/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 26.
    +3
    kitabı sadece sözlükten tercüme etmek anlamak çok zordu, harflerin hepsi birbirine benziyor zaten, ancak ilk sayfadaki ateş ilmi yazısını görünce bunun pekte tekin olmayan bir kitap olmadığını anlamak zor değil, sayfaları çevirdikçe şaşkınlığım arttı, birbirinden çok alakasız şekiller vardı sayfalarda, boyama kitabı karalayan cocuk gibi, harf harf çevirmeye çalışmaktan bıkıp sadece resimlere bakıyordum, sonlara yakın bir sayfa da muma benzer şekiller gördüm, resimde tam 28 tane mum vardı, aklıma direk atakanla o gece yaptıgımız ayin geldi, o gün de atakan 28 mum kullanmıştı, demek ki o ayini bu kitaptan öğremiş, oturdum 2 saat tek tek bu sayfayı çevirmeye çalıştım, bu bir ritüelmiş, bazı varlıklarla iletişime geçmek için bu mumlar bir kapı görevi görüyormuş, bu mumlardan yükselen duman, onlara bir beden sağlıyor ve bu duman vasıtası ile iletişime geçilebiliyormuş, o gece atakan bana sessiz olmamı söylediginde buna istemeyerekte olsa uymadıgım icin, o varlıklardan cocuklarının birini istemeden de olsa öldürmüşüm, en azından o geceden sonra olaylar arttıgı icin böyle düsündüm, bu yüzden benden intikam istiyorlardı cocukları icin, karar vermiştim kendim bu ritüeli tekrar yaparak hicbirseyin suclusunun ben olmadıgımı onlara anlatacaktım, bu derece kurtulmak istiyordum onlardan
    ···
  2. 27.
    +3
    tek tek çevirdim o sayfayı, malzemeleri ayrıntılı vermek ne kadar doğru bilmiyorum ama yine de söylüyorum, 28 tane mum, ifritler tarafından lağvedilmiş bir kolye, herhangi bir kolye olabilir bu sadece boynunuza takacagınız ve üzerine resminizi koyabileceginiz bir şekli olsun yeter, ve o kitapta yazan sözler ile, çagırmak istediginizin adının yazılı oldugu kagıtlar, bütün mumları hazırladım ve kitapta belirtilen ayrıca atakanda bizzat şahit olduğum şekli yaptım, ortasına kendi resmimin olduğu kolyeyi koydum, isimleri yazdım, ışıkları kapattım, mumları yaktıkça tekrar atakanın evinde olan şey olmaya başlıyordu, yani bir hayli boş olan odamda, istemsizce dolaşan binlerce gölge vardı sanki, ama sadece mumlara odaklanmalıydım, başka yere bakmamalıydım, bu tehlike arz ederdi, kitaptaki sözlerin türkçe okunuşlarını da bir kagıda yazdım yani türkçe anlamlarını değil sadece nasıl okunduklarını türkçe olarak yazdım ve ordan okumaya başladım, o sözleri okuyup arkasından birinci ismi okudum, sonra sırasıyla aynı işlemi diger isimlere de uyguladım
    ···
  3. 28.
    +3
    yine kendi kendime bağırarak konuşup gülüyormuşum, sesimi duyup gelmiş babam, babam uyu oğlum hadi yanındayım dedi, uyudum sabaha kadar, kalkınca ilk iş kitabın arasına koyduğum kağıdı alıp kitapçıya gitmek oldu, rüyamda kül ile alnıma yazılan şey ile kağıtta yazan şey aynıydı bayağı bir merak ettim ne olduğunu, kapıdan çıkacakken annem çağırdı, kahvaltı hazırlamış, yemem için ısrar etmesine rağmen acelem olduğunu söyledim, babam sofrada oturuyordu ona da biraz geç gelebilirim sen kahveye falan git istersen baba dedim, aslında geç gelme gibi bir niyetim yoktu direk sözlük alıp kitabı incelemekti amacım, vardım şu cemaatçi kitapçılardan birine onlar bilir diye, adam kağıdı aldı bana baktı, bu arapça dedi, ne yazıyor abi dedim, gel yazıyor dedi, donup kaldım, adam iyimisin dedi, iyiyim abi dedim bana arapça geniş kapsamlı bir sözlük verirmisin dedim, aldım sözlüğü verdim parasını çıktım kitapçıdan, eve doğru gidiyorum, ancak aklımda türlü düşünceler var rüyamda resmime neden gel yazılmıştı neden gel diyorlardı, benden ne istiyorlardı bu düsüncelerle eve vardım, babam kahveye gitmişti, annem açtı kapıyı eve girdim, direk odama geçtim
    ···
  4. 29.
