Evet beyler bu başlık altında lise hayatımda başımdan geçen karışık olaylar sevdiğimin ellerimden nasıl kaydığını anlatıcam. Hikaye sonuna kadar devam edicek 3-5 kişi okuyup yaşadıklarıma ortak olsa bile bana kafi.

Okula ısınma zamanı denilen taktan bi 9 sınıf geçirmiştim. Önceden tanıdığım birkaç kişiyle samimiyetimi devam ettirip yanına hala görüştüğüm insanları monte ettim. Aslında herkes liseye geçerken çok hayal kurar belkide izlediğimiz filmlerden olsa gerek. Ama okula adım attığım anda öyle bir lise hayatı geçiremiyceğimi anlamış olsamda başıma gelcekler aklımın ucundan dahi geçmezdi. Lise hakkında bazen korkutucu şeyler duyduğum olmuştu. Ben ne kadar kötü olabilir diye düşünürken ilk sınav sonuçları okunuyor ve ders edebiyat. Hoca 5 bekleyen varmı demişti o zamanlar 5 lik not sistemi devam ediyordu. Sınavımın iyi geçtiğini düşündüm ve ben dedim. Herkesin dikkatli bakışları arasında öğretmen masasına geldim ve yüzümün değişmesi bir oldu. ilkokulda abartılı yüksek notların aksine 51 alınca lisenin nasıl bi yer olduğunu ve başıma neler geleceğini az çok sezdim diyebilirim. Bu hikayede daha çok gönül meselelerime değincem ara sıra küçük kaçamaklar yapıp kavga arkadaşlık vb. olaylara beraber yelken açıcaz hadi hayırlısı.

Edit:an itibariyle hikâyeye başladım okuyan 3-5 dostum ses versin

Okuyanlar kendini belli ederse sevinirim

Edit: Beyler hikâye devam ediyor okuyanlar belli etsin kendini boşa anlatmıyım birazdan geliyor.

Edit:Hikaye bitti beyler dinleyen 3-5 kardeşimden Allah razı olsun. içimde kalmadı en azından Elveda kıvırcığım

çabuk hırsız yavuz gelmeden

Artık onu tanıyordum. Kızı sınıf listesinden oturduğu yere göre bulup ismini öğrenmiştim. Ayşe olsun ismi. Daha önce ilkokulda bi iki defa sevgilim olmuştu ve bunlar en fazla 2-3 hafta sürmüştü. Lisede ne yapacağımı bilmiyor küçük olmamın verdiği korku ile elim kolum bağlanmış şekilde sadece onu uzaktan uzaktan izleyerek yetiniyordum. Gel zaman git zaman kızın facebookunu buldum ve ekledim. Elimdeki tek fırsat buydu başka şansımın olmadığını düşünerek burdan açılmayı düşündüm. Cumartesi öğle sularıydı cesaretimi topladım arkadan neyim var ki şarkısını açıp giriş yaptım

-Selam
+selam
-Nasılsın
+Çıkaramadım tanışıyor muyuz?
-Ya ben seni okulda gördüm ve çok beğendim senle tek konuşma fırsatımın burdan olduğunu düşüp yazdım sorun olur mu?
+evet olur küçüksün valla büyük cesaret doğrusu tebrik ederim. Ama bidaha rahatsız etmezsen sevinirim.

Evet beyler ilk kalbimizin kırıldığı andı. Daha fazla zaman geçmemiş olmasıyla beraber arkadaşlarımda yardımı ile atlatmam fazla uzun sürmedi. Böylece ilk düş kırıklığıma uğramış oldum. 9 sınıf öyle böyle tuğçe ve yeni edindiğim bi kaç arkadaşımla beraber bitmişti. Ancak bütün olay 10. Sınıfta başlayacaktı hayatımda derin yer bırakan o kişi bu sene karşıma çıkacaktı

