http://fizy.com/#s/16svlt
o gitti dönmeyecek bir daha, hani bırakmazdın beni, hani çok seviyorduk birbirimizi, hani bulut olucaktı çocuğumuzun adı bulutlar kadar temiz onlar kadar güzel ve saf şimdi hiçbirisi olmayacak... şimdi kaç kilo rakı avutur beni yada hangi çocuk sevindirebilir gülümsetebilir benim kanayan ruhumu... dürüstlük acı şeymiş bunu bana dürüst olduğunda anladım en berbat yalan bile bazı gerçeklerden güzelmiş... avunmak bile yaşamaya bir sebepmiş. şimdi ne bir avuntum nede o eski umutlarım var hepsi teker teker yuvarlandı benden önce uçsuz bucaksız iğrenç ve leş uçuruma... gece yatardım koynuna gömerdim suratımı boynunun eşsiz toprağına çekerdim kokunu içime, sokak köpeklerinin havlamalarına gülerdim. şimdi beni avutacak alkol seansları için çıktığım sokaklarda köpekler gülüyor bana... bazen sırtını dönerdin bana ben yanaşırdım usulca sana atardım sağ kolumu bedenine ama dikkat ederdim kolumun ağırlığı bedenine fazla gelip üzmesin seni uyanmayasın uykundan diye, sonra parmaklarımı karnının sıcaklığına teslim ederdim sonra alırdın kolumu istemsizce geriye atardın küserdim sana uykundaydın ama yinede küserdim sana yinede sabah kalktığımızda bir gülümsemenle dönerdim hayata hiç bişey olmamışçasına sen hatırlamazdın ama bende unutrdum ne varsa. unuturdum gece bana eski sevgilinin adını sayıklayışını, gömerdim bir köşeye ağlayan ruhumu sonra basardım toprağına ruhumun zıplardım üzerinde çığlıkları sana yetişip üzmesin seni diye... şimdi keşke yine itsen beni keşke fısıldasan yine uykunun derinliğinde bana eski sevgilinin adını inanki umrumda olmaz gömerim yine bir köşeye üzerine olanca toprağı yığarım toprak uçsuz bucaksız ama sen teksin keşke yine olsan gece yarılarında beni üzen sen keşke yine yanımda...
edit:özet yok panpalar okumasanız da olur sadce ben içimi döktüm kalsın bu da tarihin acımasız bir köşesinde