    +3
    sonunda kendime hakim olamadım bütün sayfaları tek tek yavaşça ayırdım, sayfaların hepsinin üst taraflarında belli şekiller altında ise arapça ya da farsça olduğunu tahmin ettiğim yazılar vardı, hiçbirşey anlamıyorum, anlasam neler yapabileceğimi düşündüm, kitaptan bir kelimeyi kağıda yazdım resim gibi çizdim demek daha doğru olur, amacım onu sabah olunca bir kitapçıya arkaürüp hangi dilde ise ona göre bir sözlük almak, atakan'ın dediği şeyi yapmaktan vazgeçtim kagıtları yakmadan kitabın arasına koydum, kitabı yatağın altına koydum kolye ise boynumda takılıydı, sırtüstü yatağa yattım, baktım bu sırada, kalan tekleri de içmişim, bir küfür savurdum, niyeyse üzerimde bir gerginlik vardı, tavana bakarken uyuyakalmışım, üzerimde ağırlık vardı kalktığımda, direk cama yöneldim, hava kızık ateş gibi tıpkı, yine üniversite okudugum şehirdeki evimdeyim, sokaklar bomboş dünyada tek ben varım sanki, arkamı döndüm kimse yok, odanın kapısından biri beni çagırıyor, gelmiyorum dedikçe geri geri gittikçe, gel diyor, bakıyorum kapıya annemin gözleri bu, insan annesinin gözlerini her yerde tanır, annemin gözlerini görünce karanlık koridora dogru atıyorum kendimi, sarılıyorum ona, ancak sırtı tuhaf annemin elime kül geliyor ona dokunnca, yere bakınca ayaklarının ters oldugunu görüyorum tekrardan, yüzüne bakınca uzun ve kirli saclı siyah disli gözlerinin yerinde 2 cift alev olan birini görüyorum yüzü ve bedeni atakan ancak gözleri o ana kadarki gördüklerimden farklı bildiğin alev alev yanıyor, birşeyler söylüyor bana nefret dolu bakarak anlamıyorum, birşeyi işaret ediyor bakıyorum kolye boynumda, kolyemi işaret ediyor, açıyorum içini bakıyorum kendi resmim var ancak kafamın alnına kül ile benim yatmadan önce kitapcıya göstermek icin yazdıgım yazı yazılmış, tekrar ona bakıyorum, beni boğmaya çalışıyor sonra babamın sesiyle uyanıyorum, anneme bagırıyor git su getir diye, babam oglum iyimisin kabus mu gördün yine diyor, sadece evet baba demekle yetiniyorum
    ···
  5. 30.
    +3
    hoca böyle birtakım öğütler verdi hepsine tamam dedim hepsine uyacağıma dair söz verdim, hoca ekmeği ye hoca suyu iç iyi olur oğlum hem karnınızı doyurup öyle gidin aç aç yola çıkılmaz oğlum dedi, tamam hocam dedik orda karnımızı doyurduk, sonra yola çıktık, babam yolda bol bol bana öğüt verdi işte hocanın dediklerine uy oğlum falan diye, ancak benim aklım kitapta ve kolyede babamı dinliyor gibi yapıyorum ama duymuyorum bile, eve vardık kapıyı annem açtı, anneme biraz kızgın şekilde niye komşuya gitmedin anne dedim, oğlum yeni geldim dedi, bilmiyorum gerçekten yeni mi gelmişti yoksa hiç gitmeyip tek başına evde mi durmuştu bunu halen bilmem, uzatmadım bu meseleyi, ne yaptınız neler söyledi hoca falan dedi, işte verdigi kagıtı gösterdim, dürülüydü hiç acmadım kagıdı, bunu boynuma asacakmışım anne dedim, ayrıca evde ayna tablo gibi şeyler iyi olmazmış yattıgım odada özellikle dedim, tamam oglum hepsini kaldırrız hiç problem değil dedi, nitekim kaldırdık hepsini bir koliye doldurduk, ben artık kendimi odamda yalnız yatmaya hazı hissettiğimi söyledim babama, lakin hazır filan hissetmiyordum, annemin babamın hayatı uyku düzeni altüst olmuştu artık onlarda rahat rahat yataklarında uyusunlar istedim, aslında simdi düsünüyorum da icten ice onları düsünmekten cok o kitap ve kolye ile o odada yalnız kalma istegi beni dürtmüştü evet bunun icin öyle söylemiştim, yine yatma vakti gelmişti, babam oglum eminmisin yalnız yatmak istedigine dedi, eminim baba yalnızken kabus görmüyorum dedim, ki hiç aslı yoktu, korkunun yerini merak almıştı, acaba neydi o kitap ve kolye amacları neydi nelerle iletişme geciyorduk bu kabuslar bitecekmiydi
    ···
  6. 31.