Ertesi gün okulda gözlerim onu aramıştı. 10. Sınıfların katındaki tuvalete gitme bahanesiyle defalarca geçmiş gözlerim devamlı onu aramıştı. Ancak onu ne okulda ne de çıkışta gördüm o gün. Belkide içine kapanık biri diye düşündüm ve ilk gördüğüm anda ki sureti ile bir akşamı daha geçirdim. Ertesi gün haftanın son günüydü. Sınavlar kelebek denilen taktan bir sistemle oluyor ve herkes farklı sınıflarda yanına rastgele üst sınıflardan kişilerle oturtuluyordu. Lisleteler dağıtıldı ve 11-C de girceğimi öğrendim. Tenefüste herkes sınıfa gidip sırasını kontrol ediyordu rahat kopya yazılırmı nerde oturuyorum gibisinden. Bende bakmak için sınıfa girdim güzel arkalardan biyere düştüğümü görüp sınıftan tam çıkarken karşımda o vardı. Aradğım kız tüm büyüleyici güzelliği ile karşımdaydı. Yürür vaziyette gözlerimi ondan alamadım ve ona bakarak sınıftan çıktım. O günde böyle geçti hafta sonu sınavlara hazırlanmak gibi bi niyetim olsada bu gerçekleşmedi ve 2 gün boyunca onu düşündmüm lig maçına çıktım ve uyudum. Anlayacağınız tek kelime dahi çalışamadım. Pazartesi oldu ve okulda ne var ne yok ilk iki ders bişeyler baktım ve sınav olmak için sınıfıma gittim. Elime taktan bişeyler yazan bi kağıt aldım ve hiç olmassa 30-40 puanlık şeyleri sıraya yazdım ve onun sınıfa girmesini bekledim. Zil çaldı ve gülerek hafif bir telaşla sınıfa girdi. Kalemliğini unutmuş kalem iştedi sınıftan. Ben apar topar kalemlik karıştırana kadar arkadan bir kız uzattı teşekkür edip sırasına oturdu. Bende öyle kalakaldım. Hoca sınıfa girip kağıtları dağıttı fazla birşey bilmediğim için öyle yapabildiklerimi yapıp kağıdı verdim ve onu izlemeye daldım.

Gezi günü geldi erkenden otobüse binip yola koyulduk. Yolda makara muhabbetler din hocamuzın güzel sesiyle yolculuğu tamamlayıp Edirneye vardık. Orda 2-3 saat takıldık mangal filan yaptıktan sonra tarihi yerleri gezmeye başladık. Uzun tepelere tırmandık baya yol yürüdük. Gezecek yerler bitince dönüş yoluna geçtik. Uykum vardı baya bende önlerde bi boş koltuğa geçtim ve başımı cama yasladım. Hafif içim geçmişken omzuma dokunan bir el ile uyandım. Bu onun eliydi. Kıvırcığımın güzelimin, ay tanemin. Bana telefonda biriyle konuşurken nerede olduğumuzu sordu bende uykudan uyandığım için bilemediğimi söyledim. Teşekkür edip yandaki arkdaşının yanına geçti. Daha sonra telefon görüşmesi bitince pardon rahatsız etmedim umarım babam merak ettide bende bilmediğim için sana sorayım dedim dedi. Size yemin ediyorum beyler sesi şuan bile hafızımda ilk duyduğumda ki tazeliğini koruyor. Bende önemli değil uyuyordum bende nerde olduğumuzu bilmiyorum dedim. Oda şey bu arada ben kıvırcık yeni geldim bu sene okula 10 lardayım dedi. Bende bende karaboğa38 memnun oldum bende 10-d deyim dedim. Tatlı bi gülümseme atıp memnun oldum dedi. O günü hala unutamam ilk defa böylesine bişey hissetmiştim. Bu farklıydı kalbim yerinden çıkacak gibiydi ellerim terliyor yüzümden alev çıkacakmışcasına sıcak vuruyordu. O gün yolculuk bitti evlere döndük. O gece hiç uyumadım instagramdan facebooktan onu aradım nihatinde buldum

