-
1.
+187 -54Soğuk bir şubat akşamıydı. Gideceğimiz yere helikopterle varmak üzere yola çıktık. Havayolu hem daha güvenliydi, hem de karlar karayı kapatmıştı. 15 dk geçti. Komutanımız "7 dakika sonra oradayız, ekipmanları son kez kontrol edin" dedi. Hepimiz önce omuza tüfeğe, sonra bacaktaki tabancaya, ardından yeleğe ve en son çantalarımıza baktık. Bir problem yoktu. Her şey tamdı.
2 dakika 30 saniye sonra ikaz sesi çıkmaya başladı. Loş ışık olan içerisi, kırmızı lambayla bir aydınlanıyor bir kararıyordu. Pilot kabininden gelen küfürleri duyduyordum. Ardından kafamı hızla solumdaki demire vurdum. Kahretsin, savruluyorduk! Hemen en yakın yere tutundum. Bu alet beni ve içindeki her şeyi bir yukarı bir aşağı atıyordu. Burnuma yanık kablo kokusu geliyordu. Dönmeye başladık. Hızla saat yönü tersinde dönüyorduk. Düşeceğimizi anladım. Artık elektronik seslerinin yerini bağırmalar aldı. Hızla dönüyorduk. Birden yukarıdan gelen sese bakarsa üst pervane parçalanmıştı. Arka taraftan bir darbe aldık ve hızla inmeye başladık. Ardından büyük bir gürültü. Gözlerim karardı.
Çok düşkün olduğunuz aksiyon olayında tüm çıplaklığıyla çarpıcı bir öykü geliyor. Yerlerinizi alın
Edit: Beyler öykü bitti. Eşlik eden herkese teşekkür ederim.
-
2.
+40Bu öykü, tahmin ettiğiniz gibi yaşanmış bir olay değildir. Yaşanabilecek bir olaydır. Bunu yazmamın sebebi; mesleğin zorluklarını ve kursunu aldığım hayatta kalma tekniklerini anlatmaktı.
Siz de değerli kardeşlerim; eğer Asker-Polis olmak istiyorsanız bunları göz önünde bulundurun. Mermilerden korkmayın; tek kurşunla ölmek iyi, hiçbir şey hissetmezsiniz; donarak ölmek de yine iyi, uyuyarak ölürsünüz. Siz; yanarak, boğularak, yüksekten düşerek, işkence görerek ölmeyi göze alın.
Bu öyküyü tüm Şehit-Gazi olan TSK ve Emniyet personellerine armağan ediyorum. -
-
1.
+4helal olsun sana be
-
2.
+3Güzeldi ağzına sağlık dili olsun konu olsun anlatim olsun gercek ya da kurgu farketmez ağzına sağlık panpam
-
1.
-
3.
+36 -3Büyük bir üşümeyle uyandım. Ne olmuştu böyle? Allah'ım rüyada mıyım? HAYIR. Ağzıma demir tadı geliyordu. Havada yanık ve o iğrenç kan kokusu. Çevreme bakındım. Helikopterimiz 50 metre ileride duruyor sadece kabin kısmı ile. 10-12 metre yanımda hareketsiz yatan birisi. Yüzünde kar maskesi. Yürüyecek dermanım yok. Sürüne sürüne gidiyorum yanına. Maskeyi çıkarıyorum. Olamaz! Yüzünü tanıyamıyorum. Kafasının sağ kısmı ezilmiş, ağzı parçalanmış ve yüzü kanlar içinde. Soyadlığı'na bakıyorum. Nasıl olur? Canım, kardeşim dediğim adam, Salim! Hiçbir can belirtisi yok. Yüzünü görmek üzere suratına kar sürüyorum. Biraz olsun temizleniyor. Gözlerinin içine bakıyorum, o cesaret ve korkusuzluk... Ağlıyorum. Hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Elimle açık gözlerini örtüyorum. Ayağa kalkmak üzere doğrulurken birden yere düşüyorum. gibtir! Sağ bacağımı hissetmiyorum.