    +3
    gece salondayız odamda yatmıyorum bu olaylardan beri, annemle babam oğlum hadi biraz uyu biz oturuyoruz merak etme dediler, onun verdiği rahatlıkla uykuya daldım, uyandım üzerimde her zamankinden fazla bir ağırlık var, üniversitedeki kaldığım evdeyim odamdayım, pencereye koştum, kızıl bir hava sokaklar bomboş heryer alev amış, odam alev almış, arkamı dönüyorum kimse yok, atakanın sesi geliyor koridorun sonundaki odasından, gel yardım et yanıyorum diyor, koşuyorum o karanlık koridorda, koridor sanki kilometrelerde uzunlukta, ışık açma düğmesine varıp bu karanlığa bir son vermek, atakan'ı kurtarmak için koşuyorum, ben koştukça gülüyorlar, ben koştukça alevler artıyor, tuvaletin önüne geliyorum atakanın odası sol tarafımda kalıyor, anca odanın kapısı yok duvar var, diğer tarafıma dönüyorum yine duvar, sadece önümde tuvalet arkamda ise karanlık bir koridor var, tuvalete giriyorum, kapıyı kapatıyorum oturuyorum öyle ağlıyorum, pencereden 5 çift göz bana bakıyor, o kadar keskinler ki, kimisi çok derin bir mavi ile, kimisi bildiğiniz alev dolu bir çukur ile bana bakıyor, hepsinin yüzü aynı, hepsi atakan, hepsinin saçı uzun seyrek kirli yağlı, dişleri simsiyah, onların birbirinden farklı varlıklar olduğunu gözlerinden anlıyorum, hepsi nefretle bakıyor ama, hepsinin gözleri kişiliklerini ele veriyor, sonra annem ve babamın sesini duyuyorum, uyanıyorum onlar başımda yine, oğlum diyor babam al su iç diyor, su veriyor, baba diyorum hazırlan hemen yola çıkalım gidelim hocanın köyüne
    ···
  7. 32.
    +3
    babam hemşireye atakan *** 'ın odası nerde dedi, hemşire tarif etti girdik serum takmışlar, yatakta yatıyor, atakanın saç baş dağılmış sakal uzamış robinson crusoe gibi olmuş, beni görünce ağlamaya başladı, kulağıma yalnız konuşalım dedi, baba dedim kapının önünde biraz beklermisin, çıktı babam dışarı, artık yalnızdık, oğlum dedim senle tanıştıgım güne o kadar pişmanım ki dedim, beni nelere bulaştırdın dedim, benim dedi fazla zamanım yok gelecekler benim için dedi, eve git dedi, benim yatağın altındaki kolyeyi al, resmimi sök yak, içine kendi resmini koy, bir tane de k***s yazan el yazması üzerinde *** simgesi olan bir kitap olacak dedi al onu sondan bir önceki sayfayı aç dedi, o şekilleri yaz bir kağıda sonra hepsini gece o kabusları gördügün saat kaç ise yak dedi yakarken ** sayfadaki sözleri oku her yaktıgın kagıt icin 10 kere oku dedi, adam resmen beni bir illetin içine çekmişti peki bu söylediklerini yaparsam gerçekten artık bu kabuslar bitecekmiydi bunu sordum, bu yap dediklerinin manası nedir dedim, eğer gitmelerini istiyorsan yap dedi, sana yaşattıklarım için senin vebalini aldığım için özür dilerim dedi, acınası bir haldeydi kısacası, doktoruna gittim şizofren olmasından şüpheleniyoruz dedi, ancak dedi, hiç unutmam o söylediğini, bir hocaya arkaürmek isterseniz dedi buna da saygı duyarım dedi, kaç yıl tıp okumuş adam dahi bunu diyorsa ortada birşeyler vardır diye düsündüm, baba dedim gidelim hadi eşyaları alalım, gittik eve ev sahibi çay bahcesinde anahtarı babama vermişti, giderken bırakacaktık tekrar ona girdik eve önce benim odama girip eşyalarımı topladık, sonra atakanın odasına girdim
    ···
  8. 33.
