havanın kan donduran rüzgarları çıplak tenim de bulunan tüylerimi oksarken aklımda yalnız ölmek vardı .
kendimi kaybetmistim ailemi , dostlarımı hayallerimi okulumu işimi..
ne ara bu hale gelmiştim lan ben .
uyusam bile kafamı koyduğum an gecelerimi zehir eden birkaç karabasan kulağıma kahkahalarla fısıldayıp beni uyandırıyor sonu olmayan düşüncelere itiyordu .
ne yapmam gerekiyordu acaba hayat böyle geçmezdi .
geçmeyecekti de .

Fazla zaman geçmeden bir banka oturdum , parkta bulunan saate baktığımda gördüğüm tek şey zamanın geçmemiş olmasıydı .
Saat 01:37
Karnım gurulduyor çok açım.
Yerden bulduğum bir yarım sigarayı dudaklarımı büzüştürerek aldım .
Markasına bakmadan yaktım ve derin bir nefes ile ciğerlerime çektim .
Parkta bir tur attıktan sonra otoparka girdim lavoboya gidip el kurutma cihazı ile ellerimi ısıttım.

Ellerimi yanaklarıma değdirdim ve aynaya döndüm .
Gördüğüm ben değildim lan ..
Paçavra .
Sevilmeyen çocuk ..
Dışlanan büyüyünce it , kopuk olduğu tahmin edilen çocuk .
Yine yalnızlığımdan yakınır iken göz yaşım damlayıverdi zemine .
Gözlerimi bile silmeden bir lavoboya girip klozete pantolonumu çıkarmadan oturdum içerisi sıcaktı .

Yani en azından dışarıdan sıcaktı .
Aslında beni bu hale getiren havanın soğukluğu değil insanların soğukluğu .
Kirpikleri mi sildim ayağa kalktım .
Çimenlerde yatmaktan çamur olmus pantolonu ellerimle çırptım.
Birkaç hayal kırıklığı döküldü yalnızca .
Sonra dedim tekrar kirlenecek zaten gittim dışarı .
Üzerime doğru havlayarak gelen köpeği bile iplemedim , yavaş adımlarla yoluma devam ettim .
Bilmediğim , sonu olmayan yoluma

Çok geçmeden ileri doğru yükselen bir rampa fark ettim .
Çıkmaya mecalim yoktu ama yapmam gerekliydi .
Ayaklarım titreye titreye nefesim ak ciğerlerimi hırpalayıp tarumar edene dek yürüdüm.
En sonunda sağ tarafım da bulunan caddeden aşağı doğru yürümeye karar verdim .
Karnım çok açtı ve yürüyecek dermanım yoktu .

Sağ tarafım da ki fırına doğru yürüdüm ekmek isteyecektim .
Bayat ekmek oluyordu atmalarına gerek yoktu ben yerdim hem ziyan olmazdı .
Cesaretimi topladıktan sonra fırına girdim .
Tek kişi gordum sadece .
Bıyıklı kısa boylu kafasında üçgen beyaz fırıncı şapkası olan bir usta vardı diyalog tamamen
Şöyle geçti ; dayı (d) ben (B)

D- buyur yeğenim
B-Amca , karnım çok aç bana bayat ekmek verir misin ? Atacağınız ekmeklerden ..
(Konuşurken sesim titiryordu)
Baştan sona beni süzdükten sonra arkaya doğru ilerledi ve elinde küçük bir süpürge ve maşrapa ile yanıma geldi .
D-yok öyle bedavaya (espriyle karışık) güldü
Hiçbirşey diyemedim ..
Dediği gibi söylediği yerleri temizledim .
Ve bana yuvarlak büyük taze bir köy ekmeği
Bir de dolaptan çıkardığı kolayı elime tutuşturdu

Aslında mutlu olmuştum çıkarak teşekkür ettim .
Travestilerin olduğu caddeden aşağı doğru indim
Beni çoğu zaman gördükleri için dönüp bakmıyorlardı bile bazıları selam bile veriyordu .
Hatta cebimde ki çakmağı bi travestiden almıştım hediye etmişti sağolsun.
Caddenin üstünde bulunan üst geçitten karşıya geçtim en tenha yere gittikten sonra çocuk parkında buldum kendimi .
Çocuk parkının yakınında bulunan duraklardan
Yarım sigaralar toplayıp boş bir pakette topladım
Tam geriye dönecekken bankın üstünde bi ceket buldum .
Etrafıma baktıktan sonra aldım ve üstüme giydim
Siyah yağmurluk gibiydi biraz yıpranmış ama şık birseydi .
Hafif tebessüm ettikten sonra yeni ceketim ile parka girdim.

