-
1.
+1bu gece üçüncü gece. akşamüstü tv ve netim bağlandı. kablonet aldım ucuzundan. bana yeterde artar. hemen sonrasında motogibletimi almak isteyen çiftle görüştüm. el sıkıştık. sabah 10 gibi motogibletimi satıyorum hayırlısıyla.
yeni bi motogiblet gözüme kestirdim bile. piaggio 250 cc. maxi scooter.
dolabım gelmişti. onu kurdum.
yarın akşam yerleri silerim. fırsat olursa mutfak eşyalarını yıkarım. çamaşır makinesinin çalışmasını denerim. ayak havlusu, üçlü priz, kapı arkası askısı, başka?
listeye tekrar gözden geçirmem lazım sanırım
ama artık üniversite sonrasında teftiş hayatındaki otellerde konaklamayı saymazsam kendi evimdeki 3. gecem. bir çok şey hızlı gelişiyor. hayırlısı. -
2.
+1Devletin yeni çıkardığı duzenlemeye gore 8 saat fazla mesai 1 gun izne denk geliyormuş ve su zamana kadar herhalde fazla mesai konusunda rekor kiran ben bu düzenlemeden önce çalıştığım için su zamana kadar düzenlemenin dışında kaldım. Ama bunu duyduğum anda sırf izin için saat 5 ten sonra kahvemi yapıp, internette takilabilirim. geçmiş yılların belese çalıştığım fazla mesailer icin 1 gün değil daha fazla izin kullanicam. O anda ben bunlari , bu sizler için küçük benim için büyük şeyleri düşünüyordum.
Benden de simdilik bu kadar. Pirus bu temiz sayfani bana ayirdigin için tesekkur ederim:) -
3.
+1babamla pek konuşacak konu bulamayız. saatlerce otursak bile bazen tek kelime çıkmaz ağzımızdan. aynı kelimeleri konuşsak da sanki aynı dili konuşmuyor gibiyizdir..
fakat farklı kaygılardan kaynaklansa da babamın biraz önce ağzından çıkan bir cümleye katılmamak mümkün değildi: hayat çok berbat. -
4.
0
-
5.
0sorduğumuz sorulara cevap veremezdi. bi taktan çakmazdı. eskiden hostesmişti de nasıl olduysa bi şekilde edebiyat öğretmeni olmuştu. türk kadınına göre uzun sayılabilirdi. hafifçe de etine dolgun. yanağında bi ben vardı. belgin dorukvari. sesi güzeldi.
lise 2 de bi derste bu türküyü söylemişti. benzer yorumda. ve daha güzeldi.
https://www.youtube.com/watch?v=Hf9IYgQyAr4 -
6.
0akşamları evde geçirmek ne sıkıcıymış. ders olması daha iyi.
-
7.
0ya da bu ara böyle. eklentisiz bi dönem. aklıma bişey gelmiyor. muhabbetlerde susan adam. elinden iş gelmeyen adam. hayatın kenarında kalmış adam. bişiy bişiy.
-
8.
0kronik kabızım. her konuda. üretkenlik sıfır.
-
9.
0çok çok eskiden izmirdeyken kasetçalarımı başucuma bıraktığım zamanlarda, trt radyo 3 te madagaskar, nepal vs gibi yerli halk müziklerini çalan bi program vardı ve o program zamanlarında açardım bu bize tuhaf gelen müzikleri dinlerdim.
madagaskar halk müziği kürtlerin ağıtlarına benzetmiştim mesela. yakın gelmişti. müzik evrenseldir ayağına girer gibi oldum.
ama peki ama bu ne şimdi, tatlı mı tatlı, ama ne?
http://www.youtube.com/watch?v=pjvXXYfYuLM -
10.
0geçen sene nerdeydim ki ben, ya da bir önceki sene. yılbaşında bi keresinde çorumdan döndüğümü hatırlıyorum. 2011 e girerken. 23:30 da evde olmuştum. geri sayımı yapıp kafayı vurup yatmıştım. çok zordu o dönem. tek başına yollarda.
ne işim var benim çorum'da dediğim. gerçi otel çok iyiydi. -
11.