    +3
    indik aşağı babam arabanın direksiyonuna geçmiş oturuyoru, annem camı tıklattı, elinde sigara sadece oturuyor babam, anneme bakmıyor dahi, sonra anneme camın arkasından boynunu çevirip baktı, ağlamaya başladı koskoca adam, kapıları kilitlemiş ön koltukta sigara içip ağlıyor, annem aç şu kapıyı diyor, babam sadece ağlıyor, 5 dakika kadar öylece oturdu elinde sigara ağladı, sonra açtı kapıları, baba kurban oluyum niye ağlıyorsun dedim, artık bıktım dedim, oğlum dedi apartmanın kapısında yaşlı bir kadın beni durdurdu, su istedi dedi, ne suyu baba dedim, ağzı titriyordu anlatırken, ağlıyordu bir taraftan, bilmiyorum oğlum dedi, baba dedim saat 3 ü geçiyor bu saatte apartmanın kapısında kim niye su istesin dedim, babam bekle getiriyim demiş arkasını kadına dönmüş, kadın benim oğluma senin oğlun diye bağırmış babam arkasını döndüğünde kimse yokmuş, koşmuş arabaya, bıçagı eline almış kapıları kapatmış o korkuyla

    eve çıktık sabaha kadar oturduk, sabaha karşı uyumuşum tekrardan uyandığımda öğlen olmuştu, rüya görmemiştim, üçümüz oturuyoruz babamın telefonu çaldı, arayan bizim üniversitenin olduğu şehirdeki ev sahibiydi, kapıyı çalıyormuş kimse açmıyormuş, ancak içerden ses geliyormuş, birden fazla ses var diyor adam telefonda babama, babam oğlum benim yanımda dedi arkadaşı ne yapıyor bilmiyorum dedi, ev sahibi çilingir çağırıyorum o halde dedi, hala birçok eşyam o evdeydi, babama ben artık o şehirde okumak istemiyorum, tekrar sınava gireyim yahut başka bir yere geçiş yapayım dedim, olur oğlum dedi sağolsun karşı çıkmadı hiç, babamla gidip eşyalarımı alacaktım, bindik lada samaraya vardık, eve geldik, kimse yok, anahtarım kapıyı açmadı değiştirmiş kiliti ya atakan ya ev sahibi, babam ev sahibini aradı, adam zaten biz görüşmek istiyormuş, geldi bilen bilir asya çay bahçesi var, şehir hakkında da ipucu vermiş olayım, orada buluştuk, adam bayağı tırsmış ve şaşkın bir ifadeyle geldi hiç oturmadı, oğlum dedi o evde siz neler yaptınız dedi, ben birşey yapmadım amca dedim, arkadaşı
    ···
  9. 34.
    +3
    yine o kabusu gördüm, hava kızıl, güneş yok, yine üniversite okudugum şehirdeki evdeyim, yine arkamı dönüyorum, ancak bu sefer farklı birşey vardı, atakanın yüzünü görüyordum, size nasıl tarif edeyim, gözleri masmavi, siyah dişleri var, upuzun saçları var, bana baktı hiç unutmadığım 2 cümleyi söyledi, il hüvel, illa bin zitr, o masmavi gözlerini bana dikip bunları söyledi, konuşamıyordum, sadece o masmavi gözlerine o uzun saçlarına, kararmış dişlerine bakıyordum, babamın sesiyle uyandım, annem babam başımda bağrıyorlardı, kalktım, ne oluyor dedim, oğlum iki saattir arapça bişeyler söylüyorsun dediler, baba dedim yine aynı kabusu gördüm, biri bana 2 cümle söyledi dedim, bıçağın nerde dedi, arabada kalmış baba dedim, siz annenle oturun ben getiriyorum hemen oğlum dedi, asla yanından ayırma bir daha sakın dedi, annemle oturdum babamı bekliyorum, 10 dakka oldu babam halen aşagıda arabadan bir bıçak alıp gelemedi, anne dedim beraber gidip bakalım, ne olacaksa olsun artık, annem oğlum biraz daha bekle gelmezse polise haber veririz diyor, ne polisi manyakmısın dedim, alt tarafı aşağı ineceğiz diyorum, aslında bunun nedenini şöyle söyleyim size, artık onlarla karşılaşmak istiyordum, yani artık bu kabuslar bu korkular bitsin, karşıma çıksınlar, ve beni artık bıraksınlar istiyordum
    ···
  10. 35.
