/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +17 -10
    Bazı geceleri kendimle hesaplaşmak için deniz kenarındaki kayalıklara giderdim. Bu benim için bir alışkanlık olmuştu artık.
    Yanıma biraz içki, bir paket sigara ve biraz da atıştırmalık alırdım genelde. Yine buraya her gelişimde yaptığım gibi o büyük kayaya sırtımı yaslamış; kayalarda sersemce dolanan yengeçleri, gecenin sükunetini bozan dalgaların kayaları dövüşünü seyre dalmıştım. Bu huzurlu yerde beni korkutan tek bir şey vardı: O dövmeli, iri yarı vücutlu, suratlarında derin yaraları olan adamlar. Onlar da buraya uğrardı. içgüdüsel olarak sebebini bilmediğim bir şekilde deli gibi korkuyordum onlardan. Onlar geldiğinde sırtımı yasladığım kayanın, girişi yosunla kapanmış küçük oyuğuna sığınır, sabahı beklerdim. Bu gece yine gürültülü ayak seslerini duyduğumda içimden her zamanki gibi küfrü koyuverdim. Bu ses onlardan başkasından gelemezdi. Ama bu gece her zamankinden farklı bir şey yapacağımı kim tahmin edebilirdi ki?
    ···
  1. 2.
    0
    yannan gibi
    ···
  2. 3.
    0
    okumadım
    ···
  3. 4.
    0
    neden çüğülediniz lan amcıklar adam anlatıyor işte çalıntı falansa yazın çalıntı diye
    ···
    1. 1.
      +1
      çalıntı değil amk
      ···
      1. 1.
        0
        o zaman büyük haksızlık etmişler panpa

        hikâye yazan kaç kişi var lan zaten yazanı da pişman edecekler
        ···
    2. 2.
      0
      Yaz aga sen
      ···
  4. 5.
    +6
    Saklanmamıştım. Evet saklanmamıştım. Sağ tarafımda benden biraz uzaktaydılar. Ellerinde her zamanki gibi konyakları vardı. Bir süre sonra gürültülü sohbetlerine başladılar. Gürültülü sohbetleri konyağın etkisiyle daha gür kahkahalı sohbetlere dönüşüyordu. Konuşurlarken sol gözünün üstünde derin bir kegib olan adam beni kesiyordu. Bu durum kalp atışlarımın hızlanmasına, midemin kalkmasına sebep olsa da ben de ona bakıyordum. Bana bakan adam öbür arkadaşlarına bir şeyler söyleyerek ayaklandı ve üzerime doğru yürümeye başladı. Rahat adımlarla kayaların üstünden atlayıp yanıma geliyordu. Bu sırada kalbimin de o kadar rahat attığını söyleyebilseydim keşke. Tüm benliğimle kaçmak istiyordum ama oturduğum yerde çakılıp kalmıştım resmen.
    ···
  5. 6.
    +7
    Aramızda birkaç adımlık mesafe kalınca durdu. 32 dişini gösterircesine sırıtarak -o dişleri görmeden önce hayatım çok daha güzeldi gerçekten-
    "Çok mu dertlisin albayım hayırdır?" dedi ve bir kahkaha patlattı. Adamın ağzının leş gibi kokusu burun deliklerimi doldurmuştu. Bir şeyler söylemek istedim. Beceremedim. Boğazımdan mırıltıya benzer sesler çıkmıştı. "Bizim dertli oğlan dilini yuttu galiba." derken hala sırıtıyordu. Biraz sonra sırıtmayı kesti. Bana biraz daha yaklaştı ve elini omzuma koyarak -omzumun üstüne göktaşı düşmüş gibi hissetmiştim- "Aslında sana çok daha güzel bir hayat ayarlayabiliriz haa." dedi. Aklımdan yaşantım geçince pek de iyi bir hayat sürmediğimi düşünmeye başlamıştım. Gerçi bu iriyarı leş gibi kokan herifin hayatımı nasıl daha iyi bir hale getirebileceğini de düşünmüyor değildim. Kendime güvenir olduğuma inandığım bir sesle "Nasıl?" demek istedim. -ama ses kısmı pek de öyle olmadı.- Bunun üzerine adam gerindi ve aniden sol yumruğunu kaldırıp ense köküme ses hızında bir darbe indirdi. Bayılıp yere yığılmadan önce hatırladığım son şey boğazımdan çıkan boğuk hırıltıydı.
    ···
  6. 7.
    +8
    insanın yazma hevesini gibiyorsunuz ondan sonra niye kimse hikaye yazmıyor yeaaa
    ···
  7. 8.
    +1 -5
    Yazar havasına girme ananı giberim yarragima bak sen eksi sozluk mu burası
    ···
    1. 1.
      +1
      ekşide mi hikaye yazılıyor kodumun oybirincisi
      ···
    2. 2.
      0
      Aq mali havaya girme dedim görende sanacak yıllık yazar
      ···
    3. 3.
      +2
      dıbınoğlu ne havasından bahsediyorsun gece gece sinirleniyorum yine şöyle max 2 haneli zeka seviyesine sahip insanlar neden nefes alıp veriyor amk
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 9.
    0
    Okuyorum, devam.
    ···
  9. 10.
    0
    devam la mod seçimine de girmişin zaten
    ···
    1. 1.
      +2
      son partı da yazdım antene düşsün diye cevap yazıyorum
      ···
      1. 1.
        0
        eyvallah panpa okudum güzel yazmışın gelecekte hikâyelerini bekliyorum senin gibi adamlar lazım bize
        ···
  10. 11.
    +9
    Derme çatma bir barakada gözlerimi açtığımda burnumun işlev görmez halde olmasını istediğimi farkettim. Rutubet, ter ve çöp bunların karışımına benzer bir hava soluyordum. Odaya bir yerlerden zayıf bir gün ışığı sızıyordu. Doğrulup etrafı süzmek için hamle yapmamla içeriye bizim dövmelilerden birinin patır kütür girmesi bir oldu. Zaten hiçbir şeyi anlamlandıramayacak haldeydim ve "Sen kimsin?" gibi budalaca bir soru sordum. Küstahça ve sorumu umursamadan "Bizim patronla görüşmen var. Birkaç dakika daha misafirimizsin." dedi ve kapıyı çarpıp gitti. Yaşadıklarıma inanamıyordum. Sanki şu gerilimli mafya filmlerinde gibi hissediyordum ama yaşadıklarım bayağı bayağı gerçekti. Tabi bunları düşünürken misafirliğim sona ermiş olacak ki içeriye o girdi. Son 12 saatin hızlı bir özetinin zihnimde canlanışıyla bu adamı hatırlıyordum. O gözünün üstünde yara olan adam patronmuş meğer. -Neyin patronu olduğu muamma tabi.- "Yeni hayatının dönüm noktası olacak bugün" dedi birden.
    ···
  11. 12.
    +7
    'Eeee bu kadar mistik havalar falan filan yeter artık amk." dedim. Tabi içimden. Dışımdansa ses çıkmıyordu hala. Adam beni çekip ayağa kaldırdığında kolum kopacak gibi oldu. Garipçe gülümseyip "Kafes dövüşçüsü olacaksın." dedi kısaca. E ebenin amı, bu kadar aksiyon bile zaten bana zaten çoktu. Bu da ne alakaydı? isyankar yanımın ayaklanışıyla bu adamı gördüğümden beri yapmadığım bir şeyi yaptım ve normale yakın bir sesimle -tedirginlik var tabi- "Ya olmazsam?" deme cesaretini nasıl bulduğumu bilemiyorum. Adam, banka sekreteri (Banka demişken 27 yaşındaki abinizin de anasının dıbına bir kez daha koyayım bu vesileyle.) gibi bir tonla "Öyle bir seçeneğiniz yok beyefendi." dedi. "Ha bu arada akşama maçınız da var." deyip o gür sesli kahkahayı attı yine. Beni bir züt korkusu sarmış vaziyetteydi. Yapacağım bir şey de yoktu. Çıkar yol da yoktu. "Korkma senin gibi yenilerle, seviyene bakalım diye dövüşeceksin." dedi. Bu bana kendimi kobay faresi gibi hissettirse de tek kelimeyle "Tamam." dedim. Nasıl böyle bir teklifi kabul edebiliyordum? Tam anlamıyla delirmiştim. Evet başka açıklaması olamazdı. Adam başka bir şey demeden odadan çıktı ve kapıda anahtarın dönüş sesini duydum. Odada pencere yoktu zaten, kaçış yolu gibi.
    Uzun süren saatler yaşadıklarımı ve bunların gerçek olamayacağını, akli dengemin yerinde olup olmadığını, rüyada olup olmadığımı düşündüm. Tabi bu felsefi sorular beni içinde bulunduğum durumdan kurtarmaya yetmiyordu.
    ···
    1. 1.
      +2
      Devam et hikayen akıcı seninde anlatım tarzın güzel.
      ···
      1. 1.
        +3
        bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
        ···
    2. 2.
      +1
      Güzel gidiyosun devam
      ···
      1. 1.
        +2
        bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
        ···
  12. 13.
    0
    güzel devam
    ···
    1. 1.
      +1
      bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
      ···
      1. 1.
        0
        saolasın okuyacağım
        ···
  13. 14.
    +1 -1
    huur çocukları cugulamış bi de ekşici misin demişler diye girdim her entryine şukumu vericem

    BAŞLIĞI CUGULAYAN huur EVLADIDIR NET.
    ···
    1. 1.
      +1
      bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
      ···
      1. 1.
        0
        neyi bitirdin kankam
        ···
    2. 2.
      +1
      hikayeyi, devdıbını da oku diye dedim
      ···
      1. 1.
        0
        hee eyvallah panpa başliyim şimdi
        ···
  14. 15.
    +1
    De la résèrvation, monsieur
    ···
    1. 1.
      +1
      bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
      ···
  15. 16.
    0
    rez ulan
    ···
    1. 1.
      +1
      bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
      ···
  16. 17.
    +9
    Bu aradaki zamanı özetlemek gerekirse varoluşsal sorgular içerisindeydim diyebilirim. Neyse geçelim orayı. O artık aşina olduğum kilit dönüşü ve kapı açılış sesiyle irkildim. Bu sefer süslü hareketlere girişmeden ve tek kelime dahi etmeden kolumdan çekip dışarı çıkardı. Karanlık olmuştu dışarısı. Zamanı ölçecek bir ölçütüm olmadığından bunu anlamam pek mümkün değildi. "Açsındır herhalde." dedi. Tabi açtım amk. Eski bir tip transitin ön koltuğundan bir şeyler alıp döndü. Elinde yarım ve pek taze gözükmeyen bir ekmek ve 10 tane kadar küp şeker vardı. En azından kan şekerim düşmez diye düşündüm. "Bayılmaman için biraz fazla yiyecek getirmiş olabilirim." dedi. Ekmekten bir ısırık aldım ve buna pişman oldum. Birkaç küp şeker emdim. Su istedim. Yine aynı yerden deri bir matara getirdi. Deri matara ne alakaysa amk ortaçağa geçtik bir anda. Buna niye bu kadar taktıysam işte... Ters bir bakış fırlatınca hemen kafama diktim suyu. Deri suyu demek daha doğru olurdu. En azından susuzluğum geçmişti. Şekerleri cebime tıkıştırdım, ekmeği kibarca bizimkine verdim. Çok sevindi yemediğime. "Gel." dedi ve arabaya bindi. Ben de yanına oturdum. Issız ara sokaklarda bayağı bir dolandık. En sonunda eski bir büfenin önünde durduk. içeriye girdiğimizde - ki ben bu konuda pek hevesli değildim.- patron büfeciye selam çaktı.
    ···
    1. 1.
      +1
      Buralardayım yazınca park ederim ileriye
      ···
      1. 1.
        +3
        bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
        ···
      2. 2.
        +1
        Eyw okuyorum şimdi
        ···
    2. 2.
      +1
      bekliyorum devdıbını
      ···
    3. 3.
      0
      Yaz ulan
      ···
      1. 1.
        +1
        bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
        ···
      2. 2.
        0
        Aşqımsın
        ···
      3. diğerleri 0
    4. diğerleri 1
  17. 18.
    0
    Rezerved
    ···
    1. 1.
      +1
      bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
      ···
  18. 19.
    +5
    Patron "Arka kapıya gideceğiz bu çaylakla." dedi. Ne demekti ki bu? Ve bir Hollywood sahnesine şahit oldum. Büfeci Biraların olduğu rafı yana kaydırınca arkada küçük bir kapı belirdi. Aşağıya inen tek sıra inilebilecek merdivenler vardı. Patron "Arkamda yürü." dedi. Ne zamandır bu adamın dediklerine sorgulamadan yapmaya başladığımı düşündüm. Bunu yapmamın sebebini de bulamadım. Patron merdiveni adımlamaya başlayınca ben de peşine takıldım. Arkamızdan raflar kapandı. Aşağılardan gelen ışık dışında hiçbir aydınlatıcı yoktu bu merdivenlerde. Aşağıya indiğimizde etrafa bakmaya başladım. Geniş bir alandı. Kenarlarda seyirci tribünlerine benzeyen şeyler vardı ve alanın ortasında bir kafes. Farklı tip insanlar ve bizim dövmelilerden de vardı. Uzun boylu ve şişman bir adam yanımıza yaklaştı ve "Sizin maç yarım saate başlayacak." dedi. Bunu duymamla kalbim yerinde duramaz oldu. Burada ne aradığımı yine sorguladım ama patron başıyla onayladı. Gürültüler çoğalıyordu ve tribünlerde insan silüetleri belirmeye başlamıştı. Anlaşılan tahmin ettiğim gibi buranın başka girişleri de vardı. Patron bana baktı ve "Şimdi seni dövüşe hazırlayalım." dedi. Bunu söylediğinde ilk kez bu adama garip bir yakınlık duyduğumu ve o ilk karşılaştığımızdaki yarı sızmış halimle aslında daha iyi bir hayata sahip olmak istediğimi farkettim. Böyle amaçsızca bir dövüşle daha iyi bir hayata sahip olmak mümkün müydü peki?
    ···
    1. 1.
      +1
      Devam rezerve
      ···
      1. 1.
        +3
        bitirdim pnp bir bak istersen antene düşsün diye yazıyorum
        ···
  19. 20.
    +3
    Karşımdaki kas yığını bana bakarak pis pis sırıtıyordu. Bir tür soyunma odasındaydık. Üzerimde 1 yıldır değiştirilmemiş külot gibi kokan bir şort ve ellerimde kanlı sargılar vardı. Aslında ortalama bir insana göre cılız filan değildim ama bu yanımdaki iri adam bana sırıtıyordu. Ender gelişen cesaret ataklarımın birine denk gelmemle ona "Evet büyük usta, son dakika taktiklerin var mı bari?" dedim. "Dövüşmek, insanın doğasında vardır. Ayrıca bir çift silahımız da var." dedi kaslı kollarını ve yumruklarını gösteren patron. Ardından ekledi: "Dayak yememeye bak." Gerçekten çok yardımcı olmuştu bana. "Bunları nasıl düşünemedim ki? Çok sağolun büyük üstadım." dedim. Karşılıklı birbirimizi süzerken bir anons sesi etrafı tamamen kapladı. Dövüş vakti gelmişti. Pek kavgacı bir tip değildim aslında. Bugüne kadarki son kavgamı ilkokulda yapmış olabilirdim hatta. Ömrümdeki son kavgamı burada yapacak da olabilirdim. içimden kendi kendime neler yapacağımı nasıl yumruklar atacağımı kurgulamaya çalıştım. Patrona dönüp "Haydi gidelim bari." dedim.
    ···