1. 8751.
    0
    moderatör olmasi gereken bencokayriliklaryasadim burada nelerle ugrasiyor. potansiyelini degerlendiremedin adamim artik oturman gereken koltukta 2.NESILLER OTURUYOR YAKINDA 3.NESILLER OTURACAK
    ···
  2. 8752.
    0
    inci giber
    ···
  3. 8753.
    0
    hasgibtir lan 1 milyonu nası görecen fakir bin
    ···
  4. 8754.
    0
    inci giber
    ···
  5. 8755.
    0
    http://sphotos.ak.fbcdn.n...6633_222774_2705730_n.jpg
    ···
  6. 8756.
    0
    inci giber
    ···
  7. 8757.
    0
    @1 ulan amcık seni sürekli takip ediyorum evet ediyorum dıbına koyim var mı belki zütün kalktı onun da farkındayım ama güzel ve mantıklı yazdığın için değil dıbına koyim, bakayım bugün bu anasına çullandığım bin başka ne saçmalıklar yapmış diye bakıyorum. lan dıbına kodumun mandalı rekor denemesi yapıyorsan bize ne lan? yok yani amaç ne abi? saldırı değil birşey değil! şuursuz hareketler! gibtir git bi dıbını yediğim ya lütfen. ayrıca beynini gibeyim senin sen buraya değil 1 milyon 200 bin entry gir benden de sana tüm entrylerine şuku! mal bir kere o başlık kasar gıdığını gibtiğim kafan basmıyor mu?
    ···
  8. 8758.
    0
    malsın
    ···
  9. 8759.
    0
    inci giber
    ···
  10. 8760.
    0
    inci hoplatır
    ···
  11. 8761.
    0
    agdhfjgjdghfffffffffffffffffffffffffffffff
    ···
  12. 8762.
    0
    inci giber
    ···
  13. 8763.
    0
    geçmişlerinin birleştirilmesini sağlayın.
    Bir elektromanyetik spektrumun çizimi

    Elektromanyetik ışın veya elektromanyetik radyasyon, atomlardan çeşitli şekillerde ortaya çıkan enerji türleri ve bunların yayılma şekillerine verilen addır. içinde X ve γ ışınlarının ve görülebilir ışığın da bulunduğu ışımalar, dalga boyları ve frekanslarına göre elektromanyetik spektrumu oluştururlar.

    Bu spektrumun bir ucunda dalga boyları en büyük, enerjileri ve frekansları ise en küçük olan radyo dalgaları bulunur. Diğer ucunda ise; dalga boyları çok küçük, fakat enerji ve frekansları büyük olan X ve γ ışınları bulunur.

    Işığın parçacık teoremine göre elektromanyetik ışımanın da en küçük birimi fotondur. Fotonların kütlesiz olduğu ve boşlukta ışık hızında enerji paketleri şeklinde yayıldığı kabul edilir.

    Görülebilir ışık için geçerli olan bütün fizik kuralları tüm elektromanyetik ışımalar için de geçerlidir.

    Elektromanyetik ışımaların ortak özellikleri şunlardır;

    1. Boşlukta düz bir doğrultuda yayılırlar.
    2. Hızları ışık hızına (yaklaşık 300.000 km/sn) eşittir.
    3. Geçtikleri ortama; frekanslarıyla doğru orantılı, dalga boylarıyla ters orantılı olmak üzere enerji aktarırlar
    4. Enerjileri; maddeyi geçerken, yutulma ve saçılma nedeniyle azalır, boşlukta ise uzaklığın karesiyle ters orantılı olrak azalır.

    Elektromanyetik radyasyonlar, sinüsoidal yayılım yaparlar. Sinüsoidal yayılımı anlayabilmek için, dalga modelini incelemek gerekir. Elektromanyetik dalgaların elektriksel ve manyetik güçleri birbirine dik ve eş zamanlı olarak salınım yaparlar.

    Sinüsoidal yayılımdaki hız, frekans ve dalga boyu parametreleri fotonun yayılımını açıklamaktadır. Dalga yüksekliğinin (genlik veya amplitüd) burada diğer parametrelerle bir ilişkisi yoktur.

    Hız; dalga boyu (λ) ile frekansın (f) çarpımına eşittir.