-
-
1.
+7 -1call of duty 4 helikopter sahnesi çalıntıdır !!1!
-
2.
-2Ya amk helikopter çarpınca kabin kısmı nasıl kalıyo gerizekalı beyinsiz seni askerde baya döverler
-
1.
-
4.
+31 -4Bakıyorum o bacağa. Diz kapagının 10-13 cm yukarısına 3 cm çapında bir metal parçası saplanmış. Oh, Allah'a şükür! (Her ne kadar size acayip gelse de şükür, olan kaza çok büyük) Saplanan metali bacak kılıfının kemeri yavaşlatmış. Soğuk hava ise kan akışını yavaşlatarak kan kaybını önlemiş. Yapılacak tek iş var; onu oradan çıkarmak!
Telsiz? Telsizim nerede? Buluyorum. Sol göğsümün cebinde. Frekansı ayarlıyorum. Sesleniyorum. Yok! Kâr etmiyor. Bu gibtiğimin tepesinde telsiz bile çekmiyor! Bir çare var, pusula ile aşağı inmek. HAYIR! ŞiMDi DEĞiL. ÖNCE GERiDE KALAN ARKADAŞLARIM! Ne olur ne olmaz diye enkazın 150 metre yarıçaplı çevresine bakmak istiyorum. Bu bacakla mı? Evet bu bacakla! -
-
1.
+7 -5sonunda gibiş ver reserved
-
2.
+26 -1hergün crysis oynamanın zararları. mk adam bildiğin ordaki sahnelerle hayal ürününü perkeştirmiş
-
-
1.
+5 -1Crysis ne amk yeniyor mu?
Şaka şaka amk. Çalıntı veya alıntı olmadığını belirttim. Oyunu da hiç oynamadım
-
1.
-
1.
-
5.
+21 -3Şimdi gençler başlıyoruz başlamasına yazmaya ama önce aranızdaki kaşarlanmış şahsa diyeceklerim var. Zira kendisi yalan yanlış ve ağır eleştiri-ithamlarda bulunmuş.
(#166557107)
1) dıbına koduğum hıyarı burası incisözlük. Burada terimlerle mi konuşacağım? Hadi kokpit desem anlayabilirler de, pal desem kim anlayacak yavşak? Sen ordunun bütün helikopterlerine binmişsin ya hani(!) bilirsin sadece 2 modelde olan birincisi kokpitin hemen arkasında diğeri kıç kısmında bulunan 1 cm çapında parlak kırmızı lambaları.
2) Her operasyonel birlikte isteyen kişi tabancasını bacağına takabilir. Kim ne diyecek? Desin hadi de anasının dıbını karışlasınlar. Sen hiç çelik hücum yeleği giydin mi? Sağında solunda oluşan şişkinlikler ani tabanca çekme hareketinde ne tür olumsuzluklar getiriyor biliyor musun?
3) Teçhizat dediğin kelime Arapça kökenli. Ben ona ekipman diyorum. Gerçi o da fransız kökenli ama olsun. Donatı desem daha iğreti olurdu değil mi? -
-
1.
+12 -2Gotveren ona buna cevap yazcagina hiksyeni anlat.. Tmm trende girdin.. 24saat beklemene gerek yok... Yoksa helikopterden kurtuldun ama canini benim yaragimla alirim.. Cabuk yaz
-
-
1.
+2 -1Birak bu ayaklari. Ilk sayfaya sadece bir entry yazmisin 10 sayfa sonra gelip ona buna catiyon.. Patriotle indiririm he seni
-
1.
-
1.
-
6.