    +3
    babam sakinleştirdi biraz, sabaha kadar bekledik ve sabahın ilk ışıklarıyla beraber yola çıktık, anneme sıkı sıkı tembih ettim komşuya git diye, evde yalnız durmasını istemiyordum, bindik arabaya pek konuşmadan gidiyorduk bıçağımı yanıma almıştım artık yanımdan ayırmıyordum, vardık köye, kapıyı yine aynı kadın açtı, geliniyde yanılmıyorsam, babam oduna çıktı buyrun siz gelir şimdi dedi, oturduk babamla, bu arada ben evi inceliyorum, evde hiç tablo yok, hiç ayna yok, dikkatimi ilk çekenler bunlar olmuştu, ben evi incelerken hoca da nihayet gelmişti, biz ayağa kalktık selamlaştık, hoca heybetli bir adamdı bayağı uzun sakalları vardı, kaşları dahi uzundu adamın, hocam özür dilerim dedim, niye evladım dedi, geçen size ettiğim hakaretlerden dolayı dedim, güldü onları bana sen etmedin ki dedi affedilecek birşey yok dedi, otur gel karşıma dedi oturdum, bir taraftan da atakan'ın bana verdiği kitap ile kolyeden bahsetmelimiyim diye düsünüyorum, ama bahsetmemeye karar verdim, oglum dedi bıcagını yanından ayırmıyorsun degil mi dedi, ayırmıyorum hocam dedim, bak sana açık konuşacağım dedi, babangil söyledi mi bilmiyorum lakin bir takım ifritler vasıtası ile seni çekemeyen bir kem gözlü sana birşeyler musallat etmeye uğraşmış lakin becerememiş ancak sen, isteyerek ya da istemeyerek bunlardan birinin cocugunu öldürmüşsün dedi, bunlar pesini bırakmaz ya seni alırlar ya sen onları alırsın oglum dedi, hocam dedim ben neyin kimin cocugunu öldürmüşüm karıncayı dahi incitmedim şu yaşıma kadar dedim, o zaman farkında olmadan yapmışsın oglum dedi, hic bir külün üzerine birden su döktün mü yahut bir ateşi birden söndürdün mü dedi, hayır dedim, sonra düsündüm ve, hocam dedim arkadasımla beraber evde mumları söndürmüştüm karanlıkta dedim, o zaman zarar vermişsin o zaman oglum dedi, bıcagını ayırma yanından dedi, bunlar kalabalık oglum dedi, bir kabile dedi, bir kagıda birseyler yazdı bunu boynuna as dedi tamam hocam dedim, bir müddet onları uzak tutar dedi, sakın tütsü, gibi şeyler kullanma
    ···
  11. 36.
    +4 -1
    girdim eve ses seda yok aha dedim atakan daha gelmemiş, zütüm üçbucuk atıyor açtım odasının kapısını yatağı düzenli odası terli toplu ilk etapta hiç bir ilginç şey gözüme çarpmadı, sonra yatağının altından bir zincir gözüküyor, bir kolyenin zinciri yani, çektim aldım elime bir kolye yuvarlak içini açtım, atakanın resmi var içinde ancak gözleri kesilmiş ve yerlerinde iki tane mavi boncuk konulmuş, bu ne lan dedim bir insan kendi resmini niye kolyede taşır ayrıca gözlerini kesip niye 2 tane mavi boncuk yerleştirir hemen aklıma gördüğüm rüya geldi, nedensiz yere bağlantı kurdum aralarında, rüyamdaki atakan ve kolyede ki gözleri kesilmiş yerine mavi boncuk konulmuş atakan, çünkü rüyamdakinin de sadece gözleri belliydi ve masmavi gözleriyle nefretle bakıyordu kolyeyi aldığım yere koyarken yatağın altına yani, yatağın altında yanlış olmasın onlarca mum vardı, o an farkettim artık bu adamın birşeyler çevirdiğinden emindim, hemen çıktım evden artık gece nerde kalırım diye düsünüyordum, bu düşüncelerle iş yerine gittim, akşam yine olmuştu ve ben yine eve gidiyordum, vardım eve, atakan evdeydi bu sefer odasının ışığı açıktı
    ···
  12. 37.