    Elekromanyetik radyasyonların hızları, ışık hızına eşittir. Bu nedenle formül "c" (ışık hızı) ile gösterilmektedir.

    c=lambda *f ,

    Işığın yayılım alanına dikey birim alandan birim sürede geçen enerji miktarına ışık şiddeti adı verilir ve bu nicelik uzaklıktan bağımsızdır. Nokta ışık kaynağından yayılan elektromanyetik radyasyonların enerjileri, uzaklığın karesi ile azalır.

    I1/I2=(d1/d2)^2 ,

    Bu formüle göre ışık kaynağına 2x uzaklıkta ışığın aydınlanma şiddeti, x uzaklığına göre 4 kat azalır.

    Foton ışık hızı ile hareket ederler ve enerjileri frekensları ile doğru orantılıdır. Enerjileri;

    E=h*f ,

    denklemiyle gösterilebilir. Burada E; fotonun enerjisi, h; Planck sabiti (4,13x10-18 keVsn), f; frekası gösterir. Bu denklem daha önce verilen c = λ x f denklemiyle birleştirilirse,

    E=h*c/lambda Longrightarrow 12.4/lambda

    denklemi elde olunur.

    Tanısal amaçlı X ışını fotonlarının enerjileri 100keV, dalga boyları 10-2 nm. frekansları 1019 Hz civarındadır.

    Elektromanyetik radyasyonların madde ile etkileşimini dalga boyları belirler. Dalga boyları metreleri bulan radyo dalgaları, radyo anteyleriyle alınabilir. Mikrodalgaların dalga boyları santimetrelerle belirtilir. Görülebilir ışığın dalga boyu, görme hücrelerini (rod ve cone) etkileyecek boyuttadır. Ultraviyole ışık, X ışını ise atom ve subatomik parçacıklarla etkileşir.

    Eklektromanyetik spekturumun algılayabileceğimiz bölümü olan görülebilir ışık, spektrumun çok dar bir bölümünü oluşturur. Görülebilir ışığın, bir uçta kısa uzun dalga boyu olan kırmızı radyasyona uzanan bir renk spektrumu vardır. Elektromanyetik spektrumda görülebilir ışığa yakın yerleşen morötesi ve kızılötesi radyasyonlar insan gözüyle görülmezler fakat fotografik emülsiyon ve benzeri diğer yöntemlerle saptanabilirler.

    Görülebilir ışığın madde ile etkileşimi x ışınından farklıdır. Görülebilir ışık fotonu maddeye çarptığında madde uyarılır ve foton, maddenin moleküler yapısına göre değişen diğer bir ışık fotonu şeklinde yansıtılır. Bir madde, günışığında eğer kırmızı görülüyorsa, bu madde gün ışığındaki kırmızı dışında tüm görülebilir ışık fotonlarını absorbe eder, yalınca uzun dalga boylu olan kırmızı ışığı tekrar yayar.

    Görülebilir ışığın ve dolayısyla elektromanyetik radyasyonların birçok özellikleri, yukarıda da belirtildiği gibi dalga modeliyle açıklanabilmiştir.

    Yapay dalgalarla yapılan deneylerde elektromanyetik radyasyonların; yansıma (refleksiyon), emilim (absorbsiyon) ve maddeyi geçebilme (transmisyon) gibi özellikleri gösterilebilmektedir.

    Görülebilir ışığı geçiren maddeler saydam (transparent), yarı geçirgen maddeler translusent, geçirmeyen maddeler ise opak olarak adlandırılır. Radyoloji pratiğinde kullanılan tanısal amaçlı x-ışınını fazla geçiren vücut yapıları (akciğerler, yağ dokusu gibi) radyolusent, az geçiren vücut yapıları (kemik, kalsifikasyon gibi) ise radyoopaktır.
    ilgili başlıklar [değiştir]

    * Gama ışınları

    " http://tr.wikipedia.org/w..._%C4%B1%C5%9F%C4%B1n" ; adresinden alındı.
    Sayfa kategorileri: Vikipedi:Çift madde | Elektromıknatıssal ışınım
    Tümünü Göster
    ···
  14. 8764.
    0
    Device-identifier
    ···
  15. 8765.
    0
    inci giber
    ···
  16. 8766.
    0
    (ciks sayfasından yönlendirildi)
    Git ve: kullan, ara
    Bu madde yarı korumaya alınmıştır. Korumayla vandalizmin önlenmesi amaçlanmaktadır.
    'Uyarılmış bir erkeğin ve kadının cinsel birleşmesi (1492) Leonardo da Vinci'nin anatomi çalışmaları sırasında çizdiği bir resim

    Cinsel ilişki, sevişme veya ciks, insanların üreme şeklidir. insanoğlunun soyunun devdıbını sağlamakla birlikte, sırf cinsel tatmin için de uygulanır.