+24Kan akışımın yavaşladığını hissediyordum, bunu yorgunluğumdan, bitkinliğimden ve uyku halimden anlayabiliyordum. Matarama baktım. Tahmin ettiğim gibi, bu soğukta su kalacak değildi ya! Ateş yakmalıyım. Hem benim dışımdaki arkadaşlarımı da bulma olanağım yoktu. Öldülerse kar onların üstünü çoktan örtmüştür. Dirilerse de bu soğukta pek şansları yoktu. Gerçi ateşi yaktıktan sonra yine bakacaktım çevreye.Tümünü Göster
Ateşi yakacaktım yakmasına ama neyle? Çevrede odun yok. En yakın çam ağaçları 300 metre uzaklıkta. Çevreme bakındım. işte, kabindeki içi erzak dolu ahşap kutu! Bunlar mataradaki suyu eritmeye yeterliydi. Kutuyu boşalttım. Bıçağımı çıkardım ve içini boşalttığım kutuyu parçalamaya başladım. Sonunda parçalandı. Bunları tutuşturacak bir şey lazımdı. Gözüme koltukları kestirdim. Bunların içinde önceleri saman olurdu. Sonradan malzemesinin değiştiğini bilsem de, içinden çıkan yün bile olsa bana yardımcı olurdu. Bıçağı sertçe ikinci pilot koltuğunun arkasına sapladım. Ardından kesici tarafıyla aşağı doğru yara yara indim. Elimi oyuğun içine attım. iŞTE BURADA! içinden iki avuç sünger çıkardım. Aldığım süngerleri çadır şeklinde yaptığım 3 ahşap parçanın arasına koydum. Bıçak kılıfından fire starter'ı çıkardım ve sürtmeye başladım. Bir iki üç. SONUNDA! Ateş yanmıştı. Aklıma bileğimdeki paraşüt ipinden mamül bileklik geldi, bunu çözdüğüm zaman elime bir miktar ip çıkacaktı. Bilekliği çıkardım ve son düğümü çözdüm. Çıkardığım ipten bıçakla yarım metre kadar kestim. iplerin ucunu ateşle erittim me mataranın ağzına ip bağladım. Bir ucunda matara olan ipin diğer ucunu tavana bağlayıp ateşin üstüne sarkıttım. Su yavaş yavaş erimeye başladı. 5 dakika kadar bekledim ve artık sabredemeyip 3 yudum su içtim. içişimle beraber sanki dünya daha güzel dönmeye başlamıştı. Kafamdaki ağrı biraz olsun geçti ve arkama yaslandım. Bacağımı ateşin yardımıyla ısıtıyordum. Çok şükür! Isınan bacağımı hissetmeye başladım. Bu iyiye işaretti. Aklıma hemen solumda yatan pilot Yüzbaşı geldi. Onu böyle bırakmamalıydım. Kara da olsa bir yere gömmen lazımdı. Hem kar da bedeninin çürümesine engel olurdu. Ayağa zar zor da olsa doğruldum. Pilotun emniyet kemerini çözdüm ve sırtıma almaya çalıştım. YAPMALIYDIM! Sırtladım. Kabinden 7 metre uzağa kadar taşıyıp yatırdım. Karları ellerimle kazımaya başladım. Yarım metre kadar kazınca Yüzbaşı'mı yatırdım. Hızla üstünü kapattım. Şansıma, enkazın hemen yanında 1 metre kadar uzunlukta metal çubuk duruyordu. Yerini kaybetmemek adına aldım ve mezarın baş kısmının üstüne sapladım. Bu arada kendimi zorlandığımdan olsa gerek başımın sol kısmı kanamaya başladı. Elimle baktığımda gerçekten kuvvetli şekilde kanadığını gördüm. Derken arkamdan 3 el silah sesi duydum! -
-
1.
+1 -1Oha amk acayip sardı .rezervetullah
-
2.
0Yaz panpa yaz dersim var ama okumaya devam
-
3.
0Oha dıbını gibim
Rez
diğerleri 1 -
1.
-
7.