    +3
    salona gidip oturduk, babam ve akif'e aynı şeyi benim üniversite okuduğum şehirdeki yatak odamda da bulduğumu söyledim, anldıbını bilmiyorduk ancak iyi birşey olmadığı aşikardı, peki atakan neden bunu bize yapıyordu, akif onu evden kovduktan sonra hiç eve girmemişti, bunu ne zaman oraya koymuştu, demek ki, akife de iyi davranıyor ancak arkasından iş çeviriyordu, yani onu evden kovmadan oraya koymuştu, atakan'ın bana olanların en büyük suclusu oldugunu düsünüyordum ki bu düsüncemde haklıydım, belki onların cocuklarını öldüren bile ben degildim, benim üzerime sucu atan da atakan olabilirdi, bu düsünceleri sakin bir zamanda düsünmek icin kafamdan kovup sadede geldim, akif'e atakan'ın nelerden bahsettigini sordum, bir kitaptan bahsetmiş akif'e, tahminime göre bana verdiği kitaptı bu, kitabı bulması gerektiginden, isterse akif'in de onlara katılabileceginden bahsetmiş, benim kötülük yaptıgımı, kendisine ihanet ettigimi söylemiş, bunlar akif'in dudaklarından döküldükçe şaşkınlığım artıyordu, zira ben ona bilerek ve isteyerek hiçbir zaman kötülük yapmamıştım, nereye gidebileceği hakkında hiçbir fikrin var mı dedim, akif bilmiyordu nerede olduğunu, ancak onu bulmadan bunlardan kurtulmam imkansız gibi birşeydi, akif'e boynumdaki hocanın verdigini cıkarıp verdim, en azından sana yaklaşamazlar dedim, çay için teşekkür edip babamla beraber cıktık atakan'ı aramaya
    ···
  13. 38.
    +3
    nasıl oluyor bu dedim, ecenin amcasına gideceğiz dedi, o adı burda anmak dahi istemem, yılan dilli adamın tekiydi, kardeş dedim, seni şurda parçalamıyorsam tek sebebi son umudumun sen olmasıdır dedim, ben pislikten kurtulmaya calısırken sen beni bu pislikleri baslatan adama arkaürüyorsun dedim, benim bilgim kısıtlı dedi, ben neyim ki dedi, ulan dedim madem hiçbirşey değilsin başıma bunları nasıl açtın diyorum, farkediyorum annemle babam içerden bizi dinliyorlar, eğer imkanım olsa herseyi basa sarardım ama, nefret gözümü bürümüştü dedi, peki dedim gidelim, ne olabilirdi ki daha, zaten bu adamlar yüzünden hayatım altüst olmuş korkacak ne vardı ki, o an aklımdan şu geçti bütün bunları bana yaşatan ve içi nefretle dolu olan bir adam acaba doğruyu mu söylüyordu yoksa beni daha büyük bir pisliğin içine mi çekmekti amacı, ama ona güvenmekten başka ne yapabilirdim ki, üniversiteyi okuduğumuz şehirdeydi bu kız ve amcası, oraya gidecektim bütün bunların sebebi olan adamla, bir başıma sonunu bilmediğim bir yolculuğa çıkacaktım, babam gelmek için cok ısrar etse de sadece ikimizin gitmesi gerektigini söyledim ve evden çıktık atakanla
    ···
  14. 39.
