1. 1.
    0
    anlatıyorum. ister toplaşın ister toplaşmayın. uzun uzun anlatmıyıcam max 5 10 entry

    adım ali, sevdiğim kızın adı zübeyde, 3.şahıs ise sema
    ···
  2. 2.
    0
    @2 sen dinle diye anlatmıyıcam zaten. içimdekileri kusucam sadece.

    derdimi birine anlatmam lazım ama anlatacak kimsem olmadığından burda yazarım zaten.
    ···
  3. 3.
    0
    23 temmuz günü saat 19:00 civarı bir mesaj geldi telefonuma

    zübeyde: artık yapamıyorum ali. olmuyor! denedim ama yapamıyorum
    ali: nasıl yani zübeyde? her şey ne güzel gidiyodu ne oldu birden?
    zübeyde: bir şey olduğu yok yapamıyorum sadece! bitti

    o sondaki "bitti" yazısı nasıl koydu anlatamam size. dilim damağım kurudu, elim ayağım birbirine dolaştı. cevap yazmak istedim ama yazamadım.
    ···
  4. 4.
    0
    mesajı almamın ardından 15 20 dakika sonra uyumaya çalıştım. uyandığımda saat gecenin 2si olmuştu. yarım bir bacardi vardı başladım onu içmeye ve buraya yazmaya. bu hesap yan hesap olduğu için kendimi pek belli etmek istemiyorum :) o gece orada olanlar bilirler zaten hikayemi.

    200 - 250 ye yakın mesaj attım ona. hiçbiri geri dönmedi bana. gece içmeye başladığım gibi incilerimi de buraya dökmeye başladım. ağlaya sızlıya, salya sümük içinde başladım dertlerime. canımdan can gitmiş gibiydi amk. her shotta bir damla yaş düştü gözümden. bende bir hırkası vardı. o çok sevdiğim ve mis kokulu hırkası. sabaha kadar onu içime çektim ve yanında yattım. o kadar güzel kokuyodu ki onu çakırkeyf kafamla yanımda yatıyo sanıyodum
    ···
  5. 5.
    0
    saat 06.00 gibi uykuya daldım. ertesi gün uyandığımda saat akşam üstü 8 gibiydi. feci derecede baş ağrısı ve karın ağrısıyla kalktım. doktora gitmek zorunda kaldım ve bir kaç shot daha gitseymişim komalık olacağımı söyledi. biliyo musunuz? o an gibimde bile değildi dıbınakoduğumun doktorunun söyledikleri. zaten canım, ciğerim yanmış bide o zırvalıyodu yok şöyle yok böyle diye.. biraz dışarıda oturdum ve havanın tadını çıkardım. eve döndüğümde gece 23.00 sularıydı. kararlıydım bu gecede içicek ve incilerimi inciye dökücektim. yine aynı şeyi tekrarladım. ve yine aynı adamlar beni bekliyodu burda. arasıra gerçekten adam gibi adamlarda takılıyomuş şu dıbınakoduğumun incisinde diye geçiririm içimden.
    ···
  6. 6.
    0
    o gece yine içtim ve döktüm bütün incilerimi. elimde yine onun hırkası ve kokusunun eşliğinde kafayı buldum. yine içtim. içtim, içtim ve içtim. ayağa bile kalkamaz hale gelince durdum. o gece bursaya gideceklerdi yani yolda olucaklardı. aradım. defalarca kez aradım. rehberde bulması çok zor gelmişti o kafayla ama yinede aradım. telefonu açtı saat sabah 06.30 civarı ağlayarak ve haykırarak:

    a- ben seni çok seviyodum lan kahpe! neden böyle yaptın ki şimdi sen? neden ha neden? neyim ekgib ki benim? neyi tam veremedim sana? sevgi mi? aşk mı? güven mi? neyi ha neyi söylede yapıyım. ne istiyosan yapmaya razıyım. ölde öliyim"

    z- lütfen içme ve kendine dikkat et" dedi ve kapadı
    ···
  7. 7.
    0
    her gün aynı senaryoyu tekrarladım. onu aramıyodum ama içmeye ve kafayı bulmaya devam ediyodum. her gece dinlediğim o türküyü hiç unutamam.