+21 -1Ahlaya oflaya sürünüyorum enkaza doğru. 5 dakika sürün 2 dakika mola. 5 dakika sürün 2 dakika mola. Süründüğümden karın derinliğini de fark edemiyorum. O yüzden sol bacağımdaki uzun bowie'yi (askeri bıçak) çıkarıp kara hızlıca saplıyorum. Ardımdan kolum da onunla beraber gidiyor. Yok. En dibe ulaşamıyorum. Ama yoğunlaşan karın gidişatına bakılırsa minimum 4,5 metre var. Bıçağı çıkarıp kılıfına takıyorum. Yine sürünmeye devam. Sürünüyorum, sürünüyorum. Yine 5 dakika sürünme 2 dakika mola. Tahminimce 20-25 dakika sonra orada oluyorum. Yaralı bacakla bu kadar.
Enkazın içine bakıyorum. Pilot'u kemere bağlı vaziyette cansız durduğunu görüyorum. Kahroluyorum... Gencecik adam, o zaman 1 erkek bebeği var. Sürünürken bıraktığım çantam geliyor aklıma. içinde sağlık malzemeleri vardı. Neyse diyorum. Helikopter kabinin içindekini alıp yarama bakıyorum. Ya Allah! diyerek asılıyorum çubuğa. Çıkıyor. Hayvanlar gibi böğürüyorum. Yaraya hemen solüsyonlu bez tıkayıp sarıyorum. Kanama olmaması lazım. Kanama demek üşüme demek! Donmak demek, ÖLÜM DEMEK! -
-
1.
-10Beyler inanmayın yalan söylüyor.
Donma, bir maddenin sıvı halden katı hale geçmesine denir. Donmanın meydana geldiği sıcaklığa da donma sıcaklığı denir. Donma, erimenin tersi olarak da ifade edilebilir. Örneğin, su 0 derecede donar. Yani ölmüyorsunuz.
-
1.
-
8.
+20Gençler takdir edersiniz ki devlet dairesindeyim, yalnızca telefonla yazıyorum ve bu çok zor oluyor. Mesai bitince devam edeceğim.
Dediğim gibi kesinlikle yarım kalmayacak. Ama beni de anlayın. -
-
1.
0#Rezervuar
-
2.
0Hangi devlet dairesi kardeşim açıklar mısın?
-
-
1.
+1 -5Hayır.
-
2.
0Görev tam olarak neydi panpa bide bölge
-
1.
-
1.
-
9.
+16 -215 dakika yürümenin ardından enfaza varıyoruz. Yaktığım ateş sönmüş, üstünde duman tütüyor. Bir şekilde o ateşi devam ettirmemiz gerekiyor. Hem ısınmak, hem su ihtiyacı hem de aydınlanmak için. Hava hep gri olduğu için tam kestiremesem de saat 16.30-17.00 civarı. Birkaç kilometre ilerisi gözükmüyor. Anlaşıldı. Sis çökecek. Hemen 300 metre ilerideki ağaçlardan odun temin etmemiz lazım. Islak olacak ama onun da bir çözümü var.
Hemen aynı koltuktan 2 avuç daha sünger alıp yerdeki ahsap parçalardan 2 parça alarak yine fire starter yardımıyla ateşi yakıyorum. Üstünde elimle tuttuğum mataramı ısıtıp Yavuz'a su içiriyorum. Aynı sağlık kiti ile kafasındaki yaraya pansuman ve sargı yapıyorum. Artık iş zamanı.
Yavuz'un durumu benden daha iyi olduğu için ondan 300 metre ilerideki çamlardan odun getirmesini istiyorum. Kabul ediyor ve oraya doğru ilerlemeye başlıyor.
Kendi yaramı unutmuşum. Sızlayınca fark ediyorum. Koyduğum solüsyonlu bezi belirli aralıklarla yenilemem gerekiyor. Sargıyı çıkarıp bezi yerinden alıyorum. Alırken dayanılmaz bir şekilde acıyor. Bez iltihaplanmış ve iğrenç bir şekilde kokuyor. Bezi atıyorum. Yine aynı solüsyona aynı miktarda rulo şeklinde bezi batırıp yaranın içine gömüyor ve üstünü sarıyorum. Derken elinde odunlarla Yavuz geliyor. -
-
1.