    Cinsel birleşme, ereksiyon olmuş penisin, vajinaya girmesi ile partnerlerden birinin kalçalarını vajina içerisinde sürtünmeyi sağlaması için, genelde penisin tamdıbını dışarı çıkartmadan ileri-geri hareket ettirmesi ile gerçekleşir. Bu yolla çiftler kendilerini ve birbirlerini, çoğunlukla orgazm ve ejekülasyon (boşalma) gerçekleşene kadar uyarırlar. Sertleşmiş penisin vajina içine girmesi olayı ayrıca intromisyon olarak da adlandırılır.
    Konu başlıkları
    [gizle]

    * 1 Üreme
    * 2 Cinsel ilişkinin diğer amaçları
    * 3 Cinsel ilişkiye engel etkenler
    * 4 Cinsel etik ve yasalar
    * 5 Dinlerin cinselliğe bakışı
    o 5.1 Budizm
    o 5.2 Hıristiyanlık
    o 5.3 Hinduizm
    o 5.4 islam
    o 5.5 Musevîlik
    * 6 Kaynaklar
    * 7 Ayrıca bakınız

    Üreme
    Köpek Stili

    Cinsel birleşme insan soyunun üremesinin temel metodudur. Genelde erkekte orgazm ile aynı anda gerçekleşen boşalma işlemi ile birlikte, sperm ya da spermatozoit adları ile bilinen erkek gametlerini içeren meni, ilgili adalelerin kasılması ile vajinanın içine bırakılır. Buraya boşaltılan spermlerin bir sonraki rotası sırasıyla rahim ağzı, uterus (rahim) ve son olarak da fallop tüpleridir. Her bir boşalma ile birlikte, döllenme şansının yüksek olması için milyonlarca sperm hücresi ortaya çıkar. Kadının orgazm olup olmaması gebe kalmak için bir zorunluluk değil ise de, erkeğin boşalması sırasında ya da sonrasında kadının da orgazm olması ile dişi cinsel organının geçici küçülmesi, vajina içerisine boşaltılmış olan spermlerin fallop tüplerine ulaşmasını hızlandırarak gebeliğe yardımcı olur. Eğer fallop tüplerinde verimli bir yumurta hücresi var ise, erkeğin gametleri ile birleşir ve döllenmenin gerçekleşmesi ile sonuçlanır. Döllenmiş yumurta hücresi uterusa ulaştığında ise rahimin içyüzeyine tutunur ve gebelik başlamış olur. Kısır olmayan bireylerin gerçekleştirdiği birleşmelerin, doğum kontrol yöntemleri kullanılmadığı sürece gebelik ile sonuçlanması beklenir.
    Cinsel ilişkinin diğer amaçları
    Bazı ciksologlar bu yöntemin her iki tarafa da en çok haz veren yöntem olduğunu öne sürer[kaynak belirtilmeli]

    insanlar, yunuslar[kaynak belirtilmeli] ve bonobolar[kaynak belirtilmeli] cinsel ilişkiye sadece üreme amacı ile girmezler. Cinsel zevk ve tatmin genelde bu ilişkilerin ana nedenidir. Bu nedenle dişi yumurtlama yeteneğini kaybetmiş ya da hiç sahip değilse bile bu çiftlerin ilişkiye girmesine engel değildir. insanlar da, yunuslar da, bonobolar da, grup hâlinde sürdürdükleri yaşam bireysel olarak yapabileceklerinden çok daha başarılı olan sosyal ve zeki varlıklardır. Bu canlılarda ciksin yapılış amacı üremeden çok bazı sosyal ihtiyaçlar ile bazı diğer kişisel gereksinimlerdir. ciks daha geniş sosyal yapılar oluşturmak ve sosyal hayatta bir yere sahip olmak için bireyler arasındaki samimiyet bağını güçlendirir.