080 li yılların ortasına doğru; fikret kızılok, bülent ortaçgil, batu çağlayangil gibi büyük isimlerin müzik yaptığı bir mekan: çekirdek sanatevi.
akustik, steril güzel müzikler. ezginin günlüğü ve yeni türkü'de kayıtta bazı bazı.
o ortamda(bilmiyorum başka yerlerde de hiç söyledi mi) zeynep diye bi kız. çok çok hoş çok çok tatlı bi ses.
şiir: rafael alberti
der ki;
http://www.youtube.com/watch?v=NUBVjj-jtBI
şu soğuğun ortasında sıcak bi kıyıya gitme isteği. sanki kaş'taymışım gibi. -
12.
0ruh halimin temelsiz esrikliği. sallanıyor bastığım toprak. düşmemek elde değil.
-
13.
0yok vazgeçtim. işle beraber oldukça zormuş. bitmedi, bitmiyor:(
-
14.
0çok kolay oldu. o kadar da değilmiş.
-
15.
0- perşembe vize ödevi verdi hoca. sağlam sorular. ciddi emek isteyen.
- cuma sunumum vardı. kısa süre içinde hazırladık grup olarak. arkadaşlar iyi niyetli, sağduyulu tipler sağolsun. fena geçmedi
- cumartesi sabah 11 deydi uçuş. ankara içinde başka bi ankaraya uçmuş gibiydim. eryaman 5 etap. uçuştan daha uzun sürdü eryamana varmak.
- cumartesi 2 - akşam düğüne katıldık. gece 1;30 gibi falandı uyuduğumda. düğünde oldukça taş hatunlar vardı ama umursamadım. puanımı verdim sessizce oturdum. ve de misket çalarken black danse yaptım.
- pazar sabah 6 ya kurmuştum saati. 5;30 gibi kendiliğimden kalktım. arkadaşın biri şu ara işsiz. zamanı tersine döndürmüş. o saatleri whatsappta yazarak geçirdim ki fena da olmadı.
- öğlen 12 gibi eve vardım. bi saat içinde yemek duş hazırlık derken, saat 14;30 da spk lisanslama sınavına girdim. ve de çıktım. hiç hazırlanamaıştım. 7-8 net varsa da 13 doğruya ulaşmak zor gibi.
- başka bi dersin ödevi için whatsapptan grup yapmıştık. arkadaşlar dürtüyor. salı günü sunum. naptınız nettiniz. 4-5 slayt yapsak yeterliymiş. şimdi ona bakacam.
- yıl sonu için iki hafta var ve dünyanın işi devam ediyor.
- önümüzdeki haftasonu son kalan vize ödevi için hazırlık yapmam gerekecek.
- finaller yılbaşı ilk haftası başlıyor. nefes alacak zaman kalmadı.
- tatilim yok, haftasonu için selanğe tur ayarlamak istiyorum. vize işlemleri zamanımı alcak.
şimdilik bu kadar. -
16.
0"küçelere su serpmişem, yar gelende toz olmasın, görmemişem bir haftadır, ne ezizdir yarim canım"
ne incelikli davranış, adam su serpip yarinin eteklerinin belki de toz olmaması için çabalıyor,
gülten akın'ın bi şiirinde kısacık bi mısradır;
"kimsenin vakti yok, ince şeyleri anlamaya."
sevdiğinin sevildiğinin belirtisi incelikler. küçük şeyler. yarinin ayakkabılarını toz olmasın diye yollarına su dökermiş gibi. -
17.