Bi part daha yazıp yatıcam beyler.
O gece istek atmak istemedim hesabı kapalı idi. Ertesi gün okulda Tuğçenin yanında dururken onu yanımıza doğru yürürken gördüm ve elim ayağıma dolandı ne yapsam bilemedim. Kıvırcığın yüzünde hafif bir gülümseme oldu bana bakarak ve yanımıza geldi selam verdi. Tuğçe ile aynı sınıfta olduğu için tanışmışlar önceden. Tuğçe sordu siz tanıştınız mı diye bende evet gezide tanışma fırsatımız oldu dedi. Orda baya muhabbet ettik öğle arasıydı laf lafı açtı baya güldük eğlendik. O günün akşamında instagramdan takip isteği attım. Atmadan önce fotoğraflarımdan kötü olanları silip iyileri bıraktım. 10 dakka filan geçmeden kabul etti ve ay yüzümün suretini fotoğrafladan görmeye başladım. Birkez daha büyülendim geceyi ona fotoğraflara bakarak geçirdim. Neredeyse hiç uyumadım. Tarif edilemez bişey daha yeni tanışmışsın ama bi anda yıllardır hayatında gibi bi izlenim oluşmuş onu benimsemiştim

Bi part daha atıcam

Tek başıma anlatıyor gibiyim başlığı şukulayan bile yok olsun ben sonuna kadar anlatıcam belki biri okur en azından içimde kalmaz diye umut ediyorum

Anlayacağınız üzere pekde güzel bir yıl getirmemiştim dersler açısından ve iki zayıf getirmiştim. Biri edebiyat diğeri ise ikinci yabancı dil fransızca. Babam biraz katı bir adamdır mesleğinden olsa gerek kendisi asker. Benim notlarım ilkokulda hep yüksek olduğu ve iyi bir lise kazandığım için aileme zayıflar pek bi ağır gelmişti. O yaz babam biraz aklı başına gelsin diyr beni kasaba işe vermişti. Yaklaşık 2 ay orda çalıştım. Daha okul cuma günü tatil olmuştu pazartesi işe başlamıştım. Sabah 8 De gidiyor akşam 7 de dönüyordum. Arada mesafe vardı iş yerimle ve 1 minibüs ile yaklaşık 10 dakka sürüyordu. Kasabın yorgunluğu üstünde ki leş et kokusu ile 10 dakika belkide 1 saat gibi geliyordu. Eve gelip duş almamla beraber yatmam bir oluyordu. Sosyal yaşantım yok denecek kadar düşmüştü. Arkadaşlarımla dışarı çıkamıyor 1 günlük izinimde de tavuk kesmekten ağrıyan kollarım ve saatlece ayakta durmanın verdiği acı ile yataktan çıkmıyordum. Böyle 2 ay geçirdim ve en sonunda babamın insafına gelip işten ayrıldım. 1 ayı doyasıya kullandım ve güzel zaman geçirdim