    Birçok araştırmacı, ciksin insan yaşamında üç önemli avantajı olduğunu düşünür: üreme, gönül bağının kuvvetlenmesi ve eğlence. [1] 20. yüzyıl ortalarında başlayarak doğum kontrol yöntemlerinin gelişmesi ile insanlar bu üç ögenin ayrımını daha kolay yapabilir hâle gelmişleridir. Örneğin korundukları hâlde ilişkiye girmekte olan yeni evli bir çiftin amacı sadece cinsel tatmin değil, aynı zamanda da ilişkilerini sağlamlaştırmak, aralarındaki güven duygusunu arttırarak gelecekte bir çocuk sahibi olmaya ön hazırlık yapmaktır.[kaynak belirtilmeli]
    Cinsel ilişkiye engel etkenler
    Cinsel birleşmelerde en sık tercih edilen yöntem: Misyoner metodu

    Cinsel ilişki sırasında penisin uyarılması, klitorisin vajinanın tam olarak neresinde bulunduğunu ve boyutuna bağlı olarak, vajinanınkinden çok daha yüksektir. Araştırmalara göre kadınların %70'i ya hiç orgazm olamadıklarını ya da çok nadir olduklarını belirtirler. [2] Yine araştırmalara göre kadınların birçoğu ilişki sırasında uyarılmalarına rağmen orgazm olmak için dış yöntemlere başvururlar. Cehâlet ya da önemsememezlik kadınların orgazm olamamasının ana sebeplerindendir. Orgazm olamama durumu, cinsel uyarının sağlanmasına rağmen, tam doyuma ulaşılamaması durumudur. Bu sendrom, kadınlarda, erkeklere oranla çok daha yaygındır. Bu durum bir takım pgibolojik rahatsızlıklardan ya da partnerin kimliğine bağlı olarak ilişkiye karşı isteksizlikten kaynaklanabilir. Partnerini cinsel doyuma ulaştırması gerektiği düşüncesi ve ona yeterli gelememesi endişesi bu sorunu daha da büyütebilir. ilişki sırasında orgazm olamama sorununa karşı mastürbasyon kadınların vücutlarını keşfetmeleri için iyi bir yöntemdir. Bir partnerin yokluğu, bireyin performans ekgibliği ve hatâ yapma endişesini ortadan kaldırarak eğlenmesine ve rahatlamasına yardımcı olur. iyi iletişim ve sabır bir bayanın orgazm olamaması sorununu çözebilmesi için gerekli olan faktörlerdendir. Birçok kadın orgazm olamamanın bir sorun olduğunu bilmelerine rağmen, hayatlarında hiç orgazm olamamış, bunun bir sorun olup olmadığını bile bilmeyenler de vardır.

    Halk arasında iktidarsızlık veya cinsel güç yetersizliği ve tıpta ereksiyon bozukluğu olarak adlandırılan rahatsızlık, bazı pgibolojik ya da fizyolojik sağlık sorunlarından dolayı ereksiyon olamama durumudur. Bu durum Viagra(Sildenafil), Cialis(Tadalafil) ve Levitra(Vardenafil) gibi reçete ile satılan bazı ilâçlar ile kısmen ve geçici olarak çözülebilir. Yine de doktorlar bu tip ilâçların lüzumsuz kullanımlarına karşı uyarılar yapmaktadır. Cinsel güç arttırıcı ilâçlar genel olarak yüksek kalp krizi riskini beraberinde getirir. Bunun ile birlikte doktorlar sorunları ilâç kullanarak etkisiz hâle getirme işlemlerinin, meseleyi sadece maskelediğini ve altında yatan problemleri asla çözmediğini açıklarlar.

    Erkeklerde, cinsel güç yetersizliğinden de çok rastlanan bir başka problem ise erken boşalmadır. Amerikan Üroloji Örgütü (AUO)'ne göre erken boşalma problemi erkeklerin %27'si ilâ 34'ünü etkilemektedir. Erken boşalma her ne kadar bir cinsel problem veya yetersizlik gibi görülse de bir problem olmayıp bir cinsel uyumsuzluktur. Bundan başka kadınlarda alt karın kaslarının istemdışı şekilde kasılarak, ilişkiyi sıkıntılı, ağrılı ve bazen de imkânsız hâle getiren Vajinismus ve farklı sebeplerden meydana çıkabilen Dyspareunia sık sık görülen cinsel sorunlardır.
    Cinsel etik ve yasalar

    Birtakım cinsel aktivite ve fantaziler pek çok toplumda tabu olarak yerleşse de, cinsel birleşme insanoğlunun neslinin devdıbını sağladığı için gerek kültürel gerek ise dinî açıdan -birkaç istisnâ dışında- yasak kabul edilmemiştir.