0sabah gazeteleri sırası. eskiden gazeteciye gider, fiziki olarak saman kağıdı alıp okurdum. çok eski değil gerçi. kısa sürede değişimin fakında olmadan sıcaklığına kendimizi bırakmak gibi şeyler.
radikal. uğur vardan'ın oscar adayı filmle ilgili olarak ilyas salma mülakatı. kimlerle çalışmak istersiniz sorusunda ahmet tarık tekçe ve nubar abi cevabı ilyas salman'dan. nubar terziyan'ı çok iyi bilirdim hatta bu sözlükte de bi iki bişey yazmışlığım da vardı sanırım.
ahmet tarık tekçe; hiç tanıdık gelmedi. gugılladım. 1920 doğumlu. 1964'te en çok korktuğu şey; trafik kazasından vefatı. karabük yakınlarında kamyonla çarpışmış. aynı araçta filiz akın ve o dönemde eşi türker inanoğlu.
galatasaray lisesi mezunu. siyasi muhalefetten içerde yatmışlığı da varmış. 300 yakın filmde oynamış. yüzüyle tanıdık ismiyle uzak yan oyuncu. yeşilçamın emekçilerinden biri. büyük adam.
http://www.radikal.com.tr...ciksin_tartisalim-1269210 -
18.
0Ben kocadım sen genceldin
Başa belâ nerden geldin
Kâhi indin kâh yükseldin
Şimdi oldun turna gönül
https://www.youtube.com/watch?v=rz5hwvfPLR8 -
19.
0üniversiteden beri alışkanlığımdır. tuvalette müzik dinliyorum. o zamanlar sharp kasetçalarım vardı, onun radyosunu trt radyo 3 dinlerdim. şimdi ise dizüstü bilgisayarında youtubetan spontane şarkılar dinliyorum..
an itibari ile çalan eser:
https://www.youtube.com/watch?v=GU9WePmxeRc -
20.
0joel barish
--- spoiler ---
- neden bana azıcık ilgi gösteren her kadına aşık oluyorum?
- sevgililer günü, insanlar kendilerini berbat hissetsin diye tebrik kartı şirketleri tarafından icat edilmiş bir gündür.
- dalgaların oradaydın. seni uzaktan görebiliyordum. “ne garip, birinin sırtını çekici buluyorum” diyordum. sonradan çok seveceğim ve en sonunda nefret edeceğim montunu giymiştin.
- keşke biriyle tanışsam. bunun gerçekleşme ihtimali çok düştü. tanımadığım bir kadınla göz kontağına giremediğim düşünülürse.
--- spoiler ---
hayatım boyunca joel gibi hissettim. sessiz sıradan konuşacak pek kıymetli hikayesi anısı olmayan. insanların içine sızmayan. hep dışarda kalan. belki de bu nedenle filmdeki gibi kendi "clementine"ime aşık oldum. eğlenceli, dışadönük, insanlarla kolayca iletişim kurabilen. benle ilgilendiğini düşünerek aşık oldum. bir süre platonik aşıktım. uzaktan uzağa kederlenip tanıştığım kadınlarla onu aradım, onla kıyasladım. hiç bilmeden onu aldattığımı düşünerek, hiçbir kadının onun yerini alamayacağı düşüncesi ile, platoniğin kendince safça umuduyla benden bekledikleri ilgiyi ve sevgiyi veremedim diğer ilişkilerime.
gel zaman git zaman onun beni sevebileceğine inandım. biz olabilmeye ikna ettim başlarda. ikimiz güzeldik. ikimiz biz olduk bir süre sonra. bir süre sonra bana ütopik gelen elini tutma fiili, gözlerime bakması, benimle ilgilenmesi dünyanın en mutlu ümit veren şiiri gibiydi.
ama olmadı işte. zamanla farklı olduğumuzu kavradık. bir arada birbirimize uymadık. aynı kelimeleri farklı dillerde konuşuyorduk sanki..
neden bilmiyorum insanın aşık olması için anlaşamaması önemli değil gibi geliyor artık. hala deli gibi seviyorum. dünya kadar tartışmalara kavgalara inat. hala yanımda olmasını, küçük de olsa iletişim kurmaya çalışmasını merakla bekliyorum. seviyorum.
anılarım siliniyor yavaş yavaş. onunla geçirdiğim anıları seviyorum..