Aradan 1-2 hafta geçmişti Tuğçeye anlatmaya karar verdim ve kıvırcıktan hoşlandığımı ve bana yardımcı olmasını istedim. Bunu diyince biraz yüzü düştü ve 1 aydır ilişkisi vardı yeni ayrıldı 2 gün oldu dedi bana. Benim beynimden vurulmuşa dönmüştüm nasıl olur filan derken. Tuğçe bana çocuğu sevmediğini ve bu yüzden ayrıldığını söyledi. Biraz olsada içim rahatlamıştı. Ama yinede çok kötü olmuştum. Hemen açılıp kötü duruma düşmemek için bekleme kararı aldım. Tuğçe aracılığıyla konuşuyor arayı ısıtıyorduk. Dönem bitmişti. 15 tatil gelmişti. Lig maçına çıktığım sırada kolumun üstüne talihsiz bir şekilde düşüp bileğimi kırmıştım. Ben kıvırcık ile wp den veya başka biyerden konuşmadığım için instagrama alçılı kolumun fotoğrafını atmak aklıma geldi. Bu sayede belki geçmiş olsun der ordan konuşuruz gibi düşündüm. Ve gerçekten öylede oldu. Fotoğrafın altına geçmiş olsun çok üzüldüm yazdı. Birsirü geçmiş olsun mesajı gelmişti ama hiçbirini dikkate almadan tek onunkine cevap vermiştim. Daha sonrasında Tuğçe aracılığıyla telefon numarasını aldım ve yazmaya karar verdim. Ancak 1-2 gün bileğimin acısı ike uğraştım. Daha sonra cesaretimi topladım ve yazdım.
-Geçen gün geçmiş olsun mesajın için tekrardam teşekkür ederim.
+Ne demek iyisin umarım acın filan vaf mı?
-Hayır iyiyim şuan acısı kalmadı
Dedim sen benimle konuşurken acı ne kelime ki benim için. Ordan biraz konuştuk ve fazla uzatmadan ben dinlensem iyi olur dedim. O günlük konuşmayı bitirdim

edit:yatıyorum beyler yarın okuyanlar için devam edicem

Pazartesi olmuştu benimde gruptan atılmam ile aralarında geçen konuşma az çok belli olmuştu hepsi bana karşı cephe almıştı. Senenin zor geçeceği belli olmuştu. Pazartesi sınıfta sessizlik hakimdi. Kimse konuşmuyor herkes birbirinin gözüne bakıp bişey demeseni bekliyordu. ilk adımı dayanamadım ve atan ben oldum. Hatırladığım kadarıyla yaptıklarının karaktersizlik olduğunu ve hepsiyle teker teker hesaplaşacağımı söylemiştim. Ama tek başıma tanımadığım bir semtte ne kadar bunu yapabilirdim bilmiyordum. Okulumuz iyi bir okul olup böyle şeylerin olmadığını biliyorduk. Benim amacım kavga etmek değildi ama her boşluğu değerlendirip zayıf anlarında beklenmedik yerden vuracaktım elimden sadece bu gelebiliyordu sadece.

Ve 10. Sınıf gelmişti. Okulun ilk haftası karma olan sınıflarda yeni insanlarla tanışmakla filan geçti. Yeni sınıfımda yeni arkadaşlıklar edindim ve lise hayatımın en güzel yılını geçirceğim insanlarla tanıştım. Tuğçeyle 6 sene sonra ayrı sınıflara düşmüştük sadece eve dönerken ve tenefüslerde konuşuyorduk. Derslerde makara muhabbetini özürlüyordum ama sınıftaki diğer yeni arkadaşlarrım yokluğunu hissettirmedi diyebiirim. Okullar açılmış 1 ay geçmişti. Gezi haberi geldi başta sıcak bakmasamda günü birlik bir Edirne gezisi olacaktı. Arkaşlarımında ısrarı ike geziye gitmeye karar verdim. Herşey bu gezide başladı onu ilk defa bu gezide gördüm işte

Biri altyazı geçsin beyler

Evet beyler devam ediyorum. O gün ilk defa WhatsAppdan konuştuğumuz için fazla uzatıp niyetimi belli etmek istemedim. Daha sonra yazmayı düşündüm. Aradan bi müddet zaman geçti. Tekrar yazmaya karar verdim. Bu arada yaklaşık 10 gün geçmişti. Selam yazarak konuşmaya giriş yaptım.

-Selam
+selam
-Baya oldu konuşmayalı napıyosun tatil nasıl gidiyor.
+Babannem biraz hasta pek iyi tatil geçirdiğimi söyleyemem dedi.