    Cinsel birleşmeye müdahâle eden kültürlerin birçoğu doğal olarak tükenmiş ve birkaç istisnâ dışında ayakta durmamaktadır. Kendilerine Shakers adını veren, Hıristiyanlık'ın bir mezhebi olan bir grup doğuma ve cinsel ilişkiye izin vermez.[kaynak belirtilmeli] Günümüzde dışarıdan katılmalar ile birkaç yandaşı bulunan bu oluşumun felsefesine göre eğer bir şekilde çocuk yapıldıysa, çocuk 21 yaşına geldiğinde, tarikattan çıkıp bir yuva mı kurmak istediği, yoksa kalarak hayatına aciksüel olarak mı yaşamak istediği sorulur, bireyin hür irâdesi ile verdiği cevaba göre eğer gitmeyi seçerse kişiye karışılmaz.

    Dinlerin ya da kültürlerin cinsellik ve cinsel birleşme ile ilgili olgulara ayıp ya da uygun damgasını vurmuş olması tarih boyunca hemen her toplumda görülmüş bir olaydır. Bu kısıtlamalardan çoğu genelde;

    * Evlilik öncesi yapılan ilişki (Zina)
    * Taraflardan en az birinin evli olduğu fakat arada nikâh olmadan yapılan ilişki (Aldatma)
    * Birinci ya da ikinci dereceden (ebeveynler, kardeşler, evlâtlar, torunlar ve yeğenler gibi... ) akrabalar ile yapılan ilişki (Ensest)
    * Cinselliği anlamlandıramayacak kadar küçük yaştaki insanlarla yapılan ilişki (pid0fili)

    islam ve Yahudilik gibi bazı dinler ise kadınların özel günleri boyunca kadınlar ile ilişkiye girmeyi yasaklamıştır ve bu periyot boyunca kocaların karılarına karşı cinsel temasta bulunmamaları beklenir. inançlar yönünün dışında bu günlerde ilişkiye girilecekse de hijyen kurallarına dikkat edilmelidir, zira bu günlerdeki ilişkilerde birçok mikrobun üremesine müsait bir ortam bulunmaktadır.

    Birçok ülkede evlenme ve cinsel ilişkiye girme inisiyatifinin kişinin özgür iradesine bırakılması yaşı yasalar ile belirlenmiştir. Genel olarak 13 ilâ 18 arasında olan bu yaş sınırının öncesinde veya sonrasında karşıdaki kişinin izni olmaksızın ilişkiye girilmesi, ırza geçme ya da tecavüz olarak adlandırılır ve birçok ülkede ciddi suçlar kapsdıbına girer.
    Dinlerin cinselliğe bakışı
    Budizm
    Kama sutra
    Tümünü Göster
    ···
  17. 8767.
    0
    inci giber
    ···
  18. 8768.
    0
    inci giber
    ···
  19. 8769.
    0
    inci giber
    ···
  20. 8770.
    0
    Karl Heinrich Marx (okunuşu: Karl Haynrih Marks) (5 Mayıs 1818 Trier - 14 Mart 1883 Londra) 19. yüzyılda yaşamış filozof, politik ekonomist ve devrimci. Komünizmin kuramsal kurucusudur. Birçok politik ve sosyal konuda fikri olmakla beraber, en çok Komünist Manifesto'nun (1848) giriş cümlesinde özetlediği tarih analiziyle tanınır: "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir."[1] Marx, bütün sınıflı toplumlarda olduğu gibi kapitalizmin de kendini yok etmeye yol açacak içsel dinamikler barındırdığına inanırdı; onun düşüncesine göre, nasıl ki kapitalizm eskimiş feodalizmin yerini aldıysa, sınıfsız bir toplum olan komünizm de "devletin proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olmadığı" siyasal geçiş sürecinden sonra onun yerini alacaktır.[2]

    Marx, sosyoekonomik değişimlere belirli bir tarihsel zorunluluk perspektifinden bakardı; ona göre kapitalizm, yapısal durumunun dinamiği ve çatışması sonucu yerini komünizme kesin olarak bırakacaktır:
    « Modern sanayinin gelişmesi, burjuvazinin ayaklarının altından bizzat ürünleri ona dayanarak ürettiği ve mülk edindiği temeli çeker alır. Şu halde, burjuvazinin ürettiği, her şeyden önce, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proletaryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır. »