Elimde bulunan köy ekmeğini ve kolayı sıkıca tuttuktan sonra sağıma soluma baktım .
Burası genel de kavgaların olduğu yerlerdi
Hatta bir arkadaşım (pek muhabbetim yok ama ortak arkadaşımız felan var)
4 yerinden bıçaklanıp öldürdü.
Fakat en tenha yer.
Birisi gelip de kolay kolay yemeğinize sigaranıza iş koymaz .
Bankta oturdum ve karşıdan 2 kişinin geldiğini gördüm .
Hemen ayağa kalktım Suriyeli iki tane arkadaş .
Yanlarına gittim bura da Türklerden çok korkuyorlar beyler ortam tamamen farklı .
Sadece ihtiyacım olanı , birinin elinde bulunan pet şişeyi istedim verdi direk . Selam verip şehrin karanlığına karıştılar ..

Hemen döndüm arkamı şehrin en işlek caddesinden aşağı doğru kayıp , diğer çocuk parkına gittim , büyük yeşillik bir alanın içinde ki çocuk parkıydı.
Çok geçmeden yağmur başlamıştı saat 3 olmuştu karnım açlıktan isyan edercesine bana birşeyler anlatmaya çalışıyordu .
Hemen ıslanmamak için kaydırağın merdivenlerinden yukarı çıkıp oturdum sırtımı plastik delikli levhaya yasladım.
Bir elimde köy ekmeği diğer elimde ise kola .
Sevinerek yemeğimi yedim yarısını da iç cebime koydum , kolayı sağlayamayacağım için hepsini içtim .
Hafif yan tarafa devrilip sağ cebimden sigara paketini çıkardım ve en uzun olan sigarayı bulup yaktım.
Ciğerlerime çektim .
Çektim
Ve bir daha çektim .
En sağ tarafta oturuyordum .
Şehrin tüm yıldızları parlıyordu derken gozume birşey ilişti , kız arkadaşımın "eğer bir gün yanında olmaz isem bu yıldıza bakıyor ve seni düşlüyor olurum , bu bizim yıldızımız olsun " dediğini hatırladım.
Yazmak çok kolay , okumak da öyle ama insanın ne kadar zoruna gittiğini tahmin etmek o kadar değil ..

Sigaramı bitirdikten sonra indim aşağı yağmur dinmişti zaten , paçalarım ıslanmasın diye çimenlere basmamaya çalıştım saat 3:30 olmuştu .
Uykum gelmeye başlamıştı benim de .
En kötü yanı budur sokakta kalmanın insan içinde yatamıyor insan tenha ama çok da tenha olmayan saglam yerler lazım hep .
Yarım saat kadar yer aradım , yağmur yağdığı için her yer ıslak .
En sonunda devlet hastahanesine gittim .
Bu anlattıklarım hayat bile kurtarabilir .
Terminale de gidebilirsiniz .
Devlet hastahanesi hasta bekleme alanının dışında ufak pek kimsenin uğramadığı bir yer buldum .
2 sandalye yanyana koymuşlar
Montumu çıkarıp başımın altına koydum.
Ve yattım .

Çok geçmeden uyandım ve saate baktım 8:26
Fazla uyumamışım ama o günü kurtarır elbet
Hemen şehrin merkezine indim birkaç kişiden sigara istedim ve standart paketime depoladım.
Akşam olana kadar şehir merkezinde gezdim suriyelilerden haraç aldım .
Gün sonunda 32 lira para 1 paket de sigara çıktı .
Her zaman ki banka oturdum ve paraları sayıyorum o ara .
Hava kararmış .
Yaktım bir sigara kimsecikler yok etrafta .
Derken karşıdan birisi dümdüz yanıma doğru yürümeye başladı .parayı direk cebime koydum sigara paketini sağ tarafıma aldım tam yerimden kalkıyorken şu sesi duydum.
\"Otur otur\"
Adamın kalın bir sesi vardı ama sevecen birine benziyordu biraz da çakal gibiydi .
Tekrar oturdum yerime
Ellerimi dizlerime koydum sağ tarafıma oturan adama baktım , oda bir sigara yaktı o arada çakmak istedi , uzattim çakmağı sigarasını yaktı , çakmağı vermeden muhabbet etmek istiyordu .

Eve geçeyim yazacağım

Benim yaşlarım da biriydi beyler , diyalog şöyle geçti
Yabancı (y) ben (B)
Y- Ne yapıyorsun buralarda
B-oturuyorum sen ne yapıyorsun bu saatte
Y-hiç bende oturuyorum
B-hikayeni anlat istersen
Y-ilk sen başla bence benim biraz uzun ama kısa keserim .
B- benim standart anne baba ayrılınca , babam da kaldım babam evlenince de üvey annemle tartıştık evden kovdu beni .
Y- Ne zamandır sokaklardasın
B- 1 hafta oldu olacak
Y- 1 ay kaldığımı biliyorum zordur
B- sonunda ne oldu peki ?
Y- gerçekten bilmek istiyor musun yoksa laf olsun diye mi sordun
B-aslinda laf olsun diye sordum ölüp gideceğiz buralarda işte .

Uzaklara daldi birkaç saniye ve sözüne tekrar başladı .