0Hadi devam et aq
-
2.
+3Yavuz doktor yavuz çıkacak beyler
-
3.
+5 -4biraz yavaş salla ananı giberim huur cocugu bir yara o soğukta o kadar kısa sürede nasıl iltihap kapar zütlek 3 gün orda dursan ancak yeşil iltihabı görecek kadar iltihaplanır yalanını gibeyim
diğerleri 1 -
1.
-
10.
+16 -1Devam etsin mi? Eleştiri falan alıyorum onlar umrumda değil ama taka sardı diyorsanız bitireyim
-
-
1.
+2 -1Eleştirenlerin anasını gibeyim devam et...
-
2.
0devam pmpa
-
3.
0Sardı devam
diğerleri 1 -
1.
-
11.
+12 -4Ne olduğunu bilmeden anlık reflesle kendimi yere atıp yere sıfır olan alçak sürünme pozisyonu alıyorum. Tabi o anlık heyecan ve adrenalinle topuğu bırakın yere değdirmeyi, karın içine gömmüş bekliyorum. Ardından 5 el silah sesi daha. ( (... ..) şeklinde ) Şimdi anladım. Benden başka en az biri daha sağ idi! Avazım çıktığı kadar bağırıyorum. Ciğerlerim sökülene kadar. Sonunda öksürük tutuyor ve mecburen bağırmayı kesiyorum. Sesin geldiği yöne doğru kör topal alelacele koşmaya başlıyorum. Ayaklarım kara batıp çıkıyor, arasıra düşüyorum ama olmaz. YAPMALIYIM!
10 dakika kadar bata çıka gittikten sonra Yavuz ile karşılaşıyorum. Onun da yüzünün yarısı kan içinde. Hiçbir şey diyemeden üstüne atlayıp sarılıyorum. Ağlamaya başlıyoruz. Ağlarken yere düşüyoruz. Bir müddet daha böyle devam ettikten sonra doğrulup diğerlerini soruyorum. O kahreden yanıtı alınca gözlerim tekrar doluyor. Canlı kimseyle karşılaşmamış. Birbirimize tutunup enkaza doğru yürümeye koyuluyoruz. -
-
1.
0Çabuk bu arada rez
-
2.
0Preservation
-
1.
-
12.
+16Çok afedersiniz gençler. Başım çatlıyor duramıyorum. Mecburen uzanacağım. Yarın görüşmek üzere sağlıcakla kalın
-
-
1.
0reserve
-
2.
0Rezzakk
-
3.
+2 -3Prim yapiyo amk giblemeyin su muallakyi bugunde isi cikacak aksam 2 part atacak yoruldugunu soyleyip yaticak amk he bide hikaye sirasinda ordan sag kurtulan biri mesaj aticak veya ariycak hadi eyvallah
-
4.
0Okunur bu
diğerleri 2 -
1.
-
13.
+14 -2Gençler biliyorum böyle olmuyor ama arkadaşlar aradı. Bana geliyorlarmış karınları da açmış. Bunlara menemen ile çay yapayım. Hemen gelmezlerse yazarım. Gelirlerse, erken giderlerse yine yazarım 01.00'a kadar. Yok gitmezlerse yarın telafi ederim.
Ama şunu da söylemek istiyorum, anlatımı olabildigince yoğun anlatmak istiyorum. Dikkat ettiyseniz ne gereksiz ayrıntı var ne de atlanılan detay. Böyle yaparsak 2 gün daha idare ederiz. -
-
1.
+8daşşagina kurban senin..
adamlar halisahaya diye ayrılıyor hikaye başından.. -
2.
0On numara panpa devam
-
3.
0Devam panpa
diğerleri 1 -
1.
-
14.