    +3
    açmadı ilk, sonra ben açmaya çalıştım kitliydi, 10 saniye sonra açtı kapıyı, ulan dedim ne istiyorsun benden neler yapıyorsun bana ağlıyorum ama, kardeşim neyin var diyor, pgibolojin mi bozuldu diyor, ben sana ne yaptım diyor, dedim dün aradım böyle dedin diyorum, ben uyuyordum kardeşim kabus görmüşsündür diyor, pgibologa zütürüyüm seni kardeşim diyor o an cep telefonunu göstermek geldi ulan diyorum al bak diyorum telefonu gösteriyorum bakıyor gece aramışım arama kaydı var 10 saniye konuştuğumuz var, gözlerinin içine baktım o bana baktı yüzündeki o şaşırmış yardımsever ifade gitti, sonra gülmeye başladı, napıyorsun ulan diye bağırdım, sen nesin kimsin dedim, bunu niye yapıyorsun dedim, hiçbirşey demeden gülüyor
    ···
  15. 40.
    +3
    salona gittim, annemle babamın odalarında uyuduğunu düşünerek, çekmeceden mumları aldım, mutfaktan *** ları aldım, annemin odamdan kaldırdığı boy aynasını tekrardan koliden çıkarıp odama arkaürürken annem kalktı, artık en ufak şeyde iyimiyim diye beni kontrol ediyorlardı, napıyosun oğlum niye uyumadın dedi, artık iyiyim anne, aynamı falan geri koyacağım diyordum iyi olcağımı umarak, böyle bir bahane bulmuştum o anda, tamam da oğlum gece gece derdin neydi dedi, aynamı falan geri asınca daha iyi hissedecegimi söyledim, halbuki hiç alakası yoktu aynalardan korkuyordum halen de korkarım yaşadıklarımdan sonra, tamam oğlum nasıl iyi hissediyorsan öyle yap dedi, iyi geceler diyip yattı tekrardan, bütün malzemeler odamdaydı, yanımda ne kadar güvenmesem de atakan malzemeleri düzenliyordu, aynayı yüzü tavana bakacak şekilde koydu, üzerine mumlardan *** şekli yaptı, isimlerini ikimiz de biliyorduk zaten, kitaptakakileri yazdığı kağıdın yarısını bana verdi, aynı anda okumaya başlayalım dedi, diğer kağıda da yine o sayfadan yazdığı bazı şeyleri mumda yakıp, mutfaktan aldıgım *** larla karıstırıp aynanın üzerine serpecekti, ışık açık kalsın mı dedim, sadece mumun ışık verebileceğini başka türlü başarıya ulaşamayacağımızı söyledi tilki kılıklı, belki de yalan söylüyordu, kendini belki de karanlıkta iyi hissediyordu bilmiyorum, kapattım ışıgı oturdum, bir taraftan yangından kalma siyahlıklara bakıyordum, onları gördükce kendime verdigim cesaret azalıyodu, ama herşeye ragmen iyi şeyler düsünüyordum, onlardan kurtulacaktım, bu düsüncelerle otururken atakan hadi dedi artık başlıyoruz
    ···
  16. 41.
    +3
    sabah geç kalktım pazar günüydü çünkü, o gece rüya görmemiştim, atakan benden önce kalkmıştı (isim vermiyorum onun adına benzer bir isim), çayı koymuş neyse ben de peynir falan çıkarttım dolaptan çayı getirdi sadece günaydın demiştim hiç konuşmadık kahvaltıya oturana kadar, oturduk bunda bir haller var yani nasıl desem, bana ara ara kaçamak bakışlar atıyor ama böyle nefret dolu, dedim iyimisin, iyiyim dedi sadece, o akşamki olay neydi dedim sesler geliyordu biriyle falan mı tartışıyordun dedim, yok dedi pc açık kalmıştı filmden geliyordur dedi, tamam dedim ki bu beni daha da büyük bir meraka sevk etti cünkü akşam odasında pc acık degildir kapkaranlık yatıyordu, bugün ne yapacaksın dedim, dinlenirim odama çekilirim büyük ihtimalle dedi, tamam dedim ben dışarı çıktım arkadaşlarla sahilde takıldık biraz gece saat 11 gibi eve gittim ki kabus başlıyordu artık
    ···
    1. 1.
      +1
      quantumm dan çalıntı amk
      ···
  17. 42.