Y-Seni bir abi var onunla tanıştırmak istiyorum .
Ama ..
B- aması ne
Y-dövüşmeyi biliyor musun
B-sokaklarda yaşayan birine sorulacak soru mu bu
Y-Sen de haklısın
B-ama niye sordun ki bunu
Y-şimdi burda bahsetmek olmaz
B- nerde ne zaman bahsedeceğiz
Y- saat gece 3:00 de kum sahanın arkasinda bulunan arsaya gel .
B- böbrekler paket mi olsun (gülerek)
Y- (aynı samimiyet ile güldü ) bana güvenmen gerek
B- eğer gelirsem seni nasıl bulurum .
Y- ismim poyraz kime sorsan söyler .
B- beyazznigga benim de .

Fazla durmadan saate baktı ve koşar adımlar ile uzaklaştı .

Arkasından baktım ve sigara paketimden bir tane çıkardım.
Çakmağı alacaktım yok .
Ulan adam bizi ayakta kekledi .
Bu ufak bi iş atma olsa da karşı tarafın ne kadar çakal olduğunu anlatır.
30 lira civarında param vardı ve yarın dediği yere gidecektim .
Ne yapmam gerekiyor bilmiyordum.
Çimenlere uzanmıştım o gün hala anımsarım
Yorgunluktan uyuya kalmıştım.
Sabah 6 fıskiyelerinin üstümü sırılsıklam etmesi ile uyandım .
Bir yandan sövüp bir yandan sabahın saat 6sında deliler gibi kendi kendime gülüyordum.
Koşturarak otoparka girdim ve el kurutma cihazı ile saçlarımı ve hırkamı kuruttum .

Saat gece 2 ye kadar iyice dinlendim param ile ekmek alıp yedikten sonra söylediği yere doğru yürümeye başladım hava karanlıktı .
Sağ tarafım da diğer evsizleri konuk eden , misafirperver bir o kadar da yıkık terk edilmiş gecekondular .
Bazılarının girmeye korktuğu sokaklar . Hayatım buralarda geçiyordu .
Saat 3 e kadar bir banka oturdum ve sigara paketimden yarım içilmiş parliament çıkardım .
Çakmağımın olmadığını anımsadım, hemen bankta oturan genç grubundan çakmak istedim .
Uzun boylu yapılı olan çakmağı verdikten sonra beni baştan sona süzdü .
"Dolu mu o sigara "dedi.
"Hayır " dedim.
Diyalog şöyle başladı
(Y)-yabanci
(B)-ben
Y-emin misin
B- kendi sigaram dimi biliyorum.
(Yekten ters yapmaz isen direk dikerler adamı haberiniz olsun)
Y- ver bakayım bi
Duymamazlıktan geldim hızlıca yürüdüm arkamdan koşturmaya başladılar .
Ama bu şehrin sokaklarını ezbere biliyorum şansları yok denecek kadar azdı.

Ulan alt tarafı çakmak istedik a.k çocukları esrar içicem zannetiler , gerçi bunların asil amacı olay çıkarmak .
Arkamdan bağrınan çocuğun yanında ki genç beni arabanın arkasında gördü , ve koşmaya başladı hemen 1,5 metre yükseklikte olan demir çitten atladım.
Ve önüm de mahsunu gördüm.
Mahsun benim arkadaş her gece neredeyse torba tutar üstelik methin torbasını tutuyor cebinde ki parayı siz hesap edin .
Çocuklar bir araya gelip baktılar.
Mahsun ' u görünce paşa paşa yollarına devam ettiler .
Saate baktım 3 olmuş mahsun 'a selam verip hızlıca arsaya doğru koşmaya başladım ..

Dediği arsaya girdim tamamen tenha ve zifiri karanlıktı .
Ardından omzumda korku filmi sahnelerinde ki gibi bi el hissettim .
Arkamı döndüm ve poyraz.
P- hoşgeldin (gülümseyerek)
B- hoş bulduk
P-simdi diyorsun bura da be yapılır diye beni takip et .
Hiçbirşey demeden dediğini yaptım.
Bir yola girdik artık beyler yapacak birşey yok ..
Arsanın içinde yıkık dökük bir ev vardı evin içine girdik aşağı doğru kiler gibi bir yere açılan merdiven gordum.
Biraz tereddüt ettiğimi fark etti .
P- güven bana be olum adam kesmiyoruz eğleneceksin emin ol .
Tedirgin bir ifade ile güldüm
Paslı merdiven korkuluklarına tutunarak assagi indim ve karşılaştığım sesler başka bir dünyaya açılırcasına kulaklarımı tırmaladı.
At eti mi kesiyor bunlar diye dusundum a.k

Çok geçmeden tezahürat sesleri duydum .
Evet beyler .
içeride ne görsem iyi ?
Büyük bir kafes ve para için kıyasıya dövüşen insanlar .
Zemin de kurumuş kan ve kan lekeli havlular.
Hayatımın dönüm noktası buraydı lan.
içerisi çok kalabalıktı .
Tıpkı filmlerde ki gibiydi
Kafes biraz dandik ama hâlâ saglam duruyordu.
P-burasi yer altı dövüş alanı mücadeleleri ayarlayan kişi benim .
Evet beyler doğru söylüyordu .
Tüylerim diken diken olmuştu
Bu adam sadist bi pislik miydi yoksa ekmek parası için mi çırpınıyordu.