+6
Hava aydınlanalı 3-4 saat olmuştu. Hep gri olan havaya bir de sis eklenince kayda değer bir aydınlanma olmamıştı. Hoş, olsaydı bile dışarıya zaten çıkamayacaktık. Dışarıya çıkmak demek gereksiz hareket demekti ve bu da açlığı getirirdi. Olduğumuz yerde yatmaya devam ediyorduk. 1,5-2 saat geçtikten sonra çadırımızdan çıktık. Artık günde bir konserve yiyeceğimiz için sadece oğleden sonra yapıyorduk o tek öğünü. Çıkardık hepsini bir çırpıda yedik. Karnımız az da olsa doymuştu. Tekrar girdik çadıra. Akşam yine doğrulup bisküvilerimizin yarısını yedik. Bu bizi susatmıştı. Suyumuzu idareli kullanmalıydık. Çok şükür montumuzun içine koyduğumuz mataralardeki su donmamıştı. Birkaç yudum içtik ve ardından uzandık. Bugünü de böyle bitirmiştik.
_________________________________________________________________________
Ertesi gün yine gün ışıyordu. Yata yata sıkılmıştık. Acıkacağımızı bile bile kalkıp hafif tempo koştuk 30 dakika kadar. Bu bize iyi gelmişti. Çadıra gidip son konservelerimizi de yedik. Artık yalnızca ikimizde de 1,5 paket bisküvi kalmıştı. Suyumuzu da o hararetle içtiğimiz için tükenmişti. Artık tehlikenin kısmen de olsa geçmiş olduğuna kanaat getirdik. Hava daha çok kararmadan biraz daha odun toplamalıydık. Alçaktaki tüm dalları kestik. Ama artık ateş yakmak için tutuşturacak bir süngerimiz yoktu. Aklıma çantam geldi. Evet. Çantamın boşalan yiyecek kısmının cebini kestim. ince ince şerit şeklinde bıçakla parçalara ayırdım. Yapabildiğim yerleri ipliklerine kadar parçaladım. Sonra bir ağacın gövdesini oydum bıçağımla. içinden irice bir parça çıkardım. Sonra o parçayı ince ince doğradım. Olmuşlardı. Bunlar bildiğiniz çıraydı.
Çadırın ağzınan 15-17 metre mesafesine yaptığım çıralardan birkaç tane, üstüne kumaş parçalarını ve ipliklerini, onun da üstüne tekrar birkaç çıra koydum. Sonra daha önce yaptığım gibi içe inceler, dışa kalınlar gelecek şekilde odunları çadır yeklinde yaptım ve fire starter ile altını tutuşturdum. işte olmuştu. Daha da çıramız vardı. Tek yapacağımız gece nöbet tutup ateşi devam ettirmekti.
Pgibolojimiz iyiye gitmiyordu. Arkadaşlarımızı kaybettiğimiz gibi artık küçücük bir tünelde barınıyorduk. Üstümüzdeki baski hissini kaldırmak için memleketimizde, akrabalarımızdan, planlarımızdan, duyduğumuz bildiğimiz komik hikaye ve olayları anlatmaya başladık. Bu biraz daha iyi gelmişti. Bugünü de böyle bitirip çadıra geçtik
Tümünü Göster