    (Komünist Manifesto [3])

    Marx, bu değişimin organize bir devrimci hareketle geleceğini düşünür; bu değişim, ancak uluslararası işçi sınıfının birleşik hareketiyle meydana gelecektir: "Bize göre komünizm, ne yaratılması gereken bir durum, ne de gerçeğin ona uydurulmak zorunda olacağı bir ülküdür. Biz, bugünkü duruma son verecek gerçek harekete komünizm diyoruz. Bu hareketin koşulları, şu anda varolan öncüllerden doğarlar." (- Alman ideolojisi)

    Marx yaşadığı dönemde dünya çapında ünlü bir isim sayılmasa da, ölümünden kısa bir süre sonra düşünceleri dünya işçi hareketine yön vermiştir. Marksist Bolşeviklerin Rusya'da Ekim Devrimi'ni gerçekleştirmesi bunun en büyük örneğidir. 20. yüzyılda dünyada Marksist düşünce hemen hemen bütün ülkelerde taraftar bulmuştur. Marksizm, akademik ve politik çevrelerde en çok tartışılmış konulardandır.
    imzası
    Konu başlıkları
    [gizle]

    * 1 Yaşamı
    o 1.1 Eğitimi
    o 1.2 Marx ve Hegelciler
    o 1.3 Londra
    o 1.4 Aile hayatı
    o 1.5 Ölümü
    * 2 Marx'ın görüşleri
    o 2.1 Marx'ın felsefesi
    o 2.2 Tarih anlayışı
    o 2.3 Politik ekonomi
    * 3 Marx'ın etkilendikleri
    * 4 Marx'ın etkisi
    * 5 Marx'a dönüş
    * 6 Eleştiriler
    * 7 Çeşitli fotoğraflar
    * 8 Dipnotlar
    * 9 Eserleri
    * 10 Ayrıca bakınız
    * 11 Dış bağlantılar
    o 11.1 Biyografileri

    Yaşamı [değiştir]
    Karl Marx,1839,çizim.

    Prusya Krallığı'na bağlı Trier kentinde yedi çocuklu Yahudi bir ailenin üçüncü çocuğu olarak Karl Heinrich Marx adıyla dünyaya geldi. Babası Heinrich (1777–1838) Aydınlanma düşünürleri Voltaire ve Rousseau'ya hayrandı. Prusya makamları, bir Yahudi'ye hukuk diploması vermeyeceği için Prusya'nın resmi inancı olan Lüterciliği seçti, Hıristiyan oldu. Annesinin ismi Henrietta (1788–1863), kardeşlerinin isimleri Sophie, Hermann, Henriette, Louise, Emilie ve Caroline'dir.
    Eğitimi [değiştir]

    Marx, on üç yaşına kadar evde eğitildi. Gymnasiumdan mezun olduktan sonra, 17 yaşında hukuk okumak için Bonn Üniversitesi'ne kaydoldu. Marx'ın edebiyat ve felsefe okuma isteği babasının gelecekte kendisine ekonomik anlamda bakamayacağı gerekçesiyle reddedildi. Sonraki sene babası tarafından daha saygın bir üniversite olan Berlin'deki Friedrich-Wilhelms Üniversitesi'ne yollandı. Bu dönemde Marx birçok şiir ve hayat hakkında deneme yazmıştır, bu yazılarda üniversitedeki Genç Hegelciler'in ateist düşüncesinin de etkisi görülür. 1841'de "Demokritosçu ve Epikürcü Doğa Felsefesi Arasındaki Farklar" isimli teziyle doktorasını verdi.
    Marx ve Hegelciler [değiştir]