    +3
    herneyse okul biteli 1 ay olmuştu, temmuzun ilk haftasıydı, alttan dersim kalmadığı için rahatım tabii, aileme söyledim işte böyle böyle iş buldum burda gelmeyeceğim bu yaz diye, eve de okul bitince çıkmıştık yani 1 aydır aynı evde kalıyoruz 1 ay boyunca hiçbir anormal durumla karşılaşmadım, rakı içerdik neredeyse her gece, karı kız muhabbeti ediyorduk, dertleşiyorduk, ancak bu 1 ay sonunda bir gariplik hissediyordum, hislerimde yanılmadığımı bir gece işemeye kalkınca anladım, yatmadan bunla bira içmiştik kafam hafif güzel gidip yattım, gece kalktım acaip susamışım acaipte cişim var, tuvalet koridorun sonunda arkadaşımın odası tuvaletin sol tarafına düşüyor benim odam koridorun diğer ucunda, çıktım uyku sersemliği ile koridorda ilerliyorum tuvalete doğru, baktım sol taraftan sesler geliyor arkadaşımın kapısının altından duman çıkıyor, kapıyı tıklattım ses gelmedi daha yüksek sesle tıklattım yine ses yok açtım kapıyı arkadaşım uyuyor, dedim kalk lan ne oluyor diye, kalktı bu ne oldu dedi, oğlum dedim bunu benim sana sormam lazım kapının altından duman çıkıyordu lan dedim, uyku sersemliğiyle yanlış görmüşsündür kardeşim falan dedi ben de uzatmadım ama bayağı tırsmıştım işedim yatmaya gittim
    ···
    1. 1.
      +1
      quantumm dan çalıntı amk
      ···
  18. 43.
    +3
    hocanın evine gittik, kapıyı diğerlerinde olduğu gibi genç kadın açtı, bu genç kadın bayağı yer etmiş sanırım bende, çok ilginç bir yüzü vardı, gözleri hep yere bakıyordu, o an dikkatimi çekmişti bu kadının gözlerini hiç görmemiştim, buyrun dedi, geçtik babamla içeri hoca oturuyordu evdeydi gittiğimizde, niye daha önce getirmedin dedi, neyi hocam dedim, cebindeki lağvedilmişi dedi, babamla biz birbirimize baktık öyle kalakaldık, gel otur dedi bana, karşısına oturdum yine, ver dedi, aldı elimden içine baktı, bu yazı ne demek biliyormusun dedi, kafamı evet anlamında salladım, seni neden istediklerini biliyormusun dedi, yine evet anlamında salladım, peki hiç iletişime geçmeyi denedin mi dedi, hayır dedim, gözlerime bak dedi, gözlerine baktım, hiç iletişime geçmeyi denedin mi dedi, evet dedim, sana yazdıgım şeyi takıyormusun dedi, hayır dedim, onun yerine bunu mu takıyorsun dedi, evet dedim, bana tokat attı, hiç unutmam öyle tokatı ilk defa yemiştim hayatımda
    ···
  19. 44.
    +6 -3

    SUS huur EVLADI SUS ANLATMA

    ···
  20. 45.
    +4 -1
    3 sene önce temmuz ayıydı, ortalık yine cayır cayır yanıyor, vantilatörü kendime çevirmişim, tereyağda erimiş örgü peynir gibi koltuğa yayılmış tv izliyorum, üniversite 1. sınıfı yeni bitirmişim keyfim yerinde kendime bakıyorum, saçı uzatıyorum top sakal bırakmışım, o yaz planım tatilimi memlekette geçirmekti, lakin ev arkadaşım ikimizin de maddi durumunun iyi olmaması sebebi ile, üniversiteyi okuduğumuz şehirde kalıp çalışmak konusunda beni ikna etmişti, ev arkadaşımı tanıyalı 1 yıl dahi olmamıştı, ama kırk yıllık dost gibi olmuştuk onunla, nasıl aynı eve çıktığımızı da anlatayım da, devlet yurdunda kalıyordum bununla aynı odadaydık bundan hariç 2 kişi daha vardı ama biz bunla iyi anlaştık eve çıktık neyse, herşey bu yanlış kararı vermemle yani o zaman başlamıştı, devlet yurdunda o kadar iyi o kadar dürüst olan bir adam meğerse çok başka taraklarda bezi olan, hayallerimden bile ötede ilimlerle uğraşan biriymiş
    ···
    1. 1.
      +1
      quantumm dan çalıntı amk
      ···
    2. 2.
      0
      Rezervasyon
      ···