+14 -1Çantamdan dürbünümü alıp dışarı çıkıyorum. Etraftaki sis dağılmış. Dürbünü gözüme dayayıp etrafı kolaçan ediyorum. Doğu, Batı, Kuzey, Güney. Ortalıkta canlılık belirtisi yok. Tekrar enkaza dönüyorum. Sönmek üzere olan ateşi harlayıp, dışarıdaki dumanı da yeniliyorum. 3.5-4 saat öyle geçiyor. Oturarak, düşünerek...
Tekrar karnımızın acıktığını fark ediyorum. Çantadan iki konserve daha alıp yiyoruz. Odunumuz bitmek üzere. Bu sefer Yavuz'a odun toplamaya beraber gidelim diyorum. Kabul ediyor.
Bugüne kadar yaptığımız gibi, ağaçlardan dalları kopararak değil, keserek yaparsak daha verimli olacağını düşünüyorum. Katlanır kürek ve testere çantamda. Çantama uzanıyorum. Bu arada Yavuz'a da kendi çantasını alması gerektiğini söyleyip onu yolluyorum. Çantamın içindeki konserveleri ağırlık olmasın diye çıkarıp enkazın içine bırakıyorum. Yaramı kontrol etme ihtiyacı duyuyorum ve sargısını açıyorum. Önceki kadar olmasa da yine iltihap toplamış. Yaranın içindeki bezi çıkarıp yerine yeni sardığım ve solüsyona batırdığım bezi sokuyorum. Sargıyı da yenilerken Yavuz geliyor. Konserveleri yerde gördüğünde neden koyduğumu soruyor ve ben de ağırlık olmaması için diye cevap veriyorum. O da hepsini boşaltıyor. Ne olur ne olmaz diye ikişer adet konserve ve bisküvi alıyoruz yanımıza. Mataralarımıza tekrar kar koyup 15-20 dakika eritiyoruz. Suyu öncekilerden daha çok ısıttık çünkü odun toplama sırasında susuz kalmak istemiyoruz.
Tek kelime etmeden 300 metreyi yürüyüp çamlığa ulaşıyoruz. Çantalarımızı yere bırakıp içinden testerelerimizi çıkarıyoruz ve vakit kaybetmeden işe koyuluyoruz. Dalları kesme sırasında Yavuz benden hızlı davranıyor. Takriben 2-2,5 saat boyunca aynı işlemi yapıp mataralarımızın yarısını içerek dönme kararı alıyoruz. Dönüş üzere yola koyulduktan hemen sonra Yavuz bana enkazı işaret ediyor. gibtir! Enkazdan yoğun siyah duman yükseliyor! Alelacele çantamdaki dürbünü alıyorum. TERÖRiSTLER! Tahminimce dumanı kurtarma ekibinden önce görmüşler ve benzin döküp tamamen yakıyorlar! Hem de içinde sağlık eşyaları ve konservelerimizin olan yeri! -
-
1.
+7klagib türk senaristi amk konserveleri enkazda bırakıyolar sonra enkaz yanıyo.
beyler çok heycanlı ya sadece 2 konserveleri kalmış şans işte *
-
1.
-
15.
+14 -1Yavuz'u karşılıyorum. Odunları inceli kalınlı sıra sıra kesiyoruz. Ardından yaktığım ateşin üstüne koyuyoruz çadır şeklinde, en alta ince kesilenler, en üste kalın kesinlenler geliyor. Bu yöntem, onların neminin gitmesini sağlıyor. 2 gündür yemek yemediğim aklıma şimdi geliyor. Yemek açısından bir sıkıntımız yok. Bizi en az 3 hafta idare eder. Su zaten her yerde.
Bu böyle olmaz. Ateş iyice etkisini gösterince ben ayaklanıyorum. Yavuz'a ince çam dallarından getireceğimi söyleyip oradan ayrılıyorum. Çamlıklara 20-25 dakika içerisinde varıyorum. Dikenli ince dallardan 10 parça alıp yine bata çıka dönüş yoluna çıkıyorum. Gelirken orada bıraktığım sırt çantamı ve tüfeğimi getiriyorum. Bu dayanılmaz bir ağırlık ama başarmalıyım! 20-25 dakika içerisinde varıyorum. Harlı ateşten bir büyük odun alıp enkazın 30-35 metre uzağına koyuyorum ve üstüne iğne yapraklı çam ağacı dallarından bir tanesini atıyorum. Bununla beraber ateşten gri-yeşil tonlarında yoğun duman çıkmaya başlıyor. Bunu devam ettirmeliyim. Bizi arayan ekipler olursa dumanı gördüğü zaman yerimizi kolay tespit ederler.
