hasta Adam” olan Osmanlıya müdahaleler başlar. Avrupa hayranlığı ile oluşturulan gündem, yetiştirilen Avrupa sevdalısı devlet adamları, “pastadan pay almaya” çalışan Fransızların da dikkatini çekmiştir. ittihat ve Terakki’nin Alman sempatizanı yapısı Fransa’yı rahatsız eder ve Fransa artık hamle sırasının kendisine geldiğine karar verir. 22 Şubat 1867 yılında Fransız Eğitim Bakanı Victor Duruy, Osmanlıya NOTA çeker. Bu nota, istanbul’da bir Fransız okulu açılması yönündedir. (1868’den 1923’ e Mekteb-i Sultani, Galatasaraylılar Derneği, Prof Dr Vahdettin Engin – 2003 Ofset Yapımevi)
    ···
  10. 10.
    +3
    Fransa’nın emir ve talimatları ile, 1481 yılından beri Tıbbiye, Saray Mektebi gibi çeşitli dönemlerde çeşitli okullara ev sahipliği yapan şu anki Galatasaray Lisesi binası bu işe tahsis edilir. 11 Ekim 1867 tarihli bir Fransız gazetesinde, Fransız müfredatı, dili ve sair yetkinlikte bir okul açtırılacağı ve parasının Osmanlı tarafından karşılanacağı müjdelenir. Dönemin istanbul gazeteleri ise konu hakkında eleştirilerde bulunurlar. Fransa güdümündeki okula en sert tepkiyi Namık Kemal verir. (Hürriyet, 21.09.1868 – 31.05.1869, La Turquie, Ali Suavi, Namık Kemal, Adnan Şişman GS Mektebin Kuruluşu ve ilk Yılları 1989, ihsan Sungu – Belleten 1943 sayı 28)
    ···
  11. 11.
    +3
    Fransa’yla okulun kuruluşu hakkında anlaşma imzalanır ve Fransa’nın istanbul sefiri M.Bourre konuyla bizzat ilgilenir. M.Bourre 29 Nisan 1868’de Dışişleri Bakanı Moustier’ gönderdiği mektupta okulla ilgili tüm yapılanlar bildirirken, azınlıklarla Müslümanların kaynaşmasında çok etkin bir rol oynayacak okulun 300’ e yakın öğrenci ile eğitime başlayacağını bildirmektedir. Fransa’nın uygun gördüğü Ernest De Salve 5 yıllık mukavele ile mektebe müdür olarak atanır. Mektep 1 Eylül 1868 günü, 147 Müslüman, 48 Gregoryen Ermeni, 36 Rum, 34 Musevi, 34 Bulgar, 23 Latin Katolik, 19 Ermeni Katolik toplam 341 öğrenci ile açılır. Okulun ilk müdürü De Salve, 5 yıllık sözleşmesi bitmeden istifa ettiği halde bir yıllık alacağı, zor günler geçirmesine rağmen Osmanlı imparatorluğu tarafından ödenir, Aynı De Salve 15 Ekim 1874 tarihinde yayınlanan bir makalede, “Müdürlüğünü yaptığı dönemde en akıllı öğrencilerin, Bulgarlardan en başarısızların ise Türklerden olduğunu söyleyivermiştir.(1868’den 1923’ e Mekteb-i Sultani, Galatasaraylılar Derneği, Prof Dr Vahdettin Engin – 2003 Ofset Yapımevi)
    ···
  12. 12.
    +3
    25 Kasım 1918 günü Karaköy Limanına yanaşan Fransız zırhlısından F.D’Esperey adında daha sonra istanbul işgal Komutanı olarak anılacak, Fransız işgal Komutanı iner ve ertesi gün Mekteb-i Sultaniyi ziyaret eder.
    ···
  13. 13.
    +3
    Okul müdürü Salih Arif Bey, Fransız Müdür-i Sani ( Müdür Yardımcısı ) Mösyö Blanchong ve Türk Müdür-i Sani Nedim Bey, generali kapıda karşılarlar. Ardından öğretmen ve öğrencilerin alkışları arasında konferans salonuna gelirler Okul müdürü Salih Arif Bey, d’Esperey’e ve Fransız sefirine hitaben konferans salonunda bir konuşma yapar:
    ···
  14. 14.
    +2
    “Askeri meziyetleri bütün dünyaca tasdik edilmiş olan büyük bir komutanı selamlamak bizim için büyük bir bahtiyarlıktır. Vaktiyle Fransa’nın yardımlarıyla yapılan bu mektep memleketimize birçok önemli şahsiyetler yetiştirmiştir. Bu mektebin eski bir talebesi olmam hasebiyle müessesedeki uygulamaların izini takip etmeye çalıştık. Şu dakikada yanınızda bulunan sekiz Fransız öğretmen, bu müessesenin içinde kendilerini o güzel memleketinizde imiş gibi farzetmekte olduklarını müttefik olarak zat-ı âlilerine beyan edeceklerdir…” (8 Fransız öğretmen konuda müttefiktir ama Fransa müttefik değil işgalcidir)
    ···
  15. 15.
    +2
    Salih Arif Bey’in bu konuşmasından sonra öğrencilerden Hikmet Efendi de aynı mealde bir konuşma yapar. Daha sonra söz alan General d'Esperey şunları söyler:
    “Mektebinizin müdürü Salih Arif Bey, Fransız öğretmenlere gösterdiği kolaylık ile minnettarlığımızı kazanmıştır. Fransızlar tarafından kurulan Mekteb-i Sultani, mevcudiyetini merhum Sultan Abdülaziz’e borçludur. Sultan Avrupa’daki dengeleri kollamak suretiyle nasıl tavır alacağını pek güzel takdir edebilmiş ve Almanya ve Avusturya yerine, Fransa ve ingiltere’nin yardımını kabul etmişti. Maalesef halefleri kendisi gibi olamadılar…
    Siz gençler, yeni padişahınızı takip ediniz…
    Binaen-aleyh mektebin ve bilhassa müdür Salih Arif Bey’in minnettar kaldığımız bu muamelesini ilelebet unutmayacağım gibi bunu memleketimde anlatmayı bir görev addedeceğim.”
    ···
  16. 16.
    +1
    Sina Akşin’in “istanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele” isimli kitabının birinci cildinde d’Esperey’in konuşması ile ilgili şu satırlar yer almaktadır:
    “işin belki şaşırtıcı yönü, 25 Kasım’da Galatasaray Sultanisini ziyaret eden resmi bir kişinin, Doğu Ordusu Başkomutanı General Franchet d’Esperey’in öğrencilerin önünde yaptığı konuşmada ittihat ve Terakkiyi çekiştirdikten sonra “… Türkiye’nin gördüğü padişahların en iyi ve en münevveri bulunan ve milletini seven” padişahın, ülkesini “sulh ve selamete sevk etmeye çalıştığı şu sırada, onların da, daha çok çalışarak padişaha yardım etmelerini öğütlemesiydi”
    ···
  17. 17.
    +1
    Bu konuşmalardan sonra hep beraber mektep binası gezilir. Bazı yerli ve yabancı gazetecilerinde hazır bulunduğu çay ziyareti tertip edilir. Ziyafetin bitiminde Salih Arif Bey’in elini sıkan d'Esperey kendisine yapılan nazik muameleyi hiçbir zaman unutmayacağını bir kez daha vurguladıktan sonra mektepten ayrılır. (1868’den 1923’ e Mekteb-i Sultani, Galatasaraylılar Derneği, Prof Dr Vahdettin Engin – 2003 Ofset Yapımevi)
    ···
  18. 18.
    +3
    Osmanlı subaylarının kılıçlarını bırakıp resim çektirdikleri, üzüntüden hastalanıp sokağa çıkamadıkları, tüm istanbul halkının ezildiği ve kahrolduğu günlerde işgal Komutanını ağırlamak ve ona bu tarihi konuşmayı yaptırmak ne demektir?
    ···
  19. 19.
    +1
    Franchet D’Esperey, 25 Kasımdaki girişini çok gösterişli bulmamış ve özellikle ingilizlere ve Türklere mesaj verecek olan 2. gelişi 8 Şubat 1919 yılında gerçekleşmiştir. 7 Şubatta Mısırdan kalkıp istanbul’a gelen ingiliz Komutan Allenby‘den sonra, 8 Şubatta ise Fransız Komutan Franchet D’Esperey şehre çok küstahça bir gösteri ile girmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in şehre girdiği kapıdan, surlar içerisinden beyaz bir atla, azınlıkların çılgın gösterileri arasında, Türk sancağını çiğneyerek şehre girmiştir. Fatih’in istanbul’a girişine gönderme yaparak Türklere, Fatihten Pera’ya kadar düzenlenmiş zafer alayı ile de diğer işgal ordularına mesaj vermiştir. d'Esperey’in girişi, o denli gürültülü ve küstahça yapılmıştır ki Süleyman Nazif’in, Hadisat’da ünlü “Kara Bir Gün” başlıklı yazısını yazmasına yol açar. Yazı üzerine General d'Esperey çok kızar. Süleyman Nazif’i kurşuna dizdirmeye kalkar. Fakat maiyetindekiler buna engel olur. ‘‘Kara Bir Gün’’ makalesi, sonradan hem basın hem de istiklâl Savaşı tarihimizin en meşhur makalelerinden biri olacaktır (Prof.Dr. Yaşar AKBIYIK, M.Mücadelede Güney Cephesi – Maraş, Atatürk Araştırmaları Merkezi, 1999 – Ankara, SiNA AKŞiN, istanbul Hükümetleri Ve Milli Mücadele. Cem Yayınevi)
    ···
  20. 20.
    +1
    Yıl 1920. Anadolu'da Milli Hareket olanca hızıyla devam ediyor.Ülkedeki yokluk, burjuvaziyi de vurmuştur. Mekteb-i Sultani de eğitim giderleri için sıkıntıya düşmüştür. Yine ana kaynağımız olan, 1868’den 1923’e Mekteb-i Sultani kitabına baktığımızda görüyoruz ki; Salih Arif bey, (okul müdürü) bu durum üzerine Fransız Sefaretine davet edilmiş, burada yapılan görüşmede, Fransa’nın Türklere ve Mekteb-i Sultaniye duyduğu muhabbet hisleri dile getirilerek, mektebe yapılmak istenen yardımdan söz edilmiştir. Fransa, kendi ülkesinde dahi öğretmen sıkıntısı çekildiğini, Bununla beraber Mekteb-i Sultani’ye öğretmen gönderme arzusunda olduğunu belirtmiştir. Fransa yıllık 170.000 Frank ödemeyi teklif etmiş, teklif kabul edilmiştir.
    ···