    ali kınık - unuttun mu beni? http://fizy.com/tr#s/1ai619

    bir kaç gün sonra sabaha doğru tekrar aradım! artık kendimi, gururumu ayaklar altına alarak ağlamaklı bir ses tonuyla:

    a- zübeyde yalvarırım artık dön bana! allah aşkına ne istersen ne dilersen hiçbirini esirgemiyicem senden. bir dediğini iki etmiyicem ama yalvarırım artık bana dön!

    z- tamam ali! tamam" dedi kapadı.

    ertesi gün akşama doğru yine kalktım. içimde bir sızı vardı. uyanır uyanmaz onu aradım.
    ciddi miydin? dedim. "hayır ali sadece kendini üzmemen için yalan söyledim" dedi.. " böyle yaparak daha çok üzdün ama beni" dedim. "üzgünüm" dedi ve kapadı
    ···
  8. 8.
    0
    ve burda 3.şahıs devreye girdi yani sema! biz çıkarken sema bana yakın davranırdı ve zübeyde de bundan nefret ederdi.. onunla konuşursam aklımca intikam almış yada bana geri dönmesini sağlıyıcaktım

    aradan 2 hafta geçti semayla çok yakın olduk. her şey bir plandı sadece. hala aklım zübeyde deydi. her gece onun için içip hıçkırarak ağlıyodum. göz altı torbalarım artık poşet gibi olmuştu. gözlerim şiş dolaşırdım. dışarıdakiler esrar mı kullanıyosun diye sorular sormaya başlamıştı..
    ···
  9. 9.
    0
    zübeyde benim semayla yakın olduğumu öğrendi ve şöyle bir şey yazma gereği duydu ve iplerde burda tamamen koptu:

    -bir zamanlar bir sevgilim vardı. beni köpek gibi seven, bir dediğimi iki etmeyen, ne istersem yapan. öl desem ölen bir sevgili! evet vardı ama sonradan binliklerini öğrenince ondan ayrıldım"

    -dayanamayıp sordum ne ipneliğimi gördün? diye.

    cevap vermedi hiçbir şeyim yoktu çünkü. gerçekten onu çok sevdiğim için diğerleri hiç umrumda değildi. kılımı bile kıpırdatmazdım çoğu için. gözlerim değmezdi bile onlara. varsa yoksa zübeydeydi benim için
    ···
  10. 10.
    0
    yazlığa gitme fırsatı yakaladım kafamı dağıtmak için ve gittim. o 20 gün boyunca tek yaptığım şey içip bir bankta sızmak ve sabah denize girip ayılmaktı. sadece bunu yaptım bütün tatil boyunca. her şey zehir olmuştu artık. hayattan tat alamaz olmuştum. sanki bütün dünyamı onun üstüne kurmuş gibiydim. o yoksa bende yoktum artık. her gün içip bir köşede sızmak ve sabah titreyerek uyanmak, buna aldırmamak aşk olsa gerek..
    ···
  11. 11.
    0
    @17 yarım dediğim tam yarım değil amk! bi ara caps te koymuştum
    ···
  12. 12.
    0
    eve döndüğümde bir kaç arkadaşım beni içmeye ve kafamı dağıtmaya davet etti. kırmadım ve gittim. zaten o zaman tek istediğim kafayı bulmak ve her şeyi unutmaktı. içtik, muhabbet ettik. çerezler yendi. içkiler içildi ve muhabbet başladı. anlattım, anlattım derdimi. sonra bir arkadaşımın soru sormasıyla değişti her şey. o hayatımda duyduğum en karmaşık ve çıkılmaz soruyu sordu:

    -Değdi mi?