Böyle teselli ederek yanında bulunduğumu filan söyledim. Teşekkür etti ve konuşmanın iyi geleceğini söyledi. Bu fırsatla devam ettim konuşmaya ve o gün baya konuştuk. Konuşma ertesi gününe kaldı filan derken biz baya baya konuşmaya başladık. Yavaş yavaş ay parçamla samimi olmaya başlamıştım

Olayın aslı şuymuş ki beyler Onur bininin arkadaşı olan Melike bu söylentiyi çıkarmış. Beni gerçekten seviyormuş o zaman. Bunu duyunca gözlerimden akan damlalara hakim olamadım. Bunları yaptım ama o beni gerçekten sevmiş beyler. Daha sonra ben tekrar olur mu hayalleri kurarken bir gün arkadaşlarımla sinemaya gittiğimde onu gördüm. Bi çocukla el eleydi beyler. Bırakıp koşarak eve gittim gün boyu odamdan çıkmadım. O an hissettiklerimi burda kelimelerle anlatamam beyler. Tüm umutlarım o gün kıvırcığımı Görene Kadarmış. Şuan 8 aylık ilişkisi varmış ve mutluymuş beyler. Ellerimden kayışını izledim. Sonuç olarak mutlu olsun yeter. Her zaman içimde bi yerde olacak. Hayat önüne doğru kişileri çıkarsın. Umarım mutlu olur. Elveda ay yüzlüm, kıvırcığım, herşeyim.

Hikaye bu kadar beyler dinlediğiniz için teşekkür ederim. istek olursa lise hayatımda yaşadığım farklı olaylara değinirim.

Laf atmalar beden derslerinde hocanın izlediği maçlarda tekmeler sessiz küfürler. Sınıfa giriş çıkışta omuz atmalar bunlar oluyordu sadece. Olaylar böyle devam ederken okul takımına seçilmiştim futbolda. Kulüpte oynuyor olmamın avantajı ile kolayca seçilmiş hatta 9 olmama rağmen 2.kaptanlığa kadar yükselmiştim. Okul çıkışı antremanlar oluyordu ve çarşamba günü antremanımızı yapıp üstümüzü değiştirdik. Tam okuldan çıkarken 10. Sınıflardan arkadaşlarını bekleyen kızları gördüm. Daha doğrusu arasından sadece onu gördüm. Kız biraz etine dolgun orta boylu çok tatlı bir kızdı. O gün onu düşünmekten başka bişey yapmadım.

Yavaştan olaya geçelim beyler. Biz birgün konuşurken bilrisiniz ya konuşma bi duygusallaştı ve biz birbirimize açıldık sonunda. Sevdiğim uğruna herşeyi verebileceğim kişi beni sevdiğini söylemişti. O an toprak altımda dans ediyordu. Tarifsiz bir mutluluktu bu. Sevinçle bu konuşmanın ss lerini yakın arkadaşlarımla attım. Biz bir iki gün peri masalını yaşarken olaylar patlak vermişti. Bana bi kaç kişi gelip kıvırcığın onuru sevdiğini ve beni unutmak için kullandığını söyledi. O an cidden tarifi olmayan birşey hissettim. Sol tarafımı resmen kesip atmışlardı. Gidip işin aslını kıvırcığıma sormakta gelmedi. Kendimi kullanılmış gibi hissettim. Bildiğin kendimi bin gibi hissettim beyler. O gece nerdeyse büyüdükten sonra ilk defa ağladım. Babam bizi her zaman tembih ederdi. Kendinizi ezdirmeyin hakkınızı savunun diye. Gidip bana bunu neden yaptığını sormak istedim. Ama ben onun gözlerine bakarken zor konuşuyordum. Tuğçeyede bunu inandırmışlar ve Tuğçe beni öyle görünce bana ss leri yayalım herkes neyin ne olduğunu görsün dedi. Onu bu kadar severken gururuma yenik düşüp kabul ettim.

Ananı gibim kötü oldum

Hikayen güzeldi panpaa *

rezerve

Okucam sonra