    Genç Hegelciler, Ludwig Feuerbach ve Bruno Bauer etrafında toplanmış hocaları Hegel'i eleştiren bir grup felsefeci ve gazeteciden oluşuyordu. Hegel'in metafizik çıkarımlarını eleştirmelerine karşın, teolojik boyutundan koparttıkları diyalektik metodu dini ve politikayı analiz etmekte kullanıyorlardı. Bu grubun bazı üyeleri post-Aristo felsefesi ve post-Hegelci felsefe arasında bir analoji çizer. Bunlardan biri Max Stirner, Feuerbach ve Bauer'i Biricik ve Mülkiyeti (1845, "Der Einzige und sein Eigenthum") isimli kitabıyla eleştirir, bu ateistlerin soyut kavramları somutlaştırarak dindar bir görünüm kazandığını söyler. Bir Feuerbach takipçisi olan Marx, bu kitaptan etkilenerek Feuerbach materyalizmini terk edip, daha sonra epistemolojik kopuş denilecek kırılmaya yaklaşmıştır. Bundan sonra Stirner ve Feuerbach'ı eleştirdiği ve tarihsel materyalizm kavrdıbının temellerini attığı Alman ideolojisini (1846 Die Deutsche Ideologie) yazar, ancak bu kitabı yayımlayamaz.[4]

    Marksizm
    Karl Marx.jpg

    Proletarier aller Länder, vereinigt euch!

    (Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!)

    Marx’ın eserleri
    [göster]

    1844 Elyazmaları (1844)
    Komünist Manifesto (1847-48)
    Das Kapital (I.C 1867, II.C 1885, III.C 1894)
    Gotha Programı'nın Eleştirisi (1875)

    Sosyoloji ve Antropoloji
    [göster]

    Genç Marx • Yabancılaşma

    Sınıf bilinci
    Burjuva • Proletarya
    Meta fetişizmi • Komünizm
    Kültürel hegemonya
    insan doğası • Sömürü
    Sosyalizm • Üretim ilişkileri

    Ekonomi
    [göster]

    Marksist ekonomi-politik

    Üretim araçları
    Üretici güçler • Meta
    Değer yasası • Emek gücü
    Artı emek • Artı değer
    Değişim Değeri ve Kullanım Değeri
    Ücret

    Üretim biçimleri
    Kapitalist üretim tarzı
    Pre-kapitalist üretim biçimleri
    Asya tipi üretim tarzı
    Tarih[göster]

    Emperyalizm • Ateizm
    Sınıf savaşı
    Proletarya diktatörlüğü
    Sermayenin ilkel birikim süreci
    Proletarya devrimi
    Proletarya Enternasyonalizm
    Dünya devrimi • Sürekli devrim
    Felsefe[göster]

    Diyalektik Materyalizm
    Marksist felsefe
    Tarihsel Materyalizm
    Akımlar ve Eğilimler[göster]

    Marksizm-Leninizm
    Sol Komünizm
    Troçkizm • Stalinizm
    Maoculuk
    Marksist hümanizm
    Marksist otonomizm
    Varoluşçu Marksizm
    Yapısalcı Marksizm
    Batı Marksizm
    Post-Marksizm
    Kişiler[göster]

    Karl Marx'ı etkileyenler
    Arthur Schopenhauer
    Georg Wilhelm Friedrich Hegel
    Christian Johann Heinrich Heine
    Ludwig Andreas Feuerbach
    Max Stirner
    Friedrich Engels
    David Ricardo

    Rus Devrimi
    Georgi Plehanov
    Vladimir Lenin
    Julius Martov
    Vissarion Grigorieviç Belinsky
    Aleksandr Ivanoviç Gertsen
    Lev Troçki
    Josef Stalin
    Nikolay Buharin
    Alexei Rykov

    Orta Avrupa
    Karl Kautsky • Ferdinand Lassalle
    Eduard Bernstein • August Bebel
    Willhelm Liebknecht
    Rosa Luxemburg • Karl Liebknecht
    Franz Mehring • Clara Zetkin
    Ernst Thälmann
    Georg Lukács • Karl Korsch

    Avusturya Marksizmi
    Max Adler • Rudolf Hilferding
    Karl Renner • Otto Bauer

    Batı Avrupa v.s
    Georges Sorel • Antonio Labriola
    Antonio Gramsci • Palmiro Togliatti
    José Carlos Mariátegui

    Frankfurt Okulu
    Max Horkheimer • Theodor Adorno
    Herbert Marcuse • Walter Benjamin
    Jürgen Habermas • Axel Honneth

    Louis Althusser • Étienne Balibar
    Nicos Poulantzas • Ernesto Laclau

    Troçkist
    Ernest Mandel • Tony Cliff

    Praxis Okulu

    Gilles Deleuze • Antonio Negri
    Fredric Jameson • Alan Thornett
    Terry Eagleton • Slavoj Žižek
    Perry Anderson

    g • t • d
    Tümünü Göster
    ···