    şoka uğramış gibi oldum. bi anda düşündüm gerçekten değdi mi diye? ben onu böyle delice severken onun beni hiç sevmemiş olması ve kullanılmış bir şey gibi bir köşeye atması kabullenilebilir bir şey miydi?
    ···
  13. 13.
    0
    sesimi çıkarmadım ve içmeye devam ettim. gözlerim doldu. zor bir soru sorduğunu oda anladı ve özür diledi. yarama tuz basan bu soru belki de her şeyi değiştiricekti. haftalarca bunu düşündüm. değdi mi diye? bazen değdi, bazense değmedi diyodum kendi kendime. seni üzen birine bu kadar değeri nasıl verebilirsin ki diye kendime kızıyodum. sonra duygularım değişip çok sevmiştin olm o kızı diyodum. karışık duygular içinde boğuşurken sema sürekli benimle ilgileniyo sanki kendi derdi gibi çözümler arıyodu. bana unutturmak için elinden geleni yapıyodu. hoşuma gitmiyo değildi ama zübeyde vardı işin ucunda! zübeyde ! o öl dese öleceğim birtanecik sevgilim.
    ···
  14. 14.
    0
    biraz gecikicek gri ekran aldım amk gitti part
    ···
  15. 15.
    0
    günler günleri kovaladı. gururumu ayaklar altına almamak için kendimi zor tutuyodum artık. her geçen gün kendimi yiyodum. değdi mi ulan? diye. belki değdi, belki değmedi hala emin değilim. ama onun yanımda olduğu zaman her şeye değerdi beyler. o mis kokusu, o gülüşü, gülünce kapanan o gözleri, o topuz burnu. her şeye bedeldi dıbınakoyim. en çok o kokusu hoşuma giderdi benim. bilerek böyle burnumun dibine sokardı o kokusunu:

    -biliyorum çok seviyosun bu kokuyu" diyip gülerdi

    --senden çok olmasada evet" der gülerdim bende
    ···
  16. 16.
    0
    semayla çok yakındık artık. içli dışlı olmaya başlamıştık. zübeyde hala aklımdaydı. onu hala çok seviyodum. en ufak bir azalma bile olmamıştı yüreğimde. ama kafamı dağıtmak için semaya ihtiyacım vardı. konuştuk konuştuk ve konuştuk! havadan sudan konularla sema beni oyalamayı başarıyodu. onu kısa sürede olsa unutmamı sağlıyodu bu yüzden ona her zaman teşekkür ederdim.
    ···
  17. 17.
    0
    ayrılığımızın arasından tam 4 ay geçmişti ki zübeyde bir anda ortaya çıkıverdi. hayatımı, yeni kurduğum düzeni, inandığım şeyleri elimden aldı ve o beni ayakta giben sözünü söyledi:

    -seni seviyorum ve geri istiyorum" dedi

    ahaha o zaman neler düşündüğümü, nasıl ayakta durduğumu, ne yaptığımı bilmiyorum, hatırlamıyorum! gözümün önünden şöyle bir şerit geçtiğini hatırlıyorum ama! güzel günlerle ve zübeydeyle dolu o şerit.

    arkamı döndüm ve çekip gittim
    ···
  18. 18.
    0
    gözlerine bakmayı çok istesemde bakamazdım! tekrar bağlanmaktan, tekrar onu sevmekten çok korkuyodum. çocuk gibi kaçırıyodum gözlerimi ondan. suçluluk hissediyodum ona baktığım için. geldi ve

    -pişmanım hemde çok pişmanım lütfen ali" dedi

    sesimi çıkarmadım yine. saat gece 2 civarı faceden bir mesaj attım. şöyle yazıyodum:

    emin değilim ama sezen aksu - pişman olduğun zamanı dinle derim http://fizy.com/tr#s/1ahism " yazdım ve yolladım
    ···
  19. 19.
    0
    2 3 hafta boyunca sürekli peşimden koştu. hiçbir şeydi bu benim yaşadıklarıma ve çektiklerime göre.

    geceleri sabahlara katmamıştı!
    gözleri ağlamaktan şişmemişti!
    ciğeri benim kadar yanmamıştı!
    acıdan iştahını kaybetmemişti!
    günler boyunca ailesine yalan söylememişti!
    acıdan kıvrım kıvrım kıvranmamıştı!

    tek ortak yaptığımız:

    gururlarımızı hiçe saymaktı. ben çok önceden sayıp yalvarmıştım ama beni hiç kaale almamıştı. şimdi sıra bendeydi. intikam için iyi bir zamandı..
    ···
  20. 20.
    0
    bir kaç gün sonra geldi ve:

    -seni her şeyden çok istiyorum. yalvarırım bana geri dön. eskisinden daha mutlu edicem seni. yeter ki benim ol. senin değerini ve bana gösterdiğin sevgiyi yeni anlıyorum" dedi. gözlerinden yaşlar döküldü.

    bıçak açmayan ağzımı açtım ve:
    ···