Tekrar ateşin başına geçiyorum ve getirdiğim çantadaki ton balık konservelerinden iki tane çıkarıyorum, Yavuz ile beraber tek kelime etmeden yiyoruz. Zorla da olsa bitirip arkamıza yaslanıyoruz. Ben Yavuz'u ve kendimi her ihtimale karşı uyutmuyorum hoş zaten uyuyacak halimiz de yok. Yavuz veya ben de beyin kanaması geçiriyor olsak bile bir şey yapamayız ama olsun, sessiz sedasız ölmekten iyidir. -
-
1.
0Hızlı yaz aq
-
1.
-
16.
+14yine güzel bir hikaye
-
-
1.
-4üstte görünsün diye yazıyom
panpa bunun da filmini yaparlar hikaye tutarsa patenti al amk -
- 1.
-
2.
+4 -3güzel zütünden uydurmuş
-
3.
0Reelmi panpa
-
4.
0muhsin yazıcıoğlu v2
diğerleri 2 -
1.
-
17.
+13 -1
BU HiKAYE KESiNLiKLE NE ALINTI NE DE ÇALINTIDIR
-
-
1.
0Rez panpa devam
-
2.
0şukuyu hakkettin
-
1.
-
18.
+13Geceyi ateşle geçiyoruz. Uzaktan kurt ulumaları geliyor. Gece olduğu için duman yapmaya gerek yok. Sadece dışarıya ateş yakıyoruz.
Sabah oluyor. Gün ışımaya başlayınca Yavuz'u odun için gönderiyorum. O yavaşça uzaklaşırken ben de bacağımdaki bezi değiştirmek üzere sargıyı açıyorum. Yine o lanet koku. Çıkardığım bezi öncekinin yerine atıyorum. Tekrar bir bez koparıp rulo yapıyor, solüsyona batırıyorum. Batırdığım bezi 2 saniye kadar sallayıp solusyonun fazlasını dışarıya damlatmasını sağlıyorum. Tekrar yaraya sokuyor ve üstünü sarıyorum. Mataramdaki su bittiği için yerden kar alıp içine koyuyorum ve tavandan sarkıttığım ipe asıyorum. Yavaş yavaş eriyecek. Ben suyun erimesini beklerken Yavuz geliyor ve ilk işim duman yapmak oluyor. Yine aynı şekilde odunları kesip üçgen şeklinde enkazın içindeki ateşin etrafına diziyoruz. Birer tane daha konserve açarak yemeye çalışıyoruz zira iştahımız yok. Susuzluk ve açlık kan akışını zayıflatır ve bu da ÖLÜM DEMEK! Konserveleri bitirince asılı olan mataramı alıyor, birkaç yudum içtikten sonra ateşin yanına koyuyorum. Yavuz da aynı şekilde ipe asıyor kendi matarasını.
Her saat umudumuz daha da azalıyor. Ne olur ne olmaz diye tüfeğimi, tabancamı ve şarjörlerimi kontrol ediyorum. Her şeye hazırlıklı olmalıyız! -
19.
+11 -1Beyler başım çatlıyor. Ağrı kesiciyi falan sevmem. Yerlerinizi alın başlığı kaybetmemek için. Geçerse 20-25 dakikaya buradayım. Olmazsa yarın devam edeceğim.
-
20.
+12Deve taku gibi trend kokuyo
-
-
1.
0Hahaha deve taku ne dıbını sıktıgım guluyorum
-
1.
başlık yok